Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ana giriş kapısında karşıladı. Erdoğan ve Ruhani’nin tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin milli marşları çalındı, 21 pare top atışı yapıldı. Konuk İran Devlet Başkanı Ruhani, Muhafız Alayı Tören Kıtası’nı “Merhaba asker” diyerek selamladı. Törende, tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı. İki ülke heyetlerinin takdimi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ruhani, merdivenlerde Türkiye ve İran bayrakları önünde poz verdi. Baş başa görüşmenin ardından Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Oturumuna geçildi. Anlaşmaların imza töreninden sonra Erdoğan ve Ruhani ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuğu onuruna resmi yemek verdi. İki lider, yemeğin ardından Çankaya Köşkünde yapılacak İş Forumu Toplantısı’na katıldı. Törende, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ankara Valisi Vasip Şahin, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, baş başa görüşme ve Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Oturumunun ardından, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak Tahran’da 7 Eylül 2018’de yapılan Üçlü Zirve vesilesiyle bir araya geldiklerini anımsatarak, “İran’ın yaptırımlarla baskı altına alınmaya çalışıldığı dönemde bu ziyaretin gerçekleştiriliyor olmasının ayrıca farklı bir önem taşıdığını düşünüyorum. Karşılıklı üst düzey ziyaretlerimizde yakaladığımız bu ivmeyi her iki ülkenin de menfaatine hizmet edecek, sonuç alıcı adımlar olarak düşünüyorum” dedi. Ruhani ile iki ülke arasındaki ikili ekonomik ve ticari ilişkileri, güncel, bölgesel gelişmeler başta olmak üzere ele aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikili ticaret hacminin 2017 yılında 11 milyar dolarken, bu rakamın 2018 Ekim ayı itibarıyla 8 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğine dikkati çekti. İkili ticaret alanında hedef olarak belirledikleri 30 milyar dolara ulaşmak için çok daha fazla çalışılması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş adamları ve yatırımcılar için elverişli bir iş ortamının tesisi, iş çevrelerinin teşviki yönündeki çabaların devam ettiğini söyledi. İki ülke arasında sınır güvenliği konusunda teknik ve siyasi düzeyde iyi bir işbirliğinin söz konusu olduğunun altını çizen Erdoğan, “Son dönemde ilgili güvenlik kurullarımız arasında temasların artmış olmasından da memnunuz. Ülkemizin ve bölgemizin istikrarını ve güvenliğini hedef alan hiçbir oluşuma müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz. Bu konuda İran ile iş birliğimizi artırarak sürdürmek ve karşılaştığımız ortak hedefleri bertaraf etme noktasında irademiz tamdır. Bölgemizde yaşanan çatışmaların sona erdirilmesi, barış ortamının tesis edilmesi için Türkiye ve İran’ın atabileceği çok adımlar var” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgesel konularda İran ile işbirliğini, istişareleri bu doğrultuda derinleştireceklerini belirterek, şöyle devam etti: “Bu iş birliğinin, müspet sonuçlarını Rusya Federasyonu’nun da katılımıyla oluşturulan Astana Süreci’nde başarmış bulunuyoruz. Çabalarımızı Suriye ve tüm Suriye halkını kucaklayacak, kalıcı bir barışın tesisi için artırmamız gerek. Öte yandan, Türkiye olarak kapsamlı ortak eylem planının tüm tarafların anlaşmaya sadık kalmalarıyla, planın devamının uluslararası barış ve güvenliğe hizmet ettiğine, edeceğine inanıyoruz. İran plan kapsamındaki taahhütlerini yerine getirdiği Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından bugüne kadar defalarca teyit edilmiştir. Hal böyleyken Amerika’nın anlaşmadan çekilmesini doğru bulmuyoruz. Biz, meselelerin dayatmalarla değil, angajmanla, karşılıklı müzakerelerle çözülmesinin taraftarıyız. ABD’nin İran’a yaptırım kararının bölge güvenliği ve istikrarını tehlikeye attığını, bunları desteklemediğimizi bir kez daha vurguluyorum. Bu yaptırımların ülkelerimiz arasındaki meşru ticari ilişkilere menfi etkilerini asgariye indirmek için her türlü tedbiri almaya hazırız. Bu yöndeki çalışmalarımız sürüyor.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, komşuluk hukukunun, ülkelerin zor zamanlarında birbirine destek olmayı gerektirdiğini kaydederek, “İran’a yönelik haksız bulduğumuz baskıların yoğunlaştığı bu dönemde, kardeş İran halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Köklü geçmişimizden ilham alan ilişkilerimizi geleceğe daha da güçlü bir şekilde taşıyacağımıza inanıyorum” dedi. Ruhani’ye verdiği destek ve sergilediği dayanışmadan ötürü teşekkür eden Erdoğan, iki ülkenin ilgili bakanlarını, kurum ve kuruluşlarını da ikili ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik özverili çalışmalarından dolayı tebrik etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile İran arasındaki iş birliğini önümüzdeki dönemde her alanda derinleştirmek hususundaki kararlılığını vurguladı. Türkiye ve İran ilişkilerinin bölgenin barış ve istikrarı ile gelişmesine katkı sağladığını ifade eden İran Cumhurbaşkanı Ruhani, hiçbir ülkenin bu ilişkilere zarar veremeyeceğini vurguladı. ABD’nin ülkesine uyguladığı ambargoya ilişkin Ruhani, “Erdoğan ve hükümetine ABD’nin uyguladığı tek taraflı, kanunsuz ve zalimce ambargoların karşısındaki kesin ve açık tutumları için teşekkür ediyorum. Bu bütün ahlaka, ortak çıkarlara ve uluslararası hukuka aykırıdır. ABD’nin İran aleyhine uyguladığı bu eylem yüzde 100 terörist bir eylemdir” diye konuştu. Birkaç ülkenin ABD’ye katılarak BM Güvenlik Konseyi kararlarını ve uluslararası hukuku çiğnediğini söyleyen Ruhani, dünyada “zorbalık döneminin” bittiğine inandığını dile getirdi. Görüşmede bölgesel konuları da ele aldıklarını kaydeden Ruhani, Suriye iç savaşı konusundaki Astana sürecinde Türkiye, İran ve Rusya’nın yakın iş birliği içinde çalıştığını belirtti. Bu iş birliğinin sürdürülmesi kararı alındığını dile getiren Ruhani, üç ülkenin bir araya geleceği sonraki toplantının da Rusya’da yapılması konusunda mutabık kalındığını dile getirdi. Ruhani, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Suriye bizim için çok önemli. Suriye’nin kaderinin sadece Suriye halkı tarafından belirlenmesi lazım. Suriye’nin toprak bütünlüğüne herkes saygı duymalıdır ve bu konuda biz iki ülke tamamen hemfikiriz. Bu konuda bölgede barış ve istikrarın sağlanması için iş birliğimizi devam ettireceğiz. Ayrıca Yemen konusuyla ilgili, Yemen halkının geçirdiği çok zor koşullarla ilgili olarak, Yemen’de de barış ve istikrarın sağlanması için beraber karar aldık. Yemenliler arasındaki diyaloğun sağlanmasına yardımcı olalım ve Yemen halkına yapılacak insani yardımlar için iki ülke istişare edelim. Birbirimize yardım edelim.” Akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiyeİran İş Forumu’nda konuştu. Konuşmasından bazı satır başlıkları ise şöyle: “Toplantımızın her iki ülke için yeni iş birliklerine, yeni projelere, yeni yatırımlara kapı aralamasını temenni ediyorum. Bu etkinliğe öncülük eden Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu kısa adı ile DEİK mensuplarına da özellikle teşekkürlerimi sunuyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, kıymetli iş adamları İran ile geniş bir alanda kapsamlı işbirliklerine sahibiz. Hedefimiz ikili ekonomik ilişkilerimizi siyasi ilişkilerimiz ile aynı seviyeye çıkarmaktır. Bu kapsamda daha önce Sayın Cumhurbaşkanı ile mutabık kaldığımız üzere ikili ticaret hacmimizi 30 milyar dolar seviyesine yükseltilmesini arzu ediyoruz. Geçtiğimiz yıl 10,7 milyar dolar olarak gerçekleşen ikili ticaret hacmimizin bu yılsonu itibarıyla yine aynı düzeyde gerçekleşmesini bekliyoruz. Korumacı refleksleri geride bırakmamız, ticaretin mantığına uygun şekilde süreci yürütmemiz gerekiyor. İlgili bakanlara gerekli talimatlarımızı verdik. ‘Bugün-yarın bitirin’ dedik. Önümüzde aşılmayacak hiçbir engel yok. ABD’nin İran’a yönelik olarak uygulamaya koyduğu yaptırımlardır. ABD’nin yaptırım kararının bizi hedefimize ulaşmaktan alıkoymasını engellemek mecburiyetindeyiz. Yaptırımlara karşı çıktığımızı, İran halkını cezalandırmak anlamına geldiğini her platformda açıkça ifade ediyorum. Tek taraflı atılan bu adımın uluslararası işbirliğine ve güven ortamına zarar vereceğini muhataplarımıza söylüyoruz. İnsanlık barışa muhtaç, savaşa değil. Yaptırımları kabul etmediğimizi, hiç kimsenin İran ile ticari ilişkilerimizi sonlandıracağını düşünmemesi gerektiğini tekrarlamak istiyorum. Yaptırımların özellikle bankacılık sisteminden kaynaklanan bazı belirsiz liklere yol açtığının farkındayız. Her şeye rağmen bu sorunların çözüme kavuşabileceğine inanıyoruz. Bu konuda karşılıklı dayanışma çerçevesinde birlikte çalışma ve bir yol haritası oluşturma konusunda mutabık kaldık. Çalışmalarımızın meyvelerini yakın zamanda almaya başlayacağımıza ve fırsata çevireceğimize inancım tamdır.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hafız-ı Şirazi’nin şiirlerinden birini Farsça okuması, İranlı konukları gülümsetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Hafız-ı Şirazi’nin şu dizelerini okuyabiliriz: ‘Üzerinde gönül meyveleri yetişen dostluk ağacı dik, sayısız çileler getiren düşmanlık fidanını kökünden sök.” Ayrıca Türkiye-İran İş Forumu’nda söz alan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da şunları kaydetti: “Bu yılın 11 aylık döneminde İran ile ticaret hacmimiz yüzde 11,5 azalarak 8,8 milyar dolar oldu. Bu rakamlar iki ülkenin potansiyelini yansıtmamaktadır. Özellikle iki ülke arasındaki enerji ticaretinin rahatlıkla gerçekleşeceği dönemde, Tercihli Ticaret Anlaşmasını daha etkin kullanarak ticaret hacmimizi artırmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve İran Cumhurbaşkanı Sayın Ruhani’nin de öngördükleri üzere 30 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmak üzere çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız” dedi. Çankaya Köşkü’nde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin teşrifleriyle Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen Türkiye – İran İş Forumu’nda konuşan Pekcan, iki ülke cumhurbaşkanının söz konusu etkinliğe katılmasının ülkeler arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesine ne kadar önem verdiğinin bir göstergesi olduğunu vurguladı. Pekcan, İran ile uzun senelere dayanan tarihi, ekonomik ve ticari anlaşmaların söz konusu olduğunun altını çizerek, “Nitekim bugüne kadar İran’ın karşılaşmış olduğu güçlüklerde daima Türkiye İran’ın yanında olmuştur” ifadesini kullandı. İran’ı etkileyecek herhangi olumsuz bir gelişmenin hem bölgeyi hem de Türkiye’yi etkilediğini ifade eden Pekcan, “ABD’nin 5 Kasım tarihi itibarıyla yeniden uygulamaya başladığı yaptırımlardan İran’dan sonra en fazla etkilenen ülke Türkiye olmuştur. Türkiye ile İran, her zaman ortak müreffeh bir geleceğe inandık ve adımlarımızı bu hedefe doğru yönlendirmiş bulunuyoruz” diye konuştu. Pekcan, 1 Ocak 2015’te Türkiye ile İran arasında İkili Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA) imzalandığını hatırlatarak, ikili ticari ve ekonomik işbirliğini daha ileri seviyelere taşımak adına TTA genişletme müzakerelerini sürdürdüklerini kaydetti. Bu yılın 11 aylık döneminde İran ile ticaret hacminin yüzde 11,5 azalarak 8,8 milyar dolar olduğunu belirten Pekcan, şunları kaydetti: “Bu rakamlar iki ülkenin potansiyelini yansıtmamaktadır. Özellikle iki ülke arasındaki enerji ticaretinin rahatlıkla gerçekleşeceği dönemde, Tercihli Ticaret Anlaşmasını daha etkin kullanarak ticaret hacmimizi artırmalıyız ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ve İran Cumhurbaşkanı Sayın Ruhani’nin de öngördükleri üzere 30 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmak üzere çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız. Ticari ve ekonomik bağların yeni boyutlar kazanacağına inanıyoruz.” Bakan Pekcan, iş forumu vesilesiyle farklı sektörlerden çok sayıda iş insanının bir araya geldiğine dikkati çekerek, ticari ilişkilerin nasıl daha üst seviyelere taşınabileceğini ve farklı sektörlerle işbirliklerin nasıl çeşitlendirilebileceğini görüşmek üzere iş insanlarının bir araya gelme fırsatı bulduğunu vurguladı. İş Forumu’nun Türk-İran dostluğunun güzel bir göstergesi olduğunu ifade eden Pekcan, şunları ifade etti: “Unutmayalım ki gerçek dostlar kara günde belli olduğu gibi, büyük işler de zor zamanlarda yapılır. Türk firmaları, İran yaptırımlarının kaldırıldığı dönemde İran’ı yeni keşfeden ülkelerin firmaları gibi bu ülkeye yabancı değildir. Firmalarımız yaptırımlar döneminde de İran’da tüm zorluklara rağmen faaliyetlerini devam ettirmiş, halen de devam ettirmektedir. Türk firmaları İran’daki en başarılı yabancı yatırımcılar olmuştur. Bu kapsamda, burada yapılacak iş görüşmeleri neticesinde ülkelerimiz arasındaki ticari ve ekonomik bağların daha da güçleneceğine ve yeni boyutlar kazanacağına inanıyoruz. Bugün gerçekleştirmekte olduğumuz Türkiye-İran İş Forumu Türk – İran dostluğunun en güzel göstergesidir.” Pekcan, ülkeler arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerde en önemli rolün özel sektöre düştüğünü, kendilerine düşen görevin ise özel sektörleri desteklemek, önlerini açmak, onların bir araya gelmeleri amacıyla platformlar kurmak olduğunu belirterek, “Ne mutlu bize ki İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı kulaklık bile kullanmaya gerek duymuyor, Türkçe anlıyor. Dolayısıyla bütün sorunlarımıza da vakıf, sorunlarımızı çok daha kolay çözeceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.