ABD Yönetimi ve İsrail Hükümeti,İsrail’in yayılma ve Kudüs’ü İsrail’inbaşkenti yapma planını, aşamalı olarakgerçekleştirdikleri hamlelerle öngördüklerihedefe ulaşmak için geçmiştengünümüze gelen çeşitli uygulamalarısürdürüyorlar. Bu uygulamalarınodak noktasında Filistinlilerekarşı insanlık dışı devlet terörü vardır.İsrail hükümeti hazırladığı planve uygulama programı çerçevesindeMüslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlartarafından kutsal sayılan Mescid-iAksa etrafında Temmuz 2017’de sıkıgüvenlik önlemleri uygulamaya koymuştu.İbadetleri kısıtlanan Filistinlilerbu uygulamaya karşı sert protestoeylemleri başlatmıştı. Bu protestolarkarşısında İsrail Hükümeti Mescid-iAksa etrafına koyduğu metal detektörlerikaldırmıştı. Ancak İsrail gerçekteyumuşamayı sağlayacak adımlarıatmamıştı. Bunun üzerine Filistinlideri Mahmud Abbas, İsrail’in DoğuKudüs’teki Mescid-i Aksa çevresindeyerleştirilen metal detektörleri kaldırmasınarağmen ilişkileri normalleştirmeyecekleriniaçıklamıştı. ÇünküMüslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlartarafından kutsal sayılan Mescid-iAksa çevresindeki sıkı güvenlik önlemleridevam ediyordu. Filistinliler,İsrail hükümetini bölgeyi kendi kontrollerialtına almaya çalışmakla suçluyordu.İsrail ise Mescid-i Aksa çevresinesilahlı kişilerin ulaşmasını önlemekiçin sıkı güvenlik önlemlerininşart olduğunu savunuyor, bu nedenlede Temmuz 2017’de Metal detektörlerikaldırdığını açıklayan İsrail hükümeti,bölgede hareketi daha az kısıtlayangüvenlik önlemlerinin yer alacağınıduyuruyordu. İsrail hükümetiyeni önlemler kapsamında bölgedeki polis sayısını artırdı. Bu arada Reutershaber ajansı metal detektörlerininkaldırılmasıyla birlikte, bölgeye çok sayıdagüvenlik kamerası yerleştirildiğiniaktardı.Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbasve Harem el Şerif imamı İsrail hükümetininson açıklamasının yeterli olmadığınıifade ederek, güvenliğin eski düzeyinegeri döndürülmesi çağrıları yaptı.Abbas, “Normalleşme isteniyorsa, güvenlikde normale dönmeli” açıklamasınıyaptı ve normalleşme olana kadar FilistinYönetimi’nin İsrail hükümeti ile tümişbirliğini ve temasları askıya aldığını daduyurdu.Harem el-Şerif bölgesinde yaşanangerginliğin diyalogla çözümlenmesiyönünde uluslararası çevrelerdengelen çağrılara rağmen İsrail hedefineulaşmak için taraflar arasında bir uzlaşısağlayacak adımları atmamış, aksineKudüs’ü İsrail’in başkenti yapma amacınıgerçekleştirmek için ABD BaşkanıTrump ile işbirliği içinde gerekli zeminihazırlama çabalarını kapalı ve açık birşekilde sürdürdü.ABD-İsrail işbirliği Birleşmiş MilletlerinOrtadoğu temsilcisi NikolayMladenov’un, bir uzlaşı sağlanmasıgerektiğini söylemesine ve “Aksi takdirdegerilimin tırmanıp yayılma riski”olduğu uyarısına rağmen sürdürüldü.Çünkü belirledikleri stratejik hedef(Kudüs’ün İsrail’in başkenti ilanı) kendileriaçısından her şeyin üstünde idi.Gerilimi Tırmandıran NedenlerHarem-üş Şerif, hem Müslümanlarhem de Yahudiler tarafından kutsalsayılıyor. Yahudiler için bölge Museviliğinen kutsal noktası ve Tevrat’ta adıgeçen iki mabedin geçmişte bulunduğuyer.Mescid-i Aksa ise İslam’ın üçüncüen kutsal ibadet yeri olarak kabul ediliyor.Bu bölgenin içinde olduğu DoğuKudüs, 1967 yılında altı gün süren ArapSavaşı’nda İsrail tarafından işgal edildi.Harem-üş-Şerif’in dini önemini gözönünde bulundurarak bölgenin yönetimiiçin bir dizi hassas düzenleme yapıldı.Bölgeye giriş-çıkışların idare edilmesinden,karar alım sürecine kadarbir dizi alanı kapsayan bu düzenlemeler50 yıldır uygulanmakta ve devamettirilecek ‘statüko’ olarak kabul edilmektedir.Statüko kapsamında, bölgeningüvenliği İsrail’in sorumluluğundabulunmaktadır. Ürdün tarafındanfinanse edilen Mescid-i Aksa Vakfı isebölgedeki günlük işleyişi düzenlemektedir.Filistinliler, metal detektörlerinve artırılan güvenlik önlemlerinin mevcutstatükoyu bozduğunu haklı olaraksavunuyor.Artan Gerginlikten ABD’ninKudüs’ü İsrail’in Başkenti TanımasınaGiden Yolİsrail Hükümetinin Mescid-i Aksa etrafındaTemmuz 2017’de sıkı güvenlik önlemleriuygulamasıyla başlayan gerginlikİsrail tarafından 50 yıldır devam edenstatükonun bozulması ve uluslararasıtepkilere, uyarılara rağmen uygulamadaısrar etmesiyle tırmandırılan gerginlik,ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’üİsrail’in başkenti olarak 6 Aralık 2017 tarihindetanıması ve Amerikan BüyükelçiliğiniTel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararıalması gerginliği yeni bir düzeye taşıdı veuluslararası boyutunu derinleştirdi.Doğu Kudüs, 1967yılında altı gün sürenArap Savaşı’ndaİsrail tarafındanişgal edildi. Haremüş-Şerif’in diniönemini göz önündebulundurarakbölgenin yönetimiiçin bir dizi hassasdüzenleme yapıldı.Siyaset Haziran 2018 5GündemCumhurbaşkanı Erdoğan: ABDBaşkanı Trump’ın Kudüs KararıProvokasyonCumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanABD Başkanı Donald Trump’ınKudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasınıve Amerikan Büyükelçiliğini TelAviv’den Kudüs’e taşıma kararına çoksert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’üİsrail’in başkenti olarak tanımasını veAmerikan Büyükelçiliğini Tel Aviv’denKudüs’e taşıma kararı almasını çok sertsözlerle eleştirir ve bu karara karşı çıkarken“Alınan karar provokasyon, arkasındaevangelistler var. Bizzat SayınBaşkan’dan dinlemiş birisiyim, süreci biliyorum”dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kudüsbizim göz bebeğimizdir, ilk kıblemizdir.ABD’nin Kudüs kararının bizim nazarımızdahiçbir hükmü, geçerliliği yoktur”ifadelerinin altını çizdi.ABD’nin, altında imzası bulunan BirleşmişMilletler Güvenlik Konseyi’nin1980 yılında aldığı 478 sayılı kararınıson açıklamasıyla yok saydığını belirtenCumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimseninhukukun üstünde olmadığını, hiçbir ülkeninde pazusuna güvenerek uluslararasıhukuku yok sayamayacağını kesinbir şekilde dile getirdi ve “Büyük ülkelerinliderlerine buradan sesleniyorum:Büyük ülkeler çatıştırmakla değil barıştırmaklagörevlidir. “‘Siyonist Hristiyan’ Evanjelistler, bugünABD’de Hristiyan toplumun tutucukanadı olarak görülüyor. Yahudilerin“Tanrı’nın Seçilmiş Halkı”, KutsalTopraklar’ın da Yahudilerin malı olduğunainanıyorlar, Yahudilerin Mesih’in gelişiile birlikte bir dünya egemenliğine ulaşacaklarıgibi kehanetleri kabul ediyorlar.Bazı çevreler onları “Siyonist Hıristiyanlar”olarak nitelendiriyor.ABD ve İsrail’in işbirliği içinde bir plandâhilinde attıkları adımlar ve Kudüs kararıylailgili gelişmeler hakkında CumhurbaşkanıErdoğan yaptığı açıklamadaİsrail’i “işgal devleti” olarak nitelendirdive İsrail’in polisiyle bütün gençleri, çocukları“terör estirerek vurduğunu” söyledi.ABD Başkanı Trump yaptığı açıklamadaKudüs kararını “gecikmiş bir karar”olarak nitelendirirken “Sorunlarımızıbaşarısız olmuş stratejileri yineleyerekaşamayız. Kudüs sadece üç büyükdinin kalbi değildir. Aynı zamanda dünyanınen başarılı demokrasilerinden birisininde merkezidir. Yahudiler, Hristiyanlarve Müslümanların birlikte barışiçinde yaşayıp özgürce ibadet ettiği biryerdir. Bu adımımız, ‘Ortadoğu Barış Süreci’konusundaki kararlılığımızdan birgeri adım değildir” dediği açıklamasındaİsrail’in yaptığı katliamın fitilini de ateşledi.ABD büyükelçiliğinin Kudüs’e taşındığıgün de terörist İsrail devleti, katliambombasını patlattı.Filistinlilere karşı İsrail askerleri katliamıbaşlatırken İsrail Başbakanı Netanyahu,“Başkan Trump’a sonsuza dekminnettar olacağız” sözleriyle kutlamalaryaparken, İsrail askerleri silahsız sivilleri,çocuk, yaşlı, engelli, kadın, erkekayırımı yapmadan gerçek mermilerlekurşunladı. Filistin halkından 60’tan fazlakişi şehit edilirken binlerce Filistinli deyaralanıyordu. Trump’ın açıklamalarınınaksine alınan kararla barış değil tam birkatliam ve ağır çatışmalar başlatılmış,barış umutları gömülmüştür.Filistin Yönetimi lideri MahmudAbbas Trump’ın ve İsrail Başbakan’ı Netanyahu’nun açıklamalarına tepkigöstererek Kudüs’ü “Filistinlilerin ebedibaşkenti’ olarak tanımladı. Abbas,“ABD bu kabul edilemez kararıyla, bilinçlibir şekilde tüm barış görüşmelerininaltını oymaktadır; ABD artık Ortadoğubarış sürecinde üstlendiği arabuluculukrolünü terk etmiştir” dedi.Filistinli siyasetçi Hanan Aşravi iseABD’nin adımının “bölge için tam anlamıylabir felaket” olduğunu söyledi ve“İsrail’deki savaş yanlıları cesaretlendirilmiştir”dedi. Kudüs’ün İsrail’in başkentiolarak tanınmasıyla birlikte bölgedeşiddetin tırmanacağı uyarısı hiç dikkatealınmadan ABD BüyükelçiliğininTel Aviv’den Kudüs’e taşınmasıyla devletterörü daha da şiddetlenerek Filistinlilerinkatliamı başlatıldı.Doğu Kudüs 50 Yıldan Beri İsrail’inİşgalindeİsrail’in 50 yıldır işgali altındaolan Doğu Kudüs, Trump’ın kararıylaİsrail’in Başkent yapılmak isteniyor.ABD, İsrail’deki büyükelçiliğini TelAviv’den Kudüs’e resmen taşıdı. ABDBüyükelçiliği’nin 14 Mayıs’ta Kudüs’etaşınması dolayısıyla yapılan Büyükelçiliğinaçılışını ABD’nin İsrail BüyükelçisiDavid Friedman yaptı. Açılış törenine,Başkan Donald Trump’ın damadı vedanışmanı Jared Kushner ile kızı IvankaTrump katılırken ABD’nin büyükelçiliğiniKudüs’e taşıma kararına itiraz etmişolan AB temsilcilerinin çoğu törene katılmadı.ABD Başkanı Donald Trump ise ABDBüyükelçiliğinin açılış günü İsrail askerlerigerçek mermiler kullanarak katliamyaparken Twitter hesabından “İsrailiçin Büyük Gün” olarak tanımladı ve takipçilerineaçılışı Fox News’den izlemeleriçağrısında bulundu. Ayrıca TrumpABD’nin Kudüs büyükelçiliğinin açılıştörenine Washington’dan görüntülübağlantıyla katıldı ve Filistinlilerin katledildikleriesnada “Orta Doğu’da kalıcıbarışa olan bağlılıklarının” sürdüğünüifade etti.Önceden programlandığı üzereABD’nin Kudüs’teki yeni büyükelçilik binasınınaçılışı, İsrail’in 70’inci kuruluşyıldönümünde yapılması amacıyla önealınmıştı.İsrail Kudüs’ü “ebedi ve bölünmez”başkenti olarak görürken, Filistinliler İstaşırailtarafından 1967 Savaşında işgal edilenDoğu Kudüs’ü gelecekteki devletlerininbaşkenti olarak kabul ediyor.ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’te açıldığıgün, İsrail’in ablukası altındaki Gazzesınırında hem büyükelçiliğin Kudüs’etaşınması hem de İsrail’in kuruluş yılıolan Nekbe’yi (Büyük Felaket) anmakiçin düzenlenen gösterilerde İsrail askerlerininaçtığı ateş sonucu 60’tan fazlaFilistinli şehit oldu, binlerce Filistinlide yaralandı. İsrail askerlerinin gerçekmermilerle açtığı ateş sonrasındaFilistin sağlık yetkililerinin yaptığı açıklamayagöre 60’tan fazla Filistinlinin şehitedildiği, iki binden fazla kişinin yaralandığı,bu yaralılarda en az 60 kişidekurşun yarasının olduğu kaydedildi. Filistinlilerinetnik temizliği boyutuna varanİsrail askerlerinin hedef gözetmendenhalkın üzerine açtığı yoğun ateş vekeskin nişancıların hedef aldıkları kişilerikatledildi. Batı Şeria’daki Filistin yönetimi,İsrail’i “Gazze’de katliam yapmakla”ağır şekilde suçladı. Filistin yönetimisözcüsü Yusuf el Mahmud, “Uluslararasıtoplum Gazze’deki korkunç katliamıdurdurmak adına derhal hareketegeçmelidir” dedi.Trump’ın büyükelçiliği taşıma kararınıaçıkladığı 30 Mart tarihinden buyana Gazze’de düzenlenen gösterilerdeİsrailli güçler tarafından öldürülen Filistinlilerinsayısı 80’i aşmış durumda. Türkiye İsrail Katliamına Sert TepkiGösterdiCumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’dealtmışı aşan Filistinli’nin İsrail askerlerininmüdahalesi sonucu hayatını kaybettiğiolaylar nedeniyle sert tepki gösterdive “İsrail’in yaptığı bir soykırımdır”dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,Londra’da Türk öğrencilere hitabenyaptığı konuşmada Gazze’deki gelişmelerede değindi. “İsrail’in yaptığıbir soykırımdır. Bu insanlık dramını, soykırımıhangi taraftan olursa olsun, isterAmerika ister İsrail, lanetliyorum” diyenCumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deSalı gününden başlamak üzere üç günmilli yas ilan edildiğini duyurdu.Gelişmelerle ilgili Filistin lideri MahmudAbbas ve BM Genel Sekreteri AntonioGuterres başta olmak üzere birçokliderle görüşeceğini belirten CumhurbaşkanıErdoğan, “Bugünün, İslamdünyası olarak Kudüs’ü kaybettiğimizbir gün olmasına asla izin vermeyeceğiz”ifadesini kullandı.Türkiye Dışişleri Bakanlığı daABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğiniKudüs’e taşıması nedeniyle Gazze’degerçekleştirilen protesto gösterilerindeonlarca Filistinlinin hayatını kaybetmesininardından yazılı bir açıklama yayımladı.Dışişleri Bakanlığı açıklamasında,“ABD’nin Tel Aviv’de bulunan Büyükelçiliğiniuluslararası hukuku ve ilgili tümBM kararlarını ihlal ederek Kudüs’e taşırail masını şiddetle kınıyoruz. Bu tasarrufuhukuki açıdan yok hükmünde saydığımızıyineliyoruz. Filistin halkının meşruhaklarını yok sayan bu adımın bölgeselbarışa, güvenlik ve istikrara hizmetetmeyeceğini vurguluyoruz. 13 Aralık2017’de düzenlenen İslam İşbirliğiTeşkilatı Olağanüstü Zirvesi ve 21 Aralık2017’de BM Genel Kurulu’nda alınanKudüs konulu kararlar ABD’nin attığıbu gayri meşru adımın uluslararasıtoplum tarafından reddedildiğini göstermiştir.ABD Yönetimi bu tutumundaısrar ederek, Ortadoğu’daki en temelsorunun çözüm zeminini tahrip etmiştir.Barış sürecinde ortaya konulanyerleşik parametreleri aşındırma riskitaşıyan bu kararın bölgede yol açacağımenfi sonuçların sorumluluğu da bütünüyleABD Yönetimi’ne ait olacaktır.Bu adımdan cesaret alan İsrail güvenlikgüçlerinin barışçı gösteri yapan Filistinlilereuygulamakta oldukları katliamılanetliyoruz” ifadelerine yer verdi.Dışişleri Bakanlığı, Filistin meselesikalıcı ve adil bir çözüme kavuşmadıkçave “Filistin halkına karşı adaletsiz yaklaşımlarsürdükçe” bölgesel ya da küreselhuzur ve istikrarın mümkün olmayacağınıbelirtti. Açıklamada, “Ülkemizbundan sonra da barış sürecinin sağlıklıbir zeminde canlandırılması ve bölgedeadil, kapsamlı ve sürdürülebilir barışıntesisi için uluslararası toplumunsorumluluk sahibi üyeleriyle çalışmayadevam edecektir” ifadesi kullanıldı.Başbakan Yıldırım: ABD İnsanlıkSuçuna Ortak OlmuşturBaşbakan Binali Yıldırım yaptığıaçıklamada, ABD Büyükelçiliği’niKudüs’e taşımasını “Bu açıkça bir tahriktir,açıkça bir devleti yok saymaktır,Filistin’i yok saymaktır, haklarını, hukuklarınıgasp etmektir. Dünya barışınıkoruyacağım, arabuluculuk yapacağımdiyen ABD’nin de bu katliamda payınınolması da ayrı bir olaydır ve asla kabuledilemez. Amerika, maalesef sivillerikatleden İsrail yönetiminin yanında fütursuzcayer almış ve bu insanlık suçunaortak olmuştur” dedi.Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahimKalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın“İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaşehit ettiği her bir Filistinli,İsrail’in utanç duvarına eklenen yenibir cinayet, yeni bir lekedir. Dünyanınbu sistematik yok etme barbarlığı karşısındakisessizliği de ayrı bir utanç tablosudur”mesajını paylaştı.Başbakan Yardımcısı ve HükümetSözcüsü Bekir Bozdağ ise Gazze’dekiprotesto gösterilerinde onlarca insanınölmesinden İsrail hükümeti kadarABD’nin de sorumlu olduğunu belirtti.Hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ da paylaştığıTwitter mesajlarında “Bu katliamdan,İsrail hükümeti kadar ABD desorumludur. ABD yönetiminin büyükelçiliğiniKudüs’e taşıması, bölgedekibarış ihtimalini yok etmiştir; bölgededaha nice insanın can kaybına ve yaralanmasına;bölgede yıkıma ve felaketeneden olacak fitili ateşlemiştir. Filistin veKudüs davasında, artık hiçbir şey eskisigibi olmayacaktır. ABD-İsrail ne yaparsayapsın, hangi adımı atarsa atsın, yaptıklarıile attıkları adımlar, Türkiye için yokhükmündedir” dedi.İsrail’in, Filistin Halkına KarşıKatliamları Tarihsel GeleneğiGerçekte İsrail’in kuruluşundan günümüzekadarki tarihi Filistin halkınakarşı yaptığı katliamlar tarihidir. İsrail’inuluslararası toplum sahnesine bir devletolarak çıkması Filistin halkına karşı başlattığıkatliamlarla olmuştur. İsrail’in kuruluştarihine bakıldığında bu devletinkuruluşu katliamlarla başladı ve yaşamasıkatliamlarla devam etmektedir.Tarihi süreç içinde İngiliz mandası altınagirmiş olan Filistin toprakları üzerindebir İsrail devleti kurulurken BirleşmişMilletler (BM) 1947 yılında aldığı kararındabu toprakların Araplarla Yahudilerarasında paylaştırılmasını öngörmüştü.Ancak Arap devletleri BM’nin bu kararınıkabul etmediler. BM’nin kararında Filistintopraklarının yarıdan fazlası İsrail’everilmiştir. Karar tarihindeki nüfus verilerinegöre söz konusu topraklar üzerindeyaşayan Yahudi nüfusu 500 bin, Arap nüfusuise 440 bin idi. İsrail’in ilk BaşbakanıBen Gurion, mevcut bu nüfus yapısınınYahudiler lehine dönüşmesi için bir milyonFilistinlinin öz topraklarından sürülmesikararını vermişti. Bu kararının uygulanmasıve öngörülen sürgünün gerçekleştirilebilmesiamacıyla Filistinlilerin yaşadığı 11 kent ve 530 köy yerle biredilmiş, nüfusun yüzde 80’ni oluşturan750 bin Filistinli toprağını terk etmekzorunda bırakılmıştır. Evlerinden, topraklarındanşiddetle göçe zorlanan Filistinlilergenel olarak Arap devletlerinesığınırken bir kısım Filistinli de o dönemdeİsrail’in egemenliği altında bulunmayanBatı Şeria ve Gazze’ye göç etmişti.İsrail, Batı Şeria ve Gazze’yi de 1967yılındaki Altı Gün Savaşı’nda işgal etti.İsrail’in savaş, işgal, işgal bölgelerindemeşru olmayan yerleşim yerleri açmave baskı yöntemleriyle Filistin topraklarındayarattığı düzeninin temeli katliamlaradayanıyor.İsrail terör örgütü Irgun’un 22 Temmuz1946 yılında gerçekleştirdiği ve 96kişinin öldüğü Kral Davut Katliamı, 254Filistinlinin şehit edildiği 9 Nisan 1948Deir Yasin Köyü Katliamı, Ariel Şaron’undenetiminde 12 Ekim 1953 tarihinde 67Filistinlinin katledildiği Kibya Köyü Katliamı,yine Şaron önderliğinde 15-16 Eylül1982 tarihinde yapılan ve 2500 Filistinlininkatledildiği Sabra ve Şatilla katliamları,Batı Şeria’daki Cenin MülteciKampı’nda Mart 2004 tarihinde 1300sivil Filistinlinin öldürüldüğü NuseyratKatliamı, İsrail askerlerinin Ocak 2009yılında Gazze’ye düzenlediği DökmeKurşun Operasyonu katliamında 134 sivilinöldürülmesi, yine Gazze’ye 31 Mayıs2010 tarihinde İsrail’in düzenlediğihavadan ve karadan gerçekleştirilen,Mavi Marmara Katliamı’nın da olduğusaldırıda çok sayıda kadın ve çocuğunda bulunduğu 1500’den fazla sivilFilistinlinin katlediği, 6000’ni aşkınyaralının olduğu Gazze Katliamı örneklerigibi katliamlar, İsrail devletinin kuruluşundangünümüze düzenlediği binlerceFilistinlinin çok sayıda katledildiğibaşlıca katliamlar arasında yer almaktadır.Bu katliamlar tarihsel süreç içindekigelişmelerle değerlendirildiğinde İsraildevletinin varlığını sürdürmesinde vegenişlemesinde katliamların esas olduğuve katliamsız yaşayamayacağını, katliamlarınİsrail devletinin geleneksel niteliğiolduğunu ortaya koymaktadır.İsrail devletinin Filistin halkına insanlıkdışı uygulamalarına, katliamlarına,insan haklarını tamamen ortadankaldıran bütün girişimlerine karşı BMGüvenlik Konseyi’nde, Ortadoğu bölgesindeABD’nin her alanda sağladığı çokyönlü destekler dikkate alındığında ABDBüyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması dolayısıylayapılan son katliama değil bugünekadar gerçekleştirilen bütün katliamlaraortak olduğu gerçeği ile bütündünyanın yüzleşmesi gerekmektedir.ABD’nin Kudüs Kararının Önemive YankılarTrump’ın, Kudüs’ü İsrail’in başkentiolarak tanıma kararı, ABD’nin bu konudaon yıllardır yürüttüğü görünürdeki“tarafsızlık” politikasına son vererekuluslararası toplumun büyük kesimininbu konudaki tutumundan ayrıldığıdeğerlendirilmektedir. Bunun bilincindeolan ve uluslararası toplumdadestek bulamayan İsrail BaşbakanıBenyamin Netanyahu, ABD’nin kararınınkutlanması gerektiğini söylerken diğerülkelere de Trump’ın kararını izlemeçağrısı yaptı. Buna karşılık Filistin LideriMahmud Abbas ABD Büyükelçiliği’ninKudüs’e taşınması kararını “yüzyılın tokatı”olarak tanımladı.Yıllardır çözülemeyen İsrail-Filistinsorununun ve İsrail işgalinin en temelmeselelerden biri Kudüs’ün statüsü konusudur.Öncelikle dikkat edilmesi gerekenönemli bir konu İsrail’in Kudüs üzerindekiegemenliğinin uluslararası toplumtarafından tanınmamış olması ve gerçekteoldubittilere kapı açılmaması için1993 İsrail-Filistin Barış Anlaşması’ndaKudüs’ün nihai statüsünün barış görüşmelerininileriki aşamalarındagörüşülmesi gerektiği hususudur.İsrail, 1967 yılındaki Filistintopraklarını işgalinden bu yanauluslararası hukuka aykırı olarakDoğu Kudüs’te 200 bin dolayındaYahudi’nin oturduğu meşru olmayanon kadar yerleşim yeri ilan ederekbölgedeki demografik yapıyı değiştirdive halen bu süreci sürdürüyor.Bilindiği üzere daha önce bazıülkelerin Kudüs’te büyükelçilikleribulunuyordu, ancak BM kararlarınarağmen İsrail’in 1980’de çıkarttığıbir yasayla iç hukukunu uluslararasıhukukun üstünde tutan uygulamalarıylaDoğu Kudüs üzerinde hak iddiaetmesi dolayısıyla bu ülkelerin çoğubüyükelçiliklerini Tel Aviv’e taşımıştı.İsrail hükümetinin bu ve benzerimeşru olmayan, Filistinlilerin topraklarınıgasp etmeye, Filistin halkınaambargo uygulamaya, devlet terörünüsürekli tırmandırmaya dönükhalkı yıldırma, bıktırma amaçlıprogramlı uygulamalarıyla Filistinhalkı sürekli gergin ve devlet şiddetinekarşı protesto eylemleri yapmaktave direnmektedir. Nitekim 2018Mart sonundan beri devam eden sınırdakiprotesto eylemlerinde İsrailaskerleri 40’ten fazla Filistinliyi şehitetti. ABD’nin Kudüs’teki Büyükelçilikaçılış töreninin zamanlaması daGazze’deki gerilimi mevcut ortamda daha da artırdı. Büyükelçilik açılışı ve İsrail’in kuruluşyıldönümü kutlamalarından bir gün sonraFilistinliler Nakba (Felaket) gününü andı. İsrail’in1948’de emperyalist devletlerin oyunlarıyla Filistintoprakları üzerinde kurulmasıyla yüzbinlerceFilistinli evlerinden edilmiştir. Filistin halkıİsrail’in kuruluş yıldönümünde Büyük Dönüş Yürüyüşüeylemi yapıyor, yaşananları protesto ediyor.Filistinlilerin demokratik haklarını kullanarakyaptıkları protestolara karşı İsrail güçleri, BM İnsanHakları Yetkilisi Zeid Ra’ad al-Hussein’in deifade ettiği gibi “aşırı güç” kullanarak etnik temizlikdüzeyinde masum Filistinlileri katlediyor.İsrail askerlerinin yaptığı katliamlar gerginliğidaha da artırıyor. Gazze’de ABD’nin Kudüs büyükelçiliğiniprotesto eden Filistinlilere karşı hedefgözetilmeden gerçek mermiler kullanarak İsrailaskerlerinin açtığı ateş sonucunda altmışın üstündeFilistinli şehit olurken binlerce kişi de gerçekmermilerle yaralandı.Bu gelişmelerin ortaya koyduğu gerçek,ABD’nin attığı Kudüs adımı ve aldığı karar bölgeselbarış umutlarını tamamen ortadan kaldıracakgelişmelerin zeminini yaratırken, bölgedekigüvenlik ve istikrara hizmet etmeyen aksinegüvensizliği ve istikrarsızlığı derinleştirecek yenikoşullar yaratmış, ABD’nin arabuluculuk niteliğinitamamen ortadan kaldırmış ve iki devletli çözümüdinamitlemiş, Filistin-İsrail sorununu ağırbir belirsizliğe itmiştir.İnsanlık dışı, son derece ağır, vahşet boyutundakiacımasız katliamlarda bile ABD’ninİsrail’e destek vermesi, Türkiye dışında İslamdünyasının tepkisiz kalması, AB başta olmak üzereuluslararası toplumun gerekli sonuç alıcı tepkigöstermemesi devam ettiği sürece İsrail her türlühukuk ve insan hakları kurallarının dışında sürdürdüğüsaldırılarına ve katliamlarına kesintiğizşekilde cüretini artırarak dün olduğu gibi bundansonra da devam edecektir. Uluslararası toplumunsözde kalan tepkileri, kâğıt üzerinde kalankurallar ve kararlar İsrail katliamlarını önleyemeyetmeyecektir. ABD, Büyükelçiliği’ni uluslararasıhukuka, BM kararlarına, yapılmış olan anlaşmalaraaykırı olmasına rağmen önde gelen müttefikleribaşta olmak üzere dünyayı karşısına alarakKudüs’e taşınma kararıyla İsrail’i desteklediği,sonuna kadar arkasında duracağını gösterdiğive ABD desteği devam ettiği sürece mevcut sorunlarve yaşananlar ağırlaşarak devam edecektir.BM ve diğer pek çok uluslararası kuruluşunaldığı onlarca kararın hiçbirine İsrail uymamış,kararlarda öngörülenleri dikkate almamıştır.Alınan kararlar arasında en önemlilerden biriBM’nin 1967 yılında aldığı 242 Sayılı Kararıdır.BM bu kararında İsrail’in 1967 yılı öncesi topraklaraçekilmesini; Filistin Devletinin kurulmasını;Arap ülkelerinin İsrail’i tanımasını ve taraflararasında anlaşma sağlanarak bölgeye barış getirilmesiniöngörmüştür. Buna rağmen çatışmalarartarak devam etmektedir. ABD desteği devamettikçe, göstermelik protesto mesajlarınınötesine geçilmedikçe İsrail saldırganlığı ve katliamlarıdevam edecektir. Mevcut koşullarda İsrailsaldırganlığına ve katliamlarına son vermeninve Filistin-İsrail sorununa barışçı yöntemlerle çözümbulunmasında etkili olacak önemli adımlardanbiri bölgedeki ülkeler arasında işbirliği sağlanmasıve asgari mutabakatlar çerçevesinde biraraya gelerek ortak bir politika izlemeleri, uzlaşıve diyalog ortamının geliştirilmesi olduğu değerlendiriliyor.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’ye KudüsTepkisi Çok Sert Olduİngiltere’de 14 Mayıs 2018 günü ChathamHouse’da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,ABD’nin Kudüs kararı ile Ortadoğu’da arabuluculukrolünü yitirdiğini söylerken Hükümet de İsrailaskerlerinin katliamından sonra çok sert sözlerleİsrail’in yaptığının bir soykırım olduğunuifade ederken ABD’yi de aynı sertlikteki sözlerleeleştirmesi ve katliama ortak olduğunu ifadeetmesi dikkat çekti. Hükümet ve siyasi partiler,İsrail’in Filistinlilere yönelik katliamına karşı söylemdebirleşti ve dünyaya birlik, bütünlük mesajlarıverdi.Başbakan Binali Yıldırım, ABD BüyükelçiliğininKudüs’e taşınma kararını “yok hükmünde”saydıklarını belirterek İsrail’in sivil halka gerçekmermilerle ateş etmesini “Alçak bir katliam” olarak tanımladı. Başbakan Yıldırım,“Amerika maalesef sivilleri katledenİsrail yönetiminin yanında fütursuzcayer almış ve bu insanlık suçuna ortakolmuştur” dedi.Dışişleri Bakanlığı da ABD BüyükelçiliğinKudüs’e taşınmasının Filistin halkınınmeşru haklarını yok saymak anlamınageldiğini belirterek “Bu adımın bölgeselbarış, güvenlik ve istikrara hizmetetmeyeceğini vurguluyoruz” değerlendirmesindebulundu.Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,“Kudüs Davası”na sonuna kadar sahipçıkacaklarını söyleyerek “Katliamı kınamakyetmez, adım atmak gerekiyor.Türkiye olarak üzerimize ne düşüyorsa,bundan sonra daha fazlasını da yapacağız”dedi.Bakanlar Kurulu sonrası gazetecilerekonuşan Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ,katliamdan İsrail kadar ABD’nin desorumlu olduğunu söyledi ve “ABD’ninKudüs kararı bugünkü olayların yaşanmasınasebep olmuştur. Bugün tarihe“Kara Pazartesi” olarak geçecektir.Bugünkü katliam ABD ve İsrail’in ortakeseridir. Artık ABD’nin eline de Filistinlilerinkanı bulaşmıştır” ifadesini kullandı.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,Gazze’de yaşanan olaylara çoksert tepki gösterdi ve katliamı lanetlediğinibelirterek “Mazlum Filistin halkıylaberaberiz. ABD yönetiminin gözü önündeİsrail’in Ortadoğu’da uyguladığı zulüminsanlığa karşı işlenen bir suçtur.İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamı kınıyoruz.Bunu Kanlı Pazartesi olarak hatırlayacaktır.Tarihe ‘Kanlı Pazartesi’ olarakgeçecektir.Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İsrail’inGazze’deki saldırıları hakkında basınayaptığı yazılı açıklamasında “ABD BaşkanıTrump’ın 6 Aralık 2017 tarihinde tekyanlı ve yozlaşmış bir anlayışla Kudüs’üİsrail’in başkenti ilan etmesi bölgeselhuzur ve sükûnete tamiri ve telafisi çokzor olacak bir tahribat vermiştir. İsrail,şiddet ve terörü politika enstrümanı halinegetirerek masum Filistinli kardeşlerimizinhayat ve varlık haklarına kast etmiş,sonuç itibariyle katliamcı bir devletolduğunu hem resmileştirmiş hem debelgelendirmiştir.Kudüs, İsrail başkenti olamayacaktır.İsrail ne yaparsa yapsın Kudüs’ü başkentiyapamayacaktır Buna hem tarih,hem insanlık vicdanı, hem de inancımızınderin miras ve kadim hakları müsaadeetmeyecektir. ABD’nin BüyükelçiliğiniKudüs’e taşıması uluslararası hukuk açısındanyok hükmündedir.13 Aralık 2017’de İstanbul’da düzenlenenİslam İşbirliği Teşkilatı OlağanüstüZirvesi ve ardından 21 Aralık 2017’deBM Genel Kurulu’nda 128 ülkenin iradesiylealınan kararlar ABD’nin gayrimeşru tasarrufunu buruşturup tarihinçöplüğüne atmıştır.ABD yalnızlığa itilirken meşum vemelun Kudüs kararı da reddedilmiştir.İsrail ne yaparsa yapsın Kudüs’ü başkentiyapamayacaktır.Filistinli kardeşlerimizin meşruhak ve kazanımlarını inkâr ve işgaleteşebbüs eden ABD-İsrail vandallığı,inanıyorum ki, hak ettiği cevap vekarşılığı mutlaka alacaktır.ABD yönetimi ahlaksız ısrarıylabölgesel istikrar, güvenlik ve uzlaşmazeminini dinamitlemiş, planlı ve kontrollügerilim stratejisini genişleterekdengeleri alt üst etmiştir. Gazze’deakan kanların asıl sorumlusu İsraillicanavarlar olduğu kadar aynı zamandaABD emperyalizmidir. Çünküİsrail, ABD’den güç ve cesaret alarakmasum sivillere ölüm yağdırmış,ilk kıblemizi ahlaksızca kundaklamış,İslam’a alçakça suikast düzenlemiştir.Bilinmelidir ki, Filistin sorunu adaletlive hakkaniyetli biçimde çözülmeden,ne Ortadoğu’ya ne de dünyaya huzurgelmeyecektir.Türkiye’nin Gazze’deki katliamlabirlikte üç günlük yas ilanı acılarınpaylaşılması açısından anlamlıve değerlidir. Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Cumhurbaşkanı’nın çağrısıyla devreyegirmesi ve insani yardım kanallarının açılmagayretleri isabetli ve yerindedir.Milliyetçi Hareket Partisi olarak, İsrail caniliğininefretle lanetliyoruz. Zulme karşı direnirkenhayatlarını kaybeden Filistinli kardeşlerimizeAllah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyoruz.İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partigenel merkezinde düzenlediği basın toplantısında“Kudüs’te yaşananlar, artık bir bölgeselsorun olmaktan çok daha öteye bir insanlıksorunudur, bir katliamdır. Daha da kesin söylemekgerekirse bir tarafta en büyük güç odaklarının,diğer tarafta hiçbir gücü olmayanların,bir tarafta en ağır silahların, diğer tarafta sadecetaşların ve sopaların olduğu, bir tarafta dünyanınen acımasız saldırganlarının, diğer taraftaeli kolu bağlanmış olanların yaşadığı, insanlıktarihinin en adaletsiz, en eşitsiz savaşı yaşanmaktadır.Böyle zamanlarda devletlere vedevlet temsilcilerine düşen sadece kınamak olmamalıdır.Sadece kınamak, mevcut durumundevamını sağlamaktan öteye gitmez. Ölüm dediğiniz,katliam dediğiniz durumların sözleretahammülü yoktur. Her felaket durum, sözledeğil fiille, aksiyonla karşılık bulmalıdır” dedi.İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yayınladığıTwitter mesajında da “Türkiye var oldukçaFilistin yalnız değildir” dedi. İYİ Parti deyaptığı yazılı açıklamasında Filistinlilere zulmün70 yıldır devam ettiğini belirterek “hak yerinibuluncaya kadar” davayı sahipleneceklerinidile getirildi.Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,ABD’nin büyükelçiliğini Tel Aviv’denKudüs’e taşıyan ABD ile Siyonist İsrail Rejimi’netepki göstererek Filistin halkına destek mesajıverdi. SP Genel Başkanı Karamollaoğlu İsrail’inGazze’de gerçekleştirdiği katliamı yaptığı sertaçıklamada ABD’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasınıprovokatif bir eylem olarak nitelendirerek,“Öncelikle herkes bilsin ki Kudüs bir İslamşehridir ve öyle kalmaya devam edecektir.Kudüs, İslam dünyasının onur ve namusudur.İslam ülkeleri, mevcut bütün ihtilaf ve ayrılıklarıbir kenara bırakıp Kudüs davası etrafındabirleşmelidir. Karşı bir adım olarak bütün İslamülkeleri Kudüs’ü, doğusu ve batısıyla tamamenFilistin’in başkenti olarak ilan etmelidir. Bucoğrafya nice badireler, nice istilalar atlatmıştır.İsrail ve ABD’nin bu fütursuz emellerini deboşa çıkaracaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın”dedi.Yahudiler için Mescid-i Aksa’nın hemen altındayer alan ve Süleyman döneminde yapılantapınağa ait olduğuna inanılan Ağlama Duvarıyer alıyor. Burası Yahudilik inancının en kutsalmekânı kabul edilmektedir..Kudüs Dünyanın en kadim kentlerinden biridirve günümüzde Orta Doğu’daki sorunlarınmerkezinde yer almaktadır. İsrail, 1967 AltıGün Savaşı’nda doğusunu işgal ettiği Kudüs’ün1980 yılında kabul ettiği ancak uluslararası hukukaçısından meşru ve bağlayıcı olmayan yasaylatamamını “bölünmez başkenti” ilan etti.Ancak ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’inbaşkenti olarak tanımasına kadar hiçbir devletKudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak tanımamıştı.