Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Türkiye Belediyeler Birliği ve Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu iş birliğinde 09-10 Ocak 2019 tarihlerinde düzenlenen “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Yerel Yönetimler” sempozyumu yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Türkiye Belediyeler Birliği Belediye Akademisi organizasyonu ile yerel yönetimler alanında bir ilk olma özelliği taşıyan sempozyum, ülkemizdeki tüm yerel yönetimleri, akademisyenleri ve yerel yönetimler alanında çalışan birçok kurumu bir araya getirdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen sempozyum programının açılış oturumunda davetlilere hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına “Milletin evine hoş geldiniz” sözleriyle başladı. Bu sempozyumun, 31 Mart’ta yapılacak olan mahalli idareler seçimi öncesi gerçekleştiriliyor olmasını çok isabetli bulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sempozyumun hem yerel yönetimlerle ilgilenen akademisyenlere ve politika belirleyicilere hem de uygulayıcı konumundaki belediye başkanlarına ışık tutacağına inandığını ifade etti.
Türkiye’nin, son beş yıllık dönemde pek çok tarihi hadiseyi üst üste yaşadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş sürecinin bunların en önemlilerinden biri olduğunu dile getirdi. “Esasen, Türkiye’nin yönetim sistemi tartışmaları yeni değildir, çok eskilere dayanır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Osmanlı döneminde meşrutiyetin ilanıyla başlayan, Kurtuluş Savaşımızın Cumhuriyetle birlikte keskin bir değişim yaşayan yönetim sistemi arayışımız, çok partili hayata geçişin ardından da sürdü. Sürekli krizler, kaoslar, darbeler, cuntalar, istikrarsızlıklar ile akıllarda kalan bu dönemlerde her sorumluluk sahibi devlet ve fikir adamı, yönetim sistemimizin değişmesi gerektiğini hep söylemişlerdir” ifadelerini kullandı. 31 Mart’ta gerçekleşecek yerel seçimlerle ilgili demokrasi vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “‘Bizim beldede amcaoğlunun kazanması lazım veya bizim aşiretten falancanın kazanması lazım, ne yapalım, Ankara’dan, İstanbul’dan göç yapalım.’ gibi bir şey olamaz. Bu, işgalin farklı bir türüdür. Bundan sonra bu tür şeyleri İçişleri Bakanlığımızla da daha yakın takibe alacağız. Bunun adı demokrasi değildir. Olmaz böyle şey. Kim oralarda yaşıyorsa seçimi onlar yapsın neticesine de herkes katlansın. Bunlar doğru şeyler değil” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sempozyum tartışmalarının ve sonuçlarının hayata geçirilmesinde kurulların hassasiyet göstermesinin, verilen emeğin karşılığını bulması bakımından önemine dikkati çekti. Türkiye’nin yönetim sistemi tartışmalarının yeni olmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Osmanlı döneminde Meşrutiyetin ilanıyla başlayan, Kurtuluş Savaşı’mızın Cumhuriyet ile birlikte keskin bir değişim yaşayan yönetim sistemi arayışımız, çok partili hayata geçişin ardından da sürdü. Parlamenter sistem içinde koalisyonlarla geçen yılların ülkemize çok ağır maliyeti oldu. Sürekli krizler, kaoslar, darbeler, cuntalar, istikrarsızlıklarla akıllarda kalan bu dönemlerde her sorumluluk sahibi devlet ve fikir adamı yönetim sistemimizin değişmesi gerektiğini hep söylemişlerdir.” değerlendirmesinde bulundu. Yatay mimari uyarısı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzunca bir süredir tüm yerleşim yerlerimizde yatay mimari konusunda ısrar ediyorum. Böyle gelmiş, böyle gider diyemeyiz. Deniz kenarlarını orman alanlarını betona çevirme gayretinde olanlar var. Doğa umurlarında değil. Çevre ve Şehircilik Bakanıma da söylüyorum kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksın, yıkmaksa yıkacağız. Böylesine köklü bir değişim merkezi idare ile mahalli idarelerin işbirliği ile mümkün olduğuna inanıyorum. Hangi partiden olursa olsun geleceğin inşası olarak gördüğüm bu sürece tüm belediye başkanlarımızın aktif katılımını bekliyorum. Gerekirse bu şehircilik atılımımız Belediyeler Birliğimiz çatısı altında da yürütebiliriz” dedi.
Şehirlerin medeniyetten ayrı düşünülemeyeceğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehir demek medeniyet demektir. Medine şehir, medeni de şehirli anlamına gelir. Bazıları medeniyeti sadece fiziki yapı ve kültürel iklim olarak görür. Halbuki medeniyetin özünde inanç ve ahlak vardır” sözleriyle şehirlerin önemine dikkat çekti. Millet bahçeleri ve millet kıraathanelerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanoğlu toprağa yakın yaşamalı, topraktan uzak yaşamamalı. Millet bahçeleri Türkiye ve şehirlerimiz için yatırımdır. Yaygınlaştırırsak o zaman yeşil noktasında da kişi basına düşen yeşil alan artacaktır. Millet kıraathaneleri sayesinde de gençler gayrı meşru alışkanlıklarından kurtulacaktır” dedi. Sıfır Atık Projesi konusunda yerel yönetimlerin çok kararlı olması gereğini savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zamanlarda plastik poşetler bunun benzeri birçok ürünlerle ilgili olarak savaş başlattıklarını ifade ederek. “500 yıl, 750 yıl, 1000 yıl toprak bunu eritemiyor. Buna karşı bir savaş veriyoruz. Bu savaşımızı kararlı bir şekilde başlattık. Anacığım evde file dokurdu, giderdik alışverişi yapardık, gelirdik. Gerekirse tekrar yıkıyorsun, alışverişe gidiyorsun. Bunun toprakla bir dostluğu var. Bunlar kenevirden yapılıyordu. Keneviri yok ettik. Kenevirden atlet dokurlardı. Bize dost görünen düşmanlar ülkemden Rize’mden keneviri söküp aldılar. Biz şimdi keneviri dışarıdan ithal ediyoruz. Burada kenevire dayalı yapılması gereken bazı şeyler varsa o ithal ürünlerle yapıyoruz. Ama şimdi yeniden bu alanda inşallah Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve bu adımları atacağız“ şeklinde görüşlerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında 15 Temmuz’da yaşanan olayları hatırlatarak ‘’Asıl tehlike içimize sızmış düşmanlar. FETÖ terör örgütü son zamanların en son örneğidir” diyerek FETÖ mensuplarına “Artık sonunuz geldi” şeklinde seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını sempozyuma emeği geçenlere teşekkür ederek sonlandırdı. Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin konuşmasına, Sempozyumu himayelerine alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerini sunarak başladı. Konuşmasında sık sık şehir ve insan vurgusu yapan Şahin, “Şehirler medeniyetin aynasıdır. Şehirler ekmeğimizi suyumuzu paylaştığımız yuvalarımızdır. Bizim medeniyetimiz şehirler medeniyettir. Ecdadımızın söylediği gibi her şehrin bir ruhu vardır. Bizim şehirlerimizde şehrin azizliği o şehirde yaşayanların azizliğidir”dedi. Konuşmasında Fatih Sultan Mehmet Han’ın sözlerine yer veren Belediyeler Birliği Başkan Şahin, “Bir şehri imar ederken asıl hüner gönülleri ihya etmektir. Asıl hüner gönüllere girmektedir.” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatının “gönül belediyeciliği” olduğunu belirtti. “Ülkemizdeki yerel yönetim tarihine baktığımızda artık altyapı ve ideoloji belediyeciliğinin bittiğini görüyoruz” diyen Şahin, artık insanı merkeze alan, insana dokunan sosyal belediyeciliğin başladığına vurgu yaptı. İki gün süren ve üç oturumdan oluşan Sempozyumun ilk oturumunda, “Yönetimler Arası İdari ve Mali İlişkiler”, ikinci oturumunda ise “Çevre Dostu Şehirler”, üçüncü oturumunda da “Şehir Planlaması ve İmar Disiplini” başlıkları altında ilgili konular ele alındı, değerlendirmeler yapıldı ve öneriler üzerinde duruldu.