Sevgiyi bilmeyen sevemez ki… Sevmeyen, merhamet etmeyen, nefesin, canın ona sunulmuş en kıymetli hediye olduğunu fark etmeyen, anlamayan, akıl etmeyen, düşünmeyen, insanlarla yaşamak bu dünyanın en zorlu sınavı olsa gerek. Gün geçmiyor ki şiddet ve işkence içermeyen haberler görmeyelim. Bir yanda her an her dakika insanoğlunun şu hayvancıklara yaptığı zulümler, bir yanda çocuklarımızın kayboluşları, dehşet verici ölümleri, diğer yanda kadınlarımızın çektiği kederler, bir başka tarafta açlık, susuzluk çeken nice can, bir başka diyarda kadın ve çocukları katleden terör örgütü, Müslümanlara işkence edenler, küçücük bedenleriyle çalıştırılan çocuk, işçiler, korku ve acı dolu gözlerle bir umut, yaşama tutunma çapasında ki mülteciler… Yok artık yazma daha fazlasını diyor zihin ve haliyle soruyor kendine bunlar insansa sen ne sıfatla bu dünyadasın? Cevabı veriyorum aslında biraz aklı biraz vicdanı olan insanoğlunun vermesi gereken cevabı: Utanıyor insan, insan olduğuna be kardeşim. Bu cevabın üzerine yazacak çok şey var da yazamıyor insan işte, kim bilir belki bir gün tarih yazar… Ben size işi özetleyeyim en iyisi. İnsan ırkı yok olmayacak ama kendi içinde ayrışacak. İçinde yaratıcıya dair sonsuz inancı, sevgisi, birbirine saygısı, yaratılmış tüm canlılara karşı merhameti olanlar ve olmayanlar. O olanlar var ya o olanlar bunu yazdığım için üzgünüm ama azınlık kalacak be kardeşim. “Onların” dünya hayatında işi çok ama çok zor olacak. Çoğu zaman kendilerini yalnız, çaresiz ve zalimlerin eylemlerinden dolayı acı ve hüzün dolu hissedecekler. “Onların” gözyaşları dağa taşa toprağa ve yok edilen onca canlının ruhuna dua olacak. Aslında “Onlar“ dünya döndükçe hep var olacak . “Onlar” gökkuşağının çocukları ,”onlar” ormanın yeşili, denizin mavisi, göğün yıldızları, doğa ananın biricikleri olacak. İşte “onlar” sensin, benim, biziz kardeşim, “Onlar” senin yetiştirdiğin çocuklar belki de yıllar sonra dünyaya merhaba diyecek bebeklerin olacak. İşte o yüzden canım kardeşim yapma etme eyleme sevgiyi, sevmeyi ve sevilmeyi unutma ki “ONLAR” şereflendirsin bu dünyayı. Ve bil ki; işte “onlar“ var ya “onlar” Allah’ın lütfuna mazhar olacaklar…