Anasayfa » Dünya » SURİYE’DE KALICI BARIŞIN GARANTÖRÜ Türkiye

SURİYE’DE KALICI BARIŞIN GARANTÖRÜ Türkiye

Suriye’de devam eden iç savaşta hükümet ile muhalifler arasında arabuluculuk konusunda anlaşan Rusya ve Türkiye’nin genel ateşkes planı önerisinde de anlaştı. Türkiye ile Rusya’nın ateşkesin ülke genelinde yaygınlaştırılması için taraflara önerecekleri planın, çatışma olan tüm bölgelerde uygulanmasının hedeflendiği belirtildi. Buna göre, ateşkesin ivedilikle yürürlüğe girmesi hedefleniyor. Ancak ülkedeki terör örgütlerinin, ateşkesin kapsamı dışında tutulacağı belirtilirken, bu terör örgütlerinin hangileri olduğuna dair bilgi paylaşılmadı. Ateşkesin başarılı olması durumunda rejim ve muhalifler, Türkiye ile Rusya’nın garantörlüğünde, Astana’da siyasi müzakereler başladı. Rusya’nın Başkenti Moskova’da, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği “Üçlü Zirve”den sonra yayınlanan dekarasyonda, Suriye’de “siyasi çözüm” için ortaklaşa yürütülecek sürecin başlatıldığı açıklanmıştı. Üç ülkenin, imzaladığı sekiz maddelik deklarasyonda Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duyduğu ve çözümün askeri olamayacağına inandığı belirtildi. Sekiz maddelik deklarasyon, yıllardır Suriye iç savaşının rejim değişikliği olmadan ve Beşar Esad iktidardan ayrılmadan bitirilemeyeceğini savunan Türkiye’nin şu zamana kadarki politikasıyla tamamen zıt hükümler de içeriyor. Ateşkes görüşmelerinin ise Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleştirilmesi planlandı. Ocak ayında düzenlenen toplantılarda, Türkiye, İran ve Rusya’nın yanı sıra, Suriye hükümeti ve muhalifler de yer aldı. Moskova’da Türkiye, İran ve Rusya’nın dışişleri bakanlarının bir araya geldiği üçlü zirveden çıkan Suriye’de çözüme ilişkin deklarasyon metni tam olarak şunları yansıtıyor: İran, Rusya ve Türkiye, içerisinde pek çok etnik grubu barındıran, çok mezhepli, demokratik ve seküler bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü tamamen destekliyor. İran, Rusya ve Türkiye, Suriye krizinin askeri bir çözümünün olmadığına inanıyor. BM’nin, bu krizin çözümünde BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 numaralı kararı ile uyumlu olarak önemli bir rolü olduğunu kabul ediyor. Bakanlar, Uluslararası Suriye Destek Grubu’nun kararlarını da dikkate alıyor. Uluslararası toplumun tüm üyelerini bu belgelerde yer alan anlaşmaların uygulanması önündeki engellerin ortadan kaldırılması için dürüst bir biçimde işbirliği yapmaya çağırıyor. İran, Rusya ve Türkiye, Halep’in doğusundaki sivillerin gönüllü bir biçimde tahliye edilmesine ve silahlı muhaliflerin organize bir biçimde çıkarılmasına izin veren ortak çabaları memnuniyetle karşılıyor. Bakanlar Fua, Kefraya, Zabadani ve Madaya’dan sivillerin kısmen tahliye edilmesini de memnuniyetle karşılıyor. Onlar (İran, Rusya ve Türkiye) bu sürecin kesintisiz ve güvenli bir biçimde tamamlanmasını garanti etmeyi kabul ederler. Bakanlar, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Dünya Sağlık Örgütü’ne tahliyelerin gerçekleşmesine yardım ettikleri için minnettar. Bakanlar, ülke topraklarında ateşkes rejiminin genişletilmesi, insani yardımların engelsiz bir biçimde ulaştırılması ve sivillerin serbest dolaşımının önemi konusunda mutabıktır. İran, Rusya ve Türkiye, Suriye hükümeti ve muhaliflerin üzerinde görüşme yaptıkları anlaşmanın hazırlanmasına yardımcı olmaya ve bu anlaşmanın garantörü olmaya hazır olduklarını belirtir. ‘Sahadaki’ durum üzerinde etkisi olan diğer tüm ülkeleri de aynı şekilde davranmaya davet eder. İran, Rusya ve Türkiye, bu anlaşmanın BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 numaralı kararı ile uyumlu olarak Suriye’deki siyasal sürecin yeniden başlaması için gereken itici gücün oluşmasına yardımcı olacağına emin. Bakanlar, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in Suriyeli taraflar arasındaki barış görüşmelerinin Astana’da yapılması yönündeki nazik davetini not eder. İran, Rusya ve Türkiye, DEAŞ ve El Nusra ile ortak mücadele ve silahlı muhalif grupları onlardan ayırmak konusundaki kararlılıklarını doğrular. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Suriye’de, olası ihlallere karşıda mekanizmamız var. Ateşkesin takibi, insani yardımların takibi için de bir merkez oluşturduk. Bu mutabakatta var. Rusya ve Türkiye’de olacak. İki merkez arasında koordinasyon olacak, arazideki süreci birlikte takip edeceğiz” dedi. Bakan Çavuşoğlu, Antalya’da düzenlediği basın toplantısında Türkiye olarak çok önemli bir süreçten geçtiklerini kaydederken, bir taraftan terör örgütleriyle Türkiye’ye yönelik tehditlerle mücadele ettiklerini vurguladı. Diğer taraftan Türkiye’nin hedeflerine ulaşması için gece gündüz çalıştıklarının altını çizen Çavuşoğlu, “Yatırım yapıyoruz, vatandaşımızın refahı için çalışıyoruz. Diğer taraftan yanı başımızda altı yıldır devam eden Suriye sorununu çözmek için, buradaki dramı bitirmek için de çok çaba sarf ediyoruz. Çok taraflı platformlarda, DAEŞ’e karşı koalisyonlarda çok çaba sarf etgörüşmeler oldu. Sonuçta Halep’teki 50 bin kişiyi kurtardık. 45 bin kişi otobüs ve minibüslerle kurtarıldı;kendi araçlarıyla da çıkan oldu. Bunların bir kısmı Türkiye’ye geldi. Bir kısmı İdlib bölgesinde yaşıyor. Bu adım basit bir olay değil. Çetrefilliydi çok engeller çıkarıldı. Bu anlaşmaları bozmak isteyen çok oldu. Çok gruplar var, terör örgütleri var, ama neticede başardık. İşbirliği yapınca başarabiliyoruz. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde ateşkesi tüm Suriye’ye yaymak için çabalarımızı artırdık. Ayrıca siyasi çözüm nasıl gelir, nasıl yapabiliriz, bu konunda herkesle görüş alışverişinde bulunduk. Muhalefeti Rusya ile bir araya getirdik. Ortaya bir perspektif konulması için çaba sarf ettik” dedi. Çavuşoğlu şöyle devam etti: “Biz çabalarımızı sürdürdük. Ateşkesin Suriye geneline yayılması için dün bir mutabakata varıldı. Biz mutabakatın garantörüyüz. Türkiye’deki muhalif grupların imzaladığı iki belgenin garantörü Türkiye ve Rusya. Retik. Ama bugüne kadar anlaşmaların hiçbiri uygulanmadı. Her seferinde ihlal edildi. Ama biz yanı başımızdaki drama duyarsız kalamazdık. İkili çalışmalarımıza da ağırlık vermeye başladık İran ile dört tur görüşme yaptık. Rusya ile ilişkilerimizin normalleşmesinden sonra Suriye’de bir çözüm için yoğun çaba sarf ettik. Cumhurbaşkanımızın Saint Petersburg ziyaretinden sonra yani Rusya ile ilk görüşmeden sonra, Rusya- Türkiye arasında ortak çalışma grupları oluşturduk. Bu çalışma gruplarının ortak amacı Suriye’de nasıl bir çözüm buluruz, nasıl ateşkesi sağlarız, insani yardımları ulaştırırız, siyasi çözüme doğru nasıl gidebiliriz” diye konuştu. Halep’in yerle bir edildiğini, acımasızca bombalandığını aktaran Çavuşoğlu, “Çok sayıda masum insan öldü ama 50 bin sivil insan kuşatılmış halde dar bir bölgeye sıkıştırılınca bu dramı da sona erdirmek için Rusya ile ikili düzeyde çok çaba sarf ettik. Daha sonra İran’ı da işin içine kattık. Cumhurbaşkanımız sadece sayın Putin ile değil, Obama, Merkel ile ve diğer liderle yaptıkları jimin aynı şekilde imzaladığı belgenin garantörü Rusya. Burada Moskova’da söz verdiği gibi, ortak açıklamaya katıldığı gibi Iran’ın da özellikle Hizbullah ve Şii gruplar ve rejim üzerinde de nüfusunu olumlu şekilde kullanması gerekiyor. Bunu temin etmek için de işbirliğini arttırmak için yoğun bir diploması trafiği yaşadık. Sonraki süreçte ateşkesin mutabakatın kalıcı olması gerekiyor. Birleşmiş Milletler parametreleri, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 no’lu kararı, Cenevre Deklarasyonu gibi, bugüne kadar atılmış adımların ışığında bir ateşkes ve bir siyasi çözüm. Ülke geneline yayılan bu ateşkesin kalıcı olması gerekiyor. Biz biliyoruz ki bundan memnun olmayan gruplar da var. Arazide gruplar var. Aynı şekilde memnun olmayan ülkeler de var, açıklamalarından bunu hissediyoruz. Genel itibari ile çok büyük destek var. Biz artık Suriye konusunda işin merkezindeyiz.” Suriye’de ateşkesi güçlendirmek için Kazakistan’ın başkenti Astana’da Türkiye, Rusya ve İran’ın girişimi ile yapılan görüşmelerin ilk günü değerlendiren Diplomatik kaynaklardan alınan haberlere göre, Suriye hükümeti ile muhalif gruplar arasında dolaylı olarak gerçekleştirilen görüşmelerin ilk gününde gözle görülür bir ilerleme sağlanamadı. Görüşmelerin ilk gününde görüşmelerin doğrudan yapılması planlanıyordu. Ancak muhalif grupların sözcüsü Yahya El Aridi, Suriye rejimine bağlı birliklerin Şam yakınlarındaki saldırılarını gerekçe göstererek doğrudan görüşme yapılmayacağını açıkladı. Bunun üzerine görüşmeler dolaylı olarak gerçekleştirildi. Muhalif grupların sözcüsü Aridi, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler temsilcilerinin de hazır bulunduğu görüşmede, Türk ve Rus heyetleriyle bir araya geldiklerini söyledi. Aridi, her iki tarafın da geçen ay Ankara ve Moskova’nın arabuluculuğu ile sağlanan ateşkese ilişkin konularda çalışmalarda bulunduğunu ifade etti. Aridi, görüşmelere devam edileceğini söyledi. Görüşmelerde taraflardan karşılıklı olarak sert açıklamalar da geldi. Suriye’deki muhalifleri temsilen görüşmelere katılan Ceyşul İslam Grubu’ndan Muhammed Alluş, Suriye hükümetini “hükmeden çete” olarak tanımladı. Buna karşılık Devlet Başkanı Beşar Esad’ı temsilen görüşmelerde yer alan Suriye’nin Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki Daimi Temsilcisi Beşar El Caferi, Alluş’u “silahlı teröristlerin oluşturduğu heyetin” lideri olarak nitelendirdi. Ancak bu sözlere rağmen taraflar dolaylı görüşmelerde Aralık ayından bu yana devam eden, ancak yer yer ihlal edilen ateşkesin güçlendirilmesi için hazır olduklarını ortaya koydular. Bu görüşmeler, 8 Şubat’ta İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılacak siyasi müzakerelerin ön aşaması olarak değerlendiriliyor. Geçen yıl Cenevre kentinde yapılan görüşmelere de katılan Muhammed Alluş “öncelikle ateşkesin güçlendirilmesi için geldik. Yerinde ateşkesin sağlandığını görmeden, başka hiçbir adım atmayacağız” dedi. Alluş, ateşkesin geçiş hükümeti kurulmasını öngören BM kararları ile de bağdaşması gerektiğini belirtti. Suriye hükümetinin temsilcisi El Caferi de, Suriye resmi haber ajansına verdiği demeçte, Şam’ın Astana’daki görüşmeler sonucunda çatışmaların sona ermesini umduğunu belirtti. El Caferi, böylelikle terörist ve ılımlı gruplar arasında ayrım yapılabileceğine işaret etti.