Dün gibiydi… Doğancılar Parkı’nda sallanırken “daha hızlı, daha yukarı” dediğim yıllar daha dün gibi…
Hayatın cilvesi bu sanırım, ruh kendini öğrenmeye başladıkça daha da gençmiş gibi hissediyor, eskiyen sadece kaporta…
Yıllar içinde üzülmeler, kırılmalar, yanlış anlamalar, öfke, hazmedemeyişler midemizi, beynimizi, kalbimizi yorup çizikler atıyor bedenimize. Yıllara paralel giden bedene inat, tam tersine gençleşiyor ruhumuz…
Peki, biz bu haldeyken nasıl yaşlanacağız? Yaş aldıkça yıpranan bedene inat gençleşen ruhumuzla nasıl bu savaşı barışa dönüştüreceğiz? Alın size tavsiyeler: Orta yaşlarda anne baba olun. Bu yaşın getirdiği minik bir aşkı hayata hazırlama safhası, inanılmaz sorumluluk yüklüyor omuzlara. Başka şeyler önceliğiniz oluyor bu durumda…
Artık diyete başlama zamanı…
Hem de öyle bir diyet ki bu, hiç bitmeyecek. Artık yaşam şekliniz böyle beslenme olacak. Ekmek ve tatlılara elveda demek için fazla beklemeyin ki yaşlandığınızda tansiyon, şeker, kolesterolü davet etmeyin… Velhasıl şimdiye kadar yediklerinize sayın. Biraz tasavvufi kitapları hayatınıza alın. Kaptırdığınız paçanızı dünyadan kurtarmaya yardımcı olur. Sonsuz âlemi burası sanıp buralı gibi davrananlara, hatta çok abartan ve kendini hükümdar gibi gören insancıklara ibretlik nice hikâyeler var…
Derneklere üye olun. Kimsesiz çocuklar, kadınlar, hayvanlar kısacası bencillikten çıkıp başka hayatlar için uğraşan bireyler olun. Sizin dışınızda bir hayat görüp, sosyal medyada kaç like almışım endişelerinden kurtulur, kaybettiğiniz boş zamanı değerlendirirsiniz. Mezar ziyaretleri yapın…
Sizi bir titretip kendinize getirir. Eski arkadaşlarınızı, görüşmediğiniz akrabalarınızı bulup gönüllerini alın. Akıllı telefonu olanlar bilir, uygulamaları kapatmadığınız sürece sadece sayfadan çıkmak kapatmak olmuyor ve pilinizin ömrünü kısa tutuyor. Karmanızda açık kalmış bir sayfa kalmaması için, eski hesapları kapatın ki huzurlu yaşlılığınız olsun…
Artık ezanları ortam sesi gibi duymayı bırakın…O sese kendinizi kaptırıp içinizde çiçeklerin filizlenmesine izin verin.
Çiçeklerinizi sulayın, onlara sevgi cümleleri söyleyin, “kim ne yapmış” tan beslenmeyin, kendiniz olun, yapmacık, mış gibiliklerden uzak durun, anın kıymetini bilin, cebinizde hep minik şekerler olsun, bir yerlerden geçerken çocukları mutlu edin, kendimi ispat edeceğim diye kavgayı bırakın artık, eyvallah deyip geçin. Zaman sizi anlatacaktır, endişe etmeyin.
İşte şimdi bedeniniz de gençleştiğini hissedecek. Üzerinden büyük yük alacaksınız çünkü kendinizi değiştirmekle. Buraya kadar okuduysanız yola çıktınız demektir…