Anasayfa » ARŞİV » 249 » Dengeli ve Sağlıklı Beslenme

Dengeli ve Sağlıklı Beslenme

Her gün üç öğün yemek sırasında, gittikçe yayılan ve firmalara bağımlı hale gelen bir beslenme piyasasının sunduğu yiyecekleri tüketiyoruz.

Bu yiyecekler damak tadından ziyade, organizmanın düzgün çalışması için gerekli enerji veren unsurları içermektedir. Sindirim, bu yiyecekleri hücreler tarafından doğrudan doğruya özümlenebilir moleküllere parçalar; bunlar glikoz gibi basit glüsitler, yağ asitleri gibi basit lipitler, proteinlerin aminoasitleri, vitaminler ve maden tuzları besinlerdir. Dengeli beslenme, beslenme için mutlaka gerekli ve tamamlayıcı yiyeceklerden yeterli ve çeşitli miktar ve nitelikte almakla sağlanır. Bu denge yiyeceklerin besleyici niteliğine, çeşitliliğine ve miktarına dayanır. Enerji durumu da önemlidir ve “girdiler” (sindirilenler) ile “çıktılar” (harcananlar) arasında gerçekleşen tam eşleşmenin ürünüdür.

Dengeli beslenme alışkanlığı ise vücudun bu uyuma alışmasıdır. Dengeli Beslenme alışkanlığı kazanmak ve beslenme dengesi kurallarının uygulanması için başlıca üç tip bilgiye sahip olmak gerekir.

Öncelikle fizyolojik ihtiyaçlar gelir. Bunlar yaşla, cinsiyetle, bedensel etkinlikle değişir.

İkinci sırada, taşıdığı belirli maddelerden içerdiği orana göre besinlerin sınıflandırılması gelir. Bu bakımdan besinler beş gruba ayrılır.

Birinci Grup; süt ve süt ürünleri, ikinci grup; et, balıklar, yumurta; üçüncü grup; yeşil sebzeler ve meyveler; dördüncü grup ekmek, tahıllar, patates ve kuru sebzeler; beşinci grup ise yağlı maddeler olarak sıralanabilir. Üçüncü sırada besinler arasındaki eşdeğerlilik ve biri yerine diğerini ikame kavramı gelir. Besin İhtiyacı ve Öğünler Organizmanın temel ihtiyaçları fizyolojik olarak incelemelerle kesin olarak belirlenmiş durumdadır.

Söz konusu olan bu temel ihtiyaçlar dinlenmekte olan bir insanda hayatın idamesi için gerekli harcamalara, vücut ısısının sabit tutulmasına, dokuların yenilenmesine, çocuklarda aynı zamanda büyümeye, hamileliğe ve süt emzirmeye tekabül eder. Bu temel ihtiyaçların karşılanması için belirtilen değerler, insanların büyük çoğunluğunun sağlıklı bir hayat sürmesi açısından yeterli olacak şekildedir. Belirtilmesi gereken ikinci bir nokta da, söz konusu olan besin miktarları çeşitli fizyolojik durumlarda, farklı yaşlarda, kadın ve erkek grupları için ortalama değerleri ifade etmelidir. Herkes ortalama bir enerji ihtiyacını kendi vücut yapısına ve bedensel etkinliklerine göre saptamalıdır.

Dengeli beslenme alışkanlığının kazanılması için bu ihtiyacın ne kadar olduğunu saptamak önemlidir. İnsanın, büyüme, gelişme ve sağlıklı olarak yaşamını sürdürebilmesi için gereksinimi olan besin öğelerini aşağıdaki şekilde gruplandırabiliriz: Karbonhidratlar, vücuda enerji veren besin öğelerinden biridir. Proteinler, kas ve diğer yumuşak dokular ve enzimlerin temel yapı taşlarıdır. Yağlar, en çok enerji veren besin öğesidir. Vitaminler, yeteri miktarda alınması, sinir ve sindirim sistemlerinin normal çalışmasını sağlar. Mineraller ve su, vücudun sağlıklı olarak büyümesi ve yaşamını sürdürmesi için elzemdirler. Sağlıklı beslenme için, kişiler kendilerine göre sağlıklı bir “Beslenme Piramidi” oluşturmalıdır. Doğru zamanda, doğru miktarda, doğru besinleri vücudu almak, bunun için bir hekimle iş birliği yapmak ve beslenme alışkanlıklarını yeniden yapılandırmak gereklidir. Beslenme piramidinin temelini, kepekli ve tam tahıl unundan yapılan ekmek, sebze, meyve ve yağsız süt ve süt ürünleri oluşturmalıdır. Piramidin uç kısmında ise et, hayvansal yağlar ve karbonhidratlı besinler gelmelidir. Günde en az beş öğün sebze, meyve ve duruma göre 2/ 3 litre su tüketmeli, en az 40 dakika yürüyüş veya buna benzer bir spor yapmalı ve beslenmede dengeleyici gıda takviye ürünleri kullanmalıdır.

Beslenme Alışkanlıkları

Gelişmiş ülkelerde yaygın olan dengeli beslenme alışkanlığı günde üç öğün yemek yemektir. İkindi kahvaltısıysa (dördüncü öğün) daha çok bebeklere ve küçük yaştaki çocuklara önerilir. Son yıllarda bazı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de, insanın organizması üzerinde kötü etkileri olabilecek yeni bazı beslenme tarzları (öğün saatlerini şaşırtma, sürekli atıştırma, oburluk, hazır kuru yiyeceklerle beslenme gibi) ortaya çıkmaktadır. Beslenme dengesi ve çeşitlilik ilkelerini tamamlayacak iyi beslenme kurallarını uygulamak bu değişiklikler karşısında daha da gerekli hale gelmektedir. Beslenme uzmanları, kişilerin günlük ihtiyaçlarını üç öğün yemeğe bölerek ve beslenme kurallarını göz önünde bulundurarak almasını öneriyorlar. Uzun bir açlık döneminden sonra yenen ve bütün günün hazırlığı niteliğini taşıyan kahvaltı en besleyici yemek olmalıdır. Oysa genellikle ihmal edilir. Gecenin uzun açlık süresini gidermek için belli besinler tercih edilir. Protein ve kalsiyumca zengin olan çeşitli süt ürünleri, glüsit zengini ekmek veya tahıl ürünleri ile damak zevkine göre peynir, bal veya tereyağıyla tamamlanabilir. Meyve tüketimi gün boyunca yapılabilir. Çeşitli, lezzetli ve dengeli beslenme pratiği uzun vadeli bir eylemdir ki, medyada bazen “ideal” rejimi çabucak verme telaşıyla işin aslı göz ardı edilebilmektedir.

Sağlıklı Ve Dengeli Beslenme Nasıl Olmalıdır? Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO), yapmış olduğu araştırmaya göre, günümüzdeki hastalıkların yüzde 75’inden fazlası dengesiz, düzensiz ve aşırı beslenmeden kaynaklanmaktadır. Sağlıklı büyüme, gelişme ve özellikle zekâ gelişimi için, yeterli ve dengeli beslenme şarttır. Doğru beslenme dokuların yenilenmesini ve bağışıklık sisteminin sağlıklı olarak çalışmasını sağlar. Yetersiz, tek yönlü ve dengesiz beslenme vücut direncini azalttığından hastalıklara yakalanma olasılığı artmakta ve hastalıklar daha ağır seyretmektedir. Sağlıklı beslenme, iş yaşamında verimliliğin ve üretkenliğin artması açısından çok önemli bir rol oynamaktadır. Besinlerin bileşiminde değişik miktarda ‘besin öğesi’ dediğimiz kimyasal moleküller bulunmaktadır.