Edinilen bilgiye göre Erdoğan-Bahçeli zirvesinde Başkanlık sistemine ait detayların yanı sıra Musul operasyonu da gündeme geldi. Bu arada MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin görüşmede olası bir idam kararının parlamentoya gelmesi durumunda bunu destekleyeceklerini belirttiği öne sürüldü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile 3 Kasım tarihinde Beştepe’de bir araya geldi. Önceden tasarlandığı gibi saat 15.00’te başlayan görüşme yaklaşık bir saat sürdü. Görüşme öncesi ve sonrasında taraflardan görüşmeye ve görüşmenin içeriğine dair herhangi bir açıklama gelmedi. MHP, davetin Cumhurbaşkanlığı’ndan geldiğini belirtirken Cumhurbaşkanlığı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin 29 Ekim resepsiyonunda görüşme için mutabık kalındığını ve Cumhurbaşkanlığı’nın Bahçeli’yi bunun üzerine davet ettiğini belirtti. Bu görüşme için ‘kritik bir görüşmeydi’ tamlamasını yapmak doğru ve yerinde olacaktır çünkü söz konusu görüşme Bahçeli’nin ‘Başkanlık’ teklifinin Meclis’te görüşülmesi yönünde yaptığı açıklama sonrası gerçekleşen ilk görüşme oldu. Edinilen bilgiye göre Erdoğan-Bahçeli zirvesinde Başkanlık sistemine ait detayların yanı sıra Musul operasyonu da gündeme geldi. Bu arada MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin görüşmede olası bir idam kararının parlamentoya gelmesi durumunda bunu destekleyeceklerini belirttiği öne sürüldü ve bu yasanın Abdullah Öcalan için de geçerli olması hususunda fikir birliğine varıldığı belirtildi. Bahçeli’nin Beştepe’ye elinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilmek amacıyla MHP logolu bir dosyayla gelmesi ise dikkatlerden kaçmadı. Zirve’de ayrıca Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sorunlar, Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgedeki gelişmeler, FETÖ darbe girişimi, idam, yeni anayasa, başkanlık sistemi ve referandum gibi konuların da masaya yatırıldığı ifade edildi. Öte yandan görüşmeyle ilgili ilk açıklamayı yapan Bahçeli oldu. Konu ile ilgili gözlemciler Bahçeli’nin açıklamasının pek tatmin edici yönde olmadığını ileri sürdüler. MHP Grup toplantısında konuşan Genel Başkan Bahçeli, bu toplantıda AK Parti’nin anayasa hazırlık süreci çalışmalarında sona yaklaştığını anladıklarını fakat teklifin içeriğini şimdilik bilmediklerini belirterek “Fiili durumun sonlandırılarak devlet ve toplum hayatını altına alan hukuksuzluğun bıçak gibi kesilmesini arzuluyoruz. Hazırlanan teklifi önce göreceğiz sonra değerlendireceğiz, daha sonra da bir karar ve kanaate varacağız.Bizi anlaşılmaz bulanlar, sözlerimizin şifrelerini çözmeye çalışanlar biraz daha sabrederlerse pek yakında muratlarına ereceklerdir. MHP olarak anayasal yörüngeye kavuşturulmasını, fiili açmaz ve çatlağın onarılmasını acil görüyoruz. Aksi halde hesapta olmadık sorunların ortaya çıkabileceğini, daha şiddetli kriz ve kaos dalgasının ülkemize çarpabileceğini düşünüyoruz” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın bir zamanda kapsamlı olarak gözden geçirilen bir metnin Meclis’e sunulacağını ifade ettiği bildirildi. Daha önce üç partinin uzlaştığı 7 maddelik yeni anayasa teklifiyle Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun yine daha önce görüş birliğine vardığı 60 maddelik değişiklik metnini Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanlığına götürdüğü dosyada bulunduğu da belirtilmektedir.AK Parti tarafından herhangi bir metnin kendilerine ulaştırılmadığını ifade eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, Meclis’teki tutumlarının gelecek metnin içeriğine bağlı olacağını belirtti. Türkiye’nin AK Parti iktidarı döneminde 6 ve 13 no’lu uluslararası protokollere imza atığının da altını çizen MHP Genel Başkanı Bahçeli “İdamla ilgili bir düzenlemenin Meclis’ten geçmesi halinde ilişkiler, AB ile ilişkilere nasıl yansıyacak, oluşacak sorunlar nasıl çözülecek bu konuda hükümetin bir ön çalışma yapması gerekir. Meclis’e de bu ön çalışmalar doğrultusunda bir metnin getirilmesi halinde bizim öteden beri duruşumuz bellidir” diye konuştuğu ifade edildi. Bahçeli’nin bu arada Öcalan’ın idam tartışmalarının yapıldığı döneme değinerek MHP’nin bu konudaki görüşlerinde ve fikirlerinde herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını söylediği de ifade edildi. İdam düzenlemelerinin anayasa değişikliği metninden ayrı tutulması gerektiğini de sözlerine ekleyen Bahçeli Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu noktayı göz önünde bulundurarak değerlendirilmesine olumlu baktığı aktarıldı. Partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Merkez Disiplin Kurulu (MDK) ve milletvekillerini bir araya getirerek başkanlık konusundaki duruşunu ve sınırları konusunda görüş bildiren Bahçeli’nin Ankara kulislerinden gelen bilgiye göre kendilerinin parlamenter sistemden yana olduklarını ancak Türkiye’de anayasal yetkilerinin dışında davranan bir Cumhurbaşkanı sebebiyle fiili başkanlık sistemi yaşandığını, bunun içeride ve dışarıda sorunlarla boğuşan bir dönemde devlet krizi yarattığını ve kaosa neden olduğunu ifade ettiği ve bu ortamda bu fiili durumun daha fazla devam etmesini istemediklerini belirttiği aktarılan toplantıda “Biz Başkan yapacağız demedik ki” dediği öğrenildi. Toplantıda ayrıca kurultay süreci için FETÖ uyarısı yapan Bahçeli, hükümetin ‘odacıyla-kapıcıyla uğraştığını ancak Yurtta Sulh Konseyi’ni ortaya çıkarmadığını’ söyleyip örgütün yönetici kadrosunun cezalandırılmasını istedikleri aktarıldı. Bahçeli “Kurunun yanında yaşın yanmaması” gerektiğini belirtti ve “Bu tablo, suçluların haklıymış gibi ortaya çıkmasına neden oluyor. Haklı serzenişler konusunda hükümeti uyarıyoruz. Aksi halde bu serzenişler suçluların ortaya çıkarılmasını engelleyebilir” şeklindeki görüşlerini belirttiğinin altı çizilmektedir. 15 Kasım Salı günü partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli “AKP’nin anayasa hazırlık metni tarafımıza resmen iletildi. Söz konusu metin üzerindeki çalışmalarımızı çok detaylı, kılı kırk yaran bir değerlendirmeyle yapıyoruz” diye konuştu. Grup toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını cevaplayan Devlet Bahçeli, metinde ‘Cumhurbaşkanı’ ifadesinin bulunduğunu kaydetti. Ana muhalefet partisi CHP’ye çağrıda bulunan ve sürece katkı sağlaması gerektiğini ifade eden Bahçeli “Bu süreçte CHP naz etmemeli, kapris yapmamalıdır. Buyursunlar kafa kafaya verelim, el ele, gönül gönüle, omuz omuza fiili açmazı giderelim. Milletimizin sorunlarına beraberce eğilelim” ifadelerini kullandı. Tasarı ise Genel Kurul’da yeterli oyu alırsa referanduma sunulacak. Halka sunma ya da sorma adımında umulan ve beklenen halkın doğru karar vermesidir. Ancak siyasi gözlemcilerin bazıları halkın her zaman doğru karar veremediğinin de bilinen tarihi gerçekler arasında yer aldığına dikkat çekmektedirler. Çelişen görüş ve politikaların yaşandığı Türkiye’de siyasi hayat ile siyasi partiler ve bunların sorunlara yaklaşım ve görüşleri bağlamında çok ilginç, karmaşık, anlaşılması bir o kadar zor bir süreç yaşandığı da ifade edilmektedir. Her dem demokrasiden, ‘gerçek demokrasiden’ söz edilen bir ülkenin kurucu ilke ve ülküyle çelişen tartışmalar içerisinde çalkalandığına da dikkat çekilmektedir. Siyasi gözlemciler göre halk, gelişmeleri şaşkınlıkla izlemekte ve görüş oluşturmakta zorlanmaktadır. Halkın bunda da haksız sayılmadığını belirten gözlemciler, siyasiler akılcı ve kalıcı prensip ve politikalar üretip uygulamalıdırlar görüşünü ileri sürmektedirler.