Anasayfa » Politika » SURİYE DÜĞÜMÜ ASTANA’DA ÇÖZÜLECEK

SURİYE DÜĞÜMÜ ASTANA’DA ÇÖZÜLECEK

Türkiye, Rusya ve İranlı yetkililer, Astana’da düzenlenecek Suriye Zirvesi’nin çerçevesini belirlemek üzere Moskova’da bir araya geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada,
Türk, Rus ve İranlı yetkililerin, Astana’da gerçekleştirilecek Suriye zirvesi hazırlık sürecini görüşmek üzere Moskova’da bir araya geldiği belirtildi. Açıklamada, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı
Mihail Bogdanov, Rusya Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu ve Kuzey Afrika Departmanı Başkanı Sergey Verşinin, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Caberi Ensari ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal’ın görüşmede yer alan isimler olduğu kaydedildi. Görüşmede, Suriye’deki çözüm süreciyle ilgili Kazakistan’ın başkenti Astana’da 23 Ocak’ta düzenlenmesi planlanan uluslararası zirveye hazırlık sürecinin ele alındığının belirtildiği açıklamada, zirvenin, Suriye’de istikrarlı bir ateşkes sürecinin sağlanmasına, terörist gruplara yönelik mücadelenin
devamına ve Suriye’de siyasi çözüm sürecine ivme kazandırması konusunda tarafların hemfikir  olduğu ifade edildi. Zirve sonrası açıklanan Ortak Deklarasyon’da, Suriye’de ateşkesin genişletilmesi ve Esad rejimiyle muhalifler arasında barış görüşmelerinin yeniden başlaması öne çıktı. İran, Rusya ve Türkiye’nin, “etnik köken, din ve mezhep gözetmeksizin Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne duyduğu saygının dile getirildiği” metinde, üç ülkenin de Suriye sorununun askeri yollarla çözülemeyeceğinde hemfikir olduğunun altı çizildi. Suriye sorununun çözümünde, Birleşmiş MilletlerGüvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararı doğrultusunda ortaya koyduğu çabaların öneminin vurgulandığı ortak metinde, uluslararası topluma bu toplantıda varılan mutabakatların önündeki engellerin kaldırılması için iyi niyet göstermeleri çağrısı yapıldı. Varılan mutabakatın özeti ise şu şekilde; İran, Rusya ve Türkiye, içerisinde pek çok etnik grubu barındıran, çok mezhepli, demokratik ve seküler bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü tamamen destekliyor. İran, Rusya ve Türkiye, Suriye krizinin askeri bir çözümünün olmadığna inanıyor. BM’nin, bu krizin çözümünde BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 numaralı kararı
ile uyumlu olarak önemli bir rolü olduğunu kabul ediyor. Bakanlar, Uluslararası Suriye Destek Grubu’nun kararlarını da dikkate alıyor. Uluslararası toplumun tüm üyelerini bu belgelerde yer alan anlaşmaların uygulanması önündeki engellerin ortadan kaldırılması için dürüst bir biçimde işbirliği yapmaya çağırıyor. İran, Rusya ve Türkiye, Halep’in doğusundaki sivillerin gönüllü bir biçimde tahliye edilmesine ve silahlı muhaliflerin organize bir biçimde çıkarılmasına izin veren ortak çabaları memnuniyetle karşılıyor. Bakanlar Fua, Kefraya, Zabadani ve Madaya’dan sivillerin kısmen tahliye edilmesini de memnuniyetle karşılıyor. Onlar (İran, Rusya ve Türkiye) bu sürecin kesintisiz ve güvenli bir biçimde tamamlanmasını garanti etmeyi kabul ederler. Bakanlar, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Dünya Sağlık Örgütü’ne tahliyelerin gerçekleşmesine yardım ettikleri için minnettar. Bakanlar, ülke topraklarında ateşkes rejiminin genişletilmesi, insani yardımların engelsiz bir biçimde ulaştırılması ve sivillerin serbest dolaşımının önemi konusunda mutabıktır. İran, Rusya ve Türkiye, Suriye hükümeti ve muhaliflerin üzerinde görüşme yaptıkları anlaşmanın hazırlanmasına yardımcı olmaya ve bu anlaşmanın garantörü olmaya hazır olduklarını belirtir. ‘Sahadaki’ durum üzerinde etkisi olan diğer tüm ülkeleri de aynı şekilde davranmaya davet eder. İran, Rusya ve Türkiye bu anlaşmanın, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 numaralı kararı ile uyumlu olarak Suriye’deki siyasal sürecin yeniden başlaması için gereken itici gücü oluşmasına yardımcı olacağına emin. Bakanlar, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in ilgili görüşmelerin (Suriyeli taraflar arasındaki barış görüşmeleri) Astana’da yapılması yönündeki nazik davetini
not eder. İran, Rusya ve Türkiye, DEAŞ ve El Nusra ile ortak mücadele ve silahlı muhalif grupları onlardan ayırmak konusundaki kararlılıklarını doğrular.  Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarifi görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Lavrov, “Türkiye, İran ve Rusya, Suriye’de rejim değişikliğine değil terörle mücadeleye odaklanma konusunda mutabık” açıklamasını yaptı. Türkiye-Rusya-İran işbirliğinin Doğu Halep’ten sivillerin tahliye edilmesini ve silahlı grupların ayrılmasını sağladığını da belirten Lavrov, “Tahliyelerin, bir iki gün içinde sona ereceğini düşünüyorum. Bu durum üçlü formatın verimli olduğunu gösterdi” dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu basın toplantısında, “İlk defa bu formatta bir araya geldik. Halep’teki insanı krizin halledilmesi ve siyasi çözümü ele aldık. 37 bin 500 kişi şimdiye kadar Halep’ten tahliye oldu. Suriye’de bir ateşkesin sağlanması ve bunun tüm ülkeye yayılmasını ele aldık. Kalıcı çözüm siyasi çözümdür. Siyasi çözüm BM’deki görüşmeleri tamamlayıcıdır.” şeklinde konuştu. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise “Rusya, uluslararası örgütlerinin çabalarını takdir ediyor. İran, Rusya ve Türkiye, rejim ile muhalifleri arasında varılacak anlaşmaları hayata
geçirmesi konusuna bağlı olduğunu ve bu anlaşmaya garantör olmaya hazır olduğunu ortaya koydu. Böyle bir anlaşmanın, Suriye’de siyasi görüşmeleri yeniden başlatmaya
büyük destek sağlayacağına inanıyoruz. Kazakistan’a, Astana kentindeki görüşmelerde ev sahipliği yapmayı kabul ettiği için de teşekkür ederiz. DEAŞ ve Nusra gibi terör örgütleriyle mücadeleyi sürdüreceğiz. Diğer muhalif grupların bu iki örgütten ayrıştırma çabalarımızı sürdüreceğiz. İnanıyoruz ki, BMGK böyle bu yönde bir karar alamazken, ülkelerimiz çözüm ve insani yardımları yeniden canlandırma çabalarında rol oynayabilir” ifadelerini kullandı. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ise “Suriye’deki şartlar çerçevesinde terörle mücadele ve insani yardımların ulaştırılması için ciddi bir uluslararası işbirliğine ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Şiddetin durdurulması, kanın durdurulması ve tüm Suriye halkına insani yardım ulaştırmak için Suriye’de etkili aktörlerin birbiriyle işbirliği yapması gerek. Bunun için Türkiye, İran ve Rusya’nın bu krizden çıkış yolları araması ve Doğu Halep’ten silahlıların ve başka yerlerdeki sivillerin çıkışı için işbirliği yapması
lâzım. Suriye’de devletin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması düzleminde siyasi çözüm arama yollarına girilmesini destekliyoruz. Ülkelerimiz arasındaki müşterek çabalar, Suriye halkının acılarına son verebilir” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner, ABD’nin 23 Ocak’ta Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılacak Suriye toplantılarına Türkiye ya da Rusya tarafından resmi olarak davet edilmediğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner, başkent Washington’da düzenlediği günlük basın toplantısında, ‘23
Ocak’ta Astana’da yapılacak Suriye toplantılarına davet edildiniz mi? Görüşmelerde sizin bir rolünüz olacak mı?’ sorusuna verdiği yanıtta, “Orada bir rolümüz olacak mı bilmiyorum
ve bu konuda sizi görüşmeleri düzenleyen Rusya ve Türkiye’ye yönlendirmek isterim. Biz henüz bir davet almadık” dedi. Sözcü Yardımcısı Mark Toner, “Bu görüşmele hakkında size bir şey söylediler mi?” sorusuna da, “Bakanımız, kendisinin de ifade ettiği gibi hem Rus hem de Türk mevkidaşıyla irtibat halinde Suriye’deki durumu görüşüyor. Bu yüzden de elbette kendisi bu görüşmelerde süreci hızlandırabilir. Fakat biz bu görüşmeleri düzenleyen değiliz” cevabını verdi. Moskova ve Astana zirveleri arasında, Ankara’da da Suriye müzakeresi gerçekleştirildi.
Müzakerelerde, Türkiye ve Rusya, Esed’in gidişi konusunda anlaştı. Yüzbinlerce mazlumun katili, bir sonraki seçimde görevi bırakacak. Rusya Dışişleri Bakanlığı’na yakınlığıyla bilinen düşünce kuruluşu Rus Uluslararası İşler Konseyi genel direktörü Andrey Kortunov’a göre, Ankara-Moskova temasları sırasında, Esed’in yerine gelebilecek potansiyel isimler de gündeme geldi. Hem muhalefet hem rejim hem de garantör ülkeler, Suriye’de 6 yıla yakın bir süredirdevam eden iç savaşı bitirecek anlaşmalı Kazakistan’ın başkenti Astana’da detaylarıyla görüşülecek. Müzakereler Birleşmiş Milletler aracılığındaki süreçlerden farklı olacak ve ilk safhalarda ABD’yi kapsamayacak. Fakat bu durum ABD’yi fazlasıyla rahatsız ediyor. Suriye’de Ankara-Moskova imzalı ateşkes
anlaşmasına göre, silahların susması için öncelikle yabancı savaşçılar ülke dışına çıkarılacak. Ancak İran’ın Suriye’deki terör gruplarına ne olacağı şimdilik belirsiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı’nın Suriye’dekibarışın sağlanması için yapılan görüşmelerin fayda vermediğinin altını çizerek, Putin ile aralarında geçen konuşmayı anlatmıştı: “Cenevre maalesef boş çıktı, kaç toplantı yapıldıysa hiçbir netice alınmadı ve sonunda Sayın Putin ile yaptığım görüşmede Sayın Putin bize Astana’yı teklif etti, ‘Ona nasıl bakarsınız’ dedi. ‘Bizim açımızdan herhangi bir sıkıntı yok’ dedik. Bu bölgeye komşu ülkelerin katılımıyla yapılacak bir Astana Zirvesi ama bu Astana Zirvesi’ne eğer terör örgütleri davet edilecek olursa, buna tabii ki biz sıcak bakmayız. Şu anda bu işler dışişleri bakanları seviyesinde yürütülüyor, bu seviyede iş yürüyecek.” ifadelerini kullandı. Astana’daki kapsamlı müzakereler öncesi Suriye’de ateşkesi sağlama amaçlı taslak metnin sahada uygulanabilme şansı tartışılıyor. Uzun süredir Ankara merkezli yürütülen diplomasi trafiği sonucunda Türkiye ile Rusya arasında Suriye’ye ilişkin kabul edilen ateşkes anlaşmasında detaylar henüz kamuoyuyla paylaşılmadı; ancak gelen ilk bilgilere göre Suriye’deki yabancı savaşçılar ülkeden çıkarılacak ve Astana görüşmelerine çatışmasız bir ortamda girilecek. Ankara ve Moskova’nın garantör olduğu
süreç, insani yardımlar ve sivillerin korunmasına yönelik planların dışında, DEAŞ ve Nusra Cephesi’ni ateşkes kapsamı dışında bırakacak. Metinde kafa karışıklığı oluşturan unsurların başında ‘yabancı savaşçıların ülkeden çıkarılması’ geliyor. İran güdümlü yabancı mezhepçi terör unsurlarının Suriye’den çıkıp çıkmayacağı şimdilik belirsizliğini koruyor. Muhalifler ise Halep’ten çıkarılmalarının ardından İdlib’de bir araya gelerek, grupları tek çatıda birleştirmek için görüşmelere hız vermişti. Önümüzdeki günlerde 40 binden fazla muhalifin tek grupta toplanması bekleniyor. Birleşecek gruplar arasında eski adı Nusra Cephesi olan Şam’ın Fethi Cephesi de bulunuyor. Bu birleşmeyle birlikte muhaliflerin tamamına, ılımlı veya radikal ayırmaksızın Rusya veya İran tarafından ‘terörist’ yakıştırması yapılabilir. Muhalifler, “Daha önce Rusya Nusra veya DEAŞ bahanesiyle yerel grupları hedef aldı, şimdi de aynısı yapılacaktır” görüşünde. Tahran yönetimiyle de eşzamanlı paylaşılan plana göre, anlaşmayı bozan gruba yönelik yaptırım uygulanacak. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Suriye sorununun çözümü için çok taraflı görüşmelere başkent Astana’da ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu söyledi. Nazarbayev Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere gittiği St. Petersburg kentinde, “Kazakistan Astana’dayapılacak görüşmelerde bütüntaraflara ev sahipliği yapmaya hazırdır” dedi. Putin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Türkiye, Rusya, İran ve Esed rejimi ile Suriye barış müzakerelerinin Astana’da yapılmasını kabul ettiklerini söylemişti. Putin geçen hafta, bundansonraki adımın Suriye’nin tamamında bir ateşkes sağlanması olduğunu da belirtmişti. Türkiye’den de konuya ilişkin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın konuşmuş, şunları söylemişti: “Rusya’nın Astana süreci teklifiyle ilgili ön çalışma sürüyor, katılımcılar ve tarihle ilgili konular önümüzdeki toplantılarında en önemli husus muhalefeti temsilen katılacak kişilerin sulandırılmasına izin verilmemesi. Astana süreci Cenevre sürecinin devamıdır, onun yerine ikame etmek için değil. Astana sürecinde de Suriye’nin geleceğini taşıyabilecek, bütün kesimleri temsil edecek adil yönetim sağlanması görüşümüzü ifade edeceğiz. Astana süreci BM sürecine ilave olarak planlanıyor; Türkiye, Rusya ve İran garantör ülke olacaklar ancak rejim ve muhalefet müzakereleri yapacak.”