Anasayfa » Dünya » TÜRKİYE VE İSRAİL İLİŞKİLERİNDE Normalleşmeye Doğru Adımlar Atıldı…

TÜRKİYE VE İSRAİL İLİŞKİLERİNDE Normalleşmeye Doğru Adımlar Atıldı…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Türkiye-İsrail ilişkileri ve bölgesel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye’ye yaptığı ziyaretle ikili ilişkilerde yakalanan ivmenin sürdürülmesini arzu ettiklerini belirterek, özellikle enerji alanında tesis edilecek sinerjinin müşterek menfaat olduğunu dile getirdi. İsrail’in farklı şehirlerinde son günlerde yaşanan menfur terör saldırılarını kınayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybedenler için taziye, yaralananlar için şifa diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ve Filistin tarafından yapılan sağduyulu beyanları tansiyonun düşürülmesi bakımından çok kıymetli bulduğunu dile getirdi. ERDOĞAN’DAN MESCİD-İ AKSA VURGUSU Filistinlilerin Ramazan ayında Mescid-i Aksa’ya veya İsrail’e girmelerinin engellenmemesinin önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan ayının son 10 günü Mescid-i Aksa’nın 24 saat ibadete açık tutulması ve gayrimüslimlerin ziyaretlerine kapatılması konusunda İsrail makamlarının gösterdiği hassasiyeti sürdürmelerini beklediğini yineledi. Ramazan ayının ve Hamursuz Bayramının sükûnet ve barış içinde geçmesini temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ve tüm Musevilerin Hamursuz Bayramını kutladı. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog da Ramazan ayı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tebriklerini iletti. Erdoğan, Herzog’u İsraillilere yönelik son terör saldırılarını ‘sert bir şekilde kınamaya’ çağırdı İsrail ve Ankara ilişkileri düzeltme çabalarını sürdürürken çağrı geliyor; cumhurbaşkanları Fısıh ve Ramazan öncesinde bayram tebriklerini paylaştılar. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cuma günü Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u aradı ve son iki hafta içinde 11 İsrailliyi öldüren terör saldırılarını “sert bir şekilde kınadı”. Açıklamada, “Her iki cumhurbaşkanı da Ramazan, Fısıh ve Paskalya bayramlarının arifesinde tüm bölgede sükuneti korumak için harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı” denildi. Ankara ve İsrail’in iki ülke arasında uzun süredir devam eden ilişkileri iyileştirme çabalarının ortasında geldi. 2010’da İsrail güçlerinin Gazze’de İsrail ablukasını kırmaya çalışan Filistinlilere insani yardım taşıyan bir filoya binmesi ve çıkan tartışmada 10 Türk vatandaşını öldürmesi üzerine İsrail güçlerinin saldırıya uğraması üzerine ülkeler karşılıklı olarak büyükelçilerini geri çekmişti. Herzog, Erdoğan ve Türk halkına “Ramazan Kareem” de diledi. Müslüman kutsal ay Cumartesi başlar. Erdoğan, Kovid testi pozitif çıkan Başbakan Naftali Bennett’in bir an önce sağlığına kavuşmasını temenni ederek, “Kendim ve tüm Türkiye vatandaşları adına İsrail vatandaşlarının ve Musevi Halkının Pesah Bayramını kutlarım” dedi. Bu hafta. Erdoğan’ın ofisinden yapılan açıklamada, çağrıyı ve “iğrenç” saldırıların kınandığını doğrularken, başka konulara da vurgu yapıldı. Açıklamada, iki ülke arasında enerji alanında daha fazla ilerleme sağlanması çağrısıyla başladı. Çağrı, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Perşembe günü Mayıs ayı ortasında İsrail ve Filistin Yönetimi’ne gideceğini açıklamasının ardından geldi. A Haber’e konuşan Çavuşoğlu, Reuters’in haberine göre, ziyaret sırasında Türkiye ve İsrail’e büyükelçilerin dönüşünü görüşeceğini söyledi. HERZOG ERDOĞAN İLE GÖRÜŞECEK Türkiye’de 2 gün sürecek programına Anıtkabir ziyaretiyle başlayacak Herzog, daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya gelecek. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşecek heyetler arası görüşmenin ardından Erdoğan ve Herzog ortak basın toplantısı düzenleyecek. İKİLİ İLİŞKİLER ELE ALINACAK Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, 9-10 Mart’ta gerçekleşecek ziyaret sırasındaki görüşmelerde, ikili ilişkiler, tüm boyutlarıyla gözden geçirilecek. İsrail tarafının yaptığı açıklamada da görüşmelerde, ikili ilişkiler ve çeşitli alanlarda iş birliğini genişletme potansiyelinin ele alınmasının öngörüldüğü ifade edildi. Herzog, görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, onuruna vereceği resmi akşam yemeğine katılacak ve akşam saatlerinde İstanbul’a doğru yola çıkacak. Cumhurbaşkanı Herzog, İstanbul’da Yahudi cemaatinin üyeleriyle yarın bir araya gelecek. Herzog, 2008’den bu yana Türkiye’yi ziyaret eden ilk İsrailli lider olacak. Erdoğan, Herzog’un ziyareti sırasında “bu tarihi ziyaretin Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir dönüm noktası olacağına inandığını” söyledi. İsrail Devleti ile ilişkilerin güçlendirilmesi ülkemiz için büyük değer taşımaktadır” dedi. Ayrıca Erdoğan’ın İsrail’i Ramazan ayı boyunca Tapınak Dağı’ndaki Mescid-i Aksa’ya günün 24 saati erişimini sağlamaya çağırdığı ve İsrail’i sadece Müslümanların yerleşkede namaz kılma politikasını sürdürmeye çağırdığı da belirtildi. Herzog ile görüşmesinin Ukrayna ve Doğu Akdeniz’deki olaylarla ilgili bir tartışmayı da içerdiğini belirterek, “önümüzdeki dönemin hem bölgesel hem de ikili işbirliği için yeni fırsatlar getireceğine” inandığını söyledi. Herzog “Bu, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde çok önemli bir an ve devletlerimiz ve halklarımız arasında dostane ilişkilerin geliştirilmesinin temellerini atmanın ve bizim için kritik öneme sahip köprüler kurmanın iki ülke arasında olumlu gelişmeler olacağının sinyalini verdi. Erdoğan: Türkiye-İsrail ilişkileri bölgemizin istikrarı ve güvenliği bakımından hayatidir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Yahudi Toplumu ve İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti. Erdoğan, kabuldeki konuşmasında, “Türkiye-İsrail ilişkileri bölgemizin istikrarı ve güvenliği bakımından hayatidir” dedi. üm dünyada hoşgörüsüzlüğün tırmandığı bir dönemde gerçekleşen toplantıyı son derece önemli bulduğunu söyleyen Erdoğan, “Özellikle Batılı ülkelerde yükselen İslam düşmanlığı, antisemitizm ve yabancı karşıtlığı ile mücadelede dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor” diye konuştu. Orta Doğu’da barış ve istikrar ortamının güçlendirilmesi için de hep birlikte çaba sarf etme çağrısı yapan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistin konusundaki görüş ayrılıklarımıza rağmen, İsrail ile ekonomi, ticaret ve turizm alanındaki ilişkilerimiz, kendi mecrasında ilerlemektedir. İsrail’in barış çabaları bağlamında samimi ve yapıcı bir tutum sergilemesi hiç kuşkusuz normalleşme sürecine katkıda bulunacaktır. “Türkiye-İsrail ilişkileri bölgemizin istikrarı ve güvenliği bakımından hayatidir. Tabii bu konuda özellikle sizlerin desteğini önemsiyorum. İş birliğimizi geliştirmeye, yüksek potansiyelimizi daha iyi değerlendirmeye hazırız. Temas ve diyaloğu sürdürmeye önem veriyorum, zira bunun ortak menfaatimize olduğuna inanıyorum.” 2021 başından bu yana hem Batı dünyası hem de Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirmek isteyen Türkiye’nin hedefindeki ülkelerden biri de İsrail. Cumhurbaşkanı Erdoğan kısa bir süre önce İsrail Cumhurbaşkanı Yitzag Herzog ve Başbakan Naftali Bennett ile telefon görüşmesi gerçekleştirmişti. Mısır’da 2013’teki darbe ve Türkiye’nin darbeye sert tepkisi, Ankara’nın Müslüman Kardeşler ile ilişkisi, Suriye savaşı, Katar’a uygulanan ambargo; Türkiye ile bölge ülkelerinin ilişkilerinin kötüleşmesine yol açan başlıca etkenler oldu. Türkiye-İsrail geriliminin Merkezinde ise Kudüs ve Gazze’de Yaşananlar Yer Aldı 2010’da yaşanan Mavi Marmara olayının ilişkilerde yarattığı tahribatın onarılması tam 6 yıl sürmüş ve taraflar 2016’da ilişkileri normalleştirecek adımları atıp karşılıklı büyükelçi ataması yapmışlardı. Ancak 2018’de ABD’nin Kudüs’te büyükelçilik açmasını protesto eden Filistinlilere karşı İsrail’in orantısız güç kullanarak 60 kişinin ölümüne yol açması nedeniyle Türkiye, büyükelçisini istişareler için geri çağırmış ve İsrail’den benzer bir adım atmasını istemişti. Büyükelçiler bir daha Tel Aviv ve Ankara’ya dönmediği için Türkiye ve İsrail Büyükelçilikleri’nde o tarihten bu yana en üst düzey yetkili ‘de facto’ olarak maslahatgüzarlar kaldı. 2008 yılından bu yana gergin bir dönem geçiren Türkiye ve İsrail,Avrupa’nın doğusunda yaşanan yeni zorlukların gölgesinde ilişkilerini normalleştirmeye çalışacak. İsrail’in Aralık 2008’de Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı Dökme Kurşun Harekatı, Türkiye-İsrail ilişkilerinde yaşanan krizin tetikleyicisi olmuştu. Ankara, 22 Aralık 2008’de dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert’i ağırlamış, Olmert ile dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesinde, Türkiye’nin İsrail ve Suriye arasındaki arabuluculuğu ile ilgili önemli mesafeler alınmıştı. Ancak bu ziyaretten beş gün sonra İsrail, Gazze’yi bombalamaya başladı. Erdoğan’ın Olmert’in kendisini Ankara’da bu konuda bilgilendirmemesine gösterdiği sert tepki ise iki ülkeyi yıllar süren bir gerginliğe sürükledi. İki ülke de arabulucu olmak istiyor Herzog’un ziyareti bu sefer Gazze’nin değil, Ukrayna’daki savaşın gölgesinde gerçekleşiyor. Ancak Ukrayna, iki ülke arasında bir sorun yaratmıyor. Aksine Ukrayna krizine ilişkin Herzog ve Erdoğan’dan gelen mesajlar benzer. Çatışmaların sona erdirilmesine yönelik çağrılar yapan Herzog ve Erdoğan, aynı zamanda krize arabuluculuk yapmaya da aday. Her iki ülkenin de Rusya konusunda çok temkinli olduğunu söyleyen Kudüs Güvenlik ve Strateji Merkezi’nden Dr. Hay Eytan Cohen Yanarocak, Türkiye ve İsrail’in Rusya ile ilişkilerine dikkat çekiyor. Yanarocak, Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinde turizm, ihracat, NATO, Karadeniz ve Suriye gibi konuların önem taşıdığına işaret ediyor. İsrail’in de Suriye’de İran ve Tahran’a bağlı terör unsurlarına düzenlediği saldırıların zarar görmemesini istemediğini belirtiyor. “Gerek İsrail’in gerekse de Türkiye’nin batı kampında olmaları ancak buna karşın Rusya’ya karşı yaptırım uygulamamaları bu ülkelerin arabulucu olmalarının yolunu açıyor” diyor. Her İki Taraf da Temkinli Beklentilerin yüksek olması nedeniyle hem Türkiye hem de İsrail’in temkinli hareket etmesi bekleniyor. Bu ihtiyatlılık halinin İsrail tarafında daha çok hissedildiği de gözlemlenebiliyor. Yanarocak, iki ülkenin de temkinli ilerleyeceğini çünkü karşılıklı güvenin ardı ardına gelen krizler yüzünden oldukça erozyona uğradığını belirterek İsrail’in tutumunu şöyle açıklıyor: “Türkiye’nin Filistin yanlısı dış politikası nedeniyle İsrail geçtiğimiz on yılda Yunanistan ve Kıbrıs ile oldukça sıkı bir ittifakın içine girdi. İsrail, Türkiye ile yapacağı kırılgan bir normalleşmenin Yunanistan ve Kıbrıs ile olan stratejik ilişkilerine zarar vermesine izin vermeyecek. Bu yüzden kanımca İsrail, Türkiye’ye nazaran bu normalleşmeye daha da temkinli yaklaşıyor.” İki Ülke Arasındaki Ekonomik İlişkiler Öte yandan Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi yalnızlıktan kurtulmak çaba gösterdiğine dikkat çeken Tan, Ankara’da dış politikada “pragmatik adımlara” yönelim olduğuna işaret ediyor. Türkiye’nin ekonomik sorunları da Ankara’yı pragmatizme yönlendiren bir neden. İsrail, tüm diplomatik krizlere rağmen Türkiye’nin hala önemli bir dış ticaret ortağı. Türkiye ve İsrail arasındaki ticarette 2021 yılında da bir rekor kırıldı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 8,1 milyar dolara yükseldi. Nitekim Herzog’un ziyaretinde yeni dönemde iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin daha da artırılması konuşulacak. Ayrıca enerji alanında da işbirliğinin artırılmasına yönelik adımların da ele alınması bekleniyor. Doğu Akdeniz’de İşbirliğine mi? Herzog, Türkiye ziyareti öncesinde Yunanistan ve Kıbrıs’a da giderek temaslarda bulunmuştu. Herzog bu adımıyla Türkiye ile ilişkilerde düzelme sağlanmasının bu iki ülkeyle son yıllarda kurulan olan yakın ilişkinin pahasına olmayacağı mesajı verdi. Büyükelçi Tan’a göre Türkiye ile İsrail’in Doğu Akdeniz’deki çıkarları aslında örtüşüyor, ancak Türkiye’nin son yıllarda izlediği dış politika karşısında diğer ülkelerin cepheleşmesine ve her konuda Türkiye’ye muhalif bir çizgi takip etmelerine yol açtı. Tan, Doğu Akdeniz’deki kaynakların da bu konulardan biri olduğunu belirterek “Süreç iyi yönetilirse, Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının ortak çıkarlar zeminde tespiti ve doğal kaynakların ortak projeler çerçevesinde işletilmesi mümkün hale gelebilir” diyor. Doğu Akdeniz’deki gazın Avrupa’ya taşınmasını amaçlayıp Türkiye’yi baypas eden EastMed projesi bir süre önce ABD’nin de desteğini çekmesiyle rafa kaldırılmıştı. Yanarocak, “Türkiye’siz Doğu Akdeniz doğalgaz boru hattı (East- Med) nasıl yapılamıyorsa bence Kıbrıs ve Yunanistan olmadan da yapılamaz” diyerek idealist bir yaklaşım olarak tüm Doğu Akdeniz ülkelerinin bir araya gelip, egemenlik haklarını bir kenara bırakarak tartışmalı doğalgaz parsellerinin lisanslarını ortak bir şekilde düzenlemeleri ve salt doğalgaz gelirlerine odaklanmalarını öneriyor. Karşılıklı hangi adımlar atılabilir? İki ülke ilişkilerinin normalleşmesinin ilk adımlarından birisinin karşılıklı büyükelçi atanması olması bekleniyor. Bunun için bir süredir görüşmeler yapılıyor ve bazı isimler konuşuluyor. Ankara tarafından son yıllarda bazı başkentler için tercih edilen kariyer dışı büyükelçi uygulamasının Tel Aviv için de yapılma ihtimali İsrail tarafından istenen bir durum değil. Büyükelçi Tan da bu konuda şunları kaydediyor: “Bence burada tarafların birbirlerini rahatsız edebilecek siyasi isimleri seçmekten kaçınması, yeni süreci kariyer diplomatlarıyla başlatması yerinde olur. İdeolojik, siyasi bir ismin seçilmesi daha ilk günlerde gereksiz tartışmaları tetikleyerek deyim yerindeyse en baştan sürecin tadını kaçıracaktır.” İç politika gölgesi düşecek mi? Normalleşme sürecinin en hassas noktalarından birisi olarak ise iç politika etkisi gösteriliyor. “Her iki ülkenin de dış politikalarını iç siyasetin boyunduruğundan kurtarmaları ve duygusal söylemlerden kaçınmaları gerekir” diyen Tan, bunun sürecin olumlu ilerlemesi için önemli olduğunu söylüyor. Yanarocak ise İsrail’deki hükümet değişikliğinin iyi bir fırsat olduğunu söyleyerek “Bu normalizasyonun meyve verebilmesi için her iki tarafın da ikili ilişkileri iç politikaya alet etmemesi gerekiyor” şeklinde konuşuyor. “Türkiye’deki siyasi söylemler, İsrail’in gayrı meşrulaştırılması ve Yahudi düşmanlığının sıradanlaştırılmasını” önemli sorunlar olarak gören Yanarocak, “Kimi siyasilerin ve özellikle de iktidara yakın kimi basın organlarının bu söylemlerine son vermeleri de İsrail’in beklediği ve yakından takip ettiği bir diğer konu” diye konuşuyor. Türkiye ile İsrail arasında normalleşme adımları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 Ocak’ta, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’un Türkiye’yi ziyaret edebileceğini açıkladı. Açıklamaların ardından gözler, Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme adımlarına çevrildi. Büyükelçi Ataması Türkiye ile İsrail arasında bir yıldan uzun süredir konuşulan ancak somut adımlara dönüşmeyen ilişkilerin normalleştirilmesi, Erdoğan’ın 18 Ocak’ta, Herzog’un Türkiye’yi ziyaret edebileceğini açıklamasıyla yeniden gündeme gelmişti. İsrail cephesi, “Her iki taraf da karşılıklı ziyaretlerin de önünü açacak şekilde ilişkileri geliştirmeyi umut ediyor. Erdoğan, Herzog’a ziyaret davetinde bulundu fakat şu an somutlaşmış plan bulunmuyor” mesajını verdi. Erdoğan’ın bu açıklamasının hemen ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 20 Ocak’ta İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ile telefonda görüştü. Bu görüşme, iki ülke dışişleri bakanları arasında 13 yıl sonra gerçekleşen ilk telefon görüşmesi olmuştu. 010’daki Mavi Marmara kriziyle tarihinin en büyük gerilimi yaşayan Türkiye-İsrail ilişkileri, 2016’da yumuşamış ve karşılıklı büyükelçiler atanmış ancak 2018’de ABD’nin İsrail’deki elçiliğini Kudüs’e taşıma kararının sonrası yaşanan gerilimde Türkiye, Tel Aviv’deki büyükelçisini Ankara’ya çağırmış ve ‘ ’Türkiye ile İsrail arasında bir yıldan uzun süredir konuşulan ancak somut adımlara dönüşmeyen ilişkilerin normalleştirilmesi, Erdoğan’ın 18 Ocak’ta, Herzog’un Türkiye’yi ziyaret edebileceğini açıklamasıyla yeniden gündeme gelmişti. İsrail’in Ankara’daki büyükelçisinin de ülkesine dönmesini istemişti. O tarihten bu yana diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesinde sürdürülüyor. İki ülke ilişkilerindeki normalleşmenin resmiyet kazanması için büyükelçilerin karşılıklı olarak yeniden atanmasının ilk adım olması bekleniyor. Daveti kabul etmesi durumunda Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye ziyaretinin de diplomatik teamüller gereği büyükelçiler atanmadan gerçekleşmesi olası görülmüyor. Dün bazı basın yayın organlarında yayımlanan haberlerde Türkiye ve İsrail’in karşılıklı olarak büyükelçilerini atamalarının gündemde olduğu iddiası yer aldı. Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği’ne halen Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ufuk Ulutaş’ın atanacağı yönünde haberler, 2020’de yayımlanmış, ancak Ulutaş’ın ismi yıl sonundaki büyükelçiler kararnamesinde yer almamıştı. 2021 başında Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarlığı’na daha önce Sofya Büyükelçisi olarak görev yapan Irit Lillian’ı atayan İsrail’den Ankara’ya yapılacak büyükelçi ataması konusunda yakın dönemde bir açıklama yapılmadı. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye ziyareti yeni iş birliklerine kapı aralayacak Türkiye ile İsrail’in son 5 yıldır artış gösteren ticaret hacmi, geçen yıl rekor kırarak 8,4 milyar dolara ulaştı. Bu ülkeye yapılan ihracat da 2021’de yıllık bazda yüzde 35,1 artarak 6,4 milyar dolarla en yüksek seviyesine çıktı. İsrail’in dış ticaret hacmi son 20 yılda iki kattan fazla arttı Nüfusu 9,4 milyon olan İsrail, genel olarak mal ticaretinde açık veren, hizmetler kısmında ise fazla veren bir ülke konumunda bulunuyor. Savunma sanayisi, elmas işlemeciliği ve bilgi teknolojileri sektörleri ülkenin önemli ihraç kalemlerini oluşturuyor. İsrail, hizmet gelirlerinde özellikle bilgi teknolojileri, sağlık turizmi ve din turizmi sektörlerinde fazla veriyor. İsrail’in dış ticaret hacmi son 20 yılda iki kattan fazla arttı. 2001’de 62 milyar dolar olan hacim, 2018’de 139 milyar dolara kadar çıktı, 2020’de Kovid-19 salgınının da etkisiyle 119 milyar dolara geriledi. Dış ticaretinin çok büyük kısmını ABD ve AB ülkeleriyle yapan İsrail, büyük oranda ithalata bağımlı bir ülke pozisyonunda bulunuyor. “ÖLÇÜLÜ İLİŞKİLERİMİZİ YENİ- DEN İNŞA ETMEYE ÇALIŞACAĞIZ” Ziyareti öncesi İsrailli basın mensuplarına konuşan Herzog “Türkiye ile her konuda anlaşamıyoruz, ilişkimiz inişli çıkışlı ancak ilişkilerimizi ölçülü ve dikkatli bir şekilde yeniden inşa etmeye çalışacağız” ifadelerini kullandı. Ülke ekonomisinin en gelişmiş sektörlerinin başında elmas işlemeciliği, bilişim, savunma sanayisi, ilaç, sağlık turizmi ve din turizmi geliyor.