Anasayfa » ARŞİV » 249 » 7 Haziran Seçim Sonuçlarıyla Rejim Değişikliğinin Yolu Kesildi

7 Haziran Seçim Sonuçlarıyla Rejim Değişikliğinin Yolu Kesildi

Demokrasinin Yolu Açıldı.

Türkiye siyasal tarihinin en önemli ve rejim değişikliği açısından en kritik Genel Milletvekili Seçimlerini, 7 Haziran günü, seçim kampanyası sürecindeki sertliğin ve keskin çıkışların aksine barış ortamında ve ciddi olayların olmadığı bir atmosferde gerçekleştirdi.

Türkiye siyasal tarihinin en önemli ve rejim değişikliği açısından en kritik Genel Milletvekili seçimlerini, 7 Haziran günü, seçim kampanyası sürecindeki sertliğin ve keskin çıkışların aksine barış ortamında ve ciddi olayların olmadığı bir atmosferde gerçekleştirdi. Bu seçimlerde en çok tartışılan ve tedirginlik duyulan seçim oyunları, seçim sahtekârlıkları, oy hırsızlıkları, sandık hileleri gibi endişeleri, özellikle muhalefet partilerinin, geçmiş seçimlerle hiç kıyaslanamayacak şekilde organize olmaları ve olası seçim hillerine karşı geniş önlemler almaları, iyi örgütlenmeleri, sivil insiyatifin etkin çalışması, kamuoyunun denetim gücünü ve bu yöndeki kararlığını, hassasiyetini ortaya koyması sonucunda başta Yüksek seçim Kurulu (YSK) olmak üzere devlet kurumlarının, güvenlik güçlerinin önlemleri ve titiz çalışmaları sonucunda gerçekleşmedi ve “temiz” bir seçim oldu. 7 Haziran Genel Seçimleri’nin net sonucu, tek ve otoriter parti iktidarına son vermesi, Ak Parti’nin 13 yıllık tek parti iktidarını sonuçlandırması, Türkiye’nin Türkiye siyasal tarihinin en önemli ve rejim değişikliği açısından en kritik Genel Milletvekili Seçimlerini, 7 Haziran günü, seçim kampanyası sürecindeki sertliğin ve keskin çıkışların aksine barış ortamında ve ciddi olayların olmadığı bir atmosferde gerçekleştirdi. rejim değişikliği riskini “şimdilik” de olsa rafa kaldırması, başkanlık rejiminin yolunu kapatması ve HDP’nin barajı aşarak TBMM’ne girmesi olmuştur. Bu net sonuç Türkiye’de bir restorasyon dönemin başlaması için zemin yaratmış ve Türkiye’nin siyasal yaşamında bir dönüm noktası olmuştur.

YSK’nın Açıkladığı Kesin Sonuçlar YSK’nın açıkladığı 7 Haziran Milletvekili kesin seçim sonuçlarına göre seçime katılım oranı yüzde 83.92 olarak gerçekleşti. Kesin seçim sonuçlarına göre seçimde AK Parti, CHP, MHP ve HDP’nin aldığı milletvekili sayıları da kesinleşti. Buna göre, AK Parti 258, CHP 132, MHP ve HDP ise 80’er milletvekili çıkardı. YSK’nın açıkladığı sonuçlarına göre Ak Parti % 40,66, Cumhuriyet Halk Partisi %25,13, Milliyetçi Hareket Partisi %16,45, Halkların Demokratik Partisi ise %12,96 oranında oy aldı. Kamuoyunda merakla beklenen ve seçim sonuçlarını ne ölçüde etkileyeceği tahminleri yoğun bir şekilde yapılan ve kesin seçim sonuçlarının alınmasında zaman gerektiren yurt dışı oylarının seçim bölgelerine göre dağılımının yapıldığı kesin sonuçları bel- tesli oldu. YSK’nın açıkladığı Yurt Dışı Sandık Seçim sonuçlarına göre, 2 milyon 866 bin 979 kayıtlı seçmenden 931 bin 646’sı oy kullandı. Bu oyların 918 bin 302’si geçerli sayıldı. Katılım oranı ise %32,50’de kaldı. Bu sonuçlara göre Cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre yurt dışı seçmenlerin seçime katılma oranı daha yüksek olmakla beraber yine de çok düşük bir oranda oldu. Yurt dışı oyların partilere dağılımı, yurt içi oyların dağılımına göre önemli bir farklılık gösterdi. Seçim sonuçlarına göre Adalet ve Kalkınma Partisi oyların %50,37’sini, Halkların Demokratik Partisi %21,43’ünü, Cumhuriyet Halk Partisi %15,93’ünü, Milliyetçi Hareket Partisi ise %9,09’unu aldı. Yurt dışı oy dağılımındaki bu farklılık özellikle MHP’nin ve HDP’nin çıkardığı milletvekili sayısında etkili oldu. Yurt içinde açıklanan ilk sonuçlarına göre MHP’nin HDP’den çok olan milletvekili sayısı, yurtdışı oyların sayımı ve Türkiye’deki seçim bölgelerine dağıtımı ile HDP’nin lehine döndü. YSK, çok merak edilen, HDP ve MHP’nin TBMM’deki sandalye sayısını resmen açıkladığı kesin sonuçlara göre, MHP ve HDP, parlamentoda 80’er milletvekili ile temsil edilecekler.

YSK Başkanı Güven’in Açıklaması Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven, Kurul’un son itirazlarla ilgili yapılan toplantının ardından, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, olağan itiraz sürecinin sona erdiğini ve itirazları değerlendirerek, sonuçları tespit ettiklerini söyledi. YSK Başkanı Güven, seçime emek harcayan milyonlarca kişiye şükranlarını sundu. Seçim akşamı sandık bazlı sayım döküm cetveli, sandık sonuç tutanakları, ilçe birleştirme tutanaklarını siyasi partilerle paylaştıklarını hatırlatan Güven, bundan böyle tüm vatandaşların oy kullandıkları sandıklar dâhil Türkiye genelindeki bütün sandık sonuçlarını görebileceklerini açıkladı. Başkan Güven, vatandaşların sandık sonuç tutanaklarının dayanağı olan sayım döküm cetvellerini, ilçe, il birleştirme tutanaklarını da görebileceğini belirtti ve “Seçim şeffaf ve güvenli bir şekilde yapılmıştır” dedi. Partilerin Milletvekili Dağılımı TBMM’deki Oturma Düzenini Değiştirdi Geleneksel olarak Genel Kurul’daki partilerin sıraları, sağdan başlamak üzere en çok vekile sahip partiden başlamak üzere paylaştırılıyor. En çok vekile sahip parti en sağdaki sıralarda otururken, diğer sıralar, yine vekil sayılarına göre TBMM’de temsil edilen diğer partilere ayrılıyor. YSK’nın açıkladığı kesin seçim sonuçlarının belli olmasından sonra siyasal partilerin oturma düzeni açısından özellikle MHP ve HDP’nin aynı sayıda milletvekili çıkarması nedeniyle, gözler TBMM’deki yeni oturma düzeninin nasıl olacağına çevrilmişti. Bu süreçte siyasi kulislerde, MHP’nin HDP ile eşit sayıda milletvekili çıkarmasına rağmen, yüzde olarak daha çok oy alması nedeniyle, AK Parti ve CHP’li vekillere ayrılmış sıralardan sonraki sıralara yerleşebileceği, HDP’li milletvekillerin de en soldaki sıralarda oturabilecekleri konuşuluyordu.

Meclis’e AK Parti, CHP, MHP ve HDP’nin grup olarak girmesi nedeniyle TBMM Genel Kurulu’ndaki oturma düzeni de değişti. TBMM’de partilerin oturma düzeni, AK Parti, CHP, MHP ve HDP’ye ayrılan sıralar, geçiş koridorları göz önünde bulundurularak yeniden belirlendi. Meclis, 25. Dönem’e belirlenen bu yeni oturma düzeniyle girdi. Siyasi parti grupları 24. Dönem’deki yerlerinde oturacaklar, ancak kendilerine ayrılan sıralarda değişiklik oldu. 25. Dönem’de, geçen döneme göre AK Partili milletvekillerinin oturduğu alan küçülürken, HDP’nin yerinin genişlediği, ancak MHP’nin yanındaki konumunu koruduğu görüldü. Geçiş koridorları gözetilerek yapılan yeni düzende, AK Parti’nin yanında CHP, daha sonra MHP ve HDP sıraları yer alıyor. Yeni düzende, gruplara ayrılan sıraların arkalarında ise farklılık oldu. CHP’ye ayrılan sıraların arkasında AK Parti, MHP’ye ayrılan sıraların arkasında CHP, HDP’ye ayrılan bölümün arkasında ise MHP’li bazı milletvekilleri oturacak. TBMM, 550 milletvekilinden oluşmaktadır. Ancak Genel Kurul’da 524 milletvekili sırası bulunmaktadır. Buna göre yeni düzende, 258 milletvekili olan AK Parti’ye 248, 132 milletvekili olan CHP’ye 126, 80 milletvekili olan MHP’ye 76, 80 milletvekili olan HDP’ye 72 sandalyelik yer ayrıldı.

TBMM Genel Kurulu’nda bunlar yanında Bakanlar Kurulu ile Komisyon sıraları da yer alıyor. Yemin törenindeki oturma düzeninde, koalisyon hükümetinin kurulması halinde oturma düzeni için aralarında yer değişikliği yapma olanağı da tanınacağı belirtiliyor. Seçimlerden Sonra Yeni Siyasal Ortam, Beklentiler ve Yorumlar Türkiye’nin siyasal yapısı 7 Haziran genel seçimlerinden sonra değişmiştir. Tek parti iktidarı döneminin kapandığı, koalisyonlar dönemi sürecine girildiği söylenebilir. Ancak bu dönem, siyasal, ekonomik ve sosyal açılardan sancılı bir dönem de olabilecek. Seçimden sonra henüz hükümetin kurulması için Cumhurbaşkanı tarafından bir görevlendirme yapılmaması nedeniyle partiler arasında resmi görüşmeler başlamamasına rağmen, liderlerin ve önde gelen bazı parti yetkililerinin yaptıkları açıklamalar, basına sızan kulis haberleri, siyasi gözlemcilerin yaptıkları analiz ve yorumlar genel bir eğilim olarak, zımni bazı hesaplar ve taktiksel yaklaşımlar saklı kalmak kaydıyla, bir erken seçim istenmediği ve bir koalisyon hükümetinin tercih edildiği, koalisyon arayışının hakim olduğu değerlendiriliyorlar. Ülkenin ekonomik durumu ve eğik düzlemli bir ortamda bulunduğu, güney sınırlarımızdaki, Suriye, Irak başta olmak üzere bölgedeki siyasal gelişmeler, bölgedeki kriz ve sorunların giderek artması, Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden terör gruplarının artan faaliyetleri dikkate alındığında meseleleri objektif değerlendirenlerin, gerçekleri dikkate alanların, sağlıklı düşünenlerin bir erken seçim istemedikleri görülmektedir. Bir olası erken seçimde mevcut tablonun pek değişmeyeceği, başta Ak Parti olmak üzere bazı partilerin oylarının düşeceği şeklindeki değerlendirmelerin, koalisyon arayışlarını güçlendirdiği görülmektedir. Siyasi parti yetkilileri, henüz resmi temaslar başlamadığı, tabir caizse “oyunda el göstermemek”, pazarlık gücünü zayıflatmamak, aşırı taviz verme yolunu açmamak, kamuoyunda sürdürülecek spekülasyolarla olası bir koalisyon modelini yıpratmamak için pek söz etmiyorlar, açık vermemeye özen gösteriyorlar ama koalisyon arayışlarının en azından kulislerde, perde arkasında sürdüğü açıkça anlaşılıyor. Ancak kesin olan bir şey şimdilik kaydıyla koalisyon dışında bir erken seçim öngörülmüyor. Bazı yazarların değerlendirmelerine göre de “su akacak mecrasını bulacak” şeklindeki açıklamaların aslında bu “mecranın” bir koalisyon olduğunu işaret ediyor. Gerçekte siyasi parti yetkililerinin kamuoyuna yansıyan açıklamaları, koalisyon seçeneklerini her hâlükârda zorlamak olduğunu gösteriyor. Yukarıda belirtilen ekonomik, siyasal ve diğer sorunlar yanında siyasi partilerin, seçmenin oylarıyla verdiği mesaja ve tercihe uymak zorunda olduklarını, aksi halde erken bir seçimde seçmenlerin cezalandırmasının kaçınılmaz olduğunu bildikleri için koalisyonu zorlayacaklar. Nasıl bir koalisyon sorusunun cevabını vermek henüz zor ama seçeneklerin de çok olmadığı açık… Bugünkü aşamada doğal olarak bütün siyasi partiler kendi politikalarına, stratejilerine göre bazı “kırmızıçizgiler”, “ön koşullar” ya da “sınırlar, kısıtlar” ortaya koyuyorlar ancak olası bütün koalisyon seçeneklerini görüşmeler sürecinden tartışacaklar.

Nitekim AK Parti, CHP, MHP ve HDP kulislerine “kulak kabartınca”, bu kulisleri izleyen siyasi yazarların değerlendirmelerine bakınca bu tür arayışlar olduğu anlaşılıyor. Basına yansıyan haberlere göre Ak Parti içinde etkili ve önemli yeri olan isimlere göre tabandan gelen tercihin öncelikle AK Parti-MHP koalisyonudur. Bir diğer grubun ise “finans ve iş dünyasının, uluslararası ilişkiler açısından normalleşme yaratacak” bir AK Parti-CHP koalisyonunu tercih ettiği belirtiliyor. MHP temel ilkeleri, seçim sürecinde ortaya koyduğu politikaları, kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve verdiği sözlere uygun olarak, tutarlı bir çizgide görüşlerini ve yaklaşımını daha ilk günden itibaren net ve açık bir şekilde kamuoyuna duyurmuştur. MHP’nin yaptığı açıklamalara ve ortaya koyduğu net, yorum gerektirmeyen tutumuna göre CHP ve HDP’nin bulunduğu bir koalisyona kesinlikle karşıdır ve bu yönde herhangi bir pazarlığa açık değildir. Bununla birlikte MHP, çözüm sürecinin durdurulması koşuluyla AK Parti ile koalisyona yakın görülmektedir. MHP tabanında yolsuzlukla mücadele meselesi ile Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlık sınırlarına çekilmesi halinde AK Parti ile koalisyon ihtimalinin güçlendiği kulis haberlerinden sızmaktadır. HDP ise kamuoyuna yaptığı kesin açıklamasında, halkın kendilerine muhalefet görevi verdiğini, seçmenin tercihine uyacağını zaten açıklamış durumda. Bu tür kulis haberlerine ve siyasal gözlemcilerin, yazarların yorumlarına, değerlendirmelerine bakılınca muhtemel bir koalisyonun mutlaka bir Ak Parti’nin içinde olacağı bir koalisyon şeklinde oluşacağı kesin görülmektedir. Bu ihtimali değerlendiren kamuoyunu ve siyasal gelişmeleri yakından izleyen deneyimli siyasi gözlemciler/ yazarlar dıştan HDP destekli bir AK Parti-CHP koalisyonunu ihtimalinin daha güçlü göründüğünü savunuyorlar.

Seçim Sonuçları Nasıl Karşılandı? Seçimlerden sonra ilk değerlendirmesini yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim sonuçlarına ilişkin yazılı yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Pazar günü gerçekleşen 2015 Genel Seçim sonuçlarının, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Seçimlere katılım oranının yüksekliği, aziz milletimizin iradesini sandığa yansıtma ve demokrasi konusundaki kararlılığının ifadesidir. Milletimizin takdiri her şeyin üzerindedir. Sonuçların hiçbir partiye tek başına iktidar imkânı vermediği mevcut tablonun, yarışa katılmış olan tüm partiler tarafından sağlıklı ve gerçekçi bir değerlendirmeye tabi tutulacağına inanıyorum. Seçim sonrasında başlayan bu yeni süreçte, ülkemizdeki istikrar ve güven ortamının, demokratik kazanımlarımızın korunması için tüm siyasi partilerin gerekli hassasiyeti göstermeleri, sorumlu bir davranış sergilemeleri büyük önem arz etmektedir. Seçime teveccüh gösteren aziz milletimize, Yüksek Seçim Kurulu’na, il ve ilçe seçim kurullarına, sandık kurullarına, güvenlik güçlerimize teşekkür ediyor, sonuçların ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Parti Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında, 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde tüm elverişsiz şartlara rağmen milletin iradesinin sandıkta tezahür ettiğini kaydetti. Partisinin milli iradenin tercihine şüphesiz saygı duyduğunu ifade eden Bahçeli, “Türk milleti vahşice kurgulanan dayatma, karartma ve aldatma mekanizmalarına rağmen hür iradesini sandıkta göstermiştir. Bu şartlar altında Türkiye’de yeni bir siyaset tablosu belirmiştir. Tüm siyasi partiler öncelikle bu tabloyu samimi ve dürüst şekilde okumalı, milli iradenin verdiği mesaja kafa yormalıdır” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Birinci koalisyon, başlangıcından bu yana birliktelikleri devam eden AKP ile HDP arasında olması lazımdır.

İkinci bir koalisyon modeli olarak AKP, CHP ve HDP’yi bir araya getirebilirsiniz. Böyle bir yapılanma içinde MHP, şerefi ve haysiyetiyle, ilkeli ve dürüst davranışıyla, politikalarıyla, çok güzel ve Meclis’te denetimi esas alan bir anamuhalefet partisi görevini üstlenmeye de hazır” olduğunu belirtti. MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin 2011 seçimlerine göre oyunu yüzde 33 oranında artırdığını belirterek, “Kim ne söylerse söylesin, partimiz 7 Haziran seçimlerinden başarıyla, alnının akıyla çıkmıştır. Tuzak, fitne ve istismar felaketine rağmen milletvekili sayımıza 31 yeni ilave olmuştur. Müfterilerin yoğun gayretine rağmen gücümüze güç eklenmiştir” dedi. Fethullah Gülen: Firavun da kendini çok güçlü görüyordu Seçim sonuçlarına ilişkin yurtiçinden yapılan değerlendirmeler yanında yurtdışından da çeşitli yorum ve değerlendirmeler yapılıyor. Avrupa Birliği (AB)’nden gelen seçim sonuçları ile ilgili ilk kurumsal açıklamada yüzde 84’e varan katılım oranının Türk demokrasisinin gücünün bir göstergesi olduğu ve “önümüzdeki dönemin AB-Türkiye ilişkilerinin güçlendirilmesi için fırsatlar içerdiği” vurgulandı. AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu’nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri temsilcisi Johannes Hahn tarafından yapılan ortak açıklamada, başlıca partilerin yeni parlamentoda temsil edilecek olmalarının özellikle önemli olduğu belirtildi. AB açıklamasında hızlı bir şekilde yeni bir parlamento ve hükümet oluşturulması beklentisinin ve birlikte yakın çalışma isteğinin altı çizildi. İngiltere’nin saygın basın kuruluşları başta olmak üzere dış basında 7 Haziran Milletvekili Seçimlerine geniş bir yer veridi. Yapılan değerlendirmelerde genel olarak ortak nokta, Türkiye’deki Genel Seçim sonuçlarını, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi çoğunluğun oyunu kaybetti” şeklinde oldu. İngiliz gazetesi Independent “Kürtlerin sandık zaferi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidar partisine çoğunluğu kaybettirdi” başlığıyla Türkiye’deki Genel Milletvekili Seçim sonuçlarını aktardı. Gazete, sonuçların, Cumhurbaşkanı olmadan önce AK Parti liderliğini üstlenen Recep Tayyip Erdoğan’a büyük bir darbe indirdiğini yazdı. Haberde, seçim öncesinde, AK Parti’nin 367 milletvekiliyle anayasayı tekrar düzenleyerek planladığı başkanlık sistemini parlamentodan geçirmek istediği fakat HDP’nin yüzde 10 barajını aşması nedeniyle bunun artık gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını değerlendirdi. Guardian gazetesi de “Erdoğan’ın seçmen tarafından küçük düşürüldüğü seçimlerin ardından Türkiye tekrar sandığa gidebilir” başlığı altında haber verdi. “Bomba etkisi yaratan bir sürpriz” olarak nitelendirilen seçimde gazeteye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 10 yılın en kötü yenilgisini aldığını ve Ak Parti’nin yüzde 40 oranında oy almasına rağmen Meclis’te koalisyon hükümeti kurma ihtimaliyle yüzleştiğini belirtti. Times gazetesi ise “Seçim sürecinde anayasayı tekrar düzenlemeyi planlayan bir çerçeve oluşturan Cumhurbaşkanı Erdoğan için sonuçlar çok düşündürücü bir mağlubiyet oldu” dedi. Gazete, muhalif kesimin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi bir güç sağlamasından korktuğunu fakat 13 yıllık tek parti iktidarı AK Parti’nin, HDP’nin aştığı seçim barajı ile koalisyon hükümeti kurmakla yüzleştiğini vurguladı. Telegraph gazetesi de “Türkiye’nin iktidar partisi son 10 yıl içerisinde en kötü sonucu elde etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha fazla güç hayalleri ise paramparça oldu” diye yazdı. Meclisi elinde tutmak amacıyla seçimde AK Parti’nin sıkı bir yarışa girdiğini ifade eden gazete, coşkulu bir zaferi amaçlayan iktidar partisi için planlanan yeni anayasanın çok uzak bir ihtimale dönüştüğünü bildirdi. Haberde ayrıca, yüzde 10 barajını geçen HDP’nin, parlamentoda ilk defa “Kürt azınlığı” 80 milletvekiliyle temsil edeceği belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Planlarının altüst olduğunu belirten BBC (İngiliz Yayın Kurumu), Türkiye’nin iktidar partisi AK Parti’nin Meclis’teki çoğunluğunu kaybettiğini, Kürt yanlısı HDP’nin yüzde 10 barajını aştığını belirtti.. Bu seçimin, AK Parti’nin 13 yıllık tek parti iktidarına son verdiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yetkilerini artırma planlarını altüst ettiğini değerlendirdi. İngiliz gazetesi Financial Times ise, “Erdoğan, HDP’nin başarıyla yaptığı darbe yüzünden zarar gördü” başlığıyla Türkiye’de gerçekleşen seçim sonucunu değerlendirdi. Haberde, “Türkiye’nin İslam kökenli iktidar partisi AK Parti’nin eski lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazar gecesi çarpıcı bir darbeyle, 13 yıldır süren Meclis çoğunluğunu kaybetti” denildi. Gazete, parlamentodaki tek parti iktidarının sona ermesiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yetki ve gücünü arttırmak amacıyla planladığı yeni anayasa düzenlemesinin de zor olduğunu belirtti. La Stampa gazetesi “Tarihi Sonuç” olarak verdiği haberinde 13 yıldan sonra “Erdoğan tek başına iktidar olabilecek çoğunluğu kaybetti. Tarihi bir sonuçla Kürtler Meclis’e girdi, ama Türk seçimleri burada bitmeyecek. Sandıkların cevabı net: Ilımlı İslam liderinin gücü azalsa da, Türkiye muhafazakâr bir ülke olduğunu bir kez daha gösterdi. MHP, müthiş bir performans ortaya koydu ve Kürtleri Anayasa’nın dışında tutmak için şimdi Cumhurbaşkanı’nın Başkanlık sistemi planına bir omuz verebilir” yorumunu yaptı. Corriere Della Sera gazzetesi, “Milliyetçi Partiden Çok İyi Sonuç” başlıklı haberinde “53,7 milyonun seçimi, ’sultan’ Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi, çoğuna göre otoriter olacak bir başkanlık sistemine dönüştürme hayalini sekteye uğrattı. Bunu bloke eden, inanılmaz bir şekilde yüzde 10 barajını aşmayı başaran Kürt parti HDP’nin lideri Selahattin Demirtaş oldu. İslami çizgideki AK Parti, 2002’den beri ilk kez tek başına iktidar olamıyor. Seçime katılım oranı yüzde 84 ile çok yüksek oldu. Kürtlerin dışında Devlet Bahçeli’nin milliyetçi partisi de çok iyi bir sonuç elde etti.

MHP, AK Parti ile koalisyon yapabilir. Bu öyle bir başarı ki Kürtleri köşeye sıkıştırabilir” yorumunu yaptı. La Repubblica gazetesinde Adriano Sofri imzasıyla yayımlanan bir yorumda ise “Yeni bin yılın Selahaddin Eyyübi’si son metroda durduruldu” başlığı kullanıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir mitinginde Kudüs’e İslam bayrağı dikmekten söz ederek Selahaddin Eyyübi’nin adını andığı hatırlatıldı. BILD: “Erdoğan’a fren. AK Parti kaybetti. Yüzde 40 ile birinci parti oldu ama 2011 seçimlerinde yüzde 50’ye yakındı. HDP’nin barajı geçmesi, AK Parti’nin planlarını değiştirdi. Bunların başında başkanlık sistemi geliyor. AK Parti anayasayı referanduma götürecek 330 milletvekili hedefliyordu” dedi.

SPIEGELONLINE: “İslamimuhafazakâr AK Parti yine en güçlü parti, ama oy kaybını göz önünde bulundurması gerekiyor. Bu her şeyden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan için yenilgi. Kendi kurduğu AK Parti’ye 330 milletvekili hedefi koymuştu. Bu başkanlık sistemi için gerekli anayasa değişikliği referandumu için gerekli çoğunluk sayısı” idi. Türkiye’de gerçekleştirilen milletvekili seçimlerinden çıkan sonuçlar Kıbrıs Rum basınında da gündemin birinci sırasına yerleşti. Gazeteler ilgili haberleri manşet veya birinci sayfalarından fotoğraf desteğiyle ve geniş olarak aktardılar. Haravgi gazetesi, “Türkiye’de Siyasi Sahne Değişikliği” başlığıyla birinci sayfasından fotoğraf destekli duyurduğu haberine “Türkiye’de: Kürt Yanlısı Parti Millet Meclisi’nde… Türkiye’de Siyasi Sahne Değişikliği… Erdoğan’ın Partisi Tek Başına İktidarı Kaybetti, HDP Mecliste” başlık ve spotlarını attı.

FİLELEFTHEROS gazetesi, manşete çektiği haberinde “Erdoğan İçin Ağır Yenilgi… Kürtler Türk Cumhurbaşkanı’nın Projelerini Frenledi” başlığını attı. Seçim sonuçlarının AK Parti ve özellikle Erdoğan için “ağır yenilgi olduğunu” yazan gazete şu yorumda bulundu: “Sandık Kürtlere büyük bir galibiyet verdi. HDP oy oranını yükseltmekle kalmadı, Erdoğan’ın planlarını frenledi ve ilk kez Türk Millet Meclisi’ne girmeyi başardılar. Seçim kampanyasının liderliğini şahsen üstlenen Türk Cumhurbaşkanı yalnızca AKP’nin zafer kazanmasını hedeflemiyordu. Arzu ettiği tek başına iktidar aracılığıyla anayasayı değiştirmeyi umuyordu” Güney Kıbrıs Rum kesiminde yayınlanan diğer bir gazete Alithia, birinci sayfasında, kırmızı zemin üzerinde ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafıyla duyurduğu haberine “Türkiye’deki Seçimler… Erdoğan Mutlak Üstünlüğü Kaybetti” başlığını atarken, “Erdoğan’ın Kanatlarını Kırdılar” başlığıyla iç sayfasında detaylandırdığı haberinde şu yoruma yer verdi: “Kürt yanlısı partinin meclise girmesi Türkiye’deki siyasi sahneyi tersyüz etti. Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına hükümet kuramıyor, başka bir partiyle ittifak kuramazsa yeni seçimler ihtimal dışı değil.” HAARETZ gazetesi, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, sersemletici bir darbe aldı. Parlamentoda çoğunluğu kaybetti.” Başbakan Davutoğlu da seçim sonrası “Halkın kararı en doğru karardır” diye konuştu. Danimarka medyası, Türkiye’deki seçim sonuçlarını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yenilgisi olarak aktardı. B.T.Gazetesi: “Erdoğan’ı Rüzgara Karşı Bıraktı” haberinde “Türkiye’de Pazar günü yapılan seçimlerden sonra hem sevinç hem de karışıklık yaşanıyor. Erdoğan’ın partisi AKP 13 yılda ilk kez geriledi ve az da olsa yenilgi aldı. Bu durum Türkiye’nin Cumhurbaşkanının yalnız başına ülkeyi yönetme şansını ortadan kaldırdı. Kürt Partisi HDP ilk kez çok yüksek olan seçim barajını aşarak parlamentoya girmeyi başardı.” Politiken: Türkiye’deki seçimlerin sonucu, “Erdoğan’a tokat, Kürtlere sıcak karşılama şeklinde sonuçlandı. Kürtler yüksek seçim barajını geçerek parlamentoya girme başarısını gösterdiler. Kürtler hiç bu kadar güçlü temsil edilmemişlerdi. Çünkü parti, Kürt bölgeleri dışında halkı faal hale getirebildi. Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan, bu seçim sonucu ile anayasada değişiklik yaparak başkanlık sistemi ile tek adam olma planlarına el sallayarak vedalaşmak zorunda kaldı. Seçim sonucu, Erdoğan’ın ülkeyi götürdüğü yola tepkidir. Tepki, gösterilere karşı kullanılan kaba kuvvet ve şiddet, basına yönelik baskılar ve Kürt sorununa yönelik yanlış politikalar, Kürtlerin kardeşlerini öldüren IŞİD’e karşı Kobani’de Kürtlere yardım etmeye gitmesinin önlenmesinedir. Türkiye’deki seçim sonucu Demokrasi açısından büyük bir adımdır” şeklinde değerlendirdi.