AK Parti ve MHP arasında yeni anayasa görüşmeleri konusunda uzlaşı sağlandıktan sonra anayasa değişikliği teklifi TBMM Başkanlığı’na 316 imza ile birlikte 10 Aralık 2016 tarihinde sunuldu. Teklif sunulduktan sonra AK Partili Abdülhamit Gül yeni anayasayla ilgili olarak “Toplam 21 maddelik anayasa değişiklik teklifimizi AK Parti olarak sunduk. Bu, kuvvetli bir uzlaşı teklifidir. Özellikle bu anayasa metninde seçilme yaşını 18’e düşürüyoruz. Güçlü yasama ve güçlü yürütme dedik. CHP’li Bülent Tezcan’ın da olduğu bir anlaşma yaptık. Orada mutabık kaldığımız 7 maddeyi de buraya koyduk. Hukuk devleti bakımından da tarihidir. Bağımsız ve tarafsız yargı vurgusu var. Askeri ve sivil darbe ayrımı ortadan kalktı. HSYK konusunda da mutabakata vardık. Kürsü seçimini ortadan kaldırarak parlamentoyu daha da güçlendirdik. Bu, ortak bir mutabakattır. Burada beraber taşın altına elimizi koyduk. Meclis’te güçlü bir şekilde kabul edilebileceğini düşünüyorum” diyerek görüşlerini ortaya koydu. MHP’li Mehmet Parsak da “Burada 2011’den sonraki gelişmelerin daha dikkatli analiz edilmesi gerekiyor. Tüm siyasi partiler anayasanın değişmesi üzerinden milletimize söz vermiştir. 2011 yılındaki anayasada, anayasadan Türk ibaresi çıkarılmak istenmiştir. Bu anayasada ilk dört maddenin değişmesi teklif edilmiş, milli ve üniter devlet ilkelerinin değiştirilmesi istenmiştir. Eğitim dilinin Türkçe olduğu, hükümet sistemi de tartışılmak istenmiştir. Milli devlet ve üniter devlet tartışma konusu değildir” ifadelerini kullandı.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise süreci değerlendirerek “Bu, Türkiye için tarihi bir reformun ilk adımıdır. AK Parti ve MHP uzlaşarak Türkiye, Türk halkı için yeni, tarihi bir dönemin kapısını açtı. Türkiye’ye özgü başkanlık sistemi olan Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Türkiye ve Türk halkı her alanda ve her anlamda güçlü
olacaktır. Siyasi istikrar, güçlü iktidar, güçlü yasama, etkin yasama denetimi ve nihayetinde güçlü Türkiye için Cumhurbaşkanlığı
sistemine ‘Evet’ diyorum. Cumhurbaşkanlığı sistemi, ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Artık bu büyük ve tarihi değişim için çalışma vaktidir” dedi. Yeni anayasa değişikliğine ve başkanlık sistemine en sert eleştiri ise CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Katıldığı bir televizyon programında bazı değerlendirmelerde bulunup “Dayatma kültürüyle anayasa yapılmaz. Oturdular iki parti anlaştılar. Anayasa yapacağız, millete anlatacağız. Dünyanın hangi ülkesinde OHAL olan bir ülkede anayasa değişiyor? İnsanlar düşüncelerini açıklamaktan korkuyorlar. Üniversiteleri suskun olan bir ülkede sağlıklı anayasa hazırlanamaz. Hangi hukuk fakültesi dekanı korkudan konuşabilir? Hangi akademisyen konuşabiliyor? Türkiye’de medya özgürlüğü yoktur. Özgür düşüncelerini ifade etmek isteyenler zaten kendilerini şu veya bu şekilde ya mali baskı altında ya da hapishanede buluyorlar. Bu ortamda anayasa değişikliği mi olur? Partili cumhurbaşkanı, partisinin genel başkanı cumhurbaşkanı fikri size ne ifade ediyor? Bizim bugüne kadar oluşan 140 yıllık geleneğimize aykırılık teşkil ediyor. Kenan Evren’in koyduğu kuraldan hiçbir farkları yok. Parlamenter sistemi bir araya gelip düzeltelim. Benim görüşüm var. Ama belki eksik, yanlış olabilir. Oturup insan gibi bir arada tartışırız, konuşuruz. Ayrı bir siyasi parti, kendi dünya görüşleri var. Hangi koşullarda bir araya geldiler? Bir anlamda Türkiye neredeyse Kuzey Kore’ye dönecek. Hâkimi, milletvekilini, valiyi, kaymakamı ben tayin edeceğim. Devlet ne olacak? ‘Devlet benim’ anlayışı ‘Hitler’ anlayışıdır. Onların meşhur Adalet Bakanları vardı. Hâkimlere Almanya’dan sesleniyordu. Sayın Bahçeli bu kültürü destekliyor mu desteklemiyor mu? Fiili durum nedir? Bir kişi diyor ki ben anayasaya uymayacağım. Madem sen uymuyorsun, anayasayı sana uyduralım. Bu akılcı bir yaklaşım mı?
Bir kişiye uymuyor diye ülkenin anayasasını değiştireceğiz. Bu nasıl bir anlayıştır? Bir kişinin arzusuna göre anayasa mı yapılır? Manav uymayacak, manava ceza vereceksin. Vali uymayacak, valiye ceza vereceksin. Cumhurbaşkanı uymayacak, o zaman anayasayı sana uygun hale getirelim, sen istediğini yap…” dedi. Anayasa Değişikliği Paketi Neleri Öngörüyor? * “Cumhurbaşkanı seçilen kişinin, varsa siyasi partisi ile ilişiği kesilir” hükmü kaldırılıyor ve yerine partili cumhurbaşkanlığı sistemi getiriliyor. * TBMM’nin denetim mekanizmasında ‘gensoru’ ve ‘meclis soruşturması’ yetkileri kaldırılıyor. * Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu kaldırılıp yerine iki cumhurbaşkanı yardımcısı getiriliyor. Bu düzenlemeyle, teklifle birlikte cumhurbaşkanı, kendi yardımcılarını ve bakanları hem atayabilme hem de görevden alabilme yetkisine sahip olacak, bakanlık görevine getirilenlerin milletvekillikleri bitecek ve cumhurbaşkanı Meclis dışından da bakan atama yetkisine sahip olacak. * Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisiyle ilgili konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmelik çıkarabiliyor. * Meclis’teki sandalye sayısı 500’den 600’e çıkarılıyor. * Partili cumhurbaşkanının Yüce Divan’a sevki konusunda kademeli usul getiriliyor. Buna göre partili cumhurbaşkanı için ancak 300 oy ile soruşturma istenebilecek, 360 oy ile komisyon kurulabilecek ve 3’te 2 çoğunluk ile 400 oy- Yüce Divan’a sevk edilebilecek. * Bakanlık kurulması ya da kaldırılması cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılabiliyor* Üst düzey kamu görevi atamaları partili cumhurbaşkanına bağlanıyor. * TBMM’nin haricinde cumhurbaşkanı da seçimlerin yenilenmesi konusunda karar verebiliyor. * Teklifle, cumhurbaşkanı OHAL (Olağanüstü Hal) ilan edebiliyor ve OHAL kararnamesi/ kararnameleri çıkarabiliyor. * Milletvekili seçilme yaşı 25’ten 18’e
indiriliyor. * Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı, Askeri Yargıtay ve Askeri İdare Mahkemesi’nin kaldırılmasıyla 17’den 15’e düşürülüyor.
* Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun adından ‘Yüksek’ ibaresi çıkartılıyor ve yeni adı Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) olarak isimlendiriliyor.
* HSK’nın (eski adıyla HSYK) üye sayısı ise 22’den 12’ye, daire sayısı da 3’ten 2’ye düşürülüyor. * Adalet Bakanı Müsteşarı, Hâkimler Savcılar Kurulu üyeliğinden çıkarılıyor, cumhurbaşkanı ise 5 üye atayabiliyor. Buna göre TBMM 2, Yargıtay 3, Danıştay da 1 üye gönderebiliyor. * Adalet Bakanı’nın HSK Başkanı olarak
Kurul’da yer alması öngörülüyor. * Şimdiki olağan durumda 10 asıl ve 6 yedek üye, adli ve idari yargı hâkimlerince yapılan seçimle belirleniyordu. Bu teklifle ise HSYK için 2010 anayasa değişikliği ile getirilen mevcut seçim usulü kaldırılıyor. * Jandarma Genel Komutanı MGK’dan (Milli Güvenlik Kurulu) çıkarılıyor.
* Tüm askeri mahkemeler -disiplin mahkemeleri dışında- kaldırılıyor. * Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme
Kurulu’na TSK da (Türk Silahlı Kuvvetleri) dâhil olmak üzere idari soruşturma yetkisi getiriliyor. (Şu anki mevcut anayasada
soruşturma yerine inceleme yetkisi var ve TSK ise bu incelemeden muaf.) Anlaşıldığı ve açıklandığı üzere teklif 21 maddeden oluşuyor. Bu maddelerin de 12’si sistem değişikliği, 9’u da yürütme ve yürürlükle ilgili. Anayasada toplamda ise 70 maddenin değiştirilmesi teklifi bulunuyor. Anayasa Değişikliği Teklifinin İlk Tur Görüşmeleri Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin birinci tur görüşmeleri 9 Ocak’ta başlayıp 18 madde oylandı ve 15 Ocak tarihinde sona erdi. Bahsi geçen 18 madde Genel Kurul’da oylamaya sunuldu ve kabul edildi. Birinci tur oylamalarında dikkat çeken birkaç olay yaşandı. Ahmet Aydın (TBMM
Başkanvekili) oy kullanılması esnasında CHP’li milletvekillerinin oy kullanılan kupaların yanına Anayasa kitapçıklarını üst üste koyması üzerine “Bu kitapçıktan biz de alabilir miyiz? Tüm milletvekilleri için mi getirdiniz yoksa geri mi götüreceksiniz? Üst üste koydunuz. Dikkat edin anayasayı devirtmeyiniz” şeklinde nükte yaptı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Başbakan Binali Yıldırım ise oy kullanmaya sohbet ederek ilerledi. Önce kabine Başbakan Yıldırım, daha sonra da Kılıçdaroğlu girdi. Aynı
kupaya oy pusulasını atması için Yıldırım, Kılıçdaroğlu’nu davet etti fakat Kılıçdaroğlu diğer kupaya yöneldi. HDP’li Sibel Yiğitalp’in ‘Kürdistan’ ifadesini kullanmasının ardından, oturumu yöneten Başkanvekili Aydın itiraz etti. HDP’li Ahmet Yıldırım ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis tutanaklarına atıfta bulunarak iki sene önce Kürdistan ifadesini kullandığını belirtti ancak Aydın, bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Osmanlı dönemine atıfta bulunduğunu anımsattı. Bunların akabinde usul tartışması başladı. Tartışmaya dâhil olanlardan biri de CHP’li Engin Altay oldu. Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun zaman önce “PKK teröründen bahsederken
devlet terörünü de unutmamak lazım” dediğini ifade etti ve “Bugün milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum diyen kişiyi Başkan yapacaksınız” deyip MHP’ye de yüklendi. Ortamı geren bir başka olay da AK Partili İsmail Aydın’ın sözleri oldu. Aydın “Bir hukukçu olarak anayasanın değiştirilemez maddesini kabul etmek mümkün değildir”
cümlesi tartışmaya neden oldu. Bu cümle MHP kanadında da büyük tepkiye yol açtı. MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta, Aydın’ın bu sözlerinin çok yanlış ve tehlikeli olduğunu ifade etti ve “AKP grubunun ayağa kalkması lazım, olmaz böyle bir şey demesi lazım. Bununla ilgili Sayın Başbakan’ın bir açıklama yapması lazım” diye konuştu. Aydın’ın bu sözlerine ilk cevap AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı’dan geldi. Bostancı, anayasanın ilk dört maddesine ilişkin herhangi bir tartışmanın söz konusu olmadığını söyledi. Başbakan Binali Yıldırım ise bu gelişmelerin ardından bir açıklama yaptı ve “Anayasa’nın 4 maddesi nedir? Devletin şekli Cumhuriyet: Madde 1. Niteliği ne? Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti niteliği. Üçüncüsü ne? Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, bayrağının ay yıldızlı bayrak olduğu,
marşının İstiklal Marşı olduğunu, dilinin Türkçe olduğunu, Başkent’in Ankara olduğunu… Dördüncü madde de bu 3 maddenin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin teklif edilemeyeceğini… Dolayısıyla biz de teklif falan etmedik, edenlerle de işimiz olmaz. Bu kadar açık ve nettir. Bunlar devletin temelleridir. Devletin olmazsa olmazıdır. 10 yıldır AK Parti ne diyor? ‘Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan’ Onun için öyle ucuz polemiklerde herkes ucuz dursun. Bu maddenin teminatı yüce Türk milletidir ve AK Parti iktidarıdır” ifadelerini kullandı. İlk tur oylamalara damga vuran hadiselerden biri de gizli oy ihlalleriydi. Bazı milletvekilleri oylarını gizli değil göstererek verdi. Bu da ‘Saray’a bir mesaj’ olarak yorumlandı. Gizli oylama konusunda en çok Sağlık Bakanı Recep Akdağ konuşuldu. Kendisini ihlal sebebiyle eleştiren CHP’lilere “Sana mı soracağım lan” diyerek tepki gösterdi. HDP’liler ise eş genel başkanları da dâhil olmak üzere 11 milletvekilinin tutuklu olduğunu hatırlatıp Genel Kurul görüşmelerini
protesto etti ve HDP’liler kabul oyu sayısının belirleyici olduğu oylamalarda bulunmadı. CHP Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, Memur Sen eski Genel Başkanı, AK Parti’li Meclis İdare Amiri Ahmet Gündoğdu ve AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş tarafından darp edildi çünkü CHP’li vekiller TBMM TV’nin taraflı yayın yaptığını protesto etmek ve gizli oylama ihlallerini cep telefonu kameralarından yaptıkları görüntülemelerle önlemeye çalışmışlardı. Anayasa değişikliği teklifinin sabaha karşı 03.00’te bile devam eden 5. maddesi görüşülmeden önce CHP’liler, halkın bu kadar geç saatte bu tarihi oylamayı takip edemeyeceğini ifade etti ve görüşmelerin sonraki gün devam etmesini talep etti. Bu önerinin reddedilmesi üzerine kürsü işgali yapıldı. Ancak küsü işgaliyle birlikte Meclis’te yeniden gerginlik tırmandı. Yaşanan arbedede hem Meclis kürsüsü zarar gördü hem de saksılar bile havada uçuştu. Bu arada AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta bacağından ısırıldığını öne sürdü. AK Parti’li vekiller ise bu olayın üzerine önce CHP’li Eren Erdem’i işaret etti. Balta “Eren Erdem değildi” dedi fakat bacağını ısıranın kim olduğunu
da söylemedi. AK Pati’liler ise bu olaylar sonrası “Köpekler giremez” şeklinde dövizler açtı. Yaşananlara rağmen görüşmelere devam edildi ve CHP’liler yine ilgili oylamayı
boykot etti. Bir başka gelişme de HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan’ın cümleleri üzerine yaşandı. Paylan, Anayasa değişiklik teklifi konuşması sırasında “Çoğulculuğu soykırım ve katliamlarla kaybettik” dedi. Paylan’ın bu sözlerine karşılık AK Pati’liler daha fazla dayanamadı ve Paylan’a tepki gösterdi. Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın da Paylan’ın, konuşmasını tamamlamasına müsaade etmedi ve Paylan’ın konuşma süresi kesildi. Paylan ayrıca 3 oturumdan çıkarılma cezası aldı ve birinci tur görüşmeleri, yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından Başkanlık sistemini öngören Anayasa değişiklik teklifinin 18 maddesinin kabul edilmesiyle birlikte böylece tamamlanmış oldu.
İkinci Tur Oylamada Yaşananlar Anayasa değişiklik teklifi için Meclis’te ikinci tur oylamanın yapılacağı sırada erkek vekillerin ardından bu kez kadın vekiller arasında büyük gerginlik yaşandı. Teklif üzerindeki görüşmeler Bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka’nın kendini kürsüye kilitlemesiyle durdu. Nazlıaka kürsüden MHP’li vekillere seslenerek “Anayasa değişikliğine hayır deyin” diyerek çağrıda bulundu ve “Atatürk’ün Meclisi’ne kilit vuruluyor, ben de kendimi buraya kilitliyorum” diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine AK Parti’li kadın vekiller kürsüye müdahale ederek mikrofonu sökmeye başladığında kavgaya çoktan herkes müdahil olmuştu. AK Parti’li İlknur İnceöz, Aylin Nazlıaka’nın kelepçesini tornavida ile çıkarmaya yeltendi ancak Nazlıaka’nın çığlıkları Meclis Genel Kurulu’nda daha da gergin dakikaların yaşanmasına sebep oldu. Yaşanan arbede sırasında AK Parti ve HDP’li kadın vekillerin birbirini darp etmeye çalıştığı da gözlerden kaçmadı. Giderek şiddetlenen kavgada AK Parti’li Gökçen Özdoğan Enç, HDP’li vekillere tekme atmaya çalışırken Leyla Birlik ve Burcu Çelik ile saç saça kavgaya tutuştu. Arbedenin arasında kalan CHP’li Şafak Pavey ise sırtüstü yere düştü. Vekiller Pavey’i ayağa kaldırdı ancak Pavey’in protezi çıkmıştı. HDP’li Başkanvekili Pervin Buldan da göğsünden darbe aldı ve aldığı bu darbe sonrası rahatsızlandı. Nazlıaka CHP’li vekiller tarafından sakinleştirilmeye çalışıldı fakat Nazlıaka bu eylemi MHP’li seçmene mesaj vermek için yaptığını belirtip “Acı olan
bana müdahale edenlerin AK Parti’li kadınların olması” dedi ve böylece yaşadığı hayalkırıklığını dile getirmiş oldu. Aldığı darbelerden
dolayı hastaneye götürüldüğü ortaya çıkan Gökçen Enç’in boyunluk takıp tekerlekli sandalyeyle oy kullanmak için Meclis’e tekrar gelmesi vekiller arasında “Numara yapıyor” diye yorumlandı. CHP’li Pavey ise kavganın ardından AK Parti’li vekillerin “gözleri dönmüşçesine saldırdığını” ifade etti. Ortalık sakinleşince Genel Kurul’a geri dönen HDP’li vekillerden Burcu Çelik Özkan elindeki bir tutam saçı Adalet Bakanı’na gösterdi. Özkan “Bunu milletvekiliniz yaptı” diyerek tepki gösterdi.
Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmeler bir saatlik aranın ardından yeniden başladı. HDP’li ve CHP’li vekiller bu kez AK Parti’li vekil Enç’in ceza alması konusunu gündeme
getirdi. AK Parti’li vekillerin bu öneriye karşı çıkmasıyla yeni bir tartışma daha başladı. AK Parti’li vekillerin CHP’li vekillere doğru hareketlenmesiyle Genel Kurul’a yine ara verildi. Anayasanın Meclis’teki Süreci Anayasa değişiklik teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri iki tur halinde yapıldı. Birinci tur görüşmeleri 9 Ocak 2017 Pazartesi günü başladı. Kesintisiz devam eden birinci tur görüşmeleri 15 Ocak Pazar günü tamamlandı. Görüşmelerde Meclis yaklaşık 90 saat mesai yaptı. Tutanaklara 3 bin 59 sayfa olarak geçen görüşmelerde CHP’li milletvekilleri 908, AK Parti milletvekilleri 711, MHP milletvekilleri 365, HDP milletvekilleri ise 492 dakikalık konuşma yaptı.Teklifin ikinci tur görüşmeleri 18 Ocak 2017’de başladı ve 21 Ocak Cumartesi günü sona erdi. İlk madde olan, “Yargı yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağına dair hükmün, ‘bağımsız ve tarafsız’ mahkemelerce kullanılacağı” şeklinde değişiklik öngören maddesi 345 oyla teklifin en yüksek oyunu aldı. Sekizinci madde olan ve Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini düzenleyen madde ise 339 oyla teklifin en az oyunu aldı. Böylece 10 Aralık 2016 tarihinde AK Parti
tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan ve 18 maddeden oluşan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, 42 günün ardından 21 Ocak 2017 tarihinde tamamlanarak yasalaşmış oldu. Referandum süreci de teklifin tamamının 330’un üzerinde oyla kabul edilmesiyle birlikte başladı. Teklif ilk etapta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayına sunulacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise teklifi onaylamak için 15 günlük yasal süresi mevcut. Referandum tarihi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayladığı ve Resmi Gazete’de yayınladığı tarihe göre netleşecek çünkü referandum, Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonraki takip eden 60’ıncı günün ardından ilk pazar günü yapılmak durumunda. Hükümet yetkilileri de zaten bu tarihin 2-9 Nisan olabileceğini belirtmişlerdi.