Ege Bölgesi’nden Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne kadar, Türkiye’nin toplam 54 ilinde 28 Temmuz – 12 Ağustos tarihleri arasında toplam 299 orman yangını çıktı. Bu yangınlar ülke tarihinin en büyük orman yangınları olarak tarihe geçti. İlk yangın Antalya’nın Manavgat ilçesinde 28 Temmuz 2021 tarihinde çıktı. Yangınların çıkmasından 16 gün sonra Orman Genel Müdürlüğü ekiplerinin, sivil toplum örgütlerinin, gönüllü vatandaşlarımızın, Hırvatistan, İran, İspanya, Rusya, Ukrayna ve Azerbaycan olmak üzere pek çok ülkeden gelen uçak, helikopter ve yangın ekiplerinin desteğiyle havadan ve karadan müdahaleler aracılığıyla alevler kontrol altına alındı. Toplamda 5 bin 250 kişilik bir ekibin koordinasyonu ile kontrol altına alınan yangınlar için 18 su atar uçak, 68 helikopter, 9 İHA, 1 insansız helikopter, 850 arazöz ve 430 iş makinası kullanıldı. Orman Genel Müdürlüğü’nden alınan resmi verilere göre, 2019 yılında toplam 11.000 hektar alan zarar görürken, Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemi’nin (EFFIS) verilerine göre, 28 Temmuz – 12 Ağustos tarihleri arasında, sadece Muğla ve Antalya’da yanan ormanlık alan yaklaşık 124 bin hektar olduğu görülüyor. Yangınlarda 8 vatandaşımız hayatını kaybetti ve ormanlarda yaşayan binlerce canlı telef oldu. Bununla birlikte orman ve tarım arazileri ile bölgedeki sera alanları yok oldu. Acil kurtarma botları, yangının yayılması durumunda herkesi tahliye etmek için Marmaris kıyı şeridinde hazır bekledi. Bodrum’un turistik noktasında, orman yangınlarından kaçmak için 1000’den fazla kişi deniz yoluyla tahliye edildi. İMEAK Deniz Ticaret Odası Bodrum Şube Başkanı Orhan Dinç, CNN’e verdiği demeçte, “1140 kişinin 12 tekneyle tahliyesine yardım ettik. Dün de teknelerle tahliye yaptık ama bu bölgede daha önce benzerine şahit olmadım. Bu ilk defa oluyor” dedi. Dinç, denizden tahliyenin itfaiye ve ambulanslar için yolların açık kalmasına yardımcı olduğunu söyledi. Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ise, Bodrum’da 20’den fazla tekne kullanarak 1.100 kişinin tahliye edildiğini belirtti. Antalya’ya bağlı Manavgat ilçesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yangından etkilenenlere yardım etmek için hükümetin ne gerekiyorsa yapacağını söyledi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise, 54 ilde çıkan orman yangınlarına ilişkin olarak “Devlet buradadır, yangından zarar gören kimseyi mağdur etmeyeceğiz.” dedi. Pakdemirli, gazetecilere verdiği demeçte, Antalya ilinde en az 77 evin hasar gördüğünü ve 2.000’den fazla çiftlik hayvanının telef olduğunu söyledi. Pakdemirli sıcak ve kuru hava koşullarının yangınları alevlendirdiğini ve 37 santigrat derece sıcaklıkların, %14’ün altındaki nemin ve saatte yaklaşık 50 kilometre rüzgarın alevlerin yayılmasına zemin hazırladığını belirtti. Muğla’ya bağlı Milas ilçesi yakınlarındaki Kemerköy termik santrali yakınlarına kadar ilerleyen ve santrali yutmakla tehdit eden yangın nedeniyle, patlama ve zehirli gaz salınımı korkusu yaşandı. Ancak olayda tesis onarılamaz bir şekilde hasar görmedi ve yetkililer, hiçbir zararlı maddenin salınmadığını söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Kemerköy Termik Santrali ile ilgili açıklama yaparak “Santrali ve sağlığı tehdit eden bir durum söz konusu değil” dedi. “Santraldeki ana ünitelerde ciddi bir sorun olmadığını” belirten Dönmez “Kömürlerin stoklandığı sahada da olumsuz bir durum yok, yangın o bölgeye ulaşmadı. Bölgede standartlara aykırı bir emisyon tespiti yapılmadı” ifadesini kullandı. Hasar tespit çalışmalarına devam edildiğini söyleyen Dönmez, “En kısa sürede santrali işletmeye açmayı planlıyoruz. Bu 600 megawat gücünde bir tesis, Muğla için önemli” diye konuştu. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre ise, santralde bulunan vatandaşların Deniz Kuvvetleri’ne ait çıkarma gemileriyle bölgeden emniyetle tahliye edildiği ifade edildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun tarafından, Kemerköy Termik Santrali’ne ulaşan orman yangınına ilişkin sosyal medyada paylaşılan kamuoyu açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi: “Hadisenin bu noktaya gelebileceği konunun uzmanları tarafından daha önceden öngörüldüğü için santral kontrollü şekilde devre dışı bırakılmış, personelin geçici tahliye prosedürü ivedilikle gerçekleştirilmiştir”. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuyu hassasiyetle takip ettiğinin de altını çizen Altun şunları ifade etti: “Tahliyenin ardından itfaiye acil müdahale ekipleri tarafından, durum tespiti için santral sahasında ilk incelemeler yapılmış ve santraldeki ana ünitelerde ciddi bir hasar meydana gelmediği anlaşılmıştır. Halen, acil müdahale ekipleri tarafından santral sahasında inceleme ve soğutma işlemleri ile gerekli tüm emniyet tedbirleri alınmaya devam etmektedir. Soğutma işlemleri, sabah saatlerinde havadan ve karadan devam edecektir. Yangın mahallinde herhangi bir can kaybı yaşanmaması için gerekli tüm adımlar atılmıştır.” 3 Ağustos 2021 itibariyle NASA’nın Aqua uydusundaki Orta Çözünürlüklü Görüntüleme Spektroradiometresi (MODIS), Antalya ve Marmaris yakınlarında yangınlardan birkaçının geniş ve doğal renkli bir görüntüsünü yakaladı: Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan orman yangınlarına ilişkin yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Yangınla mücadeleyi sürdürüyoruz, kaçamak yapmak yok ve üzerine üzerine gidiyoruz. ‘Burada niye uçak yok, helikopter yok’ gibi yalan terörü estiriliyor. Şu anda 16 uçak var, bugün gelenlerle bu 20’ye çıktı. Bunun yanında 51 helikopter var. Hep bunlar devrede, çalışıyor. Bu yerler yanıyorsa bizim ciğerimiz de yanıyor. Elimizden ne geliyorsa bunu sonuna kadar yapacağız”. Erdoğan ayrıca “Amerika’nın Kaliforniya’sı yanıyor, Los Angeles’i yanıyor, her taraf yanıyor, Kanada yanıyor, Rusya hakeza öyle, yanıyor. Yani kimse kalkıp da ‘Rusya niye yanıyor’ demiyor, diyemez. Mesela Rusya yanarken ben Sayın Putin’le görüştüm, sağ olsun 3 tane uçak bize o haldeyken gönderdi ve 4 tane de helikopter bu noktada yine gönderdi ve onlar da bizim şu andaki bu çalışmaların içerisinde yer alıyor. Bu bir dayanışmadır ve bu dayanışmayı en güzel şekilde ortaya koyuyor. Afrika’nın yarısı yanıyor, böyle bir durum var dünyada. Yani iklim koşullarının tahrik ettiği, ortaya koyduğu böyle bir durum söz konusu. Temenni ederim ki bundan tüm insanlık bir an önce kurtulmuş olsun. Bakın Kanada’da 4 bin 579 adet yangın çıkmış, böyle bir durum var. Tabii yanan ormanlara baktığımız zaman özellikle Kanada’da 750 bin hektar alan yanmış. Çok çok ilginç bir şey. İspanya’da 448 orman yangını çıkmış ve orada da yine 57 bin 600 hektar alan zarar görmüş, İtalya’da 1085 yangın çıkmış, 42 bin hektar alan bundan etkilenmiş vaziyette. Bunların hepsini görüp ona göre de Türk siyasetinin bunu değerlendirmesi lazım.” Türkiye Erozyonla Mücadele Vakfı’nda (TEMA) Genel Müdür Yardımcısı Hikmet Öztürk, CNN’e verdiği röportajda, Türkiye’deki yangınların %95’inin insanlardan kaynaklandığını, yangınların yayılmasının iklim değişikliği nedeniyle daha da kötüleştiğini söyledi. Öztürk, yangınların bölgenin iklim değişikliği risklerine en duyarlı yer olan Akdeniz Havzası içinde olduğunu belirterek “Bölge için yazın tipik hava koşulları sıcak ve kurak, bu da yangın riskinin zaten yüksek olduğu ve iklim değişikliğinin bu riski artırdığı anlamına geliyor” dedi. Yanan alanların imara açılmasına yönelik endişelere ilişkin olarak BBC Türkçe’ye konuşan Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü İsmail Hakkı Güney, ormanların yangından sonra çeşitli sebeplerle rant için imara açıldığı tartışmalarının ‘şehir efsanesi’ olduğunu belirterek şunları söyledi: “Yanan alanlar hemen yıl içerisinde temizlenir, toprak işlenir ve ağaçlandırma faaliyetleri başlar. Her yıl o saha özenle takip edilir. Yanan alanların imara açılması tartışması bile bizim için çok ütopik bir şey. Orman yandıktan sonra otel olacak iddiaları bir şehir efsanesi olarak sosyal medyada dolanıyor. Biz de diyoruz ki, bu şekilde imara açılan bir örnek gösterin. Fakat tek bir örnek göremiyoruz.” Öte yandan Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara ise, yasada yapılan değişiklikler nedeniyle son yıllarda bu durumun değiştiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: “Yasada yapılan değişiklikler yüzünden artık orman alanlarında imar izni almak yeterince kolay. Yani imar izni almak için ormanı yakmak daha zor bir iş. Biz burada bir kaşık suda fırtına çıkarıyoruz ancak devlet, yakarak yapıldığı sanılan rantın daha fazlasını kendi eliyle yasalar çerçevesinde yapıyor zaten. Örneğin yeni çıkarttıkları 7139 sayılı yasada ‘orman rejimi de olsa üzerinde milli servet taşımıyorsa orman rejiminden çıkarılabilir’ diyor. Bu yasa Anayasa’ya net olarak aykırıdır. Bütün bunları bilen vatandaş da tabii ki güvenmiyor, yangının altında rant var diye düşünüyor.”