Anasayfa » Yazarlar » Abdülkadir Aksu » Abdülkadir Aksu ile DEMOKRASİ GÜNLÜĞÜ

Abdülkadir Aksu ile DEMOKRASİ GÜNLÜĞÜ

Türkiye’nin tam, gerçek, şeffaf, nitelikli demokrasiye kavuşması için 2002 yılından bu yana çalışan bir iktidarın varlığını bugün kimse inkâr edemez.

Bildiğiniz gibi; demokrasi devleti ve kurumları halka açmak, halkın oyuna sunmak ve bunlara meşruiyet kazandıran bir iç işleyişe sahiptir. AK Parti ile birlikte bu süreçlerin tümü zaman zaman engellenmeye çalışılsa da sağa sola sapmadan milletimizin desteği ile aynen uygulanmıştır. Biz partimizi kurarakken istedik ki; Türkiye’de derin demokrasi olsun derin devlet olmasın. Kardeşler arasında ayrımcılık ve dışlanmışlık yerine kardeşlik hukuku olsun. Vatanı bir, Bayrağı bir, Devleti bir, Kültürü bir, medeniyeti bir, inancı bir, kaderi bir olan milletimizin her ferdi için siyasal, sosyal, ekonomik ve diğer yaşam alanlarında da birlik ve beraberlik olsun.

Allaha şükürler olsun ki, bugüne kadar bunu başardık ve daha da alacağımız uzun bir yol var önümüzde. Bütün kadrolarıyla bugüne kadar; şekilci demokrasi yerine işleyen ve milletçe özümsenen gerçek bir demokrasi olsun istedik. Yine demokrasi vatandaşlarımızın gönlüne yerleşsin, gündelik hayatlarına yansısın, ülkemizin rejim bunalımları yaşamasın, ekonomimiz büyüsün, vatandaşımızın işine gücüne baksın ama siyasal bilincini de yitirmesin. Buna da şükür ki bugün tamda bu istediklerimizin tümünü ülkemizin her karesinde görüyoruz.

Milletimizi oluşturan tüm renklerimizin arasında yıllardır ekilen nifak tohumları, oluşturulan yapay fay hatları, bir program dahilinde akıllıca meydana getirilen ön yargıları artık yıktık ve yıkmaya devam ediyoruz. Biz birlikte bu ülkenin kaderini değiştirdik ve değiştiremeye devam etmeliyiz. Siyasi hareketleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla gönüllü kitle hareketleri birlikte yaptık bunları.

2002’den 2018 yılına kadar derin yapının tüm bileşenleri bu ülkenin meşru iktidarı başta olmak üzere muhafazakar değerlerin tümüne tam saha pres bir saldırı içindeydi. Bunu hatırlamakta yarar görüyorum. Nedenine gelince geçmişte zedelenen kardeşlik hukukumuzun ve buna bağlı olarak hem dışa bağımlı derin devlet aklı hem de ortaya çıkan şiddet merkezli yapılanmaların son 40 yılda bu ülkeye verdiği zararı ve yıkımı önlemek için demokratikleşme ve derin demokrasinin inşasının sağlanması yönünde başlatılan demokrasi sürecine karşı çıkışları milletçe hep birlikte görüyoruz.  Yine bugünlerde özellikle aynı dünyanın insanlarını hedef tahtasına oturtup kardeşlik hukukumuzu zedelemeye yönelik yeniden ortaya konan ‘Fitne’ girişimlerini de hep birlikte izlemekteyiz.

Bu tür fitne girişimlerinden medet umanların olmasını doğal karşılıyoruz. Bunlar dünde vardı bugünde olacaklar çünkü bu onların işleri. Yalnız bu fitne oyununa alet olan kardeşlerimizi de uyarmak ve ortada bir oyun oynandığını da hatırlatmak isteriz. Birliğimizi ve çoğulculuğumuzu zenginleştiren tüm değerlerimizi birbirine rakip veya düşmanmış gibi gösterme çabasında olan terör örgütleri ve bazı güç odaklarının da olduğunun farkındayız.

Böyle durumlarda ortada bir fitne ve fesat oyununun sergilendiğini görmemek için ya saf olmak lazım ya da bu girişimlere tabiri caizse alet olmak için akıl tutulması hastalığına yakalanmış olmak lazım…
Son yıllarda milletimizin değerler dünyası ve insanımızın sosyal hayatı alanında yaşanan müspet ve hayırlı gelişmeleri yerle bir edecek her türlü fitneci mihraktan uzak durmak her vatandaşımızın
kardeşlik hukukuna riayet etmesi gereken birincil ilkesi olmalıdır.