Anasayfa » Gündem » MHP lideri Devlet BAHÇELİ İstanbul’da Yerel seçim toplantısı’nda sert, açık ve kesin konuştu

MHP lideri Devlet BAHÇELİ İstanbul’da Yerel seçim toplantısı’nda sert, açık ve kesin konuştu

Devlet Bahçeli, ”Boş işlerle geçirecek vakit yoktur. Ya bir olacağız ya da günümüzü heba ve israf edeceğiz. Ya adam gibi olup davamızı taşıyacağız ya da yatağından taşan ırmaklar gibi saçılıp gideceğiz. Günlük hesapların peşinde koşmayan, davamızı İstanbul’a yaymayı kafasına koymuş yüksek vasıflı insanlarla hedefimize ulaşacağız. Bunun da kuvvetli bir teşkilatlanmayla olacağı açıktır. Bu erdemi gösterebilecek olanların MHP’nin özlediği siyasal yükselişe ve İstanbulluların özlediği günlere ulaştıracağından eminim. MHP İstanbul’da vardır, büyüyecektir, güçlenecektir. Bu yükselişe hiç kimse mani olamaz. Bu yükselişi hiç kimse kesemez, engelleyemez.” Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamarından ve verdiği mesajlardan satır başları
şöyle:“31 Mart yerel seçimlerine 64 kala İstanbul’dayız. 500 yıla yakın bir süre Türklüğün başkenti ve hükümdarlık merkezi olmuş bu şehrin önemi bizim için çok ayrıdır. İnancım odur ki burada yapacağımız her çalışma huzurlu ve müreffeh bir Türkiye’ye başlangıçlık edecektir. Burada elde edeceğimiz siyasal sonuçlar moral ve motivasyon kaynağı olacaktır. İstanbul’da hak ettiğimiz siyasi mevkiye gelmek, şeytanın bacağını kırmak ertelenemez bir amaçtır. Kıt imkânlarla boğuşuyorsunuz ama davamızı bir adım daha ileri taşımaktan vazgeçmiyorsunuz. Dayanılmaz zorlukların farkındayım. Aynı zamanda yan gelip yatanları, dedikodu yayanların, engel oluşturmaya çalışanların, dönen tekere çomak sokanlara izin vermiyorsunuz. Hepinize müteşekkirim. Ancak mevcutla yetinemeyiz, miras yedilere benzeyemeyiz, yerimizde sayamayız, hesabi davranamayız. Halimize şükretsek bile hedeflerimizin gerisine düşemeyiz. İstanbul muazzam bir fethin mirasıdır. Bunu bilmek buna müstahak olmak sadece görev değil, tarihi mükellefiyettir. Tarihin en büyük Türk kentinde fetih ruhuna sahip olmadıkça ne yapsak beyhudedir. Gücümüze güç katmamız, yürüyüşümüze sürat eklememiz ortak gayemiz olmalıdır. Buna duyarsız kalamayız. İstanbul, İslam medeniyetinin yüz akıdır. Her karışında şehidin hatırası vardır. Her köşesinde camilerdenyükselen ezanları, burçlarında dalgalanan umutları, yüksek bir ahlakı vardır. Zulüm 1453’te başladı diyenlerle hesabımız vardır. 31 Mart’ta kaos planı yapanlardan sorulacak hesabımız vardır. dağınık olursak, enerjimizi içimize harcarsak bu hesabı nasıl öderiz? Gıybet günah değil mi, aynı zamanda dava adamı, insan azmanı olunmaz. Bu terazi bu sıkleti çekmez. Ülkücülük hayat boyu devam eden tek taraflı sevda sözleşmesidir. Boş işlerle geçirecek vakit yoktur. Ya bir olacağız ya da günümüzü heba ve israf edeceğiz. Ya adam gibi olup davamızı taşıyacağız ya da yatağından taşan ırmaklar gibi saçılıp gideceğiz. Günlük hesapların peşinde koşmayan, davamızı İstanbul’a yaymayı kafasına koymuş yüksek vasıflı insanlarla hedefimize ulaşacağız. Bunun da kuvvetli bir teşkilatlanmayla olacağı açıktır. Bu erdemi gösterebilecek olanların MHP’nin özlediği siyasal yükselişe ve İstanbulluların özlediği günlere ulaştıracağından eminim. MHP İstanbul’da vardır, büyüyecektir, güçlenecektir. Bu yükselişe hiç kimse mani olamaz. Bu yükselişi hiç kimse kesemez, engelleyemez.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli İstanbul İl Teşkilatı Toplantısında konuşmasına İstanbul’da yaşayan bütün vatandaşlarına, hiç bir köken ve yöre farkı gözetmeden “her bir kardeşime bu vesileyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum” sözleriyle başladı ve 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerine 64 gün kala İstanbul’da, ”çok şükür siz değerli teşkilat mensuplarımızla biraradayız” sevgi ve özlem ifadeleri kullandı.

MHP lideri Bahçeli İstanbul’un 500 yıla yakın bir süre Türklüğün başkenti ve hükümranlık merkezi olmuş bir büyük kent olduğunu ifade ederek İstanbul’un bu özelliğinin MHP için büyük bir önemi, kendileri için çok ayrı ve çok anlamlı olduğuna vurgu yaptı. İstanbul’da atacakları her adımın, yapacakları her çalışmanın “huzurlu ve müreffeh bir Türkiye’nin oluşması için başlangıç teşkil edeceği” inancını ifade etti. İstanbul gibi muhteşem bir kentte elde edecekleri siyasal sonuçların, bütün yurttaki mücadelelerinde moral ve motivasyon kaynağı olacağını, İstanbul’un bugünkü toplumsal dokusu ile Türkiye’nin bütününü temsil edecek büyük bir kaynaşmanın eseri olacağı görüşünü belirtti ve İstanbul “Türkiye’nin özetidir, özelidir, özgüvenidir” dedi. İstanbul’un ev ev, semt semt, sokak sokak, mahalle mahalle asırların olgunluğunu, Türk milletinin sahip olduğu bütün zenginlikleri ihtişamında buluşturan bir dünya kenti olduğunu söyledi.MHP’nin İstanbul’da aşacağı her siyasi engelin, ulaşacağı her siyasal zemin, vatan sathında karşısına çıkacak bütün zorlukları aşmada kendilerine heyecan vereceğini, bunun için de görevlerinin ağır, büyük ve tarihi olduğunu belirtti.

MHP Genel Başkanı DEVLET BAHÇELİ’nin Konuşmasındaki Mesajlar Devlet Bahçeli’nin konuşmasında dikkat çeken sözlerinde önemli mesajlar vardı: Bu mesajlar arasında altını çizdiği amaçlardan biri İstanbul’da hak ettikleri siyasi mevkie gelmek, feleğin çemberini yarmak, şeytanın bacağını kırmanın artık ertelenemez bir amaç olduğu vurgusuydu. MHP Lideri Devlet Bahçeli, “İstanbul’da hak ettiğimiz siyasi mevkie gelmek, feleğin çemberini yarmak, şeytanın bacağını kırmak artık ertelenemez bir amaçtır. Biliyor ve takdir ediyorum ki, il ve ilçe teşkilatlarımız insanüstü bir gayretle, samimi ve dürüst bir mizaçla görevlerini yapıyorlar. Kıt imkânlarla boğuşuyorsunuz, ama davamızı bir adım daha ileriye taşımaktan asla vazgeçmiyorsunuz. Verilen mücadelelerin, katlanılan zahmetlerin, dayanılan zorlukların farkındayım. Aynı zamanda yan gelip yatanların, köşe bucak dedikodu yayanların, emek vermek yerine engel çıkarmak için uğraşanların, dönen tekere çomak sokmalarına izin vermiyorsunuz. Davayı büyütmek yerine kendisini büyütmeye çalışanlara, davayı yükseltmek yerine çıkarlarını yürütmeye çabalayanlara karşı çıkıyorsunuz. Kaldı ki olması gereken de budur.Bu nedenle hepinize müteşekkirim. Ancak mevcutla yetinemeyiz, mirasyedilere benzeyemeyiz. Yerimizde sayamayız, hesabi davranamayız. Geçmişi konuşurken ne gerçekleri ne de geleceği göz ardı edemeyiz. Halimize şükretsek bile hedeflerimizin gerisine düşemeyiz. Sürekli ve sürdürülebilir bir mücadele disiplininden asla ödün veremeyiz İstanbul muazzam bir fethin mirası, muhteşem bir Fatih’in mükâfatıdır. Bunu bilmek, buna müstahak olmak, buna müzahir hareket etmek sadece görev değil, tarihi mükellefiyettir. Dünyanın en büyük Türk kentinde fetih ruhuna sahip olmadıktan sonra ne yapılsa nafiledir, ne söylense beyhudedir. Şunu bir defa açık açık ifade etmek isterim ki, mazisi yarım asrı bulmuş Milliyetçi Hareket Partisi bu kentte olması gereken yerde, hayal ve hedefindeki mertebede değildir” sözleriyle mevcutla yetinilemeyeceğine, MHP’nin hak ettiği ve olması gereken yere ulaşılması amacına vurgu yapmıştır. Devlet Bahçeli Milliyetçi Hareket Partisi’nin yarım asırlık bir geçmişe sahip olmasına rağmen İstanbul’da olması gereken yerde, hayal ve hedefindeki mertebede olmadığının pek çok sebebi bulunduğunu söyledi. Bu sebepleri doğru teşhis ederek, doğru tedaviyle buluşturarak güçlerine güç katmaları, yürüyüşlerine hız vermelerinin ortak gayeleri olması gerektiğini belirtti ve bu gayeden taviz veremeyeceklerini, buna ilgisiz ve duyarsız kalamayacaklarını ifade etti.

Devlet Bahçeli sözlerine şöyle devam etti: “İstanbul, elleri öpülesi ecdadımızın şanlı emanetidir. Her karışında şehidin-şühedanın hatırası vardır. Her köşesinde camilerinden yükselen ezanları, hisarlarında çınlayan anıları, burçlarında dalgalanan umutları, 39 ilçesini kavrayan yüksek bir ahlakı vardır. Her yöresinde Müslüman Türk milletinin göz nuru, el emeği, helal kazancı, haysiyetli mücadelesi vardır ve görmesini bilenler için bütün değerleriyle meydandadır. Bu kentte gemiler karadan yürütülüp yıkılmaz denilen surlar yıkılmışsa, yani imkânsız gibi görülen ne varsa biraz sabır, biraz akıl, biraz çaba, elbette büyük bir imanla üstesinden gelinmişse, aynısını biz niye yapmayalım, niye başarmayalım? Sevdalısı olduğumuz bu kentte niye geriye düşelim, neden arzuladığımız seviyede olmayalım? Dünyanın en büyük Türk kentinde, Türklüğün bekası için gerekirse candan vazgeçmeye hazır olan bir inanmışlığa sahip Milliyetçi Hareket’in gıpta edilecek diriliş ve şahlanışına neden imza atmayalım? Şunu bilin ki, inanırsak mutlaka başarırız. Çevresine kötümserlik aşılayanları, iş yapmak yerine laf yapanları kenara itersek önemli mesafeler alırız. Bir olursak her zorluğu yeneriz. Yüreklerimiz toplu vurursa her güçlüğü ezip geçeriz. Biz İstanbul’un surlarına tırmanıp yaralı halde üç hilali diken Ulubatlı Hasan’ın ahfadıyız. Biz Fatih’in nesli, fetih zincirinin son halkasıyız. Kendinizi küçük görmeyiniz, cüret etmekten, cesaretinizi sergilemekten, devamlı ilerlemekten çekinmeyiniz, gecikmeyiniz. Bunu yaparken şuurla hareket edip, güç ve güven veriniz. Ecdadımız Oğuz Kağan’ın asırlar öncesinden söylediği şu sözü ibret verici, hepimize yol göstericidir: Oğuz Kağan diyordu ki: ‘Siz birbirinizden ayrılırsanız, hepinizi ok gibi birer birer kırıp parçalarlar. Oysa birlik olursanız, hiçbir güç sizi yıkamaz, kıramaz.’İstanbul ülküleri olanların harcıdır. İstanbul büyük düşünenlerin haysiyetidir. İstanbul dünyayı Türkçe okuyanların hedefidir. İstanbul biziz, biz İstanbul’uz, hepimiz büyük Türkiye’yiz, büyük Türk milletiyiz. Zulüm 1453’te başladı diyen soysuzlarla görülecek hesabımız vardır. Beka sorunu yok, zeka sorunu var diyen, 31 Mart’a yönelik olarak sinsi sinsi kaos hazırlığı yapan siyasi maskaralardan sorulacak hesabımız vardır. Zayıf düşersek, dağınık olursak, birbirimizle uğraşırsak, enerjimizi dışımıza değil de içimize harcarsak bu hesabı nasıl göreceğiz? Küçük küçük dilimlere ayrılan, grup ve ekiplere bölünen bir siyasetin başarı şansı olur mu? Ülkücünün ülkücüyle alıp veremediği hiçbir şey olmaz, olamaz. Gıybet günah değil mi? Fitne günah değil mi? İftira insan hakkını gasp etmek değil mi? Aynı anda, hem dava adamı hem de insan azmanı olunamaz. Bu terazi bu sıkleti çekemez. Aynı şekilde, hem Ülkücü hem de eyyamcı ve entrikacı da olunmaz. Ülkücülük hayat boyu devam eden, Türk milletine mensubiyet ve fedakârlıkla temellenen, kazancı dua ve şükranla şekillenen tek taraflı bir sevda sözleşmesidir. Ülkücülük, ülküsünde eriyen, ülküsüyle yükselen ahlak kahramanlarının harcı, manevi ihtişamıdır.” MHP Genel Başkanı Bahçeli konuşmasında önemle vurgu yaptığı ve dikkat çeken önemli mesajlarıyla MHP’nin kendine yakışanı ve gerçek ülkücü olmanın gereklerini yerine getirmenin ışığını verirken Mahalli İdare Seçimlerine giderken izlenecek yolu ve ruhu ortaya koyuyor ve şu sözleriyle dikkat edileceklerin altını çiziyordu:DEVLET BAHÇELİ’NİN mesajları arasında altını çizdiği amaçlardan biri de İstanbul’da hak ettikleri siyasi mevkie gelmek, feleğin çemberini yarmak, şeytanın bacağını kırmanın artık ertelenemez bir amaç olduğu vurgusuydu.Devlet Bahçeli şöyle diyordu: “Bakınız ne diyordu merhum Galip Erdem: ‘İnsan ancak bütün bir ömrünü Ülkücü gibi tamamlayınca Ülkücü olur.’ Nitekim Ülkücü olmak zor, Ülkücü kalmak daha zor değil midir? Boş işlerle geçirecek vakit yoktur. Oyalanmaya hakkımız yoktur. Ya bir olacağız, birlikten kuvvet doğacağına inanacağız, ya da ümitleri heba ve israf edeceğiz. Ya adam gibi adam olup davamızı omuzlarda taşıyacağız, ya da serpilmek yerine yatağından taşan ırmaklar gibi sağa sola saçılıp gideceğiz. Elbette başarmanın dışında ikinci bir seçenek takmıyor, tanımıyoruz. Elbette egolarına teslim olan, kendisini dünyanın merkezi sanan, nefsinin esareti altına giren kim olursa olsun, elimizin tersiyle itiyor, önümüzden çekip atıyor, tabii ki yok sayıyorum. Kendini aşmış, günlük hesapların peşinde koşmayan, davamızın vizyonunu İstanbul sathına yaymayı kafasına koymuş, üstelik bunu dert edinmiş yüksek vasıflı insanlarla hedeflerimize ulaşacağız. Bunun da, ancak ve ancak güçlü bir teşkilatla, kuvvetli bir kucaklaşmayla olabileceği ortadadır. Ülküsü bir, ülkesi bir, ilkesi aynı tüm dava arkadaşlarımın bu şuurda olduklarını biliyorum. Bu erdemi gösterebilecek olanların, Milliyetçi Hareket’in özlediği siyasal yükselişe ve İstanbulluyu özlediği günlere kavuşturacağından şüphe duymuyorum. Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul’da vardır, daha da güçlenecek, daha da büyüyecek, daha da yükselecektir. Bu yükselişin önünde hiç kimse duramaz. Bu yükselişe hiç kimse mani olamaz.Bu yükselişin ilerleyişini hiç kimse kesemez, engelleyemez.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Beka konusu ve Cumhur İttifakı’nın ülkenin geleceği açısından taşıdığı önemi ve yeni anayasal düzenin güçlendirilmesi, dış güçlerin Türkiye üzerindeki hesaplarının, oynamk istedikleri oyunlarının başarısızlığı açısından belirleyici bir nitelikte değerlendirdiği 31 Mart Seçimlerinde mutlak bir zafere ve hedeflere ulaşmak için Dava Arkadaşlarına konun önemi ve seçimlerin taşıdığı ağırlığı belirleyecek mesajları özenle verdiği konuşmasında her şart altında mücadeleye sonuna kadar devam edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Özellikle Cumhur İttifakı’nın başarısının MHP’nin başarısı olduğunu vurguladı. Devlet Bahçeli bu konudaki düşüncelerini şöyle ifade etti: “… Bilhassa ifade etmek isterim ki, Cumhur İttifakı’nın başarısı, Milliyetçi Hareket Partisi’nin başarısıdır.

İstanbul’da Cumhur İttifakı’nın doğasına uygun şekilde Adalet ve Kalkınma Partisi ile uzlaşmaya vardık. Bildiğiniz gibi, Maltepe, Beşiktaş ve Silivri’de partimizi ve Cumhur İttifakı’nı temsil eden değerli dava arkadaşlarım belediye başkan adayı olarak İstanbullu kardeşlerimizin huzuruna çıkmışlardır. Kalan 36 ilçede ise AK Partili isimler belediye başkan adayı olarak gösterilmişlerdir. Ancak 39 ilçenin tamamında belediye başkan adayı olan kardeşlerimiz aynı zamanda Cumhur İttifakı’nın adaylarıdır. Ayrımız gayrımız yoktur. Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız da Sayın Binali Yıldırım’dır. Milliyetçi Hareket Partisi hem Maltepe’de, hem Beşiktaş’ta, hem de Silivri’de belediye başkanlıklarını kazanmak için mücadele halindedir. Artık İstanbul’da bir belediyemiz olsun, artık İstanbul’a yerel düzeyde doğrudan bir hizmetimiz dokunsun. Beklentimiz budur, arayışımız buna yöneliktir. Bunun yanında diğer ilçelerde de Cumhur İttifakı’nın AK Partili belediye başkan adaylarının seçilmesi hususunda bütün samimiyet ve gayretimizle çalışacağız, kendi adaylarımız için ne yapıyorsak onlar için de aynısını yapacağız. Büyükşehir ve ilçe belediye meclislerinde mutlaka etkili olmalıyız, temsil kapasitemiz güçlü olmalıdır. Cumhur İttifakı İstanbul’da öne çıkmalıdır. İstanbul’un kronik sorunları kökünden çözülmelidir. Cumhur İttifakı’yla birlikte Milliyetçi Hareket Partisi 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde İstanbul’a mührünü vurmalıdır. Şayet İstanbul zilletin yönetimi altında olursa milli bekamız ağır hasar alacaktır. Çünkü; Zillette hayır yoktur. Zillette umut yoktur. Zillette gelecek yoktur. Allah’ın izniyle Cumhur İttifakı zilleti silip süpürecektir. Milli beka için Cumhur İttifakı’nın Mahalli İdareler Seçimlerinde de varlığına kanaat getirdik, ona göre siyasetimizi ve stratejimizi tayin ettik. Cumhur İttifakı’nın 24 Haziran Seçimlerinden aldığı sonucun 31 Mart Seçimlerinde tahkimini kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak değerlendirdik. 31 Mart 2019’da herhangi bir yol kazasının pek çok badireye yol açacağını öngördük. Bu maksatla dört ayaklı stratejimize uygun olacak şekilde iki ana siyasi hedefimizi belirledik ve paylaştık. Birinci ana siyasi hedefimiz, hiç şüphesiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 31 Mart 2019’dan güçlenerek çıkması, buna uygun mahalli idareler yönetiminin demokratik kazanımlarla tesisidir. Zillet ittifakının yeni hükümet sistemini boğma emelini bozguna uğratmak, kriz ve kaos çıkarma çabalarını püskürtmek gayemizdir, gayretimizin temelidir. İkinci ana siyasi hedefimiz, milli bekamız üzerinde oynanan tehlikeli oyunların bertarafı, aynı zamanda küresel tahrik ve dayatmalara karşı uyanık olmak, diri olmak, sağlam duruş göstermektir. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde Türkiye’nin yeni bir tarih yazmasını arzuluyoruz. Milli mukavemeti kırmak için zaafımızı gözleyen iç ve dış mihraklara unutamayacakları bir dersin, altından kalkmayacakları bir cevabın verilmesini istiyoruz. Bunu yapacak olan İstanbullu kardeşlerimdir, elbette büyük Türk milletidir. İnancım odur ki, Cumhur İttifakı sahip olmuş olduğu Milli Mücadele ruhuyla Türkiye’nin hak ve hukukuna sahip çıkacak, milli bekaya omuz ve destek verecektir. Hepinizin bilmesini istiyorum ki, zilletin meydan okumasına tepkisiz duramazdık. Bu itibarla Cumhur İttifakı’nın iradesini 31 Mart 2019’da göstermek, zilleti her seviyede etkisizleştirmek için kutlu bir sefere çıktık. 30 büyükşehir belediye başkanlığının tamamında ve bunların alt belediyelerinde Cumhur İttifakı’nın doğasına riayet edecek şekilde Adalet ve Kalkınma Partisi ile uzlaşmaya vardık. 30 Mart 2014 Mahalli İdareler Seçimleriyle 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerindeki oy dağılımlarını dikkate alıp siyasi irademizi netleştirdik. Partimizin yönetimi altında bulunan büyükşehir belediye yönetimleri ve ilçe belediyelerinde Adalet ve Kalkınma Partisi aday çıkarmadı. Hatta 30 Mart 2014’e göre söyleyecek olursak, partimizin yönetimi altında olmayan bazı yerlerde AK Parti yine aday göstermedi. Bunun yanında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yönetimi altında bulunan büyükşehir belediyeleriyle bunların ilçe belediyelerinde de biz Cumhur İttifakı’na uygun olacak şekilde adaylarımızı çıkarmadık. Uzlaşmamız, az evvel dile getirmiş olduğum dört ayaklı stratejimizle iki ana siyasi hedefimiz kapsamında varlık bulmuştur.İlçe, il veya büyükşehir fark etmeksizin, bütün seçim çevrelerinde belediye meclis üyesi aday listelerimiz tanzim edilip seçime girecektir. Bu konuda herhangi bir ihmal, gecikme, geride kalma, ağırdan alma kesinlikle olmayacaktır. İstanbul’da, sizlerden bu kapsamda tam bir hassasiyet beklediğimi özellikle dile getirmek isterim. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Cumhur İttifakı’nın gereği neyse onu yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Siyasetimizi gölgeleyecek hiçbir ilişki ağının içinde olmadık. Birkaç daha belediye alalım diye ilkelerimizi çiğnemedik, boyun eğmedik, aman demedik, beka ağırlıklı siyasetimizden taviz vermedik. Sizlerden bilhassa bekliyorum ki, sağlam duruşumuzu, berrak düşüncelerimizi, isabetli değerlendirmelerimizi İstanbul’daki her insanımızla paylaşınız. Partimizin aday çıkarmadığı her yerde, hem Cumhur İttifakı’nın adayları için çalışınız, hem de belediye meclislerine daha fazla arkadaşımızın seçilmesi için elinizden gelen çabayı gösteriniz. Belediye derken bekayı görmezden gelmeyeceğiz. 31 Mart 2019’da düşman sevindirmeyeceğiz. Zilleti güldürmeyeceğiz, buna karşılık İstanbul’da, inanıyorum ki, hasretle beklediğimiz zafere, önem ve öncelikle belirlediğimiz hedeflere muhakkak ulaşacağız. Ya beka ya bela seçiminde, sonuna kadar beka diyeceğimizi, bu uğurda her fedakârlığı yapacağımızı aklınızdan bir an olsun çıkarmayınız. Gevşeklik göstermeyiniz. Acziyete prim vermeyiniz. Yılgınlığa müsaade etmeyiniz. Önümüzdeki dönem, Türk milletinin geleceğine damga vurmanız ve iradenize sahip çıkmanız için tarihi bir fırsatı sizlere sunuyor. Bu milli görevi yerine getirmek için İstanbul’da her eve ulaşarak, her vatan evladının sevgisini ve gönlünü kazanmak zorundasınız.

İstanbullu, kendisine ulaşacak mesajları bekliyor. İstanbullu, kendisine uzanacak elleri gözlüyor. İstanbul artık Milliyetçi Hareket Partisi ile bütünleşme, kucaklaşma özlemi çekiyor.” MHP Lider Devlet Bahçeli 31 Mart Mahalli İdare Seçimleri’nin önemini vurgulamak için beka konusunu açıkladı, bekanın anlamını anlattı, bunun için mücadelenin mutlaka hedefine ulaştırılması gereğinin üzerinde ağırlıklı olarak durdu. Devlet Bahçeli “Beka demek var oluş demektir. Beka demek istiklal, istikbal, milli iffet, milli haysiyet demektir. Beka sorunu yok, zekâ sorunu var diyenler, biliniz ki çukurdadır, uçurumun dibindedir. CHP yine tarihin yanlış tarafındadır. HDP ile gönül ittifakı kuranlar, FETÖ’nün kumandası altında olanlar, YPG’yi kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum görenler bekayı nereden bilecek, bekanın nesini idrak edecektir? Biz hem beka deriz, hem de zekâmızla bahtiyarlık duyarız. Biliriz ki, malum isimlere zekâmızın sadakasını versek ömür boyu kendilerini âlim, arif, ilim kutbu zannederler. Bunlar bekayı bilmeseler de zekâ sorunları olmadığı kanaatimdeyim. Allah herkese nasibine göre az ya da çok bir zekâ vermiştir. Ancak bunlarda vatana sadakat sorunu vardır, devlete bağlılık sorunu vardır, bayrağa sevgi sorunu vardır, demokrasiye muhabbet sorunu vardır, millete aidiyet sorunu ise had safhadadır. Terör bir beka sorunudur, teröristlere cici çocuk muamelesi yapanlar beka sorununu anlamazlar. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsüne tiyatro diyen kripto işbirlikçiler beka sorununu göremezler. Fırat’ın doğusuna girilmesin diyen, Zeytindalı Harekatı’nı hazım zorluğu çeken çürümüşlere göre beka sorunu vehimden ibarettir. HDP’yle yasak ilişki yaşayanlar, PKK’lılara arkadaş diyenler için beka sorunu doğal olarak ham bir hayaldir.Güney sınırlarımız boyunca sahnelenen vahşet ve dehşete bir kez olsun tepki göstermeyen, haine hain diyemeyen, katile katil diyemeyen, milli güvenlik için kaygı taşımayan zevat için beka sorunu değil börek-çörek sorunu vardır. Üstelik 1881 adet Atatürk hakkındaki kitabı 2 bin 500 liradan satanlar için beka sorunu değil, ballı kaymaklı ticaret sorunu vardır ve bu sorunu da alavere-dalavereyle çözmüşlerdir. Türkiye’nin beka sorunu yok demek için bir insanın ya sabah-akşam fok balığı belgeseli izlemesi, ya da nesli tükenen kuşların peşine düşüp ülkeler arası mekik dokuması yeterlidir. Beka sorununu görmeyen belayı mutlaka bulacaktır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi’nin varlığının İstanbul’un güvencesi olduğunu, Cumhur İttifakı’nın İstanbul’un sırtını yaslayacağı bir güvence olduğunu ve Dava Arkadaşlarının inancının tam olduğunu söyledi.Venezuela’daki tüyler ürpertici feci olayları görüyorsu
nuz.
Tüm dünya bu ülkeye kilitlenmiş durumdadır. ABD Başkanı Trump seçilmiş bir devlet başkanını yayımladığı Twitter mesajıyla devirmeye kalkışmıştır. Bu haydutluktur, darbeciliktir, despotluktur, kanunsuzluktur, hüsran verici bir ilkelliktir. Maalesef demokrasi ve özgürlük savunucusu pek çok ülke sosyal medyadan verilen darbe çağrısına destek vermiştir. Küresel vicdan sınıfta kalmıştır. Demokrasi ağır bir yara almıştır. Uluslararası hukuk yırtılıp atılmıştır.Uluslararası düzen mahvın eşiğindedir. Birleşmiş Milletler zalimlerin yanında saf tutmuştur. Maduro’ya yapılan alçak girişim bundan sonra başka ülkeler için emsal teşkil edebilecektir. Trump yarın sabah kalktığında, canını sıkan, asabını bozan, sinirlerini oynatan bir devlet ya da hükümet başkanıyla ilgili yeni bir açıklama yaparsa dünyanın akıbeti ne olacaktır? Veya ABD’deki bir muhalefet lideri geçici başkan olarak herhangi bir ülke ya da ülkeler tarafından tanınır ve ilanı yapılırsa insanlığın nerelere doğru savrulacağını düşünen, hesap eden var mıdır?Trump’ın Maduro’ya darbe teşebbüsünü şiddetle kınıyorum. Ve de Venezuela’nın iç savaş şartlarına sürüklenmeden bu badireyi atlatmasını temenni ediyorum. Zalimlere direnmek haktan, hakikaten yana olmak demektir. Maduro’nun teslim olmaması, boyun eğmemesi, emperyalizmin esaretine girmemesi dileğimdir. Dikkatlerimizi çekmedi sanılmasın, ülkemizdeki işbirlikçi tatlı su demokratlarından Maduro’yla ilgili tek bir söz işitilmiş değildir. Bunlar üç maymunu oynamaya devam ediyorlar. İbretlik şekilde zillet suskundur, vurgun yemiş gibidir. Biz ise zalime zalim demeyi sürdüreceğiz. Biz doğrudan ve halkın iradesinden yana tavrımızı sonuna kadar, her seviye ve durumda muhafaza edeceğiz.

Zora dayalı siyasetin ters döneceğini, zorbaları perişan edeceğini inançla söyleyeceğiz, bunun da arkasında duracağız. Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Mazlumların her zaman yanındayız. Hakkı yenilenlerin, haksızlığa uğrayanların her zaman destekçiyiz. Zalimlerin ise Allah şahit hasmıyız. “Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar” diyen tarihi iradeyiz. “Sağduyunun Birlikteliği, Cumhur İttifakı” diyen inanmış ve ülküleri olan milli hedef ve heyecanız. İnanıyorum ki 31 Mart 2019’da “Türkiye Ehline Emanet” edilecek, ülkemizi hiç kimse tutamayacak, Cumhur İttifakı’nın geleceği inşa amacına ve 2023 hedeflerini yakalama azmine hiçbir zalim ve zillet ehli ket vuramayacaktır. Bayrağa sahip çıkacağız. Vatanımıza sahip çıkacağız. Onurumuza sahip çıkacağız. Bekamıza sahip çıkacağız. Davamıza sahip çıkacağız. Geleceğimize sahip çıkacağız. Bin yıllık kardeşliğimizi yaşayıp yaşatacağız. Yoksulluğu bir kader olarak kabul etmeyeceğiz. Bölücülüğü meşru ve normal görmeyeceğiz. İstismara ve işbirlikçiliğe izin vermeyeceğiz.Çatışma ve kavganın vebaline ortak olmayacağız. Milli değerler etrafında kenetlenecek, bölünmeyeceğimizi dosta ve düşmana göstereceğiz. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi’nin varlığının İstanbul’un güvencesi olduğunu, Cumhur İttifakı’nın İstanbul’un sırtını yaslayacağı bir güvence olduğunu ve Dava Arkadaşlarının inancının tam olduğunu belirterek şu sözlerle konuşmasını tamamladı: Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Mazlumların her zaman yanındayız. Hakkı yenilenlerin, haksızlığa uğrayanların her zaman destekçiyiz. Zalimlerin ise Allah şahit hasmıyız.
“Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar” diyen tarihi iradeyiz. “Sağduyunun Birlikteliği, Cumhur İttifakı” diyen inanmış ve ülküleri olan milli hedef ve heyecanız. Sizlere inancım tamdır. Durmayınız, yılmayınız, yorulmayınız, çok çalışmaktan yüksünmeyiniz. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin dimdik ayakta kalmış son burcudur. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin birlik, refah, huzur ve kalkınma yolunda son umududur. Milliyetçi Hareket Partisi asla teslim olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi sonuna kadar mücadele edecektir. Ve İstanbul’da mutlaka başarılı olacaktır. Bu heyecanı sizlerde görüyorum. Bu ruhu gözlerinizden okuyorum. Burada sizlerden aldığım güçle, inançla vurguluyorum ki; “Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar” Hepinize üstün başarılar diliyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayımıza, 39 ilçedeki belediye başkan adaylarımıza üstün başarılar diliyorum. Özellikle Maltepe, Beşiktaş ve Silivri’yi sizlerden bahanesiz istiyorum. Cenab-ı Allah yar ve yardımcınız olsun. Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun. Sağ olun, var olun. Ne Mutlu Türküm Diyene.”