Anasayfa » Gündem » Cumhurbaşkanı Erdoğan; NATO’DAN TALEBİMİZ ÖNCEKİ KARARLARIN UYGULANMASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan; NATO’DAN TALEBİMİZ ÖNCEKİ KARARLARIN UYGULANMASI

Cumhurbaşkanı Recep TayyipErdoğan, Suriye ve göç krizini görüşmeküzere NATO Genel SekreteriJens Stoltenberg ile birarayageldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,görüşmenin ardından, Türkiye’ninSuriye ve göç krizinde aradığı desteğibulamadığını belirterek, “Hiçkimsenin Suriye’deki çatışmalarave insani drama kayıtsız kalmalüksü yoktur” dedi. Stoltenberg,İdlib konusunda Türkiye’yenasıl daha fazla yardım edeceklerinihala görüşmeye devam ettiklerinibelirtirken, Türk-Yunan sınırındayaşanan göç krizi konusundada Türkiye’den “daha uzun vadeliçözümler için üzerine düşen rolüoynamasını beklediklerini” söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan’a,NATO ve AB yetkilileriyle görüşmeküzere gittiği Brüksel temaslarındaDışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,İçişleri Bakanı SüleymanSoylu, Milli Savunma Bakanı HulusiAkar, MİT Başkanı Hakan Fidanile ilgili bakanlar eşlik etti. Erdoğan,AB yetkililerinden önce,İdlib’de 34 Türk askerinin yaşamınıyitirdiği çatışmaların hemen ertesigünü acil gündemle NATO’yutoplantıya çağıran Genel SekreterJens Stoltenberg ile biraraya geldi.Yaklaşık bir saat süren görüşmelerinardından CumhurbaşkanıErdoğan ve NATO Genel SekreteriStoltenberg ortak basın toplantısıdüzenledi. Toplantıda ilksözü alanCumhurbaşkanı Erdoğan; Türkiye’nin Suriye sınırının, aynı zamandaNATO’nun da güneydoğu sınırı olduğuna vurguyaparak, “Suriye kaynaklı sorunlar bölgemizihatta Avrupa’nın tümünü tehdit eder durumdadır.Hiç kimsenin Suriye’deki çatışmalar ve insanidrama kayıtsız kalma lüksü yoktur. IŞİD iledokuz yıldır doğrudan çarpışan ve bu yolda şehitveren tek NATO üyesi ülke Türkiye’dir. Ayrıca3 milyon 600 bin sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz.Türkiye’nin büyük özveri ile yürüttüğübu mücadeleye müttefiklerimizin tamamının somutdesteğini bekliyoruz. NATO da Türkiye iledayanışma göstermesi gereken kritik bir dönemdengeçmektedir” dedi.NATO’dan Türkiye’nin savunulmasına yönelikdaha önce alınan kararların tam olarak uygulanmasınıtalep ettiklerini kaydeden Erdoğan,“Sayın Genel Sekreter bu konuda NATO içindekiçalışmaların sürdüğünü ve bu süreci bizzat takipettiğini söylemiştir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,görüşmede göç krizinin de ele alındığını belirterek,“Bir müttefik ve komşu ülkenin düzensizgöç dalgasının müsebbibi olarak Türkiye’yi işaretermesi akıl ve izan dışıdır. Bu ülkenin mevcutdurumu ve AB’yi de kullanarak kendisinehaksız kazanımlar elde etmeye çalışmasına izinvermeyeceğimi de özellikle izah ettim” diye konuştu.Erdoğan, Türkiye’nin NATO, NATO’nunda Türkiye’nin gücüne güç kattığını söyledi veNATO’dan Türkiye’nin savunmasına ve terörlemücadelesine katkı sağlaması gerektiğini söyledi.NATO müttefiki ülkelerden de Türkiye ileayrım gözetmeden ve siyasi koşullar öne sürmedendayanışma göstermesini beklediklerini dilegetirdi. Erdoğan, “Talep ettiğimiz desteğin dahafazla gecikmeden karşılanması bu bakımdan çokönemlidir. Önümüzdeki süreçte gereken adımlarınatılacağına inanıyorum” dedi.NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de,Türkiye’nin önemli ve değerli bir müttefik olduğunavurgu yaparak, “Son günlerde ateşkesleSuriye’de şiddetin azaldığını gördük. Şimdi,insanların güvenliğinin sağlanması ve insaniyardımların ulaştırılması gerekir. Türkiye,Suriye’deki krizden en çok etkilenen ülke.Türkiye’nin korunması çerçevesinde hava savunmasisteminin yanı sıra, hem hava, hem de denizkuvvetlerinin korunması sağlanmaktadır. Esadrejiminin ve Rusya’nın yapmış olduğu saldırılarİdlib’de ciddi sorun oluşturdu ve Türkiye’ye yönelikyeni bir göç akımına yol açtı. Türkiye busürece çözüm arayan ülkelerin başında gelmekte”dedi.Türk-Yunan sınırındaki göç gerginliğine dedeğinen Stoltenberg, “Türkiye ağır bir yük taşıyor,bunun farkındayız. Ancak Türkiye daha uzunvadeli bir çözüm için üzerine düşen rolü oynamalıdır.Göçmen krizi ortaktır ve ortak çözüm bulunmasıgereken bir sorundur. AB ve Türkiye arasındakidiyalog olumludur. Çözüm bulunacağına güveniyorum.Ege bölgesinde göç konusuyla ilgilenen NATO unsurlarımızgörev yapmaktadır. NATO bundan sonra daüzerine düşeni yapmaya devam edecektir” şeklinde görüşbildirdi. Türkiye’ye destek için daha fazla ne yapabileceklerinidüşündüklerini dile getiren Stoltenberg,Türkiye’nin yardım talebini yinelemesine karşılık, olağanüstüNATO zirvesinde yaptığı “Görüşmeye devamediyoruz” açıklamasının ötesinde yeni bir destek açıklamadı.Toplantının sonunda her iki lider de ayağa kalkarakel sıkışmaya hazırlandı. Ancak Erdoğan elinigöğsüne götürerek, “Corona” deyince Stoltenberg deel sıkışmaktan vazgeçerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ileaynı jesti tekrarladı. İki liderin birbirlerini göğüs selamıile selamlaması salonda gülüşmelere neden oldu.Cumhurbaşkanı Erdoğan Stoltenberg ile görüşmesininardından AB Komisyonu Başkanı Ursula VonDer Leyen ile AB Konsey BaşkanıCharles Michel ile bir araya geldi.Cumhurbaşkanı Erdoğan AB Konseybinası girişinde yine “Corona”diyerek Michel ile el sıkışmadankameralara poz verdi.Cumhurbaşkanı Recep TayyipErdoğan, Brüksel dönüşünde gazetecilereaçıklamalarda bulundu.Yunanistan’a mülteciler konusundakitavrı nedeniyle sert tepki gösterenErdoğan, “Sınır hattında takındıklarıtavrın bir cinayet olduğunubilmeleri lazım. Bunların sınırdaöldürdükleri 4-5 mülteci var. Bunlarınhesabını soracağız. İdlib, Suriyeve mülteci krizi bizden daha ziyadeAB için bir irade ve liderlik testidir”diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,AB başkanlarının Türkiye’ninyükümlülüklerini yerine getirdiğinibuna karşılık AB’nin yavaş hareketettiğini kabul ettiğini söyledi.Erdoğan, Macron ve Merkel ileİstanbul’da bir araya geleceklerinibildirdi.Cumhurbaşkanı Recep TayyipErdoğan, Belçika’dan dönüşü esnasındauçakta gündemi değerlendirdi,gazetecilerin sorularını yanıtladı.“İdlib’de yaşanan gelişmelerve mülteci krizinin yeni boyutlaraulaşması üzerine kapsamlı birdiplomasi trafiği başlattık. Yoğunbir telefon diplomasisinin ardındanAB Konseyi Başkanı Charles Michelve Bulgaristan Başbakanı BoykoBorisov Türkiye’ye geldi. Ardındanİdlib’de geçici ateşkesi sağlamakamacıyla biz Moskova’ya gittikve geçici ateşkesi sağladık. Bugünde hem İdlib’deki durumu hemde mülteci meselesini ele almak içinBrüksel’e gittik. Fakat meseleyi sadecebu iki konudan ibaret görmüyoruz.Bu yüzden kapsamlı bir hazırlıkyaptık. Hem NATO GenelSekreteri Jens Stoltenberg hem deAB Konseyi Başkanı Charles Michelve AB Komisyonu Başkanı Ursulavon der Leyen ile Türkiye’ninkarşı karşıya bulunduğu güvenliktehditlerini ele aldık. NATO veAB ilişkilerimizi nasıl güçlendirebilirizdiye müzakerelerde bulunduk.Burada hem NATO’nun hemde AB’nin üzerine düşen görevlerinolduğunu muhataplarımıza ilettik.28 Şubat’ta NATO’yu acil toplantıyaçağırdık ve taleplerimizi resmiolarak ilettik. 11 Mart Çarşambagünü yapılacak NATO toplantısındanolumlu bir netice çıkmasınıbekliyoruz.AB Başkanlarıyla yaptığımızgörüşmede Türkiye-AB ilişkilerinigeniş bir perspektiften ele almamızgerektiğini söyledim. Bu bağlamda18 Mart 2016 tarihli Türkiye-ABMutabakatının gözden geçirilerekgüncellenmesi, Gümrük Birliği’ningüncellenmesi, Schengen konusununhalledilmesi, müzakerelerincanlandırılması ve yeni fasıllarınaçılması, mülteciler için vaat edilen3+3 toplam 6 milyar avro fonunhızla aktarılması ve ilave fon teminikonuları üzerinde durduk. AB Başkanları18 Mart Mutabakatı çerçevesindeTürkiye’nin yükümlülükleriniyerine getirdiğini ve AB’nin yavaşhareket ettiğini kabul ettiler. Busüreci hızlandırmak için ortak birçalışma yapılacak, teknik ve siyasiekipler bir yol haritası çıkaracak.Türkiye tarafında Dışişleri BakanımızMevlüt Çavuşoğlu, AB tarafındaYüksek Temsilcisi Josep Borrellbu süreci yürütecek. 26 Mart’takiAB Liderler Zirvesi’ne kadar bu çalışmanınilk ürünlerini vermesiniöngörüyoruz. Tabii bunun için ABtarafının hızlı hareket etmesi gerekiyor.AB Başkanları bu yönde biriradeye sahip. Umarım üye ülkelerde bu sürece destek verirler.Sıkıntıların temel sebeplerindenbiri aramızdaki diyalog kanallarınınetkin bir şekilde kullanılmaması.Bu yönde atılacak adımlar sürecihızlandıracaktır. Avrupa’nın büyükfotoğrafı görmesi gerekiyor. Enerjiden terörle mücadeleye, göç ve mülteci krizinden güvenliğekadar her alanda dayanışmaya ve iş birliğineihtiyacımız var. Uyum içinde hareket edersek Türkiyede AB de daha güçlü ve güvenli olur. Bu manada İdlib,Suriye ve mülteci krizi bizden daha ziyade AB içinbir irade ve liderlik testidir. Bizim İdlib’de büyük bedellerödeyerek ateşkes sağladığımız ve sivilleri korumaaltına aldığımız bir dönemde AB de üzerine düşeniyapmalıdır. İdlib ateşkesinin uygulanması ve mültecikrizine kalıcı bir çözüm bulunması herkesin menfaatinedir.Netice olarak AB ile yeni bir süreç başlatabiliriz.Bunun için biz pek çok adım attık. Bundan sonrada atmaya devam edeceğiz. AB’nin de bu kararlılığıve siyasi vizyonu göstermesi halinde mesafe almamızmümkün hale gelecektir.Bazı Avrupa ülkelerinin sığınmacı çocukları kabuletme kararı ile ilgili sorulan bir soruya CumhurbaşkanıErdoğan şu şekilde yanıt verdi: “Bu yeni birkonu değil. Maalesef Almanya’da bu yoğun bir şekildedevam eden bir süreç. Ama şu anda bu uygulamanındetayını tam olarak bilmiyoruz. Biz cumagünü için aslında bir adım atacaktık. Gerek SayınMerkel gerekse Sayın Macron İstanbul’a gelecekti.Hatta Boris Johnson’ın da gelme durumu sözkonusu. Tabii şu anda gerçekleşmedi. Çünkü pazargünü Fransa’da yerel seçimler olması hasebiyleönümüzdeki hafta salı günü bu buluşmayı gerçekleştireceğizve salı günü İstanbul’da bir arayageleceğiz. Eğer Boris Johnson da gelebilirse buzirveyi dörtlü, gelmezse üçlü olarak yapacağız. Buifade ettiğiniz konuyu orada da Şansölye Merkelile görüşme şansımız olacak.”Türkiye’nin sınır kapılarını tekrar kapatmasıkonusunda AB’den beklentilerinin ne olduğu yönündekisoruya Erdoğan’ın yanıtı şöyle oldu: “Temenniederim ki aynı durum devam etmez. Biz kendilerineaçık açık bunların hepsini bu akşam söyledik.Sayın Charles Michel ve Sayın Ursula von derLeyen ikili olarak beraberdi. Mevlüt Bey’le birliktedörtlü çalışma yaptık ve bu çalışmayı yaptıktansonra da dedik ki ‘Bakın, 1963’ten bu yana biz AvrupaBirliği’ne resmi müracaatını yapmış, kapıdabekleyen bir ülkeyiz. Türkiye’ye bunu reva görürken,Hırvatistan şu an dönem başkanı, bakın nerdennereye gelmiş. Bunlar dönem başkanı oldu, bizşu anda hep müzakere içindeyiz. Böyle bir durumdayız.Bunun sebebi nedir? Türkiye gibi bir ülkeyeyaptığınız çifte standart uygulamaktır. Açık venet bir şey söyleyeyim, eğer hakikaten farklı bir şey düşünüyorsanız bunları da söyleyin.Biz bu akşam aramızda yaptığımızmüzakereyi de iyi niyetlilikletaşıyalım ve vakit kaybetmedenbu aradaki diyalogu, zinciri koparankonuları ortadan kaldıralım.Bakın ben Dışişleri Bakanımı görevlendiriyorum.O yanına birkaçuzmanını da almak suretiyle, bütünbu konularda siz de uzmanlarıylaberaber kimi görevlendiriyorsanızgörevlendirin.’Bunu daBorrell’e söyledim. ‘Bu çalışmabaşlasın ve biz bu işten yılsonunakadar artık bir netice alalım’ dedik.Onlar da konuya olumlu yaklaştıve Mart ayının 26’sında birzirve olacak. Temenni ederim ki ozirveye kadar arkadaşlarımız birmesafe alırlar ve o zirvede de bukonular masaya yatırılır.Merkel’in “Türkiye kendiproblemlerini mültecilerin sırtındançözmeye çalışırsa, bizdenanlayış bekleyemez” yönündekiaçıklamasına Erdoğan’ın verdiğikarşılık da şöyleydi: “Tabii Merkelbunu hangi anlamda söyledi,ne şartlarda söyledi bunu bilmiyorum.Fakat bizimle böylebir görüşmeyi kabul ettiğine göreherhalde bunun altında farklı bazıdüşünceler olsa gerek. Salı günübir araya geldiğimizde bu konuyukendisiyle konuşuruz. Buradane demek istemiş bunu kendisinesorarız.Yunanistan’dan Avrupa’nındiğer ülkelerine geçip gitsinler.Sen geçip gitsin diyemiyorsun,ondan sonra faturayı Türkiye’yekesiyorsun. Biz adil, insancıl paylaşımdiyoruz. Siz bütün yüküTürkiye’ye yıkmaya gelince yıkıyorsunuzama desteğe gelince destekvermeyeceksiniz! Kusura bakmayın.Ancak Avrupa Birliği bizevaat ettiği bu şartları yerine getirirsebiz de gereğini tabii gerçekleştiririz.Nedir bu? 2 ona 2 bize,1 ona 1 bize. Adil, insani paylaşımdedik. Bunları yaparız. Ama bunlarmesela bu vize olayında LatinAmerika ülkelerine bile kalkıyorlarher şeyi veriyorlar; Balkanlaraveriyorlar, Ukrayna’ya veriyorlarancak Türkiye gibi bir ülkeyemaalesef vize uygulamasınıhala kaldırmıyorlar.