Anasayfa » Genel » DÜNYA GÖÇMENLER GÜNÜ

DÜNYA GÖÇMENLER GÜNÜ

Her yıl 18 Aralık’ta kutlanan Uluslararası Göçmenler Gününde; Birleşmiş milletler dünya çapında göçmenlerin ve yerinden edilmiş insanların yaşadıkları ekonomik, sosyal, siyasi, psikolojik ve hukuksal sorunlarını vurgulamaktadır. 18 Aralık günü, uluslararası kamuoyunun dünya çapında göçmen haklarını tanıdığı gün olarak da bilinmektedir. İlk defa 1997 yılında Filipinli ve Asyalı göçmen organizasyonları arasında 18 Aralık günü Uluslararası Göçmen Dayanışma Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. 18 Aralık günü, BM tarafından resmi olarak 2000 yılında “Uluslararası Göçmenler Günü” olarak kabul edilmiştir. 18 Aralık’ın seçilmesinin sebebi, 18 Aralık 1990 günü, BM Genel Kurulu’nda Uluslararası Göçmen İşçiler ve Ailelerinin Haklarını Koruma Konvansiyonu’nun imzalanmasıdır. Konvansiyon, dünya çapındaki göçmen hakları savunucularının verdiği uzun mücadelenin ve devletlerarası müzakerelerin önemli bir sonucu olarak görülmektedir. İlk Uluslararası Göçmenler Günü etkinlikleri Filipinler’in başkenti Manila’daki BM binasında, yerel idareciler, yabancı diplomatlar ve uluslararası sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılımıyla yapılmıştır. Göç hareketliliği günümüzde İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en yoğun dönemini yaşamaktadır. Son 30 yılda uluslararası göçmen sayısı 75 milyondan 200 milyona çıkmıştır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre, 2016 yılı sonu itibarıyla dünya genelinde mevcut 65,6 milyon insan zorla yerinden edilmiş konumdadır. Bunlardan 22,5 milyonu mülteci, 2,8 milyonu ise sığınmacıdır. Ülkemiz özellikle Suriye’de yaşanan dram nedeniyle büyük bir göçmen akınıyla karşı karşıya kalmıştır. Ev sahipliği yaptığı 3,5 milyondan fazla mülteci ile son 3 yıldır dünyada en fazla göçmen ve mülteci barındıran ülke konumundadır. Birleşmiş Milletler verilerine göre son 20 yıldaki hızıyla artmaya devam ederse, dünyadaki uluslararası göçmenlerin sayısının 2050 yılında 405 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Göçmenler ve mülteciler konusu ülkeler arasında işbirliği, külfet paylaşımı ve kolektif eylem birliğini elzem kılmaktadır. Konunun sosyal, ekonomik, psikolojik, güvenlik, hukuki ve diğer tüm boyutları her platformda ele alınmalı ve dünya kamuoyunun dikkati bu göç olgusuna ve temellerine odaklanmalıdır.

Göçmen

Göçmen (muhacir), bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla göç eden kişidir. Hukuki olarak göçmen veya göçmenler, en az iki ülkeyi ilgilendirmektedir. Biri bırakılan ülkedir, öteki yerleşilen ülkedir. Bırakılan ülke için göç bir dışa göç (emigration), yerleşilen ülke içinse bir iç göç (immigration) olayıdır. İçe göçene immigrant, dışa göçene emigrant denmektedir. Göçmenlerin, iki ülke arasında başka ülkeleri dolaşmalarına transmigration denir. Yerleşme niyeti olmadan böyle ülkelerde bulunanlara transit göçmen denilmektedir. Türk hukukunda Türk Vatandaşlık Kanunu ile İskân Kanunu’nda göçmenler Türk soyundan olanlar ve Türk kültürüne ait olanlar şeklinde iki kategoriye ayrılmaktadır. Kanunlarda tek tek göç, toplu göç, göçebelik, meskûn olma, aşiret kavramları geçer. Türk soylu ve Türk kültürüne ait olmayı Bakanlar Kurulu değerlendirir. Balkan göçmenleri buna göre yurda kabul edilmiştir. İskân Kanunu’na göre Türk kültürüne bağlı olmayanlar, anarşistler, casuslar, göçebe çingeneler, sınır dışı edilmekte ve göçmen olarak kabul edilmezler. Bu hükümlerle Avrupa Sözleşmesi’ndeki “devletlerin yasalarında cinsiyet, dil, din, renk, etnik ayrımcılık yapamazlar” ilkesi çelişir. Göçmenliğe kabul edilenlerin bazıları iskânlı göçmen olur ve karşılıksız iskân yardımı alırlar. Yardım istemeden gelenlere serbest göçmen denir. Türkiye’ye gelecek göçmenler bulundukları ülke konsolosluğundan göçmen vizesi alır. Sınırdan içeri girince bulundukları yerdeki en büyük mülki amire kendilerini kayıt ettirirler, göçmen belgesi alırlar, vatandaşlığa girme bildirimini imzalarlar ve Kanunlara göre göçmen belgesi (muhacir kâğıdı) alırlar. Göçmen belgesi, nüfus cüzdanı yerini tutar, 1 yıl geçerlidir. İçişleri Bakanlığı’nın sunumuyla Kabine kararnamesiyle göçmenlere nüfus cüzdanı verilir. Ayrıca, mülteci statüsünde ülkeye girenlerin göçmen statüsüne geçmelerine Bakanlar Kurulu karar verir. Geldikleri ülkede askerlik yapmış olan göçmenler askere alınmazlar. Göçmenlere tanınan haklardan biri de, geldikleri yerden getirdikleri eşyanın gümrük vergilerinden muaf olmasıdır.

Göçmen Kaçakçılığı

Uluslararası çetelerin, ekonomik vaatlerle kandırdığı yoksul insanların, sonu acıklı biten kaçak yolculuğunun sonuçları kanunlarda belirtilmiştir. TCK’ya göre göçmen kaçakçılığı suçu, doğrudan maddi menfaat sağlamak üzere, yabancı uyrukluları veya yurtsuzları Türkiye’ye sokmak veya Türkiye’de sürekli oturmalarına izin verilmemiş kişilerin yasal olmayan yollardan yurda sokulması, yurttan çıkarılmasıdır. Burada, yasal olmayan yollardan ülkeye giriş yapılsa bile bu eylem göçmen kaçakçılığı işleminden sayılmayan suça girmektedir. Yine, siyasal amaçlarla gerçekleştirilen göçmen kaçakçılığı da TCK hükümlerine girmez, bu suçlar ayrıca cezalandırılır. Yasaya göre, mağdurlar suçlu sayılmaz. Suçun failleri, kaçakçılığı planlayan, uygulayan, sahte kimlik ve pasaport düzenleyen ve örgütleyenlerdir. Kaçaklar ise, suç çetelerinin eline düşmüş mağdurlar olarak kabul edilir. Faillere 8-12 yıl hapis ve en az 1 milyar lira para cezası verilir. Eylem sırasında mağdurlar ölmüşse bu cezalar katlanır.

Uluslararası Göçün İstatistikleri

Avrupa Birliği, bünyesindeki ülkelerin vatandaşlarına serbest göç hakkı tanıdığı için, birçok Avrupalı vatandaş Avrupa’nın gelişmemiş doğu kısmı tarafından, ona nispeten daha çok gelişmiş olan batı kısmına göç etmektedir, özellikle İtalya, Almanya, İspanya ve Fransa en çok göç alan ülkeler arasında gelmektedir. Fark edilebilir bir biçimde Avrupa Birliği’nin bazı ülkeleri yeni üyelerden daha avantajlı durumda gözükmektedir; örneğin, çok büyük sayıda Polonyalı insan İngiltere, İrlanda ya da Hollanda’ya göçerken, yüksek sayıda Romanyalı ise genelde İtalya ve İspanya’yı seçmekte. Diğer yandan Fransa ve Almanya, ülkelerine Doğu Avrupa’dan gelecek göçmenler için çeşitli yasalar ve sınırlandırmalar çıkarmıştır fakat İngiltere ve İrlanda’da hiçbir kısıtlama yoktur. Hayatlarını riske sokarak denizleri, dağları, nehirleri geçmeye çalışan binlerce insan, ülkelerindeki zulümden, çatışmalardan, savaş ve terörden kaçarak güvenli bir ülkeye ya da ekonomik sıkıntılardan kaçarak insan onuruna yakışır bir hayata ulaşmayı umuyorlar. Bugün dünyada hayatta kalmak, işkence, insanlık dışı muameleye maruz kalmamak için evlerini, sevdiklerini, ülkelerini terk eden Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komisarliği’ne (BMMYK) kayıtlı 15.2 milyon mülteci bulunuyor. Çok daha fazla sayıda insan ise, bazen çatışmalardan, savaşlardan yıkılan ekonomilerde iş bulamadıklarından; bazen etnik, dini ayrımcılıktan dolayı eğitim, iş imkânlarına ulaşamadıklarından ya da dünyadaki kaynakların adil dağıtılmamasının kurbanı olduklarından daha iyi, daha insani yaşam şartları istediklerinden ülkelerini terk ediyor. Son on yılda dünya göçmen nüfusunun 150 milyon kişiden 214 milyona yükseldiği tahmin ediliyor. Bugün dünyada her 33 kişiden biri göçmen kökenli. Bu artışın arkasında uluslararası ve yerel çatışmaların, savaşların, insan hakları ihlallerinin, ekonomik sömürünün önemli payı var. Bu, dünyada insanlığın yaşadığı en önemli sorunlardan birine kayıtsız kalmak, insan hakları ihlallerinin artmasına, yoksul ülkelerde yaşam koşullarının ağırlaşmasına katkıda bulunmak anlamına gelmektedir. Gelişmiş ülkeler böylece sorumluluğu kendi omuzlarından yoksul ülkelere atarak dünyadaki göçmen ve mülteci sayısının artmasına neden olmaktadırlar. 18 Aralık Dünya Göçmen Günü’nde, tüm ülkeleri insan hayatını pazarlık konusu yapmadıkları, göçmen/yabancı düşmanlığını önlemek için gerekli tedbirleri aldıkları, iltica-göç nedenleri ile mücadele için üstlerine düşen yükümlülükleri yerine getirdikleri ve insan haklarının, insan onurunun korunduğu bir dünya oluşturmaya ve gerekli katkıyı anlamlı bir şekilde yapmaya davet ediyoruz.