Anasayfa » Genel » TRUMP: “CİNAYET VELİAHT PRENSİN BİLGİSİ DAHİLİNDE İSE BU ÇOK KÖTÜ”

TRUMP: “CİNAYET VELİAHT PRENSİN BİLGİSİ DAHİLİNDE İSE BU ÇOK KÖTÜ”

Suudi Arabistan Konsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı’nın ardında birçok soru kaldı. Özellikle Türkiye, Suudi Arabistan ve ABD arasında gerilim yaratan cinayetin neden işlendiği ve Kaşıkçı’nın cesedinin nerede olduğu belirsiz. Washington Post yazarı Suudi vatandaşı Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi
Arabistan Başkonsolosluğunda öldürülmesi yılın en çok konuşulan olaylarından biri oldu. Suudi Arabistan, ilk
aşamada olayın üzerini örtmeye kalkışsa da Kaşıkçı’nın Türkiye’ye gelen 15 kişilik bir heyet tarafından konsolosluk binasında öldürüldüğü ortaya çıktı. Türkiye, ABD ve Suudi Arabistan arasında yoğun açıklama trafiği yaşandı. Kaşıkçı cinayeti, Suudi Arabistan’ın saldırıları nedeniyle her gün ölüm ve açlıkla yüzleşen Yemen’den daha fazla gündem oldu. Kaşıkçı’nın cesedi ise
hâlâ bulunamadı.
Kaşıkçı cinayeti süreci şöyle
gelişti: Cemal Kaşıkçı evlilik belgelerini almak üzere 2 Ekim’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdi ve bir daha çıkmadı. Nişanlısı, Kaşıkçı’nın kendisine “Çıkmazsam Türk Arap Derneği yetkilileriyle, AKP Genel Başkan
Yardımcısı Yasin Aktay’a bilgi ver”
dediğini öne sürdü. Yasin Aktay’da
bu bilgiyi doğruladı. Basında yer
alan haberde yer alan dosyaların
bir kısmının Türkiye’de olduğu, diğer kısmının Washington’da bulunduğu belirtildi. Kaşıkçı’nın öldürüldüğü iddiaları daha da yüksek sesle dile getirilmeye başladı. Türk yetkililer 1963 Viyana Sözleşmesi gereği, resmi davet olmadan konsolosluk binasında arama yapamadı. Bu sırada Suudi
Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Otaibi, dış basına Kaşıkçı’nın konsoloslukta olmadığını kanıtlamak için, binayı görüntüleme izni verdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kaşıkçı’yla
ilgili ilk açıklamasında “Beklentim
hâlâ iyi niyetli, inşallah arzu etmediğimiz bir durumla karşı karşıya kalmayız” dedi.
Ardından yaptığı yeni açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan “Başkonsolosluk yetkilileri ‘Buradan çıktı’ demekle kendini kurtaramaz.
Eğer çıktıysa bunu ispat etmelisin”
diye konuştu. Suudi Arabistan Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığına çağrıldı ve konsolosluk binasında arama talebi iletildi. İnceleme izni çıktı. ABD de sürece dahil oldu. ABD
Başkanı Donald Trump, soruşturmaya katıldıklarını, hem Türkiye hem
de Suudi Arabistan’la çalıştığını söyledi. Trump, ABD Dışişleri Bakanı
Mike Pompeo’yu Suudi Arabistan’a
göndereceğini duyurdu. Pompeo
Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüştü.
Pompeo, Suudi Arabistan’dan sonra Ankara’ya gitti. Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu, Kaşıkçı’nın katledilmesine ilişkin şok edici ses kayıtları bulunduğunu, Türk istihbaratının
kayıtları ele geçirdiğini ve ABD’ye de
kayıtların dinletildiğini söyledi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili kayıtların Veliaht
Prens’in cinayete müdahil olduğunu
işaret etmediğini savundu.
Veliaht Prens Muhammed bin
Salman’a yakın bir yetkilinin binaya
girdiğini gösteren güvenlik kamerasıgörüntüleri paylaşıldı. Kaşıkçı’nın
kaybolmasının üzerinden 18 gün
geçtikten sonra (20 Ekim) Suudi Arabistan, ilk defa Kaşıkçı’nın
başkonsoloslukta öldürüldüğünü
kabul etti. Kaşıkçı’nın ‘sorgu sırasında çıkan tartışmanın yumruk kavgasına dönüşmesi sonucunda öldüğü’ öne sürüldü. Birçok
ülke Suudi Arabistan’la projelerini iptal etti, silah satışını durdurdu.
Bu sırada Muhammed el-Uteybi
Türkiye’den ayrıldı. Türkiye çıkışına engel olmadı. Suudi Arabistan,
Kaşıkçı’nın hayatını kaybetmesiyle ilişkili 18 Suudi vatandaşının tutuklandığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli bilgiler açıklayacağını duyurduğu Meclis Grup
Toplantısı’nda şunları söyledi: “Şu
ana kadar ortaya çıkan bilgiler Cemal Kaşıkçı’nın vahşi bir cinayete
kurban gittiğini gösteriyor. Bu cinayetin planlı işlendiğine dair elimizde deliler var. Cinayet günü bu 15
kişi niçin İstanbul’da toplanmıştır?
Bu kişiler kimden emir almıştır?
Başkonsolosluk binası niçin günler
sonra açılmıştır? Öldürüldüğü resmen kabul edilen bir kişinin cesedi
niçin hâlâ ortada yok? Kim bu yerli işbirlikçi?” Öte yandan CIA Direktörü Gina Haspel de, Kaşıkçı cinayeti için Türkiye’ye geldi.
ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray’a yakınlığıyla bilinen Fox TV kanalına, 2
Ekim’de resmi işlemler için
Suudi Arabistan’ın İstanbul
Başkonsolosluğu’na gittikten
sonra bir daha kendisinden haber alınamayan gazeteci Cemal
Kaşıkçı’nın kaybolmasına ilişkin
açıklamalar yaptı. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a
giderek Veliaht Prens Muhammed bin Salman’la bir araya geldiğini bildiren Trump, “Şu anda
Veliaht Kral ile birlikte, ne olup
bittiğini anlamaya çalışıyor. Çok fazla şey belirlenecek.” ifadesini kullandı.
“Türkiye güçlü
bir şekilde konuyu inceliyor.”
diyen Trump,
“Hep birlikte
bakıyoruz. Türkiye ve Suudi
Arabistan güçlü
bir şekilde meseleyi inceliyor.
Kaşıkçı olayına
tepkim, Kral ve
Veliaht Prensin konuyu bilip bilmemesine bağlı. Öncelikle, ne oldu? Ya da onlar biliyor
muydu? Eğer bilgileri dahilinde
olduysa bu çok kötü.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaşıkçı’nın başkonsolosluğa girmesinin ardından kendisinden haber alınamamasıyla ilgili Türkiye ve Suudi Arabistanlı yetkililerden oluşan ortak çalışma grubu kurulmuş, grup ilk
toplantısını İstanbul Emniyet
Müdürlüğü’nde gerçekleştirmişti. Ortak çalışma grubunda yer
alan Türk ve Suudi yetkililer ile olay yeri inceleme ekipleri, dün
akşam saatlerinde geldikleri konsolosluk binasında 9 saat
süren inceleme yapmıştı. Suudi
Arabistan Başkonsolosluğu’na
ait konutta yapılması planlanan
arama çalışmaları iptal edildi.
Konut önündeki polis bariyerleri kaldırılırken, arama heyetinde bulunan Suud yetkililere ulaşılamaması nedeniyle konsolosluğa ait konutta arama yapılamadığı öğrenildi. Washington
Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolmasının
ardından başlatılan çalışmalar
kapsamında Suudi Arabistan’ın
İstanbul Başkonsolosluğu’nda
9 saat süren arama yapılmıştı.
Görevli savcı ve olay yeri inceleme ekiplerinin konsolosluk binasında yaptıkları çalışmalar sonucunda deliller toplanarak emniyete götürülmüştü.
Sunulan tasarıda ayrıca, Donald Trump yönetimine ve uluslararası topluma, Kaşıkçı cinayetinin yanı sıra, Yemen’deki insani kriz, Katar’ın ablukaya alınması ve diğer muhaliflere uygulanan baskıdan dolayı da
Selman’ın sorumlu tutulması çağrısı yapıldı. Ayrıca Suudi yönetiminin blogger Raif Bedevi’yi
serbest bırakması gerektiği ifade edildi. Tasarının Senato’da
kabul edilmesi durumunda, ABD
Senatosu Kaşıkçı cinayetinden
Selman’ı sorumlu tuttuğunu resmen kayıtlara geçirmiş olacak.
Amerikan medyasında tasarı, geçen ay Trump yönetiminin
Kaşıkçı cinayetinden Selman’ı
akladığı açıklamalarından ciddi bir kopuş olarak değerlendirildi. Amerikan Merkezi İstihbarat
Teşkilatı (CIA) Direktörü Gina
Haspel, 4 Aralık Salı günü Kaşıkçı cinayetine ilişkin bazı senatörlere kapalı oturumda bilgi vermişti.
CIA direktöründen duyduklarının “Kaşıkçı cinayetinden
Suudi Arabistan Veliaht Prensi
Muhammed bin Selman’ın sorumlu olduğu” yönündeki değerlendirmesini pekiştirdiğini ifade eden Graham, bu konuda ABD Kongresinde güçlü
bir duruş sergilenmesi gerektiğini belirtti. Graham şu değerlendirmelerde bulundu: “Veliaht Prens Muhammed bin Selman bitmiş durumdadır. Mümkün olan en yüksek seviyede,
onun Kaşıkçı cinayetinde suç
ortağı olduğunu düşünüyorum.
Onun, ABD’ye güvenilir bir ortak olacağını sanmıyorum. O
ülke yönetiminde olduğu sürece Suudi Arabistan’a silah satışlarını destekleyemem. Ayrıca Yemen’deki savaş kontrolden çıkmış durumda”.
Suudi Arabistan’ın stratejik
bir müttefik ve ABD-Suudi Arabistan ilişkisinin kurtarılmaya
değer olduğunu belirten Graham, Veliaht Prensin, bu ilişkiye ciddi şekilde zarar verdiğini
ifade etti. Graham, “Eğer Suudi yönetimi bu adamın elinde
olacaksa bu ülkeyle iş yapmanın çok zor olacağını düşünüyorum çünkü o çılgın biri. Aynı
zamanda tehlikeli ve ikili ilişkileri tehlikeye atıyor” yorumunu
getirdi. Graham ayrıca, ortaya
çıkan delillerin “açık” olduğunu
ve Kongrenin buna göre hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Haspel’in konuşmasının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan ABD Senatosu
Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Corker, “Veliaht Prensin ölüm emri verdiği, cinayeti
kontrol ettiği, nelerin yaşandığını net bir şekilde bildiği, önceden planladığı konusunda
hiçbir şüphem yok” dedi.
ABD Merkezi Haberalma
Teşkilatı (CIA), Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed
bin Selman’ın, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğü sıralarda gazeteciyi infaz
eden ekibi denetleyen danışmanına gönderdiği belirtilen 11 mesajın içinde ‘öldürme emrini vermiş olabileceği’ değerlendirmesinde bulundu. Wall Street Journal’ın CIA’in gizli
bir değerlendirmesine dayandırdığı haberinde, Salman, Kaşıkçı’nın ekim ayında ölümünden önceki ve sonraki saatlerde, cinayeti işleyen ekibi denetleyen
çok yakın bir danışmanına en az 11 mesaj gönderdiği ve bu mesajlar arasında “muhtemelen öldürme emrini” vermiş olabileceği ileri sürüldü. CIA’nın değerlendirmesinde, Suudi Prens’in ayrıca Ağustos 2017’de, yakınındaki isimlere, Kaşıkçı’yı Suudi Arabistan’a dönmeye ikna etme çabalarının başarılı olmaması halinde “Onu, Suudi Arabistan’ın
dışında (yurt dışında) yemleyip, bir şeyler ayarlayabiliriz” dediği iddia edilerek,
Veliaht Prens’in Kaşıkçı planından önceden haberdar olduğu çıkarımı yapıldı. Selman’ın eski başdanışmanı Suud
el-Kahtani’nin, Kaşıkçı’yı öldüren 15 kişilik ekibi denetlediği ve aynı zamanda da ekibin İstanbul’daki lideriyle doğrudan iletişim halinde olduğu öne sürülen belgede, Muhammed bin Selman ile
Kahtani arasındaki mesajların içeriğinin
bilinmediği belirtildi. Belgede, mesajların hangi biçimde gönderildiği bilgisi de
paylaşılmadı.