Türkiye, siyasi tarihinin en önemli dönemlerinden birini ve en köklü siyasi yeniden yapılanmasını yaşadığı bir süreçten geçiyor. Yaşanan köklü değişikliklerin olumlu olumsuz, iyi kötü gibi sonuçlarını bugünden kesin bir şekilde tartışmak çok isabetli olmayabilir. Bu tür değerlendirmeler daha çok çeşitli göstergelere, beklentilere ve tahminlere bağlı olarak yapılan varsayımlar
niteliği taşır. Söz konusu köklü siyasi yapılanmanın ilk somut uygulaması 16 Nisan referandumunda anayasa değişikliklerine halkın “evet” demesiyle yaşandı. Yaşanan bu ilk uygulama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kurucusu olduğu ve girdiği her seçimde önce iktidara taşıdığı sonra da güçlü bir şekilde iktidarda kalmasını sağladığı AK Parti’ye dönmesi ve yeniden ”Kaptan Köşkü’ne” oturmasıdır. Bunun ilk adımı cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ak Parti’ye yeniden üye olmasıyla atıldı. İkinci adım ise 21 Mayıs’ta yapılan olağanüstü Büyük Kongre’de yeniden AK Parti Genel Başkanı seçilmesidir. Bu gelişme Türkiye’de siyaset açısından önemli değişim ve yeni bir sürecin başlangıcıdır. Bu süreç, özellikle gelecek iki yıl içinde Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri açısından etkili olacak nitelikte değerlendirilmektedir. Cumhurbaşkanı’nın AK Parti Genel Başkanı olarak her iki seçimde de kampanyayı yürütecek olması rakip siyasi partilere karşı önemli bir avantaj sağlayacaktır. AK Parti açısından bu durumun en önemli avantajı Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı olarak Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde meydanlarında seçim yarışını sürdürme imkânına sahip olacağıdır. Özellikle 16 Nisan Anayasa referandumu sürecinde “metal yorgunluğundan” söz edilmesi AK Parti’de Erdoğan Başkanlığında yönetim kadrolarında önemli değişikliklerin yapılacağı yorumları dikkat çekiyor. Görünen o ki AK Parti zirvesinde ve Hükümette yapılması konuşulan değişiklikler sonucunda iki sene sonra yapılacağı açıklanan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine yenilenmiş kadrolarla girilmiş olacak. Daha açık ifadesiyle AK Parti dinlenmiş ve moral bulmuş bir kimlikle seçim yarışına hazırlanacak. Partili Cumhurbaşkanı Dönemi Başladı: Bir “Özlem” Son Buldu Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti’ye üyelik için attığı imzayla, yeniden AK Pati üyesi olurken resmen Partili Cumhurbaşkanlığı dönemini de başlatmış oldu. Böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk siyasi yaşamında yeni bir dönemi başlatırken, “beşinci çocuğum” dediği AK Parti’ye 979 gün sonra resmen kavuştu. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Recep Tayyip Erdoğan AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde 27 Ağustos 2014 tarihinde AK Partiye veda etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliğinin ardından AK Parti’ye 979 gün sonra yeniden üye olarak döndü. Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti’ye dönüşüyle ilgili duygularını “27 Ağustos 2014 tarihinde milletimiz tarafından cumhurbaşkanlığı görevine seçilmem sebebiyle anayasa gereği ayrılmak zorunda kaldığım, kurucusu olduğum partime, yuvama, sevdama, aşkıma bugün yeniden dönüyorum” sözleriyle
coşkulu ve mutlu bir şekilde belirtti. Partili Cumhurbaşkanı sürecini başlatan gelişme, 1982 Anayasası’nda öngörülen değişikliklerin 16 Nisan referandumunda kabul edilmesidir. Anayasada yapılan değişiklikle “Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir” düzenlemesi kaldırılmıştır. Anayasa’daki bu değişikliğin sağladığı imkânın bir sonucu olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen törenle AK Parti’ye üye oldu. Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “kurucu üye beyannamesini” hediye etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Yuvama, Aşkıma Geri Döndüm” Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden makam aracıyla AK Parti’ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, çok sayıda araçtan oluşan bir konvoy eşlik etti. Cumhurbaşkanının konvoyunu AK Parti Genel Merkezi önünde karşılayanların oluşturduğu uzun bir kuyruktan oluşan büyük bir kalabalık karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan giriş kapısında bekleyenlerle tek tek tokalaştı ve bazı partililerle ayaküstü kısa sohbetler yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AK Parti binasına Söğütözü Caddesi üzerindeki Genel Başkan girişinden girmesi, konuya gösterdiği özen nedeniyle dikkat çekti. Cumhurbaşkanını AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, TBMM Başkan Vekili Ayşenur Bahçekapılı ve AK Parti GenelBaşkan Yardımcıları karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 21 Mayıs günü yapılan Ak Parti üçüncü olağanüstü Büyük Kongresi’nde Genel Başkan seçilmesiyle Türkiye’de 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra kaldırılan partili cumhurbaşkanlığı uygulamasına 57 yıl sonra yeniden geçilmiş oldu. Hatırlanacağı üzere 1961 Anayasası ile cumhurbaşkanlarının partileriyle ilişiklerini ortadan kaldıran düzenleme 1982 Anayasası’nda da korunmuştu. Ancak 16 Nisan referandumunda kabul edilen anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının parti üyeliğini düzenleyen maddenin kabul edilmiş olması bu kısıtı ortadan kaldırdı ve partili cumhurbaşkanı uygulamasına geçildi. Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Celal Bayar cumhurbaşkanı seçildi. Bayar, Demokrat Parti Genel Başkanlığından ayrıldı fakat parti üyeliğinden ayrılmadan cumhurbaşkanlığı görevini yerine getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Mayıs’ta yapılan AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde Genel Başkan seçilmesinin ardından sadece parti üyesi olarak değil aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı görevini AK Parti Genel Başkanı olarak da sürdürecek. Kurucusu Emaneti Aldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde 1414 oyla Genel Başkan seçildi. Cumhurbaşkanı Kongre’de yaptığı konuşmada bütün vatandaşlara teşekkür etti ve “Bu bir yeniden ‘diriliş kongresi’dir. Biz 80 milyonun efendisi değil, hizmetkârıyız” sözleriyle de bir yandan millete bir yanda da AK Partililere güçlü bir mesaj verdi ve temel görevin millet ve devlete hizmet olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden Genel Başkan seçildiği 3. Olağanüstü Büyük Kongre’yi bir “yeniden diriliş kongresi” olarak nitelendirmesi yanında aynı zamanda ‘vuslat kongresi’ olarak da tanımladı. AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde yaptığı konuşmada özetle şöyle dedi: olduğu gibi darbe yapıp canımıza kastetsinler ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Allah’a can borcumuzdan, milletimize hizmet borcumuzdan başka kimseye eyvallahımız yoktur, olmayacaktır. Buradan milletime sesleniyorum, eğer bu kardeşiniz Tayyip Erdoğan’ın ülkesinin ve milletinin hayrına olmayan en küçük bir tavrını, davranışını, icraatını, sözünü duyarsanız, bugüne kadar yaptığı her şeyi bir kenara bırakın ve gereğini yapın. Böyle bir yanlışın içine düşen Tayyip Erdoğan’ın tüm hakları size helaldir. Ben de şimdiden milletimden helallik istiyorum. Biz bu dünyanın fani olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık. İnancımıza ve milletimize ihanet noktasına hiç düşmedik. Eksiklerimiz, hatalarımız elbette olmuştur. Ama ihanetimiz asla vaki değildir. İnşallah bundan sonra da yine Rabbimin yardımı ve milletimin yol göstermesiyle hak olan yoldan sapmadan hizmetlerimize devam edeceğiz. “Cumhurbaşkanlığına aday olurken bunun bir hatime değil Fatiha olduğunu, yeni bir başlangıç olduğunu ifade etmiştik. Bugün bir kez daha besmelememizi çekiyor, Fatiha’mızı okuyor, daha büyük hedefler için, daha çok çalışmak üzere yeni bir başlangıç yapıyoruz. Çünkü bu kutlu bir yoldur, çünkü bu hayırlı bir yoldur, çünkü bu kendimizle birlikte çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini de şekillendirecek bir yoldur. Onun için kim dönerse dönsün biz dönmeyiz bu yoldan. İster 3 Kasım 2002’de olduğu gibi Meclise sokmasınlar, ister 2008’de olduğu gibi partimizi kapatmaya çalışsınlar, ister 2013’te olduğu gibi sokakların altını üstüne getirsinler, ister 15 Temmuz’da Türkiye’nin FETÖ ile PKK ile DEAŞ ile mücadelesini, diğer terör örgütleriyle mücadelesini, bölgesindeki envai çeşit güçle mücadelesini işte bu anlayışla yürüttük, yürütüyoruz. Bizim kimseye karşı kişisel bir husumetimiz yoktur. Ama bu ülkenin ve aziz milletimizin hukukunun, hakkının yenilmesine, geleceğinin tehlikeye atılmasına asla rıza gösteremeyiz. İsterse babamın oğlu olsun. Kimseye karşı peşin husumetimiz olmadığı gibi kimseye diyet borcumuz da bulunmuyor. Eğer bu mücadele gerektiği gibi güçlü şekilde yürütülmezse, ülkemiz çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacaktır. Bunun için herkesi, ucu en yakınlarımıza dokunsa bile bu mücadeleye destek vermeye davet ediyorum. Bu mücadelenin sulandırılmasına izin vermeyeceğiz. FETÖ ile mücadelenin milletimizin fedakârlıklarına layık olacak ve maşeri vicdana halel getirmeyecek yöntemlerle sürdürülmesi şarttır. Türkiye ayağındaki bu bölücü terör prangasından kurtulma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Türkiye’de başaramadıkları ihaneti komşu ülkelerde hayata geçirmenin çabası içinde olanların heveslerini oralarda da kursaklarında bırakacağız. Ülkemizin sınırları içinde Tendürek’te, Gabar’da, Cudi’de 65’i aşkın mağaralara girildi. Bu mağaralardan neredeyse 600’ü aşkın terörist orada etkisiz hale getirildi. Silahlar ifade edemeyeceğim kadar çok. Bundan sonraki süreç tamamıyla bunları yok etme sürecidir. Çekinmeden, yılmadan askerimizle, polisimizle, güvenlik korucularımızla şimdi bu hayata geçiyor.” OHAL’e Son Verilmesi Söz Konusu Değil Cumhurbaşkanı Erdoğan terörle mücadelede kararlılığı net olarak belirtirken OHAL’i eleştirenlere de yanıt verdi. Cumhurbaşkanı, “Bize şunu söylüyorlar, OHAL ne zaman kalkacak? Fransa’da 15-20 terörist ayağa kalktı, Fransa 1,5 yıl OHAL ilan etti. Benim ülkemde devlet yıkılmaya çalışıldı. Biz 249 şehit veriyoruz, 2 bin 193 gazimiz var. Siz bize hangi yüzle OHAL’in kalkacağını soruyorsunuz? Kalkmayacak. Ne zamana kadar? Huzura, refaha kavuştuğumuz ana kadar. Şimdi hedefimiz bu yılsonuna kadar teşkilatlarımızda ciddi bir yenilemeye gitmektir. İnşallah bu Olağanüstü Büyük Kongre ile beraber il, ilçe, belde teşkilatlarımızı süratle yenileyeceğiz. Ardından 6 aylık bir yol haritasını da yine halkımızla paylaşacağız. 18-25 yaş aralığındaki genç kadroların bugün nasıl ki bu listede yer alıyorsa inşallah il, ilçe, belde teşkilatlarında da 18-25 yaş aralığındaki gençlerimizin yer almasını istiyorum” sözleriyle AK Parti’deki değişikliği ve yönünü de belirtti. Cumhurbaşkanından AB’ye Net Mesaj Cumhurbaşkanı Erdoğan 3. Olağanüstü Büyük Kongre’de yaptığı koşmasında son ayların önemli bir gündem maddesi olma özelliğini koruyan Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili olarak AB’ye de net mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı, “AB’nin artık ülkemizin ve milletimizin onurunu hiçe sayma noktasına gelen ikiyüzlü tavrına daha fazla tahammül etmek zorunda değiliz. AB ya bize verdiği sözleri tutar, serbest dolaşımı getirir, sığınmacılar için taahhüt ettiği yardımları gönderir, fasılların açılıp kapanması önündeki engelleri kaldırır ya da herkes kendi bildiğini yapar. Bizim tercihimiz her şeye rağmen yolumuza AB ile devam etmektir. Burada kararı verecek olan AB’dir, Birliğe üye olan ülkelerdir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB’ye verdiği mesajında önemli bir de uyarısı vardı. Bu uyarıda “Fasılları açın, Aksi takdirde sizinle görüşecek bir şeyimiz kalmadı” sözleriyle çıkış kapısını gösterdi. AK Parti Teşkilatları Yenileniyor, Belediye Başkanlarına Değişim Mesajı Veriliyor AK Parti’de yeni dönemde atılacak öncelikli adımlardan birinin teşkilatlardaki yenilenme olacağıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İl, ilçe, belde tüm teşkilatlarımız, özellikle kadın ve gençlik kollarımız çalmadık kapı, sıkmadık el, kazanmadık gönül bırakmamalı. Zaman hızla akıyor. Önümüzde önce mahalli idareler seçimi, ardından Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi var. Seçimlere kadar vatandaşlarımızın tamamına ulaşma hedefimizi gerçekleştirmeliyiz. Yatırımlarda, sosyal yardımlarda ve insan ilişkilerinde AK Parti vizyonuna uygun ic- Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde 1414 oyla Genel Başkan seçildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında mesajlar, uyarılar, eleştiriler yapması yanında AK Parti’ye döndüğü ilk konuşmasında yeni hedefler de verdi. hoş geldiniz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kürsüye, “Hasret vuslata dönüşüyor” sözleriyle davet etti. Cumhurbaşkanı “Bir kez daha selamünaleyküm diyerek, heyetinizin içine tekrar dâhil oluyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında mesajlar, uyarılar, eleştiriler yapması yanında AK Parti’ye döndüğü ilk konuşmasında yeni hedefler de verdi. Bu bağlamda “Kucaklayıcı ve kapsayıcı olun. Bunu başarmak bizim görevimizdir. Kucakladık, kucaklayacağız, Çat kapı siyaseti yapın; Kürt müdür, Zaza mıdır, şu mudur, bu mudur demeden milletin içine girin, Parası-pulu olanlara değil, olmayanlara gidin. Fakir fukara, garip gureba siyasetine yeniden dönün. Bizi duymamış olanlara duyurun, yanlış bilenlere doğrusunu anlatın. Yeni kitlelere açılın. Gençlere ve kadınlara özel önem verin” sözleriyle yeni dönemin çerçevesini çizdi. Cumhurbaşkanı bu sözleriyle kadınları ve en zayıf olduğu kesim olan gençleri yeni hedef kitle olarak ilan etti. “Hizmet gereklidir ama yeterli değildir. Asıl olan halkımızın gönlüne girmektir. Hem hizmet edin hem de kibri bırakın, halkın gönlünü kazanın” sözleri dikkat çekici idi. Bu sözler 16 Nisan referandumunda bazı belediyelerin evet oylarını düşürmesine yönelik olarak değerlendirildi. Cumhurbaşkanı ayrıca bu sözleriyle Belediyelere neşter vurulacağının net işaretini de vermiş oldu. Kulislerdeki konuşmalar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği mesajlar, İkinci Erdoğan döneminde AK Parti’nin köklü bir değerlendirmeye tabi tutulacağının işaretleri olarak yorumlandı. Yeni Dönemin İlk MKYK’SI İkinci Erdoğan dönemizde AK Parti’de önemli gelişmeler beklentisinin ilk sonuçları yeni MKYK’de görüldü. AK Parti’nin 3’üncü Olağanüstü Büyük Kongresi’nde Genel Başkanlık görevine tekrar seçilen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın nasıl bir Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) listesi yapacağı merakla beklenenler arasında önde gelen konulardandı. Bunun önemli bir nedeni MKYK listesinin aynı zamanda yeni dönemin nasıl olacağına ilişkin de mesajlar içerecek olmasıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 kişiden oluşan MKYK’da 19 ismi değiştirdi. Buna göre Kurul üyelerinin yaklaşık yüzde 40’lık bölümü değişmiş oldu. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Genel Başkan yardımcılarından Yasin Aktay, Şaban Dişli ve Nükhet Hotar MKYK listesinde yer almazlarken AK Parti tüzüğünde yeni döneme ilişkin yapılan değişikliğin ilk uygulaması hayata geçirildi ve bir Başbakan olarak Binali Yıldırım ilk kez MKYK üyesi oldu. İcraat ortaya koyan belediye başkanlarına ihtiyacımız var. Şehirlerine ve partimize yük olan değil, şehirlerinin ve partimizin yükünü omuzlayan belediye başkanlarıyla yolumuza devam edeceğiz. Yeni projelerle, yeni yatırımlarla, yeni reformlarla, yeni ekonomik tedbirlerle orta gelir tuzağını mutlaka bozacak, 2023 yılı için belirlediğimiz 25 bin dolar milli gelir hedefine ulaşacağız. Faizlerde son dönemde yaşadığımız hadiseler sebebiyle geçici bir yükseliş oldu. Ama onu da inşallah yine tek haneli rakamlara indireceğiz” dedi. Belirlenen Önemli Hedef İlk 10 Büyük Ekonomi İçinde Olmak Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce de açıklanan hedefler arasında yer alan 2023’de ihracatı 500 milyar dolara çıkarmak, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak hedeflerine yeniden vurgu yaparken milletle birlikte artık bir “inşa ve ihya döneminde” olduklarını belirtti. Yeni Dönemde AK Parti’de Önemli Gelişmeler Beklentisi Partili cumhurbaşkanlığı dönemine ilk adım atılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 979 gün önce veda ettiği AK Parti’ye dönüşünde Genel Merkez’e girerken mutluluğu yüzünden okunuyordu. Başbakan Binali Yıldırım tarafından, Özdemir Asaf’ın bir şiirindeki “Gelecekse beklenen güzeldir” sözleriyle karşılanmasına Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl’ın, “Sakarya” şiirindeki “Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük” sözleriyle karşılık verdi. Cumhurbaşkanı Ak Parti üyelik formunu imzalarken Başbakan Yıldırım ile birlikte son derece duygulandılar. Başbakan Yıldırım, “Ev sahibine hoş geldiniz demeye gerek yoktur ama evinize, yuvanıza Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce kamuoyu ile paylaştığı partide daha fazla gencin yer alması yönündeki düşüncesi doğrultusunda MKYK’ya giren yeni isimleri büyük oranda gençlerden oluşturdu. Örneğin Marmara Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkan Yardımcısı Rümeysa Kadak ile Yasemin Atasever 25 yaş ve altında olan gençlerdir. Gençlere yer verilmesi yanında yeni MKYK listesine 9 kadın da girdi. Böylece AK Parti’nin yeni MKYK’nın yüzde 21’i kadınlardan oluşturuldu. Yeni MKYK önemli oranda değiştirilirken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yerlerini korudular. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise bakanlar arasından MKYK’ya giren yeni isim oldu. Eski bakanlardan Efkan Ala ile Mahir Ünal da MKYK’da yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan hazırladığı listede gençler ve kadınların yanı sıra bölgesel dengeleri de dikkate aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni MKYK listesinde Nurettin Canikli, Bekir Bozdağ, Hayati Yazıcı, Mustafa Ataş, Mehdi Eker, Cevdet Yılmaz, Burhan Kuzu başta olmak üzere AK Parti’nin kuruluşundan bu yana çeşitli kademelerde kendisiyle birlikte çalışan, “partinin abileri ve hafızası” olarak nitelendirilebilecek isimleri değiştirmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu isimleri tutarken partiye “gençlik aşısı” da yaptı. Abdülhamit Gül, Mehmet Muş, Fatih Şahin gibi genç isimler MKYK’daki yerlerini korudu. Bunun yanı sıra Rümeysa Kadak, Zelkif Kazdal, Sinan Göktaş gibi yeni isimlerle gençlere takviye
yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın listesi kısaca “geçmişi geleceğe bağlayan liste” olarak yorumlandı. Kulislerde, “Partinin geçmişten geleceğe değerlerini koruyarak yoluna devam edeceği mesajı verildi. Tam bir denge listesi oldu” şeklinde yorumlar yapıldı. MKYK Listesi’ne Giren Yeni İsimler Başbakan Binali Yıldırım, Bülent Karakuş, Denizli Milletvekili Cahit Özkan, İşadamı Ethem Sancak, Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, Hatice Kübra Öztürk, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız, İsa Sinan Göktaş, Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel, Mehmet Emin Yılmaz, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu, Rümeyse Kadak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adana Milletvekili Tamer Dağlı, Yasemin Atasever, Kocaeli Milletvekili Zeki Aygün, Hacı Ahmet Özdemir, Zelkif Kazdal. Buna karşılık Genel Sekreter Abdülhamit Gül, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun, Balıkesir Milletvekili Ali Aydınlıoğlu, Asuman Erdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Yılmaz, Çiğdem Karaaslan, Bursa Milletvekili Efgan Ala, Genel Başkan yardımcıları Erol Kaya, Fatih Şahin, Hatay Milletvekili Fevzi Şanverdi, İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Ankara Milletvekili Jülide Sarıeroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, İstanbul Milletvekili Markar Eseyan, AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Manisa Milletvekili Murat Baybatur, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, Antalya Milletvekili Mustafa Köse, Aydın Milletvekili Mustafa Savaş, İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan, Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, Tokat Milletvekili Zeyit Aslan ve Zeynep Alkış yerlerini koruyan isimler oldu. MKYK Dışı Kalanlar ise Ayhan Ogan, Trabzon Milletvekili Ayşe Sula Köseoğlu, Edibe Sözen, Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, İzmir Milletvekili
Nükhet Hotar, Adana Milletvekili Fatma Güldemet Sarı, Fazilet Dağcı Çığlık, Hüseyin Özbakır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzioğlu, Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar, Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, Yelda Erol Gökcan, Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, Denizli Milletvekili Sema Ramazanoğlu, Serkan Bayram, Genel Başkan yardımcıları Şaban Dişli, Yasin Aktay, Yaşar Karayel, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak. MKYK’da Ege’den 7 üyeye yer verildi. İzmir Milletvekili ve Başbakan Binali Yıldırım’ın yanı sıra İzmir’den Milletvekili Hamza Dağ yeniden MKYK üyesi oldu. Ege’den ise Balıkesir Milletvekili Ali Aydınlıoğlu, Manisa Milletvekili Murat Baybatur ve Aydın Milletvekili Mustafa Savaş, bu dönem de
MKYK’da görev aldı. Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile Muğla Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Bülent Karakuş ise, bu dönem MKYK’ya girdi. Bu arada İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli ise yeniden Merkez Disiplin Kurulu üyesi olarak seçildi