Yılbaşı ve bahar başlangıcı yeni
kararlar almaya, yeni başlangıçlar yapmaya
daha istekli olduğumuz yılın iki
dönemi olarak öne çıkar. Aristoteles;
“Sürekli yaptığımız şey ne ise biz oyuz,
o zaman mükemmellik bir eylem değil,
bir alışkanlıktır” demiş. Alışkanlıkların
hayatımızdaki etkisi sandığımızdan daha
fazla; bu nedenle kendimizin bir üst
modeline yükselmek, mutluluğumuzu,
başarımızı arttırmak istiyorsak işe önce
alışkanlıklarımızı değiştirmek, yeni alışkanlıklar
ve rutinler oluşturmakla başlamalıyız.
Alışkanlıklar, yaptığımız şeyin
otomatik olarak, düşünmeden yapılmasını
sağlayan tekrarlayan seçimlerdir. Bu
seçimler hayatımızı kolaylaştırma, ödülceza,
kaçma-mücadele etme gibi birçok
psikolojik alt ihtiyacı gidermek için ortaya
çıkmışlardır. Kimi alışkanlık olumlu etkisi
ile hayatımıza artı katarken kimisi de hayatımızın,
sağlığımızın kalitesini düşüren bir
kısır döngüye dönüşebiliyor. Tüm kişisel gelişim
konularında olduğu gibi bu konuda da
karşımıza ilk etapta yine farkındalık kavramı
çıkıyor. Alışkanlıklarımızın altında yatan nedenleri,
hayatımızdaki etkilerinin ne kadar
farkındayız? Kendimizi ne ile ödüllendiriyor
ne ile cezalandırıyoruz? Artık bize hizmet
etmese de hangi alışkanlıklara hayatımızda
yer vermeye devam ediyoruz? Bu sorular
bizi alışkanlık sahasında nerede durduğumuz
konusunda aydınlatacak, farkındalıkla
yeni kararlar almamızı kolaylaştıracaktır.
Değişimi ise farkındalığı takip eden seçimlerimiz
yaratır. Ne isteyip ne istemediğinizi
fark ettiğimizde eğer yeni seçimler yapmaz
isek farkındalık tek başına değişimi ortaya
çıkarmakta yetersiz kalacaktır.
“Bir fili nasıl yersin?” en temel problem
çözme tekniklerinden biri bu sorunun cevabında
yatıyor “lokma lokma”. Alışkanlıkları
değiştirmenin yolu küçük adımlardan geçiyor.
Eski seçimlerin yerine yavaş yavaş yeni
seçimler koyarak büyük değişimleri ortaya
çıkarmak mümkün.
Bahar 2022 ile birlikte hayatımıza katabileceğimiz
yeni alışkanlıklara birkaç fikri
sıralayalım:
Doğru nefes almaya başlamak. Gün
içerisinde nefes egzersizleri ile duygu durumumuzu
kontrol edebiliriz, konsantrasyonumuzu
arttırabilir, fiziksel, ruhsal ve
zihinsel sağlığımızı arttırabiliriz. Bu en temel
alışkanlık değişimi ile hayatımızda olağanüstü
sonuçlar elde edebiliriz.
Alıştığımız renklerin dışındaki renkleri
günlük hayatımıza, yaşam mekanlarımıza,
gardırobumuza dahil etmeye başlayarak
her rengin simgelediği frekansı hayatımıza
çekebiliriz.
Doğa, akustik alan dediğimiz yargısız
ve dirençsiz alandır. Her varlığı olduğu gibi
kabul eder. Bu sebeple de doğadaki huzur
bambaşkadır. Bu huzuru hayatımıza daha
çok taşımak için doğada zaman geçirme
alışkanlığını, rutinini hayatımıza katmak için
bahar tam da zamanı.
Dijital dünyada epey uzaklaştığımız
kağıt ve kalem ile buluşmak, duygularımızı
kelimelere dökerek düzenli günlük tutmak
da her yaşta kazanılabilecek (veya tekrar
buluşulacak) kendi kendine terapi niteliğinde
bir alışkanlıktır.
Alışkanlık denilen şey bir günü diğerinden,
bir saati ötekinden başka kılan şeydir.
Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupéry