Anasayfa » Genel » 49.DÜNYA EKONOMİK FORUMU İSVİÇRE’NİN DAVOS KASABASINDA DÜZENLENDİ

49.DÜNYA EKONOMİK FORUMU İSVİÇRE’NİN DAVOS KASABASINDA DÜZENLENDİ

Davos Zirvesi 2019 yılında da yoğun ilgi gördü. Dünya Ekonomik Forumu merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde yer alan uluslararası bir vakıftır.
Her yıl İsviçre’nin Davos kasabasında yapılmaktadır. Dünya Ekonomik
Forumu’nun düzenlediği Davos Zirvesi, 22 Ocak’ta İsviçre’nin Davos kasabasında başladı. Bu yıl 100’den fazla ülkeden de 3 bine yakın iş adamı,
siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi zirveye katılım sağladı. Davos, İsviçre’nin doğusunda, Graubünden kantonunda bir
kasaba olup Davos Vadisinde, denizden 1,560 m yüksekte, Landwasser
Irmağı üzerinde yer alır. Davos-Platz
ve Davos-Dorf adlı iki köyden oluşur.
Davos, İsviçre’nin doğusunda,
Graubünden kantonunda kasaba. Davos Vadisinde, denizden 1,560 m yüksekte, Landwasser Irmağı üzerinde
yer alır. Davos-Platz ve Davos-Dorf
adlı iki köyden oluşur. Davos Zirvesi
bu yıl sınırlı katılıma sahne oldu. Almanya Başbakanı Angela Merkel, İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev,
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Pakistan Başbakanı Şahid Hakan Abbasi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve AB Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker gibi liderlerin
yanı sıra İspanya Kralı Felipe, Ürdün
Kralı Abdullah ve Belçika Kralı Philippe de zirveye katılım sağladı.Zirvede, uluslararası kurumlar da üst düzeyde temsil edildi. Bu kapsamda toplantılara BM
Genel Sekreteri Antonio Guterres, Dünya Ticaret Örgütü Genel Direktörü Roberto Azevedo,
IMF Başkanı Christine Lagarde, Dünya Bankası Grubu Başkanı Jim Yong Kim, Uluslararası
Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih
Birol, BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Genel
Direktörü William Lacy Swing de
iştirak etti. Dünya Ekonomik Forumu merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde yer alan uluslararası
bir vakıftır. Her yıl İsviçre’nin Davos kasabasında yapılmaktadır.
Forum ayrıca her yıl Çin’de Yeni
Şampiyonlar Konferansı adı verilen bir konferans ve dünyanın
çeşitli bölgelerinde bölgesel konferans serileri düzenlemektedir.
2008 yılında bu konferanslar arasında Avrupa ve Orta Asya, Uzak
Doğu, Rusya Genel Müdürlük
Masası, Afrika, Orta Doğu ve Latin Amerika bölgesel konferansları yer almıştır. Forum düzenlediği konferansların yanı sıra çeşitli araştırma raporları yayınlamakta ve üyelerinin çeşitli sektörlerdeki çalışmalarını desteklemektedir. Forum 1971 yılında,
Cenevre Üniversitesi’nde işletme
profesörü olan Klaus Schwab tarafından kurulmuştur. İlk olarak
Avrupa Yönetim forumu adında
kurulmuştur daha sonra 1987 yılında Dünya Ekonomik Forumu
olarak değiştirilmiştir ve uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için
bir platform sağlayarak dahil vizyonu genişletilmeye çalışılmıştır.
Siyasi liderler foruma ilk kez
1974 yılında davet edilmiştir. Forum bundan kısa zaman sonra, siyasi liderler tarafından tarafsız bir platform olarak kullanılmaya başlandı. Davos Deklarasyonu 1988 yılında Türkiye ve Yunanistan tarafından,
bu iki ülkeyi savaş eşiğinden
döndürmek adına imzalanmıştır. 49. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantıları kapsamında katılım sağlayan Hazine
ve Maliye Bakanı Berat Albayrak basına açıklamalarda bulundu. Bakan Albayrak mali disiplinden taviz verilmeyeceğini ve popülist adımlara yer olmadığını belirtti. Büyümede 2019
için belirlenen yüzde 2.3 hedefinin halen ulaşılabilir olduğunu,
enflasyonda hedefleri TCMB ile
bağımsız ancak yakın işbirliği ile
gerçekleştirmek için çalıştıklarını söyledi.
Albayrak Davos’ta basınla
gerçekleştirdiği söyleşide, mali
disiplinden taviz verilmeyeceğine dikkat çekerek “Sözüme güvenin, mali disiplinden taviz yok”
dedi. Albayrak, ekonomik aktiviteyi canlandırmak için bazı
adımlar atıldığını ancak bunun
mali disiplinden veya hedeflenen
genel çerçeveden vazgeçmek
anlamına gelmediğini ve gelmeyeceğine vurguladı. “Yeni Ekonomi Programı hedeflerimize sadık olduğumuzu söyleyeyim” diyen Albayrak, “Son verilere göre,
2018 son çeyrek ve 2019 ilk çeyrekte büyüme biraz daha yumuşak olabilir, ancak bundan sonra güçlü bir toparlanma olacağı
görülüyor” dedi ve şöyle devam
etti:
“Güçlü dış talep görüyoruz.
Ve turizm güçlü olmaya devam
edecek. Ocak ayı rakamları, turizmde geçen yılın güçlü büyümesinin üzerine yüzde 20 artış olduğunu gösteriyor. Bu faktörler, iç talepteki yavaşlamanın
dengelenmesine yardımcı oluyor. Bu noktada, yüzde 2.3 büyüme hâlâ ulaşılabilir durumda.”
Albayrak, “Geçen yıl göreve geldiğimizde, insanların akıllarında
üç temel kaygı vardı: Enflasyonu kontrol edebilecek miyiz, cari
açığı durdurabilecek miyiz, ve
özellikle geçen yılın ilk yarısında
meydana gelen fazla harcamayı azaltabilecek miyiz? Aslında,
tüm bu cephelerde birçok şey
başardık. Yüzde 25 oranına ciddi bir yükselişten sonra, geçen
yıl enflasyon yüzde 20’nin hemen üstünde kapandı, cari açık
önemli ölçüde düşerek 30 milyar doların altına yani GSYH’nın
yüzde 3’üne düştü. Bütçede, geçen yılın ilk yarısındaki kaymalara rağmen, yılsonu hedeflerimize ulaştık – bu, ikinci yarıda
harcamadaki önemli bir düşüşle
mümkün oldu. Tam tasarruf modundayız ve bu, bu yıl da devam
edecek.” Albayrak mali disiplinde geçmişte olduğu gibi bugün
de taviz verilmeyeceğini belirterek, “Mali disiplinden vazgeçmek söz konusu değil. Her zaman mali disiplin uygulanıyor,
popülist adımlara yer yok” dedi.Albayrak Ocak ayı başında istihdamı ve ekonomik aktiviteyi desteklemeye yönelik attıkları adımlara da dikkat çekerek, “Bunlar
ilk çeyrekten itibaren büyümeye
destek olacak” dedi.
“Hedeflerimizi gerçekleştirmekte kararlıyız ve şimdiye dek
tam olarak bunu yaptık. Evet,
ekonomik aktiviteyi desteklemek, ekonominin kırılgan kesimlerini korumak, işleri korumak
ve yüksek katma değerli üretimi
desteklemek için finansal koşulları kolaylaştırmak için bazı önlemler alıyoruz. Ancak bunlar,
daha geniş politikamızdan sapma anlamına gelmiyor.” Ekonomiyi desteklemek adına atılan
adımları “hedeflere ulaşmak için
ince ayarlar” olarak nitelendiren Albayrak, “İstihdam tabanını
ve üretim tabanını korumak için
bazı sektörlere seçici, zamanlıca
ve ölçülü mali teşvikler uyguluyoruz. Mali disiplinden tavize gelince, sözüme güvenin; gerçekleşmeyecek… Mali disiplin, ekonomi politikamızın ana dayanağı
olmaya devam ediyor” dedi.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 49. Dünya Ekonomik
Forumu’nda uluslararası yatırımcı firmalarla görüşme imkanı bulduklarını, onları Türkiye’ye
yatırıma davet ettiklerini belirterek, “Bakanlık olarak ihtisas serbest bölgeleri projelerimiz var.
Buralara yabancı yatırımcıları,
üniversite öğrencilerimizi ve melek yatırımcılarımızı çekme, fikri
olanla parası olanı bir araya getirme, yeni teknolojilere dört elle
sarılarak yolumuza devam etme
hedefindeyiz.” dedi. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Davos’ta
düzenlenen 49. Dünya Ekonomik Forumu’nda, dünya ekonomi liderlerinin “Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da Yeni İşbirliği Sistemlerini Belirlemek”, “Bildiğimiz Biçimdeki Küresel Ticaretin Sonu mu?”, “Siber Alana Güven Duymak” konulu gayri resmi
toplantılarına katıldı. Hollanda
Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği
Bakanı Sigrid Kaag ve Japonya
Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanı Hiroshige Seko ile ayrı ayrı
görüşen Pekcan, Dünya Ekonomik Forumu Uluslararası Ticaret
ve Yatırımlar İdare Kurulu oturumunda da hazır bulundu. AA muhabirine, forumdaki temaslarını
değerlendiren Pekcan, dünyanın
ekonomik, sosyolojik ve teknolojik bir dönüşüm süreci yaşadığını, özellikle teknolojik dönüşümü
yakalayabilen ülkeler bir üst gelir düzeyine yükselirken, yakalayamayanların kaybedeceğini belirtti.
“Onları Türkiye’ye yatırıma
davet ediyoruz. Bakanlık olarak
ihtisas serbest bölgeleri projelerimiz var. Buralara yabancı yatırımcıları, üniversite öğrencilerimizi ve melek yatırımcılarımızı
çekme, fikri olanla parası olanı
bir araya getirme, yeni teknolojilere dört elle sarılarak yolumuza
devam etme hedefindeyiz.” İkili
görüşmelerin son derece olumlu
geçtiğini vurgulayan Pekcan, bu
temaslarının devam edeceğini
dile getirdi. Pekcan, korumacılık
önlemlerinin dünyayı ikiye böldüğüne dikkati çekerek, Dünya
Ticaret Örgütü kurallarının güncellenmesi gerektiğini ancak tek
taraflı alınan kararlar yerine çok
taraflı uzlaşmayla alınan kararları ve kural bazlı ticaret sistemini
desteklemeye devam edeceklerini bildirdi.
Davos’taki 49’uncu Dünya
Ekonomik Forumu (WEF) sona
erdi. Birçok liderin bu yıl katılmadığı forumun kapanışında
savaşları bitirme çağrısı yapılarak “barış olmadan ekonomik gelişmenin mümkün olmadığına” dikkat çekildi. 22-25 Ocak tarihleri arasında İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen 49. Dünya
Ekonomik Forumu’nun (WEF) Cuma günü kapanışı
gerçekleştirdi. Bu yıl “Küreselleşme 4.0: Dördüncü sanayi devrimi çağında yeni bir global mimarı yaratmak”
sloganı altında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu
Başkanı Borge Brende kapanış konuşmasında siyasi sorumlulara çağrıda bulunarak savaş ve çatışmaların sona erdirilmesini talep etti. WEF’e katılan Almanya Başbakanı Angela Merkel, uluslararası iş birliğinin
güçlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ve iklim değişikliği
ile siber saldırı gibi sorunların ancak ortak mücadele
ile üstesinden gelinebileceğini dile getirmişti.
Merkel’in aksine bu yıl, dünya siyasetine yön veren çok sayıda lider Davos’a gelmedi. ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Theresa May gibi isimler Forum’a katılmamayı tercih ederken, yine Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 10 yıldır olduğu gibi bu sene de Davos’ta yer almadı. Bu yıl foruma yaklaşık 60 devlet ve hükümet başkanının da bulunduğu, siyaset ve ekonomi dünyasından 3 binden
fazla kişi katıldı. Dünya Ekonomik Forumu’nun resmi
kararlar alma yetkisi bulunmuyor. Ancak forum, yürütülen görüşmelerin şeffaf olmaması ve alınan kararların,
herhangi bir demokratik dayanağı olmadan milyonlarca insanı etkileyebilmesi nedeniyle eleştiriliyor.