dair; ne ne için ne kadar değer ne kadar değmez
diye. Ama insan bu listeyi kendisine zerre
acımadan, kendisinin altını üstüne getirerek,
acımasızca sorgulayarak yapmalı.
Neler için neleri feda ettiğini, kimler için kimleri
harcadığını, ne uğruna nelere dair sözler verdiğini.
Kısaca kendini iyice bir temize çekmeli insan ki
ne kadar karardığını fark edebilsin. Pasını kirini
atabilsin.
Günümüz insanlarının birçoğu bu kepazeliğinin
hiç farkında değil ne yazık ki. Zaten umurlarında
da değil ya… Günü yaşayalım, günü kurtaralım,
yalan dolan insanları oyalayalım, mutlu mesut
sosyal medya paylaşımlarında pozlar verip afili
cümlelerle süsleyelim hayatımızı derdine düşmüş.
Hele ki gündeme bir olay düşmeye görsün
yağdıralım göstermelik mesajları bir de güzel
linçimizi de yapalım havasında herkes. Oysa kimse
farkında değil bu yozlaşmış, bu erdemsiz tavırlar
neyin uğruna, bunca gösteriş bunca süs bunca
caka. Ne zaman bu hale geldik diyenimiz ne kadar
çoksa bir o kadar bu soruyu soranların yüzsüzleşmiş
ikiyüzlülükleri de cabası.
Herkesin dilinde bir iyilik muskası… İyi de
kardeşim bu kadar kötü, art niyetli, vicdansız,
mağduriyet yaratan insanlar nerde o zaman, nerede
yaşıyor bunlar… Bunlar var ya bunlar, senin benim
bizim hepimizin sağında solunda, önünde arkasında
civarında, kiminin arkadaşı, kiminin tanıdığı,
kiminin dostu ne acıdır ki…
Temize çekilmemiş hayatların sonuçlarını
da hepimiz zaman zaman kelebek etkisi misali
yaşıyoruz işte.
Yani hayatınızı temize çekenlerdenseniz çokta
sevinmemek gerek, bunlardan birine denk geldiniz
mi siz de nasibinizi alıyorsunuz bir şekilde.
Azınlıkta kalmışlara gelince; işte onlarda ne için
ne kadar değer, ne kadar değmez cümlesiyle kendi
nefislerini temiz sayfalara çekme derdinde nefes
alma gayreti ile onuru için yaşayanlar…
Ayın sözü:
“İnsanın onuruyla arasında, çok ince bir tel
vardır; O da sözdür.” Thedore Simon