Anasayfa » Yazarlar » Abdülkadir Aksu » Abdülkadir Aksu ile 15 TEMMUZ DESTANI VE MILLI BIRLİK GÜNÜ

Abdülkadir Aksu ile 15 TEMMUZ DESTANI VE MILLI BIRLİK GÜNÜ

15 TEMMUZ DESTANI VE MILLI
BIRLİK GÜNÜ
ra, Parti binalarına bomba atılıyor, yakılTarihin
çok hayatî kırılma anları vardır ve
o anlarda sergilenecek tutum tarihin yönünü
belirler: Geleceğin felaket yerine umut olmasını
sağlar. Türkiye, bütün çeşitliliğiyle ve bütün
renkleriyle bunu başardı
15 Temmuz gecesi. Halka dehşet saçmak
için alçaktan uçan uçakların küstahlığı
halkı korkuttu korkutmasına, ama aynı
zamanda, milletimizdeki demokrat tavrı ve
kendisinin seçtiği siyasi iradeye sahip çıkma
gücünü ortaya çıkardı. Bu anlamda insana,
hayata, yaşadığı topluma çok daha fazla güvenle
baktıran tarihî bir andı yaşadığı mız.
Gündelik hayatın olağan akışı içindeki göze
görünmeyen erdemin ete kemiğe büründüğü,
“sıradan insan”ın içindeki kahramanın
ortaya çıktığı olağanüstü bir an. 15 Temmuz
gecesi milletçe bizim için “onur gecesi”dir.
15 Temmuz, Türkiye’de halkın devreye
girerek kendi kaderine sahip çıkması anlamında
bir dönüm noktası olmuştur.
Darbeye karşı verilen kollektif mücadele,
bütün siyasî karşıtlıklara rağmen seçilmiş
siyasetçilerinin yönetme hakkına ilişkin bir
sosyal mutabakatın varlığını göstererek demokratik
bilinci ve siyaset kurumunu güçlendirmiştir.
Siyasî meşruiyet konusunda katedilen
mesafeyi ortaya koymuş, Türkiye
Toplumu’nun demokratik meşruluk taşımayan
otoriteyi tanımadığını pratik olarak sergilemesi,
iktidarın elde edilişi ve siyasî sistem
konusunda demokrasinin ihtiyaç duyduğu genel
bir uzlaşmanın yerleştiğini de göstermiştir.
15 Temmuz demokrasi tarihimizde bir
milattı. Halkın, meşru temsilcileri haricinde,
kendi adına karar vermeye yeltenenleri tanımadığının
miladıydı. İradesini gasp edenlere
karşı dik duruşun ve demokratik yönetimi sahiplendiğinin
miladıydı. 15 Temmuz’da Türkiye,
bedeli ağır da olsa, demokratik rüştünü
ispat etti ve üzerine çöreklenmek istenen laneti
defetti. Toplumun her kesiminden insanlar,
kendilerine cehennem yaşatacak bir yapıya
karşı tarih sayfalarında yerini bulacak bir direnç
gösterdi. Herkesi içine alacak bu yangını
kendi kuvvetince söndürmeye çalışan, imkânı
dâhilinde bir damla da olsa belayı savuşturmaya
katkıda bulunan her kişi ve kuruma,
minnettarlık borçluyuz.
Bütün bu gerekçelerden dolayı bizler, 15
Temmuz hain FETÖ darbe girişiminde haklı
olarak, dünyanın demokrasiyle yönetilen ülkelerinden,
dost ve müttefik ülkelerden darbeye
karşı bir “sağlam duruş” ve “dost eli” görmek
istedik. Batı’nın Türkiye’de demokrasiye can
veren demokratik direnişe gözlerini kapattığını
15 Temmuz gecesi gördük. Peki, bunun nedeni
ne? Söz konusu biz olunca, demokrasi havariliğini
kimseye kaptırmayan Batı dünyası,
neden Türkiye’de 15 Temmuz gecesi demokrasiyi
savunmaktan hep imtina etti?
15 Temmuz meşum darbe gecesi darbeci
FETÖ teröristleri için bir bitiştir. Ama aziz
milletimizin bugün ve yarınları için bir zaferdir.
O utanç gecesi hainler ve onların üst aklı
için bir devrin nihayete ermesidir. Fakat bizim
için toprağa gümülü “Yeni Türkiye” ideali olan
tohumun filizlenmeye başladığı gündür. O
gece; güçlü ve tam bağımsız bir Türkiye’nin
doğuş miladıdır. Ve o gece aynı zamanda
lider bir Türkiye’nin de müjdeleyicisidir. Dahası,
o gece “darbeye direnen millet, darbeye
direnen lider” imajının en güçlü kanıtıdır. Yine
O gece milletine güvenen lider Recep Tayyip
Erdoğan, büyük bir zaferi kazanarak bir işgal
girişimi olan son savaşın başkomutanı olduğunu
dünya âleme göstermiştir. Bir milletin
ayağa kalkması demek, her alanda maruz
kaldığı işgale ve tahakküme “dur” demesiyle
olur.
İşte 15 Temmuz böyle bir işgal ve tahakküm
girişimiydi. Kazanan demokrasimiz,
kazanan ülkemiz ve aziz milletimizdir.
251 Şehidimizin ruhu şad olsun…