Sadece motivasyona odaklanmak kişisel gelişim hedeflerine ulaşmak için yeterli midir? Birçok araştırma gösteriyor ki hayır… Peki sadece disipline odaklanmak…? Bu sorunun cevabı da yine hayır. O zaman kişisel gelişim hedeflerinde başarı için başka nelere ihtiyacımız var? Hedef ister sağlık ister kariyer ister ilişkilere yönelik olsun, başarıya giden yolda birçok enstrümanın bir arada dengeli, istikrarlı ve bilinçli kullanımı gereklidir. Motivasyonun, başarıda tek başına yeterli olmamasının en önemli sebebi, bu kavramın insanın doğası gereği değişken olmasıdır. Günlük hayatlarımızı etkileyen hava durumundan, hormonlara, trafikten, başkalarıyla olan etkileşimlerimize birçok değişken mevcutken, motivasyonunuz bazen azalırken bazen artabilir. Bir sabah uyandığınızda kendinizi bilişsel olarak hedefinize kilitlenmiş bulurken, başka bir sabah aynı enerjide güne başlayamayabilirsiniz. Hatta aynı gün içerisinde heyecan ve şevkinizde inişler ve çıkışlar da gözlemlenebilir. Buna günlük hayatlarımızdan en bilinir örnek, pazartesi başlanan diyetlerin haftanın ortasına doğru terk edilmesidir. Disiplin ise motivasyonun aksine tutarlılık ve kararlılık içerir ve zaman içerisinde güçlendirebileceğiniz bir kişisel gelişim kası gibidir. Evet, disiplinli olmak öğrenilebilir, geliştirilebilir, devam ettirilebilir bu sebeplerle motivasyona göre daha güvenilirdir. Peki, o zaman sadece disipline dayanmak neden başarıya giden yolda yeterli olmamaktadır? Bu noktada karşımıza gerek fizik gerekse insan psikolojisi alanında etkisini gösteren En Az Rezistans (Direnç) Yolu kuralı çıkıyor. Bu yol, bir dizi alternatif yol arasından nesneyi veya varlığı doğru harekete yönelten en az direnci sağlayan fiziksel veya metaforik yoldur. Kısaca insan davranışlarını tanımlamada bu kuralın yansımasını şöyle özetleyebiliriz. Su gibi, elektrik gibi insan da en az dirençle karşılaşacağı yolu izlemeye meyillidir. Yine sağlıklı beslenme hedeflerinden bir örnekle devam edelim. Diyete başladınız ancak dolabı açıyorsunuz karşınızda zaafınız olan bir tatlı, tüm güzelliği ile duruyor. Diyelim kendinizi dizginlediniz, bravo. Birkaç saat geçti. Anneniz geldi, en sevdiğiniz böreği getirmiş. Ucundan azıcık hadi kırılmasın diyerek aldınız. Akşam eşinizle oturdunuz en sevdiğiniz diziyi izliyorsunuz ve bir yandan reklam aralarında iştahınızı açan görsellerin bombardımanına uğradınız. Kısaca hedefe ulaşma yolunuz aklınızı çeldirici tekliflerle dolu mayınlı bir yola dönüştü. Sonuçta disiplin ve özgür iradeniz arasında bir direniş kaçınılmaz oldu. Başarıya ulaşma hikayenizde sahneye artık yardımcı aktör “yaşanılan çevreyi” çağırmanın işte tam sırası. 2021 senesinde Amerikan Nöroloji Akademisinin tıp dergisi Neurology’ de 10 yıl süreyle takip edilen, 601 kişiyle yapılan bir araştırmanın önemli sonuçları yayınlandı. Wisconsin Üniversitesi’nden bilim insanları, 601 kişiyle yapılan söz konusu araştırmada yaşanılan çevrenin insan beyni üzerindeki etkilerini incelediler ve yaşanılan çevrenin insan beynini etkileyebileceğini ortaya koydular. Yaşadığımız çevre, bizi çevreleyen fiziksel ortam hedefimize giden yolda başarımızı farkında olduğumuzdan daha çok etkiliyorsa, ne yapabiliriz? İşin güzel yanı, yaşanılan çevrenin, fiziksel ortamın değiştirilebilir olmasıdır. Hedefinize giden yolda yapmanız gerekenleri daha kolay, yapmamanız gerekenleri daha zor kılacak bir fiziksel ortam tasarlamak başarının sırlarındandır. Fiziksel ortamın imkanlar doğrultusunda bilinçli yapılandırılması motivasyon, disiplin ve özgür iradenizin aynı su gibi en az dirençle karşılaşacağı yolu izleyerek rahatça akmasını sağlayacaktır. 4 TEMEL ADIMDA YAŞADIĞINIZ ÇEVREYİ BAŞARIYA GİDEN YOLDA NASIL İYİLEŞTİREBİLİRSİNİZ? • Hedefiniz ne olursa olsun fiziksel çevrenizde neler olsa ve neler olmasa başarmanızın daha kolay olacağını kendinize lütfen sorun. Örneğin, spor yapma hedefinizde size en yakın spor salonu daha pahalı bile olsa, uzak ve uygun fiyatlı olandan ulaşılabilirlik açısından daha etkilidir. İnsanların içinde spor yapmaktan çekinen biri içinse evde veya yalnız devam edebileceği bir spor daha etkilidir. Buzdolabında aklınızı çelecek sağlıksız yiyecekler yerine sağlıklı ve az kalorili yiyeceklerin olması, gece yarısı abur cubur krizine girdiğinizde, onlara ulaşamayacak olmanız da ertesi gün pişmanlık duymanızı önleyecek bir fiziksel ortam iyileştirmesidir. • Fiziksel ortam ve yaşanan çevre sizi çevreleyen nesnelerden ibaret değildir. Okuduğunuz haberler, dinlediğiniz müzik, izlediğiniz diziler, telefonunuzda kullandığınız sosyal medya uygulamalarında akışınıza düşen görseller, videolar da yaşadığınız çevrenin bir parçasıdır. Hedefinize yönelik sizi motive eden, bilgilendiren, olasılıklar sunan veri akışı başarınızı arttırmakta destek olabilecekken, sizi strese sokan, enerjinizi düşüren, kendinizi yetersiz hissetmenize sebep olan her veri akışı da olumsuz etkileriyle hedefinizden sizi alıkoyabilecektir. Enerjinizi yükselten, kendi kendinizi motive etmenize yardımcı olacak şekilde tüm bu ortamları gözden geçirin ve hedefiniz doğrultusunda yeniden seçimler yapın. • Yaşadığınız çevreye, hedefinize ulaşmanızın mümkün olduğunu size hatırlatacak insanları dahil edin. Bu insanlar sizden önce bu yolda yürüyüp bir başarı hikayesine sahip olan insanlar olabileceği gibi, size inanan, sizi hayata olumlu bakış açılarıyla destekleyecek arkadaşlarınız da olabilir. Birebir iletişime geçebilme imkânınız olanlarla daha sık görüşün. Başarı öyküleri ile size ilham olabilecek kişilerin tanışamasanız da biyografilerini, kitaplarını okuyabilir varsa sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz. Sizi yargılayan ve sürekli yıkıcı eleştirileri ile başarınızdan alıkoyan ilişkilerin farkında olun. Onların bakış açılarının kendi yaşanmışlıklarının sonucu olduğunu, aynı fikirde olmak zorunda olmadığınızı algıladığınız anda kişiselleştirmek yerine filtreleyebilmeyi başaracaksınız. • En kıymetli fiziksel çevreniz, sonsuz varlığınız ruhunuza ev sahipliği yapan bedeniniz, hangi hedefe sahip olursanız olun beden sağlığınızı sürekli daha iyiye götürme yönünde adımlar atın. Daha kaliteli uyku, daha sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, kendine kaliteli zaman ayırma gibi değişikliklerle ruhunuzu çevreleyen bedeninize hak ettiği değeri verin. Bu size katlanarak büyüyen bir destek olarak geri dönecektir.