Anasayfa » Ayın Yorumu » AYIN YORUMU

AYIN YORUMU

Türkiye ile ABD arasında son yıllarda giderek tırmanangerginlik özellikle son aylarda kesin bir krize dönüşmüştür.ABD kaynaklı ve özellikle ABD Başkanı Trump’ın ateşlediğikriz fitili özellikle 1950’lerden beri “iki ülke arasındakigüçlü dostluk ve müttefiklik ilişkisi” tam bir karşıtlıkve düşmanlık ilişkisine dönüşmüştür. Trump’ın ateşlediğikriz fitili ve Türkiye’ye karşı dolar silahını da kullanarakaldığı “yaptırım” kararları sözde ileri sürdükleri “stratejikortaklığı” dinamitlemiştir.ABD, Rahip Brunson’ın tutuklanmasını gerekçe göstererekyaptırımlarla başlattığı krizin gerçek nedeni RahipBrunson’un tutuklanması mı? Yoksa bu krizin perde arkasındabaşka gerçek nedenler mi var? Öncelikle bununcevaplandırılması gerekmiyor mu? ABD’nin gelgitlerle uyguladığı Türkiye karşıtı politikaların yarattığıgelişmeler, Trump’ın yaptırım kararlarının arkasında çok farklı nedenlerin olduğunu ortayakoyuyor. Türkiye’nin son dönemde dış politika uygulamaları, hızla gelişen Rusya ile ilişkiler,Rusya’dan S400 füzeleri alma kararı, ABD’nin İran’a yaptırım kararına karşı Türkiye’nin izlediği politika,Suriye’de ABD’nin desteklediği PKK/PYD terör koridoruna izin vermemesi, Fırat Kalkanı veZeytin Dalı Harekâtları, savunma sanayi ve ekonomide attığı bağımsız adımlar ABD’yi çok ciddi şekilderahatsız eden gelişmelerin sadece bazılarıdır. Örneğin dış ticarette dolar dışında başka parabirimi kullanılmasından ABD memnun değildir. Türkiye’nin özellikle Çin, Rusya ve Hindistan üçlüsüile ortak girişimleri de ABD’yi rahatsız ediyor. Türkiye’nin FETÖ ile mücadelesinde yeni delillersunması, ABD’nin 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde rolünün deşifre edilmesi de ABD yönetiminihuzursuz ediyor. FETÖ elebaşının iadesi konusunda ABD giderek zora giriyor.Trump’ın yarattığı kriz başlangıçta konjonktürel bir gelişme şeklinde yorumlanırken, sözü edilengelişmeler ışığında krizin gerçekte yapısal nitelikte olduğu görülüyor. Bu nedenle de Türkiye ileABD arasındaki ilişkilerdeki kriz giderek derinleşiyor.Türkiye ve ABD arasında bir süredir yaşanan olumsuz gelişmeler, her geçen gün yeni bir boyutkazanıyor. 15 Temmuz FETO Darbe Girişimi sonrasında ABD ile Fetullah Gülen’in iadesi, vize krizi,Hakan Atilla Davası, Suriye meselesi ve F-35’lerin teslimatının engellenmesi gibi nedenlerle esasentansiyon yükselirken delillere dayanılarak ABD’li Rahip Andrew Brunson’ın tutuklanması ileilişkiler kopma noktasına geldi.ABD Başkanı Trump’ın gerçeklerle bağdaşmayan ve haksız şekilde yarattığı Türkiye ve ABD arasındayaşanan Rahip krizinde Türkiye bir hukuk devleti olarak yargı kararları ve delillere dayalı olarakhaklı bir tutum ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump’ın tutarsız ve haksız uygulamalarınakarşı gerçeklere ve yargı kararlarına dayalı olarak haklı tutumunu sürdürmekte veTrump’ın yaptırımlarına karşılık mütekabiliyet ilkesi gereği olarak anında karşı yaptırımlar uygulamaktadır.Başkan Trump’ın ve ABD’nin uygulamaları tam anlamıyla bir Türkiye karşıtlığı politikasınıortaya koyuyor. Bu uygulamaların uluslararası ilişkilerdeki adı “Türkiye ile uğraşmaktır.” Türkiyebağımsız ve tam egemen bir ülkedir. Üstelik NATO üyesi ve bu örgüt içinde ABD ile müttefikbir ülkedir. Böyle bir ülkenin iki bakanına, hukuk ve karşılıklı saygı kurallarına aykırı bir şekilde “sırfdava ile ilgili makamlarda bulundukları” gerekçesiyle yaptırım uygulanması asla kabul edilemez.ABD’li Papaz ile ilgili ortaya konan deliller ve ileri sürülen iddialar dikkate alındığında Türkiye, kendineyöneltilen bölgesel tehditlere karşı hukuki ve meşru önlemlerini mutlaka alacaktır ve bu önlemlerekarşı çıkış yapanlara da gerekli kararlı tepkileri gösterecektir. Bu yöndeki gelişmelere karşıalınacak önlemleri ve uygulanacak politikaları ABD değil, Türkiye egemen bir devlet olarak belirleyecektir.“Türkiye kendi göbeğini kesme gücüne, imkân ve kabiliyetine” sahip güçlü bir ülkedir.Bugüne kadar ortaya koyduğu kararlılığı sürdürecek ve gerek duyduğu politik adımları atmayadevam edecektir.Türkiye Rahip Brunson olayında taviz vermeyecektir. Devletler Hukuku ilkeleriyle bağdaşmayanuygulamalar yapmayacağını ve diplomasiyi kullanacağını, izlediği ilkeli dış politikayı sürdüreceğinidünya kamuoyu önünde ortaya koymuştur. Yaratılan krizin esas amacının Rahip Brunson olmadığıbilinen bir gerçektir. Amaç Türkiye’nin dış politik yükselişidir.

Saygılarımla

G. Gül KILIÇASLAN