Dokunulmazlıkları kaldırıldıktan sonra haklarında fezleke bulunan ve ifade vermeye gitmeyen HDP milletvekillerine 4 Kasım gecesi operasyon düzenlendi. 12 milletvekili gözaltına alındı. Soruşturmada, Eş Başkanlar Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve İdris Baluken’in aralarında bulunduğu 9 milletvekili tutuklandı. Demirtaş Edirne F Tipi Cezaevi’ne, Yüksekdağ Kocaeli F Tipi Cezaevi’ne götürüldü. Diyarbakır, Hakkari, Van, Şırnak ve Bingöl Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülen terör soruşturmaları kapsamında HDP’li milletvekillerine yönelik operasyon düzenlendi. HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Nursel Aydoğan, Gülser Yıldırım, Selma Irmak, Leyla Birlik, HDP Şırnak Milletvekili Encu ve HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan tutuklandı. Ziya Pir, Sırrı Süreyya Önder ve İmam Taşçıer ise savcılık sorgusunun ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. TBMM’de kabul edilen dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin ardından haklarında fezlekelerle alakalı, aralarında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de bulunduğu milletvekilleri, savcılıklara giderek ifade vermişti. Ancak bu soruşturmalarda ifade vermeye gitmeyen HDP’li milletvekillerine yönelik ilgili başsavcılıklar tarafından gözaltı kararı verildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Açıklama Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, HDP Milletvekilleri Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Sırrı Süreyya Önder, Ziya Pir, Gülser Yıldırım ve İmam Taşçıer hakkında, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller bulunması sebebiyle arama ve gözaltı kararı verildi ve icra edildi. Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, HDP Milletvekilleri Demirtaş, Yüksekdağ, Önder, Pir, Yıldırım ve Taşçıer hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, suç işlemeye tahrik ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından soruşturma yürütüldüğü anımsatıldı. Soruşturma kapsamında söz konusu milletvekillerinin dokunulmazlıklarının TBMM tarafından kaldırıldığı vurgulanan açıklamada, şöyle denildi: “Yürütülen soruşturma sonucunda yukarıda ismi geçen milletvekillerinin, atılı suçlar yönünden kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller bulunması sebebiyle haklarında arama ve gözaltı kararı verilmiş ve icra edilmiştir. Soruşturma derdest olup, gelişmelerden kamuoyu ayrıca bilgilendirilecektir.” İçişleri Bakanlığından Açıklama İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada; Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri, Van ve Bingöl Cumhuriyet Başsavcılıklarının ilgili kolluk birimlerine vermiş oldukları talimatlar doğrultusunda; HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte toplam 11 milletvekilinin gözaltına alındıkları bildirildi Haklarındaki Fezlekeler Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, Van ve Bingöl Cumhuriyet Başsavcılıklarının talimatları doğrultusunda gözaltına alınan HDP’li milletvekillerinin terör suçlarıyla ilgili çok sayıda fezlekesi bulunuyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK), KCK ve 6-8 Ekim olaylarına yönelik soruşturmalar kapsamında ifade vermeye gitmedikleri için aralarında HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 11 milletvekili gözaltına alındı. HDP’li Faysal Sarıyıldız ve Tuğba Hezer Öztürk’ün yurt dışında olduğu belirlenirken, haklarında gözaltı kararı bulunan İmam Taşçıer ve Nihat Akdoğan ile ilgili sürecin devam ettiği belirtildi. Gözaltına alınan HDP’li milletvekillerinin, “Terör Örgütü PKK propagandası yapmak”, “suçu ve suçluyu övmek”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüs” gibi suçlardan fezlekesi bulunuyordu. Söz konusu milletvekillerinin haklarındaki fezlekelerin bir bölümü şu suçları içeriyor: HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, terör örgütü üyesi olmak, silahlı terör örgütüne üye olmak, örgüt adına suç işlemek, Türkiye Cumhuriyeti’ni alenen aşağılamak, terör örgütü propagandası yapmak, Türk milletini, Cumhuriyet’i ve TBMM’yi alenen aşağılamak, Cumhurbaşkanı’na hakaret, devletin askerini ve emniyet teşkilatını alenen aşağılamak, terör örgütü PKK propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’a muhalefet, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, hakaret, suç işlemeye alenen tahrik, kanunlara uymamaya tahrik, kamu görevlisinin aleyhine iftira, suç işlemeye tahrik ve suç işlemeye azmettirme, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüs. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ: Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, terör örgütü propagandası yapmak, suç işlemeye alenen tahrik, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, devletini, yargı organlarını, askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama, devletin birliğin ve ülke bütünlüğünü bozma, suçu ve suçluyu övmek. HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü: Halkı askerlikten soğutma, terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, askeri yasak bölgelere girmek, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs. HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik: Terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, suç ve suçluyu övmek, askeri yasak bölgelere girmek. HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak: Terör örgütü propagandası yapmak. Hatırlanacağı gibi Irmak, güvenlik güçlerinin operasyonunda etkisiz hale getirilen bir teröristin cenazesini morgdan alarak cenaze törenine katılmıştı. HDP Hakkâri Milletvekili Abdullah Zeydan: Terör örgütü propagandası yapmak. Zeydan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) terör örgütü PKK’ya yönelik başlattığı hava saldırılarına ilişkin, 26 Temmuz’da yapılan protesto yürüyüşünde, “PKK’nın öyle bir gücü var ki sizi tükürüğüyle boğar” demişti. HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken: Suçu ve suçluyu övmek, terör örgütü propagandası, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını alenen aşağılamak. HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder: Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, silahlı terör örgütüne üye olmak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik. HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir: Terör örgütü propagandası, silahlı terör örgütüne üye olmak, suç işlemeye tahrik etmek., HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım: Terör örgütü propagandası, suçu ve suçluyu övmek. HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan: Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek. Diyarbakır’da Bomba Yüklü Araçla Saldırı HDP Milletvekillerine yapılan operasyonun ardından aynı gecenin sabahı Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Aydın Arslan Bulvarı’nda Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü binasına yakın bir noktada, vatandaşlar ve öğrencilerin yoğun bulunduğu bölgede sabah 08.00 sıralarında teröristlerce bomba yüklü araçla saldırı gerçekleştirildi. Saldırı ile ilgili bir açıklama yapan Başbakan Binali Yıldırım, “Çevik Kuvvet’in konuşlandığı noktaya, vatandaşların da işine giden, okuluna giden, çocukların olduğu bölgede bir bomba yüklü araç patlatıldı. 1 Ton Bomba Yüklü Minibüs Olay yerinde güvenlik güçlerince yapılan incelemede, saldırının patlayıcı yüklü minibüsle düzenlendiği belirlendi. Saldırıda bir tonun üzerinde patlayıcı kullanıldığı tespit edildi. Patlamanın şiddetiyle olay yerinde çukur oluşurken, çevredeki çok sayıda bina ve iş yeri hasar gördü. Patlamada 2 polis Şehit olurken 7’si sivil vatandaş olmak üzere 9 kişi hayatını kaybetti ve 100’ün üzerinde kişi yaralandı. Valilik: Saldırıyı PKK Üstlendi Diyarbakır Valiliği’nden yapılan ilk açıklamada, patlamanın PKK’lı teröristlerce bomba yüklü araçla gerçekleştirildiğinin değerlendirildiği açıklandı. Saat 11.30 sıralarında ikinci bir açıklama yapan Valilik, patlamanın bomba yüklü bir araçla yapıldığını ve saldırının terör örgütü PKK tarafından üstlenildiğini bildirdi. Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan ikinci açıklamada, “04.11.2016 Cuma günü saat 07.53’te ilimiz Bağlar İlçesinde bulunan Aydın Arslan Bulvarı’nda Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü binasına yakın bir noktada, sivil vatandaşlarımızın ve öğrencilerin oldukça yoğun olarak bulunduğu bir bölgede, bölücü terör örgütü mensuplarınca, üstlenilen, bomba yüklü araçla bir, patlama gerçekleştirildiği anlaşılmıştır” denildi. Patlamadan Sonra Gözaltındakiler Başka Yere Nakledildi Patlamanın hedefi olan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde çeşitli suçlardan gözaltında bulunan şüphelilerin ise saldırıdan sonra Silvan yolundaki Polis Okulu’na nakledildiler. Patlama sonrası olay yerine çok sayıda sağlık, UMKE ve itfaiye ekipleri yönlendirilirken, yaralı sayısının fazla olmasından dolayı bazı ambulansların 4-5 yaralıyı birden taşıdıkları belirtildi. Saldırı sonrası çevre illerden de sağlık ekipleri sevk edilirken, yaralılar kentte bulunan kamu ve özel hastanelere kaldırıldı. Saldırının bulunduğu bölgede vatandaşların yaşadığı binalarda büyük hasat meydana gelirken, bazı dükkân ve evlerde göçük oluştu Göçük altında kalan yaralı vatandaşlar enkaz altından çıkarılırken, bölgede hızla bazı noktalarda enkaz kaldırma çalışmaları başlatıldı. Kentte polis olağanüstü güvenlik önlemi alırken, özellikle hastanelere giden yollar ve hastane önlerinde önlemler artırıldı. Kentte tüm sağlık çalışanları ve emniyet birimleri göreve çağrıldı. Hastane önünde görüntü almak isteyen basın mensuplarına polis olayla ilgili yayın yasağının bulunduğu hatırlatılarak görüntü alınmasına izin verilmedi. HDP’ye Yapılan Operasyondan Kimler Rahatsız Oldu HDP’li vekiller’e 4 Kasım 2016 Cuma günü yapılan operasyonun ardından AB ve ABD’nin oldukça rahatsız olduğu görüldü. Yaşanan bu olayı doğru analiz edebilmek için, olaydan kimlerin rahatsız olduğunu ve bu şahıslardan kimlerin fayda sağladığını veya kimlerin zarar gördüğünü incelemek yeterli olacaktır. Bölücü terör örgütü PKK’nın legal uzantısı HDP’ye yönelik operasyonlara yönelik tepki sadece “müttefikimiz” olan ABD’den gelmedi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz yapmış olduğu yazılı açıklamasında “HDP, TBMM’deki en büyük 3. gruptur. Selahattin Demirtaş’la birçok defa bir araya geldim. Barış sürecinden yanadır, şiddete karşıdır. Siyasi diyalog ve hukukun üstünlüğüne bağlıdır. Onunla Eylül ayındaki son görüşmemizde bir sonraki gözaltına alınacak kişinin kendisi olmasından korkuyordu” derken, açıklamasına Türkiye’ye dönük tehditle devam ediyor: “Türkiye, AB’ye aday bir ülkedir ve Gümrük Birliği’nin üyesidir. Hükümetin tutumu AB ile Türkiye arasında sürdürülebilir bir ilişkiyi ve Türkiye’nin demokratik değerlere ve Avrupa eğilimini şüpheli hale getirmektedir, Gümrük Birliği ekonomik – ticari koşulları bağlayan bir antlaşma olarak orta yerde dururken, ‘siyasal’ ve hukuksal merkezde gelişen bir durumu gerekçe gösterip, ekonomiyi bağlayan bir ilişkiye gönderme
yapmak, ayrıca altı çizilmesi gereken bir durumdur” diyordu. İsveç eski Başbakan ve Dışişleri Bakanlarından AB Dış İlişkiler Konseyi üyesi Carl Bildt ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland adına sözcüsü Daniel Höltgen de PKK’nın legal uzantısı HDP’ye destek oldu. Gelinen noktada; dış güçlerle uğraştığımız yetmiyormuş gibi bir de içteki hainlerle uğraşıyoruz; bunları saymaya gerek bile yok yıllardan beri hepsini biliyoruz. Yıllarca bize devlet yanlısı diye yutturulan ABD’nin diğer müttefiki olan FETÖ/PDY Terör örgütünün 15 Temmuz 2016’da, gerçekleştirmek istediği, işgal ve iç savaş planına dönük silahlı müdahale girişimini, Milletimizin ve Silahlı Kuvvetlerimizin sağduyusu sayesinde çok şükür atlattık Millet olarak ülkemize karşı yürütülen bu kirli oyunlara artık dur demeliyiz ve her zamankinden daha uyanık ve daha çalışkan olmalıyız. Ülkemize karşı örtülü yürütülen bu kirli savaşın, karargâhı hiç kuşkusuz başta ABD olmak üzere diğer Batı devletleridir.