Anasayfa » Genel » HAK SÖZÜ…

HAK SÖZÜ…

“İnsan, kendini silip, menfaatini adâlete feda ettiği ölçüde insan olur. Aleyhinize dahi olsa, doğruyu ve hak sözü söyleyin” demiş Kenan Rifayî… Kenan Rifayî ne iyi demiş ne güzel demiş dediğinizi duyar gibiyim. Peki bizler bu sözü yaşamımızda ne kadar uygulayabiliyoruz? Sanıyorum önce bunu etraflıca bir düşünmek gerekiyor. Ne için, neyin uğruna, hangi amaçla yaşıyoruz, bize sunulan bu hediye hayatları. Hadi bu değerli hediyenin farkındayız diyelim, peki menfaatler için mi adalet için mi, hak için mi nefis için mi yol alıyoruz bu fani dünyada… Peki hayatlarımızdaki doğrunun yanlışın, eksiğin gediğin ne kadar farkındayız? Şöyle bir çevremize bakınca herkes doğru, herkes tam, herkes mükemmel, eh o zaman neden çevremiz yanlışlar, haksızlıklar eksikler gediklerle dolu? O zaman etraflıca bir düşünmek sorgulamak ve öz eleştiri yapmak gerekmez mi? İşte tam da bu noktada öz eleştiri ağır gelir insana çünkü öğretilmiş ve ezberletilmiş düşünce kalıplarımız vardır hemen onları devreye sokarız. Hani ilkokuldaki fişler misali. Ali topu tut. At Ali at. Ayşe pencereyi açar gibi. Hemen kalıplara oturtmaya çalışırız yaşadığımız her şeyi, karşılaştığımız her kişiyi. Önyargılar silsilesi de işte buralardan kodlanır hayatlara. Hemen, şekle surete bakıp karar veririz, derine inmeyiz, empati kuramayız sorup soruşturmayız dolayısıyla. Korkarız öz eleştiriden. Zaten bilmeyiz de nasıl yapılması gerektiğini. En sevdiğimiz eleştiri boyutuna geçiveririz hemen işte o da bizi yine bir yanlışa daha sürükler. Kendimizi kandırmayı, olmadığımız kişiler gibi göstermeyi de pek bir severiz. Ama hiç çaba sarf etmeyiz kendi kötü huylarımızı değiştirmek için, eksiklerimizi tamamlamak için. Kolaydır çünkü hataları, yanlışları başkalarında bulmak, başkasını eleştirip karalamak. Ezcümle; düşünen, sorgulayan, öz eleştiri yapabilme cesaretine sahip zihinlere ihtiyaç vardır. Bu ülkenin, kendisini silip adalet için hakka teslim olabilecek nice yüreğe ihtiyacı vardır. Yalansız, riyasız, menfaatsiz günleriniz olması dileği ile… “Âdem oğulları aynı vücudun uzuvlarıdırlar. Zira aynı cevherden yaratılmışlardır. Felek bir uzva elem getirirse, öbürlerinin huzuru kalmaz. Ey başkalarının acısıyla kaygılanmayan kişi! Sana insan demek yakışmaz…”

Sa’di