Anasayfa » Dünya » BMGK, TALİBAN’I AFGAN KADINLARINA YÖNELİK YASAKLARI KALDIRMAYA ÇAĞIRDI

BMGK, TALİBAN’I AFGAN KADINLARINA YÖNELİK YASAKLARI KALDIRMAYA ÇAĞIRDI

açıklamada, Taliban’ın kadınların üniversiteye erişimlerini askıya almasından ötürü büyük endişe duyulduğu ifade edildi. Afgan kız çocuklarının altıncı sınıftan sonra okula gitmesini engelleyen kararın kınandığı açıklamada, Afganistan’daki kadın ve kız çocuklarının ülkeye tam, eşit ve anlamlı katılımı talep edildi. Konsey, Taliban’ı okulları yeniden açmaya çağırarak insan hakları ve temel özgürlüklere saygıda “giderek artan bir erozyonu temsil eden” politika ve uygulamaları hızla tersine çevirmeye çağırdı. Afganistan’daki STK’lerde ve uluslararası kuruluşlarda kadınların çalıştırılmasına ilişkin yasağın kaldırılmasını isteyen Konsey, yasağın ülkedeki insani yardım operasyonlarına önemli etkisi olacağını vurguladı. Taliban, 24 Aralık’ta STK’lerin kadın personel çalıştırmasını ikinci bir duyuruya kadar askıya almıştı. Taliban geçici hükümetinin Ekonomi Bakanlığı Sözcüsü Abdurrahman Habib, Bakanlığın söz konusu kararı ülkedeki tüm STK’lere gönderdiğini ve bu karara uyulması gerektiğini söylemişti. Kadın personelin işlerine son vermeyen STK’lerin lisanslarının iptal edileceği kaydedilmişti. Taliban Geçici Hükümetinin Yüksek Öğretim Bakanlığı, 20 Aralık’ta Afganistan’daki tüm kamu ve özel üniversitelere gönderdiği talimatla kız öğrencilerin eğitimlerine ikinci bir duyuruya kadar ara verildiğini duyurmuştu. Taliban’ın geçen yıl 15 Ağustos’ta ülke yönetimine geçmesinin ardından kamu ve özel sektörde çalışan çok sayıda kadın işini kaybetmişti. İç savaşın olumsuz etkileri, küresel ısınma, ekonomik ve sağlık sorunlarıyla boğuşan Afganistan’da, BM ölçülerine göre nüfusun yarısından fazlası bu kışı “3. derece” diye nitelendirilen “akut gıda krizi” ve “4. derece” diye adlandırılan “acil gıda” sorunu yaşayan ülkeler kategorisinde yaşayacak. Nisan ayından bu yana nüfusun yüzde 37’si daha gıda sorunu çekmeye başladı BM ölçülerine göre, 3. derece, ciddi akut gıda beslenme sorunu, 4. derece ise arkasından ölümlerin geleceği aşırı derece ciddi akut gıda sorununun göstergesi olarak biliniyor. BM’de 5. derece ise tam bir kıtlık göstergesi olarak anılıyor. Dünya Gıda Programı’na göre, nisan ayından bu yana nüfusunu yüzde 37’si daha akut gıda güvenliği sıkıntısı yaşayanlar grubuna dahil oldu. Bu gruba yeni dahil olanların arasındaki 3,2 milyon çocuk 5 yaşın altında. Birleşmiş Milletler (BM), Taliban’ın yönetimi ele geçirdiği Afganistan’da nüfusun yarısından fazlasına denk gelen 22,8 milyon kişinin bu kış ciddi gıda güvenliği sıkıntısı yaşayacağı uyarısında bulundu. BM’nin Dünya Gıda Programı ve Dünya Tarım Örgütü, konuyla ilgili bugün ortak bir bildiri yayımladı. Dünya Gıda Programı Direktörü David Beasley, bu bildiride yer alan açıklamasında, “Bu kış, hayat kurtarmak için yardımlarımızı hızlandırmadığımız takdirde, milyonlarca Afgan göç etmekle açlıktan ölmek arasında seçim yapmak zorunda kalacak” diyerek durumun ciddiyetini özetledi. Afganistan için açlık felaketi kapıda Afganistan’daki gıda sorununun Suriye, Yemen, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden daha ciddi ve umutsuz olacağını vurgulayan BM görevlisi, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Afganistan’da şu anda dünyanın en kötü insani felaketlerinden birisi yaşanıyor. En kötü felaket için geri sayım başladı ve şimdi harekete geçmezsek, en kötü felaketi de göreceğiz” dedi. Afganistan’a yardım konferansında 1,1 milyar dolarlık bağış sözü Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen “Afganistan’daki İnsani Durum” konulu uluslararası konferansta 1,1 milyar dolardan fazla bağış sözü aldıklarını bildirdi. Guterres, BM Cenevre Ofisi’nde Afganistan konferansı devam ederken basın toplantısı düzenledi. “Bu konferans, Afganistan halkıyla dayanışma konusunda beklentilerimi tam olarak karşıladı” diyen Guterres, konferansa sadece hükümetlerden değil, sivil toplum kuruluşları (STK) ve uluslararası kuruluşlardan çok büyük katılım olduğunu aktardı. Guterres, yarısı bakanlar seviyesinde olmak üzere BM üyesi 96 ülkeden konferansa katılım sağlandığını, ayrıca 33 uluslararası ve bölgesel kuruluş ile 22 uluslararası STK’nın konferansa iştirak ettiğini belirtti. Konferansta uluslararası toplumun Afgan halkı için insani yardım mekanizmasının harekete geçirilmesi için verdiği çabadan memnuniyet duyduğunu dile getiren Guterres, ayrıca 1,1 milyardan fazla bağış sözü aldıklarını söyledi. ‘Taliban BM’ye yazılı güvence verdi’ Guterres, bağışlara ilişkin tam rakamın bugün sona erecek konferansın ardından ortaya çıkacağını belirtti. Afganistan halkının büyük bir insani felaket yaşadığına dikkati çeken Guterres, Afganistan ekonomisinin çökmesi durumunda insani yardımların ülkeyi tek başına kurtarmayacağı uyarısında bulundu. Guterres, Taliban’ın insani yardımlar konusunda kendilerine yazılı güvence verdiği bilgisini paylaşarak şöyle konuştu: “Taliban, yalnızca bölgenin tamamına erişimimizi garanti etmekle kalmayıp, aynı zamanda güvenli olmayan bölgelere ulaşan BM konvoylarına güvenlik sağlamayı taahhüt etti. Bu nedenle personelimizin güvenliği ile ilgili temel endişemiz dikkate alındı ve biraz cesaretlendirdiler.” Guterres, bugün başlayan konferansın açılışındaki konuşmasında uluslararası topluma çağrı yaparak, Afganistan’da 2021’in kalan kısmında yaklaşık 11 milyon kişiye insani yardım için 606 milyon dolar yardım talebinde bulunmuştu. Afganistan: Taliban’ın yönetime gelmesiyle cezaevindeki eski tutuklular gardiyan oldu Taliban’ın, eski Afganistan istihbarat başkanının kardeşini öldürdüğü iddia edildi BM yetkilileri, her 3 Afganistan vatandaşından birinin bir sonraki öğünün nereden geleceğini bilmediğini belirtiyor. ABD ile Taliban arasında Şubat 2020’de varılan barış anlaşması çerçevesinde bu yıl uluslararası güçlerin Afganistan’dan çekilmesiyle başlayan sürecin ardından başkent Kabil’i kuşatan Taliban, 15 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeyi terk etmesi sonrası kenti çatışmasız şekilde kontrolüne almıştı. BM: Afganistan ‘evrensel yoksullukla’ karşı karşıya; 20 yıllık kazanımlar risk altında Birleşmiş Milletler (BM) kalkınma ajansı, Afganistan’ın yerel toplulukları ve ekonomilerini desteklemek için acil çabalar gösterilmezse, ülkenin gelecek yılın ortasında “evrensel yoksullukla” karşı karşıya olduğunu duyurdu. BM Kalkınma Programı (UNDP), Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesinin, “20 yıllık istikrarlı ekonomik kazanımları riske attığını” kaydetti. Kurum, Taliban’ın 15 Ağustos’ta iktidara gelmesinin ardından Afganistan’ın Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYİH) Haziran 2022’den başlayarak gelecek mali yılda yüzde 3,6 ile yüzde 13,2 arasında düşeceğini öngören dört senaryo belirledi. Bunun, Kabil hükümetinin düşmesinden önce, GSYİH’de beklenen yüzde 4’lük büyüme ile keskin bir tezat oluşturduğu belirtildi. UNDP’nin Asya-Pasifik Direktörü Kanni Wignaraja, 28 sayfalık değerlendirmesinde, “Afganistan, gelecek yılın ortasına kadar neredeyse evrensel yoksullukla karşı karşıya. Yüzde 97-98 yoksulluk oranına doğru gidiyoruz” dedi. Şu anda, ülkedeki yoksulluk oranı yüzde 72. Wignaraja, Taliban’ın 2001’de iktidardan indirilmesinden sonra birçok kalkınma kazanımına dikkat çekti: Kişi başına düşen gelir son 20 yılda iki katından fazla arttı, doğumda beklenen yaşam süresi yaklaşık dokuz yıl uzadı, kadınlar üniversiteye gitmeye başladı. Wignaraja, Afganistan’ın şu anda siyasi istikrarsızlık, donmuş döviz rezervleri, çökmüş bir kamu finans sistemi ve Cobid-19 pandemisinin etkisinden kaynaklanan “insani ve kalkınma felaketi” ile karşı karşıya olduğunu söyledi. “ABD, Taliban ile çalışacak” Bu arada ABD, tüm taahhütlerini yerine getirmesi, Afganistan’a ve bölgeye daha fazla istikrar getirmesi ve son 20 yılın kazanımlarını koruması şartıyla Taliban ile birlikte çalışacağına söz verdi. BM Güvenlik Konseyi toplantısında mesajı ileten ABD büyükelçi yardımcısı Jeffrey DeLaurentis, bunun için “her türlü meşruiyet ve desteğin kazanılması gerektiğini” vurguladı. Uluslararası toplumun belirlediği standartların açık olduğunu belirten DeLaurentis, bunun, Afganistan’dan ayrılmak isteyen Afganlar ve yabancı uyruklular için güvenli geçişi kolaylaştırmayı ve ülkenin “sivillerin korunmasıyla ilgili olanlar da dahil olmak üzere” uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine saygı göstermeyi içerdiğini söyledi