Siyaset: Sayın Milletvekilim, özgeçmişinizden kısaca bahseder misiniz? Yüceer: 4 Mayıs 1973 yılında Ankara’da doğdum. İlköğrenimimi Ankara Güven İlkokulu, ortaöğrenimimi
Ankara Güven-Yahya Kemal Beyatlı lisesi’nde, yükseköğrenimimi ise Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladım. Ankara, Samsun ve Tekirdağ Çerkezköy’de Sağlık Bakanlığı kadrosunda
hekim olarak ve işyeri hekimi olarak görev yaptım. Çerkezköy CUMOK Kurucu Başkanlığı, Türkiye CUMOK Yönetim Kurulu Üyeliği, Çerkezköy Atatürkçü Düşünce Derneği üyeliği ve yöneticiliği, Kadınlar El Ele Derneği üyeliği, Tabip Odası üyeliği görevlerini üstlendim, CHP örgüt yönetiminde yer aldım. İki kere önseçimden birincilikle çıkarak, 24-25-26. dönem CHP Tekirdağ Milletvekili seçildim. 2012 ve 2016 yılında gerçekleştirilen kurultaylarında Parti Meclisi’ne (PM) seçildim. Halen, TBMM Kadın Erkek Fırsat Komisyonu’nda Başkanvekilliği ve Grup Sözcülüğü, CHP Kadın ve Çocuk Hakları İzleme ve İnceleme Komisyonu Başkanlığı görevini sürdürüyorum. Siyaset: Sizce Tekirdağ ilinin öne çıkan en belirgin özellikleri nelerdir? Tekirdağ ilinin siyasal ve sosyal yapısı,
ana eğilimleri nelerdir? Demokrasi kültürünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Yüceer: Tekirdağ, 1 milyona yakın nüfusuyla, üretim yapan 1.500’ün üzerindeki firmasıyla, 130 bin çalışanı, doğal,
tarihî, kültürel zenginlikleriyle, limanlarıyla, Organize Sanayi Bölgeleriyle, Avrupa Serbest Bölgesiyle 24 saat üreten, yaşayan bir şehir. Uluslararası bir endüstri kenti olarak Türkiye’nin ekonomik cazibe merkezlerinden biri. Ancak 2012 yılında çıkarılan Büyükşehir Yasasıyla Tekirdağ için her şey bir anda değişti. Tasarıyı Meclis Genel Kurulu’na geldiğinde, Yasanın siyasi amaçla hazırlandığını, demokrasiyi, katılımı, etkinliği, büyümeyi değil; zayıflatmayı amaçladığını söyledik. Bizim geleceğimizi, yaşamımızı ilgilendiren bu kadar önemli bir konuda kimseye sormadan,
danışmadan, Tekirdağ’ın fikrini almadan, asıl ihtiyaçlarımızı göz ardı tutarak oldu bittiyle bu yasa çıkarıldı. Çıkarılan kanunla 257 köyümüz bir anda mahalle oldu. Belde belediyelerimiz kapatıldı, 23 beldemiz de mahalleye dönüştü. Yasa çıkınca, “hizmetler daha kolay olacak, belediyelerin bütçeleri artacak, hizmetler katlanarak büyüyecek” denmişti. Ancak, hiç bir şey söylendiği gibi olmadı. Bütçeler artmadığı gibi, nüfus artış oranıyla düşünüldüğünde -ki en çok göç alan il Tekirdağ- bırakın artmayı yerinde bile kalmadı, eksildi. Ancak bu kadar yanlışlar, bu kadar haksız-lıklar içerisinde yılmadan, hiçbir bahanenin arkasına saklanmadan elimizi taşın altına koyduk. Büyükşehir Belediyemiz 11 ilçe, 352 Mahallede yaklaşık 1 milyon kişiye hizmet veriyor. Artık güçlü bir Tekirdağ, güçlü bir Büyükşehir Belediyesi var! Kentimizi daha ileriye taşımak için mücadele veriyoruz. Avrupa’nın parlayan yıldızı olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tekirdağ hızlı sanayileşen, çok göç alan ve buna bağlı olarak hızla kentleşen bir kenttir. Bu sanayileşme, göç ve kentleşme bazı sorunları beraberinde getirse de kültürel anlamda çoğulculuğa da fırsat yaratmaktadır. Tekirdağ’ın bu göç dalgasını kolaylıkla sindirebilmesinin nedeni çok kültürlülüğü ve hoşgörünün yerleşikliğidir. Gerçekten de tarihin hangi dilimine bakarsanız bakın Tekirdağ bir hoşgörü kenti olagelmiştir. Bundan dolayı olsa gerek Tekirdağ demokrattır. Demokrasi kültürünü içselleştirmiştir. Bu çok değerlidir. Çünkü demokrasi kültürü yalnızca bir çoğunluk için değildir, en önemli özelliği çoğulculuğudur. Her kültürün, her bireyin kendini ifade edebilmesidir. Tutucu değildir Tekirdağ. Hele bağnazlığa kapıları kapalıdır. Bunun en iyi yansımasını kadınların sokakta ne kadar rahat dolaşabildiklerinde görmek mümkündür. Kadın dostu bir kenttir. Siyaset: Vatandaşlarımızdan aldığınıztepkilere ve sizin değerlendirmelerinize göre Tekirdağ ilinin başlıca sorunları nelerdir? Bu sorunlara yönelik çalışmalarınızdan/düşüncelerinizden bahseder misiniz? Yüceer: Trakya’ya hayat veren, can veren Ergene Nehri can çekişiyor. 15 yıldır Ergene’yi
temizleyeceğiz diyorlar. 4. derece kirli su halini alan Ergene Nehri’nde tek bir canlı yaşamıyor. Ergene için kılını kıpırdatmayanlar, şimdi de Trakya’nın akciğerlerini sökmeye hazırlanıyor.
Topraklarımız büyük bir tehdit altında! Doğamız, suyumuz, havamız yok edilmek isteniyor. Cennet Istranca dağları, taş ocakları, mermer ocaklarıyla delik deşik edildi. 2010 yılında İl Çevre Düzeni Planı’nda Tekirdağ bölgesinde yer alamayacak yasaklı sanayi türleri arasında “kömüre dayalı termik santraller” yer almaktaydı. Ancak Belediyemizin almış olduğu kararı hiçe sayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, plan değişikliğine ‘enerji depolama ve üretim alanları hariç’ ibaresi ekledi ve Trakya bölgesinde enerji üretim alanları kurulmasının önünü açtı. Şimdi Çerkezköy, Marmaraereğlisi, Şarköy, Malkara, Ergene Termik santral tehdidi altında… İnsan sağlığı, çevre sağlığı umursanmadan birinci sınıf tarım arazilerine, yaşam, yerleşimyerlerinin dibine termik santrallerin kurulmaya çalışılıyor. Tekirdağ için verilen hiçbir söz tutulmadı. 18 kilometrelik Saray-Kapaklı Yolu 7 senedir yapılmadı. Birçok ölümlü kazanın yaşandığı Tekirdağ-Hayrabolu yolunun yapımı için de sözler verildi, yine herhangi bir çalışma başlatılmadı. Her iki yolun da ne zaman biteceğimuamma. 401 yataklı Şehir Hastanesi yapacağız denildi. Seçim öncesi göstermelik
olarak temeli atıp bırakıldı. Hastanenin temelinin önce 2011 yılı bitmeden, daha sonra da 2012 yılında, en son olarak da 2013 yılında atılacağı öne sürülmüştü. Yıllar geçti bir arpa boyu yol alınamadı. Projede bir adım ileri atılmadı. Hastanenin temeli kayboldu. Yetkililere sorsanız temeli nereye attıklarını bilmez. “Yaptık, yapacağız” diye sürekli Tekirdağlı hemşerilerim oyalanıyor.
Siyaset: Tekirdağ ilinin ekonomik gelişmesi ve bugün ulaştığı düzeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Tekirdağ’ın ekonomik potansiyeli, gereğince değerlendirilebiliyor mu ve olması gereken düzeyde mi? Yüceer: Türkiye ekonomisine katkı veren ilk 10 kent arasında olan 8’inci olan Tekirdağ kamu yatırımlarında son sıralarda. Tekirdağlılara tahakkuk eden verginin yalnızca yüzde 12’si yatırım olarak Tekirdağ’a geri dönüyor. Toplam vergilerin yüzde 1,1’i Tekirdağ’a tahakkuk ederken, yatırımların binde 6’sı Tekirdağ’a yapılıyor. Yani Tekirdağ, Tekirdağlı üretiyor, emek veriyor, alın teri döküyor, karşılığını alamıyor. Tekirdağ, 2015 yılında 400 milyon 158 bin TL kamu yatırımı tahsisi alırken, 2016 yılında bu tahsis 501 milyon 320 bin TL’ye yükseldi. Ancak
nüfus artış hızıyla kıyaslandığında bu rakamı yükselmiş saymak mümkün değildir. Tekirdağ’dan daha az nüfusa sahip olan Sivas, Zonguldak, Batman, Erzurum daha fazla kamu yatırımı tahsisi alıyor. Bu illerin hiç birinin Tekirdağ kadar derin sorunları yok. Hiçbiri Tekirdağ kadar hızlı ve yoğun göç almıyor. Siyaset: Son olarak eklemek istediğiniz hususlar var mıdır? Yüceer: Önümüzde çok önemli bir referandum süreci var. Bu referandumda ülkemizin geleceğini oylayacağız. Demokrasi mi, diktatörlük mü? Yeni Anayasa değişikliği ile yasamanın, yürütmenin, yargının tek hâkimi olan, denetlenmeyen bir diktatörlük kurmak, rejim değiştirmek istiyorlar. Türkiye Cumhuriyetini tek bir kişinin devleti haline getirmek istiyorlar. Anayasa değişikliği halktan gizlendi. TBMM TV
halka karartıldı. Yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğu neyi oylayacağını dahi bilmiyor. Biz bu süreçte sokak sokak, kapı kapı, kahve kahve gezerek bu Anayasa değişikliğinin Türkiye’yi nasıl bir felaket içerisine sürükleyeceğini, 80 milyonun kaderinin 1 kişiye teslim edilemeyeceğini anlatacağız. Atatürk bir enkazdan bir cumhuriyet kurdu, inanıyorum ki tekrar bu cumhuriyeti bir enkaza çevirmeye çalışanlara yurttaşlarımız izin vermeyecek.