Başlayacağınız işe başlama gücü bulamayarak
erteleme durumunu neredeyse
tecrübe etmeyen insan yoktur. Daha önemsiz
işlerle oyalanıp, asıl önemli işi yapmama
durumunu da herkes yaşayabilir. Burada
önemli olan bu durumun kendini tekrarlayan
bir döngü, yani erteleyen davranış biçimine
dönüşmesidir. Yaşam Koçu olarak
çalıştığım birçok danışanımın kendilerine
seçtikleri hedefe ulaşmalarını engelleyen
de erteleme ve harekete geçememedir. İnsanlar
zorluklarla karşı karşıya kaldıklarında
üç seçenekleri vardır: yüzleşmek, kaçınmak
veya ertelemek. Başka bir deyişle, bir çözüm
arayabilir (yüzleşebilir), bunun sizi
etkilemediğine ya da rahatsız etmediğine
kendinizi ikna etmeye çalışabilir ve diğer
tarafa bakabilir (kaçınabilir) veya tanımsız
bir süre boyunca ne olacağını görmek için
bekleyebilirsiniz (erteleme).
Erteleme genellikle tembellik ve zamanı
iyi kullanamama gibi algılansa da Ottawa
Carleton Üniversitesi psikoloji profesörü ve
Erteleme Araştırma Grubu üyesi Dr. Tim
Pychyl’in dediği gibi “Ertelemek bir zaman
yönetimi sorunu değil, bir duygu düzenleme
sorunudur.” Konuya bu pencereden bakıldığında
hem sebepleri hem de çözümleri
anlamak daha kolaylaşacaktır.
Kendini sabote etme, hedeflerinize doğru
ilerlemeyi engelleyen sınırlar yaratarak işleri
kendiniz için zorlaştırma eğilimidir. Kendini
sabote etmenin en belirgin yöntemlerinden
biri olan bu davranış biçiminin arkasında
birçok sebep yatabilir. Mükemmeliyetçilik genellikle bu sebeplerin başında gelir. İç
ses sürekli şu cümleyi tekrar eder. ‘Olacaksa
çok iyi olsun yoksa hiç başlamayayım
daha iyi’. Bir nevi ya hep ya hiç
mantığından işleyen zihin, koyduğu çok
yüksek standartlara ulaşamama kaygısıyla
kendini sabote eder ve sürekli işe
başlamayı erteler.
Anne baba tutumlarının çocuğun
akademik erteleme konusundaki tavrını
etkilediği düşünülmektedir. Çünkü
anne babalar tarafından kullanılan disiplin
yöntemleri, çocuğa karşı sevgilerini
gösteriş biçimleri çocuğun olumlu
veya olumsuz tavırlarını belirlemektedir
(Bülbül, 2014). Ebeveynlerin baskıcı tutumu
benimsemeleri, çocukların özerklik
ve seçim yapma olanaklarını ketleyerek
onların erteleme davranışlarında artışı
tetiklemektedir (Won ve Shirley, 2018)
Böyle bir ortamda yetişen kişi çocukluk
yıllarından itibaren sürekli yine beğenilmeyecek,
yine eleştirecekler, yeterli
değilim gibi kendine dair değersizlik
kalıplarına ve kaygılara sahip olacak ve
akademik erteleme ile başlayan davranış
yetişkinliğinde de devam edecektir.
Başkalarının beklentilerini karşılamada
kendini yetersiz bulan kişi aslında eleştirilmekten
kaçmayı seçmektedir.
Dürtüsel hareket eden kişilerde ise
erteleme çoğu zaman sorumluluktan ve
sıkıntıdan kaçınma olarak kendini gösterebilir.
Diğer bir sebep ise kişinin işi nasıl
yapacağı konusunda zihninde uygun bir yol
haritasına sahip olmaması, eksik bilgi ve
beceri sebebiyle işe başlayamama veya bir
noktaya geldikten sonra daha ileriye gidememe
durumudur. Dürtüsel hareket eden
kişilerde sonuca hemen ulaşma arzusu da
ertelemeyi tetikleyen sebeplerdendir.
Başarılı olma korkusu ile erteleme aslında
çok sık görülen bir durum. Evet, başarısızlık
korkusu değil; başarılı olma korkusu.
Başarı, beraberinde daha fazla sorumluluk,
daha çok çalışma, yeni riskler veya sürpriz
durumlar getireceği için başarının yarattığı
bu baskıdan korktuğunda başarmamak
için kendini sabote edebilir ve ertelemeyi
seçebilir.
Ertelemeyi durdurmanıza yardımcı olacak
birçok yol olduğu kesin. Bunlardan
birkaçı:
1. Önce kendinizi tanımaya ve anlamaya
çalışın. Neleri erteliyorsunuz?
Neleri ertelemiyorsunuz?
Kendinizi sabote etmenize, ertelemeyi
seçmenize neden olan
düşünceleri tanımlayıp üzerlerine
gittikçe, bu düşünceleri sizi
motive edecek düşüncelerle
değiştirmek de kolaylaşacaktır.
Bu sorulara verdiğiniz cevaplar
ile kendinizi tanıma imkânı bulabilirsiniz.
2. Meselenin nedenini araştırın.
Ortada gerçekten bir engel mi,
yoksa bir bahane mi olduğuna
bakarak başlayabilirsiniz.
3. Bir işe başlamadan önce dikkatinizi
dağıtan şeyleri uzaklaştırabilirsiniz.
İşe başlamaya karar
verdikten sonra önem ve aciliyet
sırasına göre küçük parçalar
halinde tamamlamak da sizi
motive edecektir. Yapılacak işi
düşündüğünüzde gerginlik ve
rahatsızlık hissediyorsanız önce
rahatlamaya odaklanın.
4. Tamamlanan işler doğrultusunda
kendinizi takdir etmeye ve
ödüllendirmeye özen gösterin.
Başlayamadığınız ve size zor gelen
işlerde kendinizi suçlamak
yerine bu durumun sizin için
gerçekten zor olduğunu kabul
edin ve kendinize olumlu telkinler
vererek enerjiyi hayatınıza
davet edin.
5. Öz saygınız üzerinde çalışın,
güçlü yönlerinizi kabul edin ve
inşa edin ve zayıf yönlerinizi
tespit edip iyileştirin. Ama en
önemlisi, kendinize bir şans
verin.
6. Kendinize kızarak ya da öfkelenerek
yeni bir kısır döngü oluşturmaktansa,
kendinize nazik
davranın. Kendiniz için yapacağınız
en önemli şey, bir işe
başlayabilmek, yani harekete
geçmektir. Bu hem kendinize
olan inancınızı hem de motivasyonunuzu
arttıracaktır. Her zaman
aynı hataları tekrarlamak
zorunda değilsiniz; kendinize
acımasız davranmayın, kendinizi
başkalarının sizi gördüğü
rollerle de sınırlamayın