Anasayfa » Dünya » Günümüzde Türkiye – Avusturya İlişkileri

Günümüzde Türkiye – Avusturya İlişkileri

Demokrasiyi savunan darbe karşıtı Türklere yönelik baskılar Avrupa ülkelerinde gözle görülür bir şekilde artıyor. Özellikle Avusturya’da yaşayan Türklerin, Türkiye’de yaşanan olayların ardından evlerine bayrak asmalarının yasaklanmasından sonra başka bir akıl almaz olay Viyana Havalimanı’nda yaşandı. Turizm sezonunda Temmuz ayının sonlarına doğru Türkiye’yi kötüleyen “Türkiye tatili ile sadece Erdoğan’ı desteklersiniz” yazısı Uluslararası Havalimanı’na gidenleri karşıladı. Türkiye’ye olan kinin, öfkenin ve nefretinneredeyse kanıtı olarak sayılabilecek bu afiş, gelen tepkiler sonucu kaldırıldı. Ancak bu afiş iki ülke arasındaki ilişkilerin hem gerilmesine hem de sertleşmesine sebep oldu. İki ülke arasında ipleri kopma noktasına getiren olaylar sadece bununla sınırlı kalmadı. Yine Viyana Havalimanı’nda bir skandal daha yaşandı ve Kronen Zeitung gazetesi tarafından Havalimanı’ndaki panoya“Türkiye’de 15 yaşın altındaki çocuklarla cinsel ilişkiye izin verildiğini biliyor musunuz?” yazılı bir ilan asıldı. Türkiye’yi karalamak adına yapılan ve tamamen propaganda amacı güden bu ilanın, havalimanındaki panoda yayınlanması doğal olarak tepkiye neden oldu. Diplomatik kaynaklardan gelen bilgilere göre Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Viyana Havalimanı’ndaki haberin duyulmasının ardından söz konusu ilanın kaldırılması için girişimde bulundu. Viyana Büyükelçiliği’nin devreye girmesi sonucunda ise ilan daha sonra panodan kaldırıldı. Türkiye’ye yönelik tüm bu karalama çabalarının ardından Türk Dışişleri Bakanlığı, havalimanındaki panoda yer alan habere yazılı bir açıklama yaparak tepki gösterdi. Açıklamada “Viyana Uluslararası Havaalanı’nın yolcu salonunda ‘Kronen Zeitung’ gazetesine ait elektronik panoda 13 Ağustos 2016 tarihinde Türkiye’de 15 yaşın altındaki çocukların istismarına izin verildiğini iddia  eden, gerçeklerle hiçbir şekilde örtüşmeyen, çarpıtılmış bir haber başlığınayer verildiği görülmüştür. Bundan bir süre önce aynı panoda ‘Türkiye tatili sadece Erdoğan’ı destekler’ şeklinde yine maksatlı diğer bir başlık kullanılmıştı. Avrupa’nın merkezinde yer alan ve çeşitli milletlerden yolcuların yoğun bir şekilde kullandıkları bir uluslararası havaalanının, dost bir ülkeyi ve milleti karalamak amacıyla saygınlığı bulunmayan bir gazete tarafından yayınlanan bu tür sorumsuz, çarpık ve yanlış mesajların yayılmasına alet edilmesinden esef duyuyoruz ve şiddetle kınıyoruz. Bu konuda aynı gün Bakanlığımızca Ankara’daki Avusturya Büyükelçiliği n nezdinde ve Viyana’da Büyükelçiliğimizce gerekli girişimlerde bulunulmuş, tepkimiz dile getirilmiştir. Türkiye evrensel insan haklarının korunup geliştirilmesini her daim kendine hedef edinmiş, uluslararası toplumun saygın bir üyesi olarak çocuk hakları alanındaki uluslararası sözleşmelere ve ek protokollerine lafzı ve ruhuyla bağlı bir devlettir. Ülkemiz bu alandaki sorumluluklarının ve ödevlerinin bilincindedir. Öte yandan Avusturya ile Türkiye arasındaki diplomatik kriz sürerken sosyal paylaşım sitesi Twitter’da ilginç diyaloglar yaşandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurtz’un Ankara ve AB arasında sığınmacılar konusunda varılan anlaşmayla ilgili tepki göstererek bu anlaşmayı reddetti ama Kurtz’un her konuda görüş belirtmede özgür olduğunu ifade etti. Söz konusu tartışmalara bu kez İsveç Dışişleri Bakanı Wallström de dâhil oldu. Wallström “Türkiye’nin 15 yaşın altındaki çocukların cinsel ilişkiye girmesine izin vermesine dair kararı iptal edilmedi. Çocukların şiddet ve cinsel istismarınakarşı daha az değil daha fazla korumaları gerekir” şeklinde tweet attı. Başbakan Yardımcısı Şimşek’ten yanıt gecikmedi. Şimşek “Açıkça yanlış bilgilendirilmişsiniz. Türkiye’de böyle aptalca bir şey yok. Lütfen gerçekleri öğrenin” dedi. Wallström’ün bu tweeti üzerine İsveç’in Ankara Büyükelçiliği geçici maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak Türkiye’nin duyduğu rahatsızlık ve hayal kırıklığı dile getirildi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da Wallström’ün iddiaları için “Bir dışişleri bakanına yakışmayan, yalan ve yanlış bilgi üzerinden yapılmış bir açıklama. 15 yaş altı çocuklara yönelik istismara verilecek cezayı artıran bir yasayı da Meclisimiz kabul etti” ifadelerini kullandı. Türkiye ile AB Müzakereleri Sonlandırılsın Avusturya-Türkiye ilişkilerindeki gerginlik Ağustos ayının başlarında zirve yaptı. İki taraf da geri adım atmadı ve Avusturya’dan zehir gibi açıklamalar gelmeye devam etti. Avusturya Başbakanı Christian Kern, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinin sonlandırılmasına yönelik görüşünü açıkladı ve “Türkiye’den ricacı değiliz. Türkiye’nin daha çok bize ihtiyacı var. Türkiye’nin AB üyeliği sadece diplomatik bir kurgu. Türkiye üyelik için demokratik standartların çok gerisinde. Ben Türkiye’nin AB üyeliğini yıllarca, on yıllarca mümkün olmayan bir şey olarak görüyorum. Türkiye ekonomik olarak da AB’nin çok gerisinde” ifadelerini kullandı. Kern hızını alamadı ve “Türk turizmi bize bağımlı. En büyük yatırımlar AB’den. Türkiye’ni ekonomik açıklarını AB finanse ediyor. Bunuunutmayalım” diye konuştu. Kern, Türklerden çok ölüm tehdidi aldığını ve bu tehditlerin kendisiniyıldırmayacağını savundu. Avusturya Başbakanı Kern’in Türkiye’nin AB üyeliğine yönelik müzakerelerin durdurulması için girişim başlatacağı sözlerine ilişkin olarak AB Bakanı Ömer Çelik’ten oldukça düşündürücü bir yanıt geldi. Çelik “Bu tip yaklaşımları Avrupa’daki aşırı sağın yaklaşımlarıylabu kadar yakın benzerlik göstermesini son derece rahatsız edici buluyorum” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin AB üyesi olmasa da güçlü bir Avrupa ülkesi ve demokrasisi olarak Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olduğunun altını çizen Çelik “Karşı karşıya kaldığımız darbe girişimi Avrupa Konseyi içerisinde beraberce paylaştığımız insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti gibi ilkelere karşı yapılmış bir darbe girişimidir” diye konuştu. Türk haklının, bu darbe girişimi esnasında demokrasinin tüm değerlerine sahip çıktığını belirten Çelik “Bunun alkışlanması, takdir edilmesi gerekir. Eleştirileri olabilir, eleştiri demokratik bir haktır ama Türkiye’yi eleştirmekle Türkiye karşıtlığı arasına bir mesafekoymak gerekir” dedi. Türkiye Ev Ödevini Yapsın Ağustos ayı karşılıklı atışmaların gerçekleştiği bir aydı. Hemen hemen her gün hem Avusturya’nın hem de Türkiye’nin üst düzey yetkilileri arasında söz düellosu yaşandı.Ağustos ayının sonuna doğru Avusturya Başbakanı Christian Kern’den şaşırtıcı bir açıklama geldi. Kern, Türkiye ile AB ve Avusturya ile Türkiye ilişkileri hakkında çarpıcı sözler sarf etti. Kern, öncelikle AB Komisyonu Başkanı Juncker ve AB Komisyonu’nun Türkiye’ye karşı sergilediği tavrı eleştirdi ve bunun dürüstçe bir davranış olmadığını söyledi. Kern, sorunların AB Komisyonu’nda açıkça dile getirilmesi gerektiğini belirtti ve “Ben açıklık ve güvenilirlik taraftarıyım. Başkaları taktiğe daha çok değer veriyor. Ancak bu benim için kriter değil. Nitekim Avrupalıların hayatı için gerçekleştirdiğimiz mücadeleyi AB Komisyonu binasında değil makul kararlarla kazanırız” diye konuştu. Müzakere sürecinin Türkiye’yi Avrupa’ya yakınlaştırmak için mucizevi ilaç gibi gösterildiğini aktaran Kern, Türkiye’nin Avrupa’dan günden güne daha çok uzaklaştığını savunarak “AB Komisyon Başkanı Juncker’in yaptığı gibi Türklere müzakereye devam sözü verirken aynı cümlede Türkiye’nin zaten üye olamayacağını da dile getirmeli. Bu tutum, ne Türkler ne de Avrupalılar açısından kabul edilebilir bir durum değil” değerlendirmesinde bulundu. Avusturya-Türkiye ilişkisi konusunda ise son dönemdeki gerginliğe rağmen Türkiye ile diyaloğa gireceğini söyleyen Kern, “Elbette, Türkiye’yi güvenlik ve göç politikasının yanında ekonomik bir ortak olarak görüyorum ve onu kaybetmek istemem. Bir şekilde birlikte çalışmak zorundayız” ifadelerini kullandı. Kern’in ilişkileri yumuşatmak amaçlı görünen bu açıklamaları Türkiye’nin bir adım daha atmasına engel olamadı ve Türkiye ile Avusturya arasında yaşanan bu siyasi gerilim, Efes kazılarından sonra Limyra Antik Kenti kazıları da durduruldu. İzmir Selçuk’ta arkeolojik kazıları yürüten ve Dışişleri Bakanlığı’nın 31 Ağustos 2016 tarihli yazısına istinaden, Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün gerçekleştirdiği Efes kazıları, normal çalışma döneminin bitmesine iki ay kalmasına rağmen iptal edilmişti. Limyra Antik Kenti ise 1970’ten beri Avusturya Arkeoloji Enstitüsü tarafından kazılıyordu. Bu konuda ise siyasi alandaki gerilimin bilim dünyasını da etkisi altına aldığı ve siyasi gerilimin öfkesinin bilim insanlarından çıkarıldığı yorumu yapılmasına yol açmıştır. Avusturya-Türkiye ilişkisinin akıbeti ne olur henüz belli değil ancak karşılıklı atışmalar ve söz düellolarıyla bir yere varılamayacağı aşikâr. Şimdilik her iki ülke de taviz vermiyor ve söylenenlerden cayacak gibi görünmüyor. Avusturya yetkilileri her ne kadar “Bizde basın özgürlüğü var” dese de çarpıtılmış haberlerin doğruluğu ve gerçekliği araştırılmadan kasıtlı ve amaçlı yazılan haberlere Türkiye’nin tepki vermesi de çok doğaldır. Bu durumda Avusturya’nın ilkin geri adım atması beklenir. Türkiye zaten ılımlı, diyalog ve barış yanlısı bir ülke olarak Avusturya tarafından ilişkilerin normalleştirilmesi adımlarına karşılık verecektir.