Anasayfa » Yazarlar » Haklıyız haklı!!!

Haklıyız haklı!!!

Hepimizin ortak noktası: Hepimiz haklıyız…
Kimse yoğurdum kara demiyor…
Düşünüyorum da, acaba dünyanın herkese adil
davranma şekli mi bu? Duygular öyle iç içe geçmiş
ki… Matruşka gibi, içinden ha bire gerçekler çıkıyor..
Tamam biraz karışık oldu..
Bir de şöyle sormayı deneyeyim:
Gerçekten herkes haklı mı, yoksa herkes kendini
haklı mı zannediyor?
Çok düşündüm, gözlemledim.. Çıkardığım sonuç…
Herkes haklı…
Her birimiz doğamızda ne var ise onu sunuyoruz
çünkü… İnsanoğlu doğasına aykırı davranamaz ki…
Tesbih örneğini sevdiğimi bilenler bilir… Diyelim
ki biz insanlık mertebesinde 68. Tesbih tanesiyiz.
36. Taneye kızdığımızda, kendimizden aşağıda
gördüğümüzde cehaletimiz ortaya çıkıyor sadece.
Çünkü o da devri daim yapan bir sistemin içinde, o
da senin bulunduğun mertebeye gelecek ve o şu an
bulunduğu konum-derinlik-felsefe icabı seninle aşık
atamıyor.
Tamaaaaamm, biraz daha açıyorum:
Diyelim ki bir konuda birbiriyle anlaşamayan iki kişi
var:
Olaya şöyle bak…
Israrla durumu anlamayan, kabul etmeyen, çiğlik
yapan taraf henüz kenar süsündedir, yazıya geçmemiştir,
içinde bulunduğu denizin sığlığında debelenip duruyor
demektir. E derinlikte yüzen kişi “niye sığ suda iyi kulaç
atamıyorsun, yüzemiyorsun” derse olur mu? Derinlik farkı
var. Dolayısıyla her ikisinin olaya vereceği tepki, olayı
algılama biçimleri, farkındalıkları farklı…
Mesela…
Çok sevdiği için “katlanan” biriyle, sevmediği için
“bilmeden” zulmeden kişi bir mi? Aynı soruya farklı
cevapları var onların… Duygular farklı, yetiştiriliş
farklı, yaşanılanlar, öğrenilmişlikler, hedefler, korkular,
çaresizlikler, hayat sınavları farklı…
Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu denilen nokta yani…
Bilen eyvallah deyip köşesine çekilecek ki bilmeyen kavga
edecek kişi bulamasın… İki sertlikten ses çıkar zira. Biri
pamuk olsun gerek…
E böyle bakınca kimi suçlayabilirsin?
Bilmem anlatabildim mi…
Anlatamadım mı yoksa…
Eee o zaman sen de haklısın!