Hey Gidi Dünya …
Ne söylesek ne yazsak boş… Hep dediğim gibi söyleyecek çok şey var da, kime, kimlere, nasıl… Söylesen dert söylemesen dert, zaten söylesen de herkes kendi kabı kadar alacaktır gerisi de onlar için boş terane… İşte o yüzden Hey Gidi Dünya… Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az… Bayezid-i Bistami hazretleri bir gün akıl hastanesinin önünden geçerken birinin tokmakla bir şeyler dövdüğünü görüp sordu: – Ne yapıyorsun? – Delilere ilaç yapıyorum. – Benim hastalığıma da bir ilaç tavsiye eder misin? – Nedir hastalığın? – Günah işlemek. – Ben günah hastalığından anlamam… Ben delilere ilaç hazırlıyorum. Tam bu sırada konuşulanları duyan bir deli, Bayezid-i Bistami hazretlerine seslendi: – Senin hastalığının çaresini ben söyleyeyim. Tevbe kökü ile istigfar yaprağını karıştır… Kalp havanında tevhid tokmağı ile döv, insaf eleğinden geçir, göz yaşıyla yoğur, aşk fırınında pişir… Akşam-sabah bol miktarda ye… O zaman göreceksin senin hastalığından eser kalmaz. Bistami hazretleri, “Hey gidi dünya hey! Demek, seni de deli diye buraya getirmişler” diyerek oradan ayrıldı. Hey deliler kalın sağlıcakla…