Anasayfa » Ayın Yorumu » AYIN YORUMU

AYIN YORUMU

Tarihi Üçlü Tahran Zirvesi’ni canlı yayında dünyamerakla izlerken Cumhurbaşkanı Erdoğan İdlib’deateşkes kararı alalım çıkışıyla Zirve’ye damgasını vurdu.Kritik durumlarda kesin sonuç alıcı ve belirleyiciniteliklerini çok iyi kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan,İdlib’de önemli ateşkes kararı alınmalı çıkışıylacanlı yayında bütün dünyanın dikkatine getirerek birkez daha gösterdi. Cumhurbaşkanı Tahran Zirvesi’ndeortaya koyduğu performansı ile İdlib’de Türkiye’nintecrübesini ve yürüttüğü diplomasi başarısını dünyakamuoyuna net şekilde yansıttı. CumhurbaşkanıTürkiye’nin mülteci, sığınmacı ağırlama kapasitesinidoldurduğunu, Türkiye’nin bölgedeki varlığını ve güvenliğinikorumakta kararlı olduğunu ve İdlib halkı için ateşkesin yapılmasının çok önem arz ettiğinibelirtirken esas olan Türkiye’nin ulusal çıkarlarını, teröre asla izin vermeyeceklerini ve İdlibhalkının katliamını durdurmakta kararlı olduğunu, insani değerlere, başta yaşama hakkı olmaküzere insan hakları ihlallerine dur deme kararlılığı vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiyeinsani değerler ve milli çıkarlar açısında konuya yaklaşır ve bu bağlamda kesin kararlılığınıortaya koyarken ABD Başkanı Trump attığı gece yarısı tweetleri ile Rusya’nın İdlib operasyonuiçin, “Yüzbinlerce insan ölebilir, Amerika da bu işe çok kızacak” şeklinde bir dil kullanıyordu.Rusya devlet başkanı Putin de Trump’ın tweetine İdlib’e bomba yağdırarak cevap veriyordu.Trump hava atarken, Putin bomba atıyordu. Böylece Putin Trump’ın tweetlerine bombalarla yanıtvererek Tahran Zirvesi’ne elini güçlendirerek gidecek görüşme zeminini yaratıyordu. RusyaSuriye’deki ve Doğu Akdeniz’deki varlığını güçlendirme hesapları yaparken Esed rejimi de İdlib’iele geçirme hesapları yapıyordu. Ancak bu gelişmeler sonunda yüzbinlerce sivil insanı katledilebileceği,evlerini, yurtlarını terke zorlanarak sınırlarımıza yığılacağını, telef olacak masum çocukları,yaşlıları, sakat kalacak insanları düşünmüyor, oluşacak acı ve yoksulluk tablosunu hesaplamıyordu.İdlib’i ele geçirmek için yapacağı harekât ile Türkiye’ye darbe vuracağının hesabını,çıkarları doğrultusunda yapıyordu.ABD ise binlerce TIR dolusu ağır silah yardımlarıyla ve lojistik destekleriyle Fırat’ın doğusundakiPKK-PYD bölgesini korumak, terör etkinliğini artırmak, Türkiye’yi yeni terör baskısı altınaalmak hesabıyla meşgul idi. Rusya ise bu süreçte Doğu Akdeniz’deki varlığını güçlendirerek garantialtına alırken Doğu Akdeniz’de jeopolitik gücünü artırarak dengeleri değiştirirken Suriyeiçinde de karadaki varlığını da kalıcı hale getirme adımlarını atmış oluyordu.Bütün bu hesapları yapan uluslararası egemen aktörler belirtildiği gibi kendi çıkarlarını bütünyönleriyle ayrıntılı biçimde hesaplarken İdlib’de yaşayan masum sivil halkın yok edilme sürecinihiç hesaplamıyorlardı. Yukarıda da belirtildiği gibi Suriye’de ve Ortadoğu’da kaosu yaratanve her geçen gün daha da derinleştiren emperyal güçler enerji kaynaklarına sahip olmak,enerji güvenliğini sağlamak için izledikleri politikalar sonucunda sivillerin öldürülecek binlercesivil insanın, gerçekleşecek olağanüstü mülteci göçünün yaratacağı ağır travmaları hiç ama hiçdüşünmüyorlardı.Yaşanacak ağır savaş ve büyük göçün sonuçları hakkında tek endişelenen, kaygı duyan, felaketiönleme çabalarını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde Türkiye Cumhuriyetiidi. Türkiye’nin öncelik verdiği ve tasalandığı husus ise masum sivillerin, özellikle çocukların,yaşlıların yaşayacakları ağır koşulları, ölümleri, sakatlıkları ve sınırlarımıza yığılacak göçleriönlemekti.İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tahran Zirvesi’nde yaptığı ateşkes çağrısının ve girişimininesas hedefi ve amacı bu felaketi önlemek, ölümlerin, göçlerin yolunu kapatmaktı.Tahran Zirvesi’nde sağlanan sonuç ve özellikle Soçi’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin arasındavarılan İdlib anlaşması, doğacak felaketleri şimdilik önlemiş görünüyor. İdlib’de yaşanacakyıkımın yaratacağı ortamda terör örgütlerine yaratılacak olan imkânlar da önlenmiş oldu.Bizim önceliğimiz sivillerin zarar görmemesi, büyük göçün önlenmesidir. Bunun yolu da var.Türkiye’nin Fırat Kalkanı, El Bab, Zeytin dalı operasyonu gibi Suriye tecrübeleri insani felaketler,dramlar yaşanmadan bunun başarılabileceğini ortaya koymuştur.SaygılarımlaG. Gül KILIÇASLAN