Anasayfa » Dünya » Suriye ile Irak’ta Gelişmeler ve Türkmenler

Suriye ile Irak’ta Gelişmeler ve Türkmenler

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) 2013 yılında Suriye’de zuhur ettiğinde, rejim güçlerine saldırmayarak kendine önce bir coğrafya çizmeye başlamıştır. İlk hedefi silahsız olan Türkmen bölgeleri olmuştur. Nitekim ilk saldırdığı yerler Çobanbeyli, Başköy ve Carablus gibi Türkmen yerleşimleridir. Aynı şekilde 2014 Haziran’ında
IŞİD, Musul’u işgalinden kısa bir süre sonra Telafer ve Sincar’a saldırmış ve daha sonra Irak topraklarının üçte birinde denetim kurmuştur. IŞİD’in Irak’ta kurduğu bu hâkimiyetin üzerinden uzunca bir zaman geçmiştir. ABD aylardır havadan IŞİD’i bombalamaktadır. İran’ın destek verdiği ve IŞİD’in Musul işgali sonrasında Ayetullah Ali El-Sistani’nin cihat fetvası üzerine kurulan Haşdi Şaabi (Halk Yığınları) Irak’ta bütün bölgelerde konuşlanmıştır. Haşdi Şaabi bugün kurtardığı yeri yarın tekrar IŞİD’a kaptırabilmektedir. Ama IŞİD’ın hâkim olduğu topraklar büyük oranda değişmemiştir. Peki, bu gelişmelerden kim kârlı çıkmaktadır? ABD
yeni silahlarını Irak ve Suriye’de denemektedir. Kürtler Irak ve Suriye’de denetledikleri toprakları bir misli kadar genişletmektedir. Kerkük tamamen Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin inisiyatifine bırakılmıştır. İran gittikçe Irak’ta etkisini arttırmaktadır. Sünni bölgelerin bir kısmında da Şiilerin etkisi artmaktadır. Bu gelişmelerden zararlı çıkan taraf ise hem Suriye hem de Irak’ta Türkmenlerdir. Bugün 500 bini Irak’ta 300 bini Suriye’de olmak üzere toplam 800 bin Türkmen yuvasını terk etmek zorunda kalmıştır. Irak Türkmenlerinin bir kısmı ülkenin farklı bölgelerine dağılırken, diğerleri de Türkiye’ye gelmiştir. Olaylar büyüdükçe Türkmenler hem küçülmekte hem de maalesef bölünmektedir.

Irak Türkmenlerinin Bağdat Konferansı ve Değerlendirilmesi

Birleşmiş Milletler, 2003 yılından beri, Birleşmiş Milletler Irak’a Yardım Misyonu (UNAMI) adı altında, Bağdat’ta en kritik günlerde bile temsilci ve aktif bir kadro bulundurmuştur. Bağdat’taki mevcut UNAMI Temsilcisi Ján Kubišaktif ve biraz da farklı bir temsilci olarak görülmektedir. Geçmiş temsilcilerin hepsi Türkmen yetkililerle buluşmakla beraber, Türkmen meselesi konusunda aktif olduklarını söylemek mümkün değildir. Ancak Ján Kubiš, Nisan ayından itibaren Türkmen ileri gelenleri ile bir dizi görüşmeler yaparak, geniş bir konferansın düzenlenmesi için bir alt komisyon oluşturmasını başarabilmiştir. Üyelerin ikisi Irak Türkmen Cephesi’nden olup biri Kerkük Milletvekili Hasan Turan ve ikincisi de yine ITC’nin eski Diyala Milletvekili olan Hasan Özmen’dir. Diğer ikisi ise Ulusal İttifak milletvekilleri olan (eski bakanlar) Casim Muhammed Cafer (Türkmen İslam Birliği Başkan Yardımcısı ve Dava Partisi üyesi) ve Muhammed Mehdi Bayatlı (Bedir Örgütü) olmuştur. Beşinci üye ise, Türkmen Haşdi Şaabi Komutanı ve Türkmen Vefa Hareketi üyesi Yılmaz Şahbaz’dır. Komisyon iki önemli görevi ifa etmiştir. Bu görevlerden İlki, üzerinde tartışılabilecek bir Türkmen bildirisi taslağı hazırlamak ve ikincisi de 16 Kasım 2017 tarihinde bu bildiriyi tartışacak 60 civarında Türkmen ileri gelenini bir araya getirmektir. Bu kişiler, bütün Türkmen partilerinin başkan ve yardımcıları, Türkmen aydınları ve bazı yurtiçi-yurtdışı Türkmen sivil
kuruluşlarından seçilmiştir. Toplantıya Türkmen aydınlarının ¨Tabela ya da Karton Partiler¨ olarak adlandırdıkları ve sadece Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde
(IKBY) faaliyet gösteren Türkmen partiler davet edilmemiştir. Söz konusu toplantıda katılımcılar, farklı görüş ve siyasi mensubiyetleri olmasına rağmen polemiğe ve tartışmaya girmeden 5-6 saat metin üzerinde görüşlerini belirtmiş ve geldikleri bölgelerin sorunlarını gündeme taşıyarak nihai bildirgede yer almasını talep etmişlerdir.

Açılış Konuşmaları

17 Mayıs günü Bağdat’ta Yeşil Bölge’de Reşid Oteli’nin en büyük salonunu 300’ün üstünde Türkmen ileri geleni doldurmuştur. Bununla birlikte Irak Parlamentosu
Başkanı Selim El-Cuburi, Ulusal İttifak Başkanı Ammar El-Hekim ve UNAMI Temsilcisi Ján Kubiš de toplantıyaiştirak etmiştir. . Konferans, Parlamento Başkanı Selim El-Cuburi’nin himayesinde, UNAMI koordinatörlüğünde düzenlenmiştir. İlk konuşmayı en yaşlı Türkmen milletvekili olarak Irak İslam Yüksek Konseyi
Musul Milletvekili Taki El-Mevla yaparak, Türkmenlerin Irak’ın bütünlüğünü savunduklarını, her zaman Irak’ı vatan bilip uğruna kan döktüklerini, DAEŞ Irak’ı terk ettikten sonra gelişi güzel intikam alma anlayışına şiddetle karşı olduklarını, Irak’ın farklı yerlerine ve Türkiye göç eden Telaferli Türkmenlere başta Türkiye olmak
üzere bütün taraflara teşekkürü bir borç bildiklerini ifade etmiştir. Bazı genel istekleri de dile getiren Mevla’nın sıraladığı taleplerin en önemlileri şunlardır:
1. Acilen Telafer kurtarılması, Sünni ve Şii Türkmenlerin tekrar şehirlerine dönmesi.
2. Başkomutan olarak Irak Başbakanı Haydar El-Abadi’nin Telaferi kurtarmak için Sünni ve Şii Türkmenlerden eşit bir paylaşımla oluşturulacak 1000 kişilik
özel bir ordu kurması.
3. Telafer’in kurtarılmasından sonra civar ülkelerden de yardım alarak şehrin acilen imar edilmesi.
4. Bakanlıklar ve diğer üst düzey tayinlerde Türkmenlere özel kontenjanlar verilmesi.
5. Irak’ın bir şehri olan Kerkük sorununun adil bir şekilde çözülmesi ve hiçbir tarafın başkasının hakkına tecavüz etmemesi. İkinci söz konferansın sahipliğini üstlenen Irak Parlamentosu Başkanı Selim El- Cuburi’ye verilmiştir. Cuburi, Türkmenlerin 1000 yıllık tarihleri içerisinde Irak topraklarında vefalı ve fedakâr bir biçimde yaşadıklarını vurgulayarak, günümüzde kimsenin Türkmen nüfusu üzerinden yola çıkarak, Türkmenlerin ağırlığını küçültmeye çalışmaması gerektiğini
dile getirmiştir. ¨Anayasa’nın bazı maddelerini bahane ederek ve Irak topraklarını parçalayarak bölmek isteyenler kendilerine başka bir vatan bulsunlar¨ diyen Cuburi özellikle Irak’tan ayrılmak isteyen Kürt siyasi grupları, üstü kapalı bir şekilde eleştirmiştir. Türkmenlerin Irak’ın aslî unsuru ve üçüncü milleti olduklarının
bilinci içerisinde hukuklarının verilmesi gerektiğini belirten Cuburi, terörden dolayı topraklarını terk eden Türkmenlerin tekrar kendi topraklarına dönmeleri gerektiğini vurgulamıştır. Cuburi, Türkmenlerin yaşadıkları şehirlerin demografik yapısının da korunması gerektiğinin altını çizmiştir. Üçüncü konuşmayı Şii lider ve Ulusal İttifak Başkanı Ammar El-Hekim yapmıştır. El- Hekim Türkmenlerin Irak’ın aslî unsuru olduklarını dile getirerek söze başlamış ve Türkmenleri fazlasıyla övmüştür. Hekim, Türkmenlerin 2003 öncesi ve hatta sonrasındaki fedakârlıklarını ve mücadelelerini takdir ettiğini ifade etmiştir. DAEŞ’e karşı Türkmenlerin
sadece kendi bölgelerini değil, bütün Irak’ı savunduklarını söyleyen El Hekim, Türkmenlerin bu uğurda çok kan döktüklerini dile getirmiştir. Türkmenlerin farklı siyasi partilerinin kendi aralarındaki meseleleri tartışmak için başka ülkeleri değil, Bağdat’ı seçtikleri için onlara teşekkür etmiş ve takdir etmiştir. DAEŞ’ten sonraki merhaleye de değinen El-Hekim bir kargaşanın veya kaosun doğmaması için herkesin sorumlu ve dikkatli davranması gerektiğini vurgulamıştır. DAEŞ’ten sonra daha gerçekçi davranılmasını, sadece Bağdat’ta değil, Kerkük ve IKBY’de de buna riayet edilmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum da
toplantıya bir temsilci göndermiş, temsilci kısa konuşarak Türkmenlerin aslî unsur olduklarını ve geleceklerinin demokratik Irak’ta parlak olacağını ifade etmiştir. Irak Başbakanı Haydar El-Abadi de toplantıya bizzat katılmayarak Dava Partisi’nden Türkmen milletvekili Abbas Bayatlı’yı görevlendirmiştir. Bayatlı konuşmasında öncelikle Türkmenlerin Amirli ve Beşir’de DAEŞ’e karşı verdikleri mücadeleyi överek söze başlamıştır. Türkmenlerin sadece Irak’ta üçüncü millet değil, Irak’ı oluşturan temel milletlerden birisi olduğunun altını çizen Bayatlı, Irak’ın Türkmensiz bir şey ifade etmediğini dile getirmiştir. Abbas Bayatlı, Irak’ta hiç bir milletin diğerini ezmemesinin ve hatta yok saymasının doğru ve adil olmadığını belirterek, Kerkük’te çözümün ancak bütün tarafların gönül rızası ile mümkün olabileceğini ifade etmiştir. Son konuşmacı ise UNAMI Temsilcisi Ján Kubiš olmuştur. Ján Kubiš, Türkmen siyasetçi ve aydınlarını 1.5 ay gibi kısa bir sürede çalışmaları tamamlayıp ortak noktalarda buluşabildikleri için tebrik etmiştir. Bu yönleri ile Türkmenlerin, bölünmüş diğer siyasi gruplara güzel bir örnek olduğunu söyleyen
Ján Kubiš,bu birlikteliğin DAEŞ’ten sonra Irak’ta şekillenecek görüşme ve tartışmalara önemli bir kaynak olacağını vurgulamıştır. Ján Kubiš, ¨Birleşmiş Milletlerin her zaman Türkmenlerin yanında olacaktır, çünkü Türkmenler Irak’ın birlik ve beraberliğinde önemli bir sınav vermişlerdir.¨ sözü ile konuşmasını kapatmıştır.

Türkmen Bildirgesinin İçeriği

Bütün Türkmen parti, kuruluş ve aydınlarının hazırladıkları ortak bildirgeyi, Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi okumuştur. Bildirge özetle şunları içermektedir; Dibacede Irak’ın üçüncü aslî unsuru olan Türkmenlerin geçmiş dönemlerde uğradığı bütün haksızlık, zulüm, toplu katliamlar ve arazilerinin ellerinden alınmasına rağmen Iraklı oldukları, Irak’ın birlik ve beraberliği için çaba gösterdikleri vurgulanmıştır. Bu konferans ile Irak’ta milli birlik projesini desteklemek ve Türkmen projesini Irak Ulusal Uzlaşma Projesi ile birleştirmek amacıyla bir adım atıldığı beyan edilmiştir.