Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Aralık ayında, Ak Saray’daki 32. Muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmasında, “Tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum” şeklindeki sözleri dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana, Bilecik, Burdur, Bursa, Giresun, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Mersin, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Yozgat ve Zonguldak’tan gelen
muhtarları Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda verilen öğle yemeğinde ağırladı. Yemek öncesi, 32’nci Muhtarlar Toplantısı’nda hitap eden Erdoğan, terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan ettiğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anayasa’mızın 104’üncü maddesine göre, Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin başı olarak PKK’sıyla, DEAŞ’ıyla, FETÖ’süyle, DHKP-C’siyle adı, söylemi, yöntemi
ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum. Bundan sonra dağdaki teröriste de, şehirdeki teröriste de, onları destekleyen hiç kimseye bir
an bile huzur yok, rahat yok, bu böyle biline. Tüm güvenlik güçlerimize sesleniyorum; terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı devletimiz de milletimiz de sizin yanınızdadır, arkanızdadır. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin” dedi. Ateş Çemberinden Geçiyoruz Cumhurbaşkanı içinde bulunduğumuz güç koşulların altını çizdiği konuşmasında“Ülkemiz bir ateş çemberinden geçiyor. Yaşadığımız dönem en az İstiklal Harbi kadar önemli, kritik, hayati sonuçlar doğuracak ehemmiyette. Hem bölgemiz hem de ülkemiz üzerinde çok sinsi, alçak, kanlı oyunlar oynanıyor. Üst akıl dediğim şey her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkıyor. İstiklal Harbi’mizde, daha önce Çanakkale’de millet olarak en büyük gücümüz olan imanımızla, inancımızla zoru göstererek oynanan oyunu bozduk. Misak-ı Milli hedeflerimizin tamamına ulaşamamış olsak da Sevr’i paçavraya çevirmeyi başardık. Bugün de adı konulmamış bir Sevr tehdidiyle
karşı karşıyayız. Bizim bu topraklardan başka vatanımız yok. Biz bu bayrağın altında doğduk, onun dibinde öleceğiz. Bizi bayrağımızdan, ezanımızdan, vatanımızdan, devletimizden etmek isteyenlere canımız pahasına geçit vermeyeceğiz. Tweet’lerle, mivitlerle bizlereyollama yapanlar bilsinler ki bunun bedelini ödeyeceklerdir. Ülkemizi viraneye çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, daha pek çok yerde bunu yaptılar. Ama bize yapamayacaklar. Yıkıntıların arasında kucağımızda çocuklarımızın, sevdiklerimizin cansız bedenleriyle çaresizce ağlamamızı bekleyenlere o günleri göstermeyeceğiz. İşte en son Halep’te bunu yaptılar, hala yapıyorlar. Bizim hiçbir şehrimizde başaramayacaklar. Millet olarak yeni bir ahitleşmeye gitmemiz yeni bir mefkûre birliği oluşturmamız gerekiyor. Gün çekişme, çatışma, husumet, eski defterleri karıştırma günü değil. Eğer birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmez, saldırıların karşısında çelik gibi iradeyle, kararlılıkla durmazsak hiçbirimiz yarınlarımıza güvenle bakamayız. Hepimiz aynı gemide olduğumuza göre bu gemiye yönelik her saldırı hepimize yapılmıştır. Artık savunmada kalma imkânına sahip değiliz. Mademki bize terör örgütleri üzerinden tarihimizin en büyük saldırılarından biri yapılıyor, bizim de misliyle cevap vermek Mücadelemizi sadece kurumlara, güvenlik güçlerine bırakamayız. Bu mücadeleyi hep birlikte vereceğiz” şeklinde konuştu. Anayasanın 104. Maddesi Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Anayasa’nın 104. Maddesi’ne atıf yaparak “Vatandaşlarıma sesleniyorum. Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başı olarak PKK’sıyla, DEAŞ’ıyla, FETÖ’süyle, DHKP-C’si ve tüm diğerleriyle adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan ediyorum. Her kim bu örgütlerin çalışmalarıyla, elemanlarıyla ilgili bir şey görürse, duyarsa, malumat sahibi olursa güvenlik güçlerimize bilgi vermeli. Terör örgütlerinin meselesinin hak elde etme, bir davayı savunma meselesi olmadığını artık herkesin anladığına inanıyorum. Terör örgütlerinin tek meselesi Türkiye’yi bölgedeki diğer ülkeler gibi köken, inanç ve meşrep farklılıkları üzerinden çatışmalarla parçalamak, yıkıp yok etmektir. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Önümüzdeki bu gerçekler ışığında yeni Kurtuluş Savaşımızı, yeni Çanakkale Savaşımızı verme ve zafere ulaştırma dönemidir. Türkiye’ye terör örgütleri ve ihanet çeteleri üzerinden savaş açanlar bugüne kadar attıkları hiçbir adımda istedikleri neticeyi elde edemedi. Milletimiz imanı, cesareti ve dirayetiyle tüm oyunları birer birer bozdu. Ödediğimiz bedel büyüktür, ama kesinlikle boşa gitmeyecek. Milletimizi ne köken ne mezhep ne meşrep farklılıkları üzerinden birbirine düşürmeyi başaramadılar. Bir ve kardeş oldukça üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok” dedi.
Anayasanın 104. Maddesi ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “seferberlik” ifadesini kullanması tartışma yarattı. Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasa’da yer aldığı anlamda bir seferberlikten bahsetmediği anlaşılıyor. Açıklama, terörle ilgili elde edilecek bilgilerin, gözlemlerin güvenlik kuvvetlerine iletilmesi şeklindeki çağrı “terör örgütlerine karşı muhbirliğe çağrı” olarak yorumlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında, “Anayasa’mızın 104’üncü maddesine göre” diyerek “seferberlik” çıkışı yapması, 104. maddenin “seferberlikle” ilgili olduğu algısını yarattı. Anayasanın 104. maddesinde Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerinden şöyle bahsediliyor: “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milleti’nin birliğini temsil eder; Anayasa’nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Bu amaçlarla Anayasa’nın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır: Yasama İle İlgili Olanlar Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açılış konuşmasını yapmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni gerektiğinde toplantıya çağırmak, Yasaları yayımlamak, Yasaları yeniden görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri göndermek, Anayasa değişikliklerine ilişkin yasaları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak, Yasaların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün, tümünün ya da belirli kurallarının Anayasa’ya biçim ya da esas yönünden aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine
karar vermek, Yürütme Alanına İlişkin Olanlar Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek; Başbakanın önerisi üzerine Bakanları atamak ve görevlerine son vermek; Gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu’na Başkanlık etmek ya da Bakanlar Kurulu’nu Başkanlığı altında toplantıya çağırmak; Yabancı devletlere Türk Devleti’nin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek, Uluslararası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanlığını temsil etmek, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılmasına karar vermek, Genelkurmay Başkanı’nı atamak; Milli Güvenlik Kurulu’nu toplantıya çağırmak, Milli Güvenlik Kurulu’na Başkanlık etmek; Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak; Kararnameleri imzalamak; Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak; Devlet Denetleme Kurulu’nun üyelerini ve Başkanını atamak, Devlet Denetleme Kurulu’na inceleme, araştırma ve denetleme yaptırmak; Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, Üniversite rektörlerini seçmek, Yargı İle İlgili Olanlar Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek. Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. Anayasa’da Seferberlik Seferberlik ise Anayasa’nın 122. maddesinde yer alıyor. Seferberlik kararı ise cumhurbaşkanı başkanlığında toplanma zorunluluğunda olan Bakanlar Kurulu tarafından alınıyor. Milli Güvenlik Kurulu’nun da görüşünü alan Bakanlar Kurulu, ya kısmi ya da genel seferberlik ilan ediyor. Anayasa’daki seferberlik maddesinin uygulaması ise kanuna göre özetle şöyle: “Anayasanın 122’nci maddesi uyarınca seferberlik ve savaş hallerinde, devletin tüm güç ve kaynaklarının süratle ve etkin bir şekilde kullanılabilmesi için Seferberlik ve Savaş hali kanun tasarısı hazırlanmıştır. Tasarıda Anayasa ve halen yürürlükte olan 1211 Sayılı Kanunun özüne uygun olarak, Seferberlik ve Savaş hallerinde uygulanmak üzere yapılacak hazırlıklar ile uygulamaya ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Barıştan itibaren Seferberlik ve Savaş hali için yapılacak hazırlıklar ve bu hallerin ilanı ve uygulamaya konulmasında Bakanlar Kurulu, Genelkurmay Başkanı, Millî Güvenlik Kurulu, Bakanlıklar, gerçek kişiler ile kamu ve özel kurum ve kuruluşların görev, yetki ve sorumlulukları tespit edilmiş; yapılacak plânların gerçeğe dayalı olarak hazırlanabilmesi için, gerçek kişilerle kamu ve özel kurum ve kuruluşlardan istenilen bilgilerin verilmesi zorunluluğu hükme bağlanmış, kanun hükümlerine uymayanlar hakkında cezai müeyyideler getirilmiştir.”