10 Ağustos 2014 Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Türkiye’de bugüne kadar alışılmış siyasi yapıdan tamamen farklı yeni bir siyasi yapıyı oluşturacak zemini yarattı ve yeni dönemin kapısını açtı. Bu yeni dönemde Türkiye, siyasi geleceği açısından geçmiş dönemlere, muhtemelen hiç benzemeyecek yepyeni bir yöne girmiştir. Türkiye, siyasi tarihinde, ilk defa halkın oyu ile Cumhurbaşkanını seçmiştir. Türk seçmeni, daha sivil, daha demokrat olma vaadinde bulunan, siyasal sistemi kökünden değiştirme vaadini propaganda döneminde ön planda tutan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı doğrudan halkın oyu ile seçilen ilk Cumhurbaşkanı yapmıştır. Seçime katılma oranın % 73,72’de kaldığı seçimde toplam 166.657 sandıkta, 55.701.719 seçmenin 41.284.822’i oy kullanmıştır.Son derece demokratik ve sakin bir ortamda geçen Cumhurbaşkanlığı Seçiminde kullanılan oyların % 51,79’unu alan Ak Parti adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. CHP ve MHP’nin Çatı Adayı olarak önerdikleri ve diğer bazı partilerin de desteklediği Ekmeleddin İhsanoğlu oyların % 38,44’ünü ve HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş da oyların %9,76’sını almıştır. Bu seçim sonuçlarına göre 10 Ağustos 2014 Pazar günü bir ilk yaşandı ve halk tarafından 12. Cumhurbaşkanı seçilen Recep
Tayyib Erdoğan 20 milyon 840 bin oy ve yaklaşık % 52 oranındaki halk desteğiyle Cumhurbaşkanlığı makamının sahibi oldu. Cumhurbaşkanlığı seçiminin diğer adaylarından Ekmeleddin İhsanoğlu 15 milyon 550 bin oy ile ikinci, Selahattin Demirtaş 3 milyon 900 bin oy ile üçüncü sırada seçimi tamamladı. Cumhurbaşkanlığı Seçimi beklenenin aksine sakin ve huzurlu bir ortamda gerginlikler yaşanmadan yapıldı. Propaganda sürecinde rejim tartışmalarının ön plana çıkması nedeniyle kamuoyunda seçimlerin gergin bir ortamda geçebileceği endişesi vardı.

Bu konuda yapılan yorumlarda, Başbakan Erdoğan’ın Başkanlık sistemini hedeflerinden biri olarak açıklamış olması, yaşanan endişenin nedeni olarak gösteriliyordu. Başbakan Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladığı ve “Vizyon Belgesi” adını verdiği seçim bildirgesindeki mesajlarda ve yaptığı açıklamalarda “başkanlık sistemi”ni çağrıştıranya da en azından düşündüren,bunu deneyeceğine ilişkin birçok mesaj bulunuyordu. Bu doğrultudaki işaretlerden biri “yeni anayasa”ya geniş yer ayırması ve mevcut anayasanın artık Türkiye’ye dar geldiğini vurgulamış olmasıdır. Ayrıca Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle “yeni bir durum”un oluşacağını belirtmesi, Çankaya’ya çıkması halinde gündeminin ilk sırasında yeni anayasa ile başkanlık sistemine geçişin yer alacağının işaretleri olarak algılanıyordu. Başbakan Erdoğan’ın ana hedeflerinden birinin Başkanlık sistemine geçiş olduğunu güçlendiren bir diğer söylemi de “Halk başkanını seçecek”sözleriydi.

Ancak Cumhurbaşkanlığı Seçiminde beklenen endişeler gerçekleşmedi çünkü halkın sağduyusu galip geldi. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez halkın oylarıyla bir cumhurbaşkanı seçecek olması nedeniyle seçmenlerin 10 Ağustos’ta sandık başına giderken ve sandık başında oyunu kullanırken oldukça ince eleyip sık dokuduğu anlaşılıyor. Seçim sonuçlarının açıklanmasından
sonra kamuoyuna yansıyan haberlerden, değerlendirmelerden ve yapılan röportajlardan genel olarak büyük ölçüde halkın ortaya çıkan tablodan memnun olduğu ve beklentilerin karşılandığı anlaşılıyor. Kuşkusuz seçim sonuçlarını eleştiren, tepki gösteren, meşruiyet tartışmaları yapanlar da var. Ama genel kanaat memnuniyet ve huzur verici olduğu yönünde.Siyasi Parti Liderlerine Göre Seçim Sonuçları Devlet Bahçeli düzenlediği Basın Toplantısı’nda Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler yaptı. MHP Genel Başkanı Bahçeli seçim sonuçlarını “başarılı”
olarak yorumlarken, halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan hakkında oldukça sert ifadeler kullandı.

Bahçeli konuşmasında “Türk milleti ilk kez doğrudan doğruya cumhurbaşkanı seçmek maksadıyla sandık başına gitmiş ve bugün itibariyle tercihini yapmıştır. Bu açıdan 10 Ağustos bir milat olmuştur. Aziz milletimiz Çankaya’nın 12’nci konuğunu bizzat seçmiştir. Bu durum Türk demokrasisi adına önemli bir atılım, demokratik tecrübe bakımından ciddi bir kazanımdır. Cumhurbaşkanlığı seçimi yurt genelinde huzur ve sükûnet içinde geçmiştir. Şu an itibariyle sandıkların tümü açılmış ve sayım işlemi tamamlanmıştır. Seçime katılım oranı da yüzde 71,1 düzeyinde kalmış ve yaklaşık 5 milyon vatandaşımız sandığa gitmemiştir. Resmi olmayan sonuçlar ortaya çıkmış ve milli irade tecelli etmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adayı Recep Tayyip Erdoğan 12’nci Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Şunu herkes çok iyi bilmelidir ki MHP Türk milletinin tercihlerine saygı duymaktadır. Elbette parti olarak cumhurbaşkanı seçimi sonuçlarını bütün yönleriyle inceleyeceğiz. Fakat bunun başta siyasi aktörler olmak kaydı ile samimiyetle yapılmasını ümit ediyoruz. AKP’nin adayı Erdoğan seçim kampanyasını, hiçbir adalet hiçbir vicdan hiçbir ahlak gözetmeden icra etmiştir. Devletin tüm imkânları Erdoğan’ın emrine girmiştir. Yandaş medya, kiralık kalemler çıkarlarından başka herhangi bir kaygısı olmayan çevreler her tezgâhtan medet ummuşlardır. Demokrasi çiğnenmiştir. Erdoğan ve paralı lejyonları yalan ve ihtiras silahıyla donanmışlar kin ve nefretle hareket etmişlerdir.

Haksızlık hukuksuzluk tavan yapmıştır. Bugün rüşvet onay görmüş, dürüstlük kaybetmiştir. Yolsuzluk olur almış, adalet gerilemiştir. Haram yükselmiş, helal düşmüştür. Dik duruş, temiz yönetim geriye düşmüştür. Kuşku yok ki takdir, aday Erdoğan’a oy veren 21 milyona yaklaşan vatandaşlarımızındır. Ne var ki Erdoğan’ı tasvip etmeyen, sözlerine aldanmayan sayıları 20 milyona yaklaşan vatandaşımız  umutlarımızı canlı tutmaktadır. Şayet demokratik iradesini sandığa yansıtamayanlar zahmet edip oylarını kullanmış olsalardı Türkiye’nin çok farklı bir seçim sonucuyla karşılaşması kaçınılmazdı. Üzülerek söylemeliyim ki vatan için bayrak için ülke için devlet için gelecek için sandığa gitmekte ayak sürüyenler bundan sonraki olumsuzluklarda pay sahibi olacaklardır. Açıkça söylemeliyim ki MHP yoluna ve inandığı ülküler istikametinde hızla heyecanla devam etmektedir. MHP’nin sorgulama yargılama ve terbiye etme hezeyanına katılanlar 10 ay sonra yapılacak milletvekilliği seçiminde en iyi cevabı alacaklardır. Partimizden oy kaydığını iddia edenler peşin hükümlü tavırlarından dolayı mahcup olacaklardır. Türkiye ve Türk sevdalısı ülkücü hareketten, bölücülere, müzakerecilere, soygunculara, Osloculara, İmralı kapısında nöbet tutan tavizkarlara asla oy gitmez, gitmemiştir.Aday Erdoğan bugün bir zafer kazanmamış, şike ve hileyle Çankaya’ya çıkmıştır. Bu şahıs her ne kadar sandıktan çıksa da vicdanlarımızda cumhurbaşkanı görülemeyecek kadar şaibelidir” dedi. Devlet Bahçeli Ekmeleddin İhsanoğlu’na çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş da Diyarbakır’da basın mensuplarına yaptığı çıklamada seçim sonuçlarını değerlendirdi. Demirtaş açıklamasında, seçim sonuçlarının hayırlı olmasını temenni ederek; “ Hemen yarından başlayarak partimizi Türkiye’nin her yerinde güçlü bir örgütlülüğe, büyük bir kitle partisi haline getirmek ilk hedefimiz olacaktır. Biz bu seçimle birlikte yeni bir başlangıca adım atmış olduk” dedi.

Selahattin Demirtaş, seçimin Türkiye’ye barış ve demokrasi getirmesi dileğinde bulunarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk defa halk oylamasıyla gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu seçimin Türkiye’deki bütün halkların yararına olması için büyük bir çaba gösterdik, mücadele verdik. Umut ediyorum ki sonuçlar hayırlı olacaktır. Bütün Türkiye halklarına şimdiden barış, kardeşlik, demokrasi getirmesini temenni ediyorum. Elbette bizler Halkların Demokratik Partisi ve bizi destekleyen bütün dostlarımızla birlikte Türkiye’ye aydınlık gelecek adına gerçek, kalıcı bir umut yaratmak istedik. Cumhurbaşkanlığı seçimi de bunun için iyi bir fırsat oldu. Ve Türkiye’nin her yerinde, ilinde, ilçesinde, köyünde, mahallesinde savunduğumuz ilkelerin gönülden tartışılmasını, yürekten sahiplenilmesini arzuladık ve bunu önemli ölçüde başardık. Ortaya koyduğumuz ilkeler, Türkiye’nin her yerinde bir karşılık bulmuştur. Vermek istediğimiz mesaj Türkiye’nin her yerine ulaşmıştır. Ve bu açıdan bizim Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyamız çok önemli ölçüde hedefine ulaşmış, önemli bir çıkış, başarı yakalamıştır. Bizler, HDP olarak bundan sonraki aşamalarda da bugüne kadar savunduğumuz bütün ilkeleri, ezilenler adına öngördüğümüz ortak geleceği daha güçlü, daha kararlı bir şekilde savunmaya devam edeceğiz. Elbette hemen yarından başlayarak partimizi Türkiye’nin her yerinde güçlübir örgütlülüğe büyük bir kitle partisi haline getirmek ilk hedefimiz olacaktır. Biz bu seçimle birlikte yeni bir başlangıca adım atmış olduk. Kürt’üyle, Türk’üyle, Ermenisi, Lazı, Arabı, Çerkesiyle, Alevisiyle Sunnisiyle, Ezidi, Yahudisiyle, bütün kimlikler ve inançlarla bir arada, emekten, özgürlükten, demokrasiden, barıştan yana bir gelecek kurma kararlılığının göstergesi olmuştur.” Selahattin Demirtaş, seçimin sıradan bir seçim olmadığını da ifade ederek “Çok büyük dezavantajlarla, adil olmayan bir yarışta, büyük zorluklarla mücadele ederek bu mesajı halka ulaştırmaya çalıştık. Bir tarafta devletin bütün gücünü fütursuzca kullanan bir aday, düşmanlaştırıcı bir dil kullanan bir aday, ırkçılık, mezhepçilik yaparak, kimlikleri mezhepleri meydanalarda yuhalatarak oy toplamaya çalışan bir aday, bir tarafta da bizim gibi ilkeler uğruna taviz vermeden bütün ezilenlere ulaşmaya çalışan bir çizgi vardı. Bu çizgi, sarsılmaz bir şekilde çıkış yapmayı başarmıştır. Türkiye’nin her yerinden oy, destek almıştır. Önümüzdeki dönem Türkiye’nin temel siyasetini bu çizgi belirleyecektir. Irkçı, mezhepçi çizginin, çatı çizgisi dâhil olmak üzere iflas ettiği ortaya çıkmıştır.

Halkların umudu olmaya aday tek çizgi bizim ortaya koyduğumuz duruş olmuştur. Eminim ki bize oy vermeyi arzulayan milyonlar, bu seçimde olmasa da bir sonraki seçimde artık oy vermeyi kararlaştırmıştır” şeklinde düşüncelerini açıkladı. Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim sonuçlarının netleşmesinden sonra kameraların karşısına çıkarak kısa bir açıklama yaptı. İhsanoğlu açıklamasında seçim sonuçlarına göre yüzde 39 civarında oy aldığını, bunun çok önemli bir rakam olduğunu belirtti. “Bana destek veren tüm siyasi partilere ve destek ordusuna çok teşekkür ederim. Bir ay önce çalışmalara başladık. Yüzde 40 büyük başarı. Bu yolda galiptir mağlup olan. Sonuçların hayırlı olmasını diliyorum. Demokrasimiz için hayırlı bir netice olsun. Sayın Başbakanı tebrik ediyorum, başarılar dilerim” dedi. İş Dünyası Seçim Sonucundan Memnun İTO, TİM ve MÜSİAD’dan yapılan açıklamalarda, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda kazanmasından duyulan memnuniyet dile getirildi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda galibiyetini ilan etmesine iş dünyasından yapılan değerlendirmeleri şöyle: İTO Başkanı İbrahim Çağlar, “Seçimlerin ümit ettiğimiz gibi sonuçlanması ve ekonomik istikrarın devam edecek olması çok hayırlı olmuştur” ifadesini kullanırken  TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de, “Başbakanımızın, ülkemize verdiği hizmetlerin Cumhurbaşkanlığı makamında da süreceğine, ülkemizi 2023 hedeflerine taşıyacağına inanıyor, yeni Cumhurbaşkanı’na görevinde başarılar diliyoruz” temennisinde bulundu. MÜSİAD Başkanı Nail Olpak ise “Milletimiz, ortaya koyduğu kararlı iradeyle, hem kendi tarihinin seyrini değiştirmiş, hem de gelecek nesillere gururla yâd edecekleri bir not düşmüştür” dedi. Cumhurbaşkanı Seçilen Erdoğan’ın Tarihi Balkon Konuşması Halkın ilk kez doğrudan oylarıyla 12. Cumhurbaşkanı seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan tarihi balkon konuşmasında barış ve birlik mesajları verdi, yeni beyaz bir sayfa açtı. Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, balkon konuşmasında vatandaşlara seslenerek, “İnanıyorum ki, muhalefet bugünden itibaren politikalarını gözden geçirecek ve yeni Türkiye ile örtüşen bir siyaset tarzı bugünden itibaren inşa edilecektir. Bize oy vermeyenler, bizi sevmeyenler bu seçimin mağlubu değildir, bugün onlar da kazanmıştır. Bugün yeni bir toplumsal uzlaşma sürecini hep birlikte başlatalım. Eski tartışmaları eski Türkiye’de bırakalım” dedi. Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, Türkiye’de muhalefetin siyaha beyaz, beyaza siyah deme sanatı olmadığını kaydetti. Muhalefetin kendisini çek edeceğine inandığını sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, “Bu kardeşiniz Beyoğlu Gençlik Kolları Başkanı olduğum günden bugüne kadar her başarının ve her başarısızlığın ardından kendi kendini hesaba çeken bir kardeşinizdir. Başarısız olduğumuz zamanlarda kendimizi sorguya çektik. Başarılı olduğumuz da asla ve asla kibrin tuzağına düşmedik. 40 yıla yaklaşan siyasi mücadelemiz bizim bu anlayışımızın şahididir.Yanlış yaptığımızda da hiç gocunmadan yanlışımızı ifade ettik ve üzerine gittik. Değişimden hiçbir zaman çekinmedik. Türkiye’nin gerçekleriyle, milletimizin gerçekleriyle ortak akıl ve ortak değerlerle örtüşmeyen her meselede kendimizi sorguladık ve değişim mücadelesi verdik. Bize yaşatılanların, bize dayatılanların, bize kısıtlanan, bize yasaklananların başkalarına yapılmamasına azami dikkat, azami hassasiyet gösterdik” dedi. Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmediklerine özellikle vurgu yapan Erdoğan, “Kimliklere, kültürlere,inançlara hor gözle bakmadık. Bize oy verenleri yücelten, bize oy hizmet götüren, oy vermeyenleri terk eden, tahkim eden bir siyasi anlayışımız hiçbir zaman olmadı. Bunu sadece sözle değil eylemlerimizle, fiiliyatımızla ortaya koyduk. İstanbul’da Büyükşehir belediye başkanı olduğum dönemde bunu eylemlerimle, icraatımızla ortaya koyduk. 12 yıllık iktidarımız sürecinde bunu sözümüzle, fiiliyatımızla, samimiyetimizle ortaya koyduk. 81 vilayetin tüm belediyelerine istisnasız adil bir şekilde Hazine payı verdik. Maliye’den aynı şekilde. Kardeşlerim ama muhalefette olduğumuz zaman bizim neler çektiğimizi biz biliriz. Kardeşlerim bugün şunu tüm samimiyetimle söylüyorum; milletimin bunu takdirine bırakıyorum.Bize diktatör diyenler lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar. Bize otoriter diyenler lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar. Bizi tek adam olmakla, baskıcı olmakla, mahalle baskısı yapmakla itham edenler lütfen kendilerini samimiyetle sorgulasınlar” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, başkalarını cahil görenlerin vicdan muhasebelerini yapmalarını istedi. Siyasi tarihi, tarihleri boyunca ve özellikle yetki aldıkları dönemde yaptıklarına bakmalarını isteyen Başbakan Erdoğan, 12 yılda Türkiye’ye kazandırdıklarına bakılmasını dile getirdi. Herkesin ellerini vicdanlarına koymasını ve kararlarını öyle vermelerini belirten Başbakan Erdoğan, “Biz hepimiz aynı vatan toprakları üzerinde yaşıyoruz. Hepimiz 77 milyon aynı bayrağın gölgesi altında geleceğe yürüyoruz. Milletimiz bir, bayrağımız bir, vatanımız bir, devletimiz bir… Hepimiz aynı ecdadın, aynı kültürün ve aynı medeniyetin, aynı tarihin evlatlarıyız. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir. Yaşam tarzlarımız farklı olabilir. İnançlarımız, mezheplerimiz, değerlerimiz, etnik köken ve dillerimiz farklı olabilir. Ama biz hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Hepimiz bu ayyıldızlı bayrağın gölgesi altındayız. Her birimiz bu devletin sahipleriyiz. Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Süryani, Ezidi’den önce Türkiyeli vardır. Alevi’den, Sunni’den önce Türkiyeli vardır. Türk, Kürt, Arap, Laz, Gürci, Rum, Ermeni’den önce Türkiyeli vardır. Bugünden itibaren yeni bir toplumsal uzlaşma, anlaşma anlayışıyla farklılıklarımızı zenginlik olarak görerek ama farklılıkları değil ortak değerlerimizi öne çıkararak yeni bir istikbali inşa etmek istiyoruz. Bugün her birimiz kendimizi vicdan muhasebesine tutalım” şeklinde düşüncelerini ifade etti. Bugün muhasebelerin yapıldığı, kırgınlıkların unutulduğu, demokrasi bayramında küslükleri ellerinin tersiyle itme günü olduğunu sözlerine ekleyen Erdoğan, bugünün ön yargılardan kurtulma, dayatılmış, öğretilmiş korkulardan sıyrılma günü olduğunu söyledi.