Yapılan yeniliklerle Türkiye’yi ekonomi alanında rahatlatmayı ve güçlendirmeyi amaçlayan hükümetten yeni bir adım daha geldi. Başbakan Binali Yıldırım Ekonomi Koordinasyon Kurulu Kararlarını açıkladı. Buna göre 2017 yılında özel sektörde 500 bin kişi İŞKUR’un işgücü programından faydalanacak. 100 bin kişi toplum yararına yönelik işlerde çalışacak ve hükümet ise artı istihdama bir yıl süreyle yüzde 50 destek verecek. Yani istihdam korunacak ve artırılacak. İşte O Kararlar… Başbakan Yıldırım alınan kararların, teknik çalışmaların tamamlanmasından hemen sonra uygulanmaya başlanacağını söyledi ve “Reel sektörün, ihracatla uğraşan sektörün sıkıntılarını biliyoruz. Yatırım yapan, üreten, Türkiye’nin değerine değer katan, ihracat yapan tüm kesimlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede bugüne kadar aldığımız tedbirlere ilave olarak yeni bir tedbir daha almış bulunuyoruz. Bunlardan birincisi firmaların piyasada nakit ihtiyaçları, nakit sıkıntısı var. Bu nakit sıkıntısını rahatlatmak, işlerini genişletmelerini sağlamak hatta istihdamı artırmak için Hazine kefaleti getirmek suretiyle Kredi Garanti Fonu’nun kefaletiyle 250 milyar liraya kadar kredi hacmi oluşturuyoruz” diye konuştu. Kararın Ayrıntıları Şu Şekilde: Başbakan Binali Yıldırım ayrıntılarla ilgili “Piyasada KOBİ’ler, büyük firmalar, ihracat işiyle uğraşanlar yani ekonomimizi ayakta tutan bütün sektörlere nakit sıkıntısını giderecek ve işleri düzene koyacak yeni bir kaynak oluşturuyoruz. Önemli bir kaynak. Yani bugün sıkışıklığı olan firmaların toplam hacminin 40 milyar lira olduğu düşünülürse bunun çok üzerine, 250 milyar liralık yeni bir kredi hacmi getirmiş oluyoruz. Burada ağırlıklı olarak bundan KOBİ’ler yararlanacak yani küçük işletmeler, esnaflar, orta ölçekteki işletmeler yararlanacak. Ayrıca ihracatla, ticaretle uğraşanlar da bundan istifade edecek. Demek ki KOBİ’ler, istihdamımızın yüzde 65-70’ini, firma sayısı olarak yüzde 98’ini, ihracatımızın yine yüzde 60’tan fazlasını oluşturan KOBİ’lere burada bir kaynak yaratmış oluyoruz. Buna daihtiyaç var. Çünkü bunlar ekonomimizin bel kemiğini oluşturuyor. İhracatta niye yüzde 100? Çünkü ihracatçı satıyor. Sattığının parasını da hemen alıyor. Çok kısa vadeli bir şey. Orada bir sıkıntı yok” ifadelerini kullanarak ihracat kredilerinde garanti teminatının yüzde 100, KOBİ’lerde yüzde 90, kredilerde de yüzde 85 olarak uygulanacağını söyledi. Bunun nasıl işleyeceğini anlatan Yıldırım “Bu nasıl olacak?
250 milyar lirayı vereceğiz de böyle bir kaynak oluşturacağız da bunun karşılığı var mı, yok mu?’ diye bir soru akla gelebilir. Burada, planlanan dışında bütçe açığını artıracak, yeni borçlanma gerektirecek gibi bir düşünce yok. Bu sadece 2017 bütçesinde ve arızi gelirlerden gelen paralarla karşılanacak. Bütçeden nasıl karşılanacak? Bütçe kalemleri arasında bazı kaydırmalar yapmak suretiyle bunu gerçekleştirmiş olacağız. Birinci ve en önemli tedbir budur. Bu tedbir iş dünyamıza, üretim yapan tesislerimize, ihracat yapan, yeni iş, aş imkânı sağlayan bütün iş dünyamıza ciddi bir rahatlama getirecek” dedi. Bu arada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da konuyla ilgili olarak “Özellikle mevcut istihdamın üzerine artı istihdam koyacak bütün işverenlerimize bu anlamda asgari ücretin yarısı kadarki bir yüklenmeyi biz Bakanlık olarak veya İŞKUR olarak üstlenerek orada artı istihdama 1 yıl süresince yüzde 50, ikinci yıl süresince yüzde 25 destek vermeyi planladık” dedi. Öte yandan Başbakan Yıldırım kurumlar vergisi indiriminin tam olarak uygulanacağını ifade edip ekonomiyle ilgili tedbirler dâhilinde 2017 yılında özel sektör yatırımlarını daha çok teşvik etmek ve yatırımlarının artması için sanayi üretiminde yatırım/teşvik kapsamındaki projelere destek verileceğini belirtti. Yıldırım ayrıca yatırımın teşvik edilmesinde ciddi şekilde seferberlik başlatacaklarını vurguladı ve konuyla ilgili olarak “Biraz daha detay verirsek, 2017 yılında yapılan imalata yönelik yatırım harcamaları için yatırıma katkı oranını mevcudun üzerine yüzde 15 daha artırıyoruz. Kurumlar Vergisi indirimini tam olarak uygulayacağız. Sadece o yatırımla sınırlı değil. Bütün bu işin içerisinde bunu kullanabilecek. Teşvikin tamamını diğer kazançlara uygulama imkanı getireceğiz” ifadelerini kullandı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ise teşvikin tamamının diğer kazançlara uygulanmasına dair bazı değerlendirmelerde bulunup “Teşvikin tamamını önceden 5-10 yıla kadar giden indirim tutarlarını yüzde 80’e kadar biz müsaade etmiştik. Şimdi yüzde 100’ünü derhal tüm kazançlarından indirebilecek. Gerekirse aynı yıl tüm kazançlarından indirerek bir dahaki yıla sarkmayacak, 2017’deki yatırımlarıyla ilgili” diye konuştu. Bir diğer güzel haber ise inşaat sektörü için geldi. Başbakan Binali Yıldırım yatırıma yönelik inşaat işlerinde KDV iadesi vereceklerini söyledi ve “İnşaat işlerinde yeni bir uygulama, yeni bir kolaylık, ilave bir imkan olarak geliyor” dedi. Yıldırım, teşviklerin 2017 yılı için belirlendiğinin bir kez daha altını çizerken KDV ödemelerinin gecikmesine yönelik şikayetler olduğunu belirtip Maliye Bakanı Naci Ağbal’a “Vatandaş adına bu bizim talebimiz” ifadesini kullandı ve bunun giderilmesini talep etti. İstihdamın korunması ve artırılması için alınan tedbirleri ise iş yerlerinin kapanmaması amacıyla krediyle destekleyeceklerini bildiren Yıldırım alınan tedbirler konusunda “Özel sektör işverenlerinin asgari ücret desteğinden yararlanmalarını, ‘esas prim gün sayısına’ karşı gelecek şekilde 2017 ocak, şubat, mart üç aylık primlerini 2017’nin ekim, kasım, aralık aylarına öteliyoruz. Yani ocakta, şubatta, martta sosyal güvenlik primlerini ödemeyecekler. Ne zaman ödeyecekler? Senenin son üç ayında ödeyecekler. Bunu da aynı şekilde ödeyecekler değil mi? İlave yük gelmeden faizyürütmeden. Faiz yok. Burada ‘Devlete vereceğin parayı sonra verirsin. Önce işine harca. Acil konularına ayır. Sonra bize gelirsin. Biz bekleyebiliriz ama piyasa beklemez. Maaşlar beklemez’ diyoruz. Sen vatandaşları, işçilerini çalıştırmaya devam et. Bu yükünü, bu yükümlülüğünü daha sonra yerine getirebilirsin. Bunu nasıl sağlayacaksınız? Bu yıl içinde geri döneceği için bir yük getirmiyor. Bunun için bir hazine ilave bir borçlanma öngörmeyecek” dedi. Bu bağlamda ekonomi kişinin uzmanlık alanı olmasa da akıllara yanıtlanmaları gereken bir dizi soru gelmektedir: – Her ne kadar bu yaklaşım gerçekten akılcı olabilirse de sunulan ekonomik koordinasyon (eşgüdüm) mevcut ekonomik sıkıntı ve darboğazı aşmaya yetecek midir? – 2017 yılının yapısal reformu bu olabilir mi? – Kurum kazancından vergi almamak, (KDV) gibi harcamalar üzerinden alınan ve asla hakça olmayan vergiyi indirmek reform mudur? – Asgari ücret desteği ödemelerini ötelemek ne kadar reform ve eşgüdüm sayılabilir? – Tasarruf diyerek pahalı otomobil ve yine 2. el uçak alıp bunun bakımını yaptırmak ve uçak sayısını böylece 12’ye çıkartmak ne kadar tasarruf anlayışı ile bağdaşıyor, sormak ve düşünmek gerekir? – Hükümetler yurt dışındaki işçilerimizin parasını değerlendirmek istemişlerdir. Alın teri para Türkiye’ye gelirse nasıl ve ne için kullanılacaktır? Bunun bilinmesi, sorgulanması gerekir.