Anasayfa » Dünya » Zirve Yapan Sıcaklar ve Orman Yangınları

Zirve Yapan Sıcaklar ve Orman Yangınları

Ülkemiz ormanlarının büyük bir bölümü üzerinde bulunduğu coğrafya ve sahip olduğu iklim özellikleri sebebi ile yoğun bir yangın tehdidi altında bulunmakta ve her yıl çeşitli sayıda orman yangını sonucu önemli ölçüde orman varlığı zarar görmektedir. Kahramanmaraş’ tan başlayıp Akdeniz ve Ege’ yi takiben İstanbul’a kadar uzanan 1700 kilometrelik sahil bandının 160 km derinlikteki bölümü orman yangınları bakımından çok büyük hassasiyet göstermektedir. Ülkemizdeki orman yangınlarının % 90 ı bu bölgede meydana gelmektedir. Düzenli kayıtların tutulmaya başlandığı 1937 yılından günümüze kadar 68 214 adet orman yangını meydana gelmiş olup yangından zarar gören ormanlık alan 1 533 598 ha dır.. Ülkemizde arazi yapısının dağlık ve aşırı meyilli olması, toprağın özelliklerinin ve verim gücünün yetersiz olması, iklim şartlarının ise yeniden orman yetiştirmeye çok elverişli olmayışı yüzünden niteliği ne olursa olsun mevcut ormanların korunması büyük önem taşımaktadır.

Doğal Yangın Ortamı
Bir yangının başlaması, yanması ve yayılmasını temin eden bütün faktörlere yangın ortamı denir. Orman yangını üçgenindeki üç bileşen olan oksijen, yakıt ve ısı, meteorolojik faktörler tarafından etkilenirler.
1. Oksijen: rüzgâr hızı, basınç, sıcaklık, güneşlenme
2. Yakıt Durumu: Sıcaklık, nispi nem, rüzgâr hızı, yağış, çiğ
3. Isı: Güneşlenme, radyasyon, sıcaklıkOrman yangınlarının meydana gelmesinde, şiddeti ve süresi üzerinde meteorolojik koşullar önemli bir rol oynamaktadır. Gerek insan kaynaklı gerekse nedeni doğaya bağlı orman yangınları ancak meteorolojik koşullar uygun olduğu zaman meydana gelebilir. Yangınla mücadele amacıyla geliştirilen model ve sistemler de hassas olarak ölçülen meteorolojik verilerle işlerlik kazanmaktadır. Meteorolojik bilgiler yangın olayının her safhasında yangın tahmininde, yangın başlangıcında, yangın sırasında, söndürme çalışmalarında ve yangın sonrasında devamlı olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi gereken bilgilerdir.
4. Düşük şiddetli yangınlarda, yangının erken safhalarında yayılma hızı oranına etki eden faktörler nispi nem, rüzgar hızı ve atmosferik kararlılıktır. Yangının ilk oluşumundan sonra sıcaklık yakacağın ön ısınması için uygun duruma ulaşır ve onun nem içeriğini azaltır. Bu devrede rüzgar hızı yangının yayılmasını kontrol eden bir faktör haline gelerek iki yönlü işlem görür. Birincisi, oksijenin ayarını kontrol eder, ikincisi yangının ileri safhalarında bitkinin ön kurumasını sağlayıp ısının yakındaki yakacaklara taşınmasına yardımcı olur. Bu elemanların düşey dağılımları son derece önemli sonuçlar doğurur. Kararsız hava, yükselen kuvvetli hava akıntılarına neden olacağından bazı tip yangınları çok kritik duruma getirebilir. Kuvvetli düşey hava akımları, yatay hava akımlarını etkisi altına alarak yakındaki orman sahalarını etkisi altına alabilir. Genelde yangın şeklini belirleyen etkenlerin en önemlisi rüzgardır. Rüzgar hızı arttıkça yangın alanının daha dar ve uzun bir görünüm aldığını gözlenmiştir. Orman yangınlarında yangın davranışlarını tahmine yönelik kantitatif yaklaşımlar için rüzgar hızı önemli bir değişken niteliği taşımaktadır. Rüzgar yönü ve hızının değişmesi yangını sadece ciddi boyutlara getirmekle kalmaz aynı zamanda Söndürme çalışmalarına katılanlar için tehlikeli bir durum da oluşturabilir. En önemli doğal kaynaklarımızdan biri olan ormanlar; artan nüfus ve giderek genişleyen tarım arazileri, kentleşme ve sanayileşme gibi nedenlerle yoğun bir baskı altındadır. Ülkemizde ormanların azalması ya da ekonomik olarak verimsizleşmesi, artık güncel bir sorundur. Ülkemizde Orman yangınlarının yoğunlaştığı şu günlerde iklim değişikliğinin Türkiye’deki orman yangınları üzerindeki etkisiyle ilgili önemli araştırmaya yapıldı. Araştırmada Ülkemizde 2070-80 yılları arasında orman yangınları artacağı belirtiliyor. En büyük artış yüzde 60 oranında Van Gölü Havzası ormanlarında olacağı yönünde. Yangınlarla ilgili düzenli istatistiklerin tutulmaya başlandığı 1937-2002 yılları arasında çıkan yaklaşık 72 bin yangında, 1.5 milyon ha kadar orman alanı zarar görmüştür. Sonuçları itibariyle büyük bir afet olan orman yangınları ülkemizin daha çok Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde görülmektedir. Bu bölgelerde, özellikle yaz mevsiminde sıcaklık, yağış, bağıl nem ve rüzgâr gibi iklim elemanlarının gösterdiği özellikler, yangınlar için elverişli bir ortam oluşturur. Ayrıca bu doğal koşullara çeşitli beşerî aktiviteler de eklenince, yangın riski daha da artmaktadır. Sıcaklarla Birlikte Orman Yangınları da Artıyor Yapılan araştırmada, Türkiye’nin orman yangınları konusunda gelecekte yaşayacağı riskleri ön plana çıkarmak amaçlanmıştır.2070-2080 yılları arasında Türkiye’deki orman yangınları sayısının bugüne oranla yüzde 21 artacağını saptanırken Gelecekte hava sıcaklıkları ortalama 2 ile 4 derece artacakken, yağışların da azalacağına dikkat çekiliyor.
Beş Havza Büyük Rsk Altında Araştırma Türkiye’deki ormanlık 26 büyük havzayı temel alınırken, “Orman yangınlarının yüzde 60’la en çok Van Gölü Havzası, ardından yüzde 42 ile Dicle, yüzde 40 ile Hatay, yüzde 35 Seyhan ve Ceyhan, yüzde 30 ile de Doğu Karadeniz havzası ormanlarında görüleceği tahmin ediliyor. En az orman yangını artışı ise yüzde10 ile Gediz havzasında olacak gibi. Geçtiğimiz günlerde Antalya’da Kuzey Afrika’dan gelen sıcak hava dalgası, düşük nem ve kuvvetli rüzgarla birleşince çok sayıda orman yangını çıktı.Hava sıcaklığının 45,4 dereceyle son 88 yılın rekorunu kırdığı Antalya’nın Alanya, Manavgat ve Kaş ilçelerinde çıkan yangınlarda yaklaşık bin 108 hektar orman alanı tahrip oldu. Alanya, Manavgat ve Kaş ilçelerinde çıkan orman yangınları Orman Bölge Müdürlüğü ve itfaiye ekiplerinin yoğun mesai yapmasına neden oldu. Ekiplerin havadan ve yerden yaptıkları yoğun müdahaleler sonucu söndürülenyangınların ardından ortaya kara bir tablo çıktı. Orman Bölge Müdürlüğü yetkilileri, yangınların tamamen söndürülüp soğutma çalışmaları tamamlandıktan sonra yanan sahaların vakit kaybedilmeden ağaçlandırılacağını belirtti.İlk yangın 30 Haziran’da gözde turizm merkezi Alanya’nın Sapadere Mahallesi’nde çıktı. Ertesi gün de devam eden ve 6 mahallenin sınırında etkili olan yangına 70 arazöz, 13 su tankı, 17 ilk müdahale aracı, 35 orman mühendisi, 8 helikopter, 4 uçak, 6 dozer ile müdahale edildi. Yangının hızla büyümesi nedeniyle tedbir amaçlı çevredeki 15 ev ve Sapadere Mahallesi tahliye edildi. Yangın sırasında 10 ev ve bir arazöz zarar gördü, bazı işçiler yoğun dumandan
etkilendi. Söndürme çalışmalarında yaralanan bir işçi hastaneye kaldırıldı. Yangının hızla büyümesi nedeniyle bölge vatandaşların girişine kapatıldı. Yangın ekiplerin yoğun çabası sonucu söndürüldü. İkinci yangın ise aynı gün Manavgat ilçesinin Bereket Mahallesi Dere mevkisindeki tarım arazisinde başladı, kuvvetli rüzgarın etkisiyle ormanlık alana sıçradı. Ekiplerin yaklaşık 2 saatlik müdahalesinin ardından söndürülen yangında, 8 hektarlık tarım ve ormanlık alan zarar gördü.
Bir diğer orman yangını ise 2 Temmuz’da Kaş ilçesinin Akkörü Mahallesi’nde başladı. Yaklaşık bir gün süren bu yangın da ekiplerin havadan ve yerden yaptığı yoğun müdahalenin ardından kontrol altına alındı. Orman işçileri bölgede soğutma çalışmalarını sürdürüyor. – 8 saatte 240 ton su bırakıldı Edinilen bilgilere göre, yangınlarda yaklaşık Alanya’da bin, Kaş’ta 100 ve Manavgat’taise 8 hektar ormanlık alan zarar gördü. Sıcak ve kuvvetli rüzgar ekiplerin işini güçleştirirken, bölgede yaşayan köylülerin sıcak hava nedeniyle yaylalarda bulunması, olası can kayıplarını önledi.Alanya’da 24 saatte kontrol altına alınabilenyangında helikopter 8 saat içerisinde alevlere 240 ton su bıraktı. Yangının elektrik kontağından çıktığı iddialarının ise araştırıldığı bildirildi. Orman yangınlarının sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:
* Aşırı sıcaklar.
* Yağışların azlığı, nem oranının düşüklüğü, atmosfer basıncının fazlalığı, rüzgâr hızı.
* Yıldırım düşmesi

* Kasıt, tarla, yerleşim yeri açmak, gecekondu yapmak, ormancılık sahasında iş temin etmek, suç izlerini örtmek.
* Terörist bir faaliyet olarak turizmin baltalanması gayesiyle özellikle turizm faaliyetinin yoğun olduğu yerlerde bilerek ve isteyerek orman yakmak.
* Orman içindeki atıkların kızışmasıyla(cam, cam kırıkları).
* Orman içi pikniği sonrasında bırakılan atıklar, sigara izmaritleri, yakılan ateşlerin söndürülmeden bırakılması veya gereken özenin gösterilmemesi sonunda parlayan piknik ateşleri.
* İhmâl ve dikkatsizlik. Anız yakma, enerji nakil hatlarının kopması, lokomotiflerin kıvılcımları, çoban ve avcı ateşleri.
* Devlet tarafından korunan alanlardaki çıkar çatışmaları.
* Orman idaresi-köylü ilişkilerinden veya şahsî sebeplerden çıkan yangınlar.
* Nedeni bilinmeyen yangınlar. Orman Yangınlarını Önlemek İçin
* Orman Genel Müdürlüğü, yangın çıkma ihtimali yüksek yerleri tespit edip etkin önlemler almalı.
* Ormanda ateş yakılmamalı ve sigara izmaritleri yanık olarak atılmamalıdır.
* Ormanlara yangın gözetleme kuleleri yapılmalıdır. Ayrıca yangın mevsimi boyunca yangın riski yüksek olan ormanlarda motorize yangın ekipleri bulundurulmalıdır.
* Yangın riskinin yükseldiği kurak mevsimlerde gerek duyulursa ormana giriş ve çıkışlar yasaklanmalıdır.
* Ormanlara cam ve cam kırıkları atılmamalıdır.
* Orman yangınlarında görev yapacak personele yangınla mücadele konusunda gerekli eğitim verilmelidir.
* Özellikle yangına hassas bölgelerdeki yerleşim birimlerinde oturan halka eğitici ve uyarıcı bilgiler verilmelidir.
* Yangına zamanında müdahale önemli. Bir yangın durumunda 177 yangın ihbar hattına zaman kaybetmeden haber verilmelidir. Yangınları Önlemede Teknoloji
KullanılmalıŞu anda Ege ve Akdeniz kıyılarında belirli bölgelerde orman yangınları var. Buyangınlar hem sıcaklık hem de insan kaynaklı olabiliyor. Türkiye orman yangınlarıyla mücadele konusunda başarılı bir ülke. Ancak bu yangınları önlemek için teknolojiyi daha etkin kullanabiliriz. İnsansız hava araçlarıyla orman yangınları riski bulunan bölgelerde izleme yapılabilir, yangınlar başlamadan ya da başladıktan kısa bir süre sonra müdahale edilerek zararın önüne geçilebilir.
Türkiye’nin bulunduğu konumda orman yangınları tamamen önlenemese de, ülke nüfusunun bilinçlendirilmesi ve alınacak önlemlerle orman yangınlarını ve olumsuz sonuçlarını, en aza indirgemek mümkün olacaktır. Ülkemizin geleceği ve sürdürülebilir ormancılık faaliyetleri açısından bu son derece önemlidir.
Ormanlar hepimizin mili değerleridir sahip çıkalım.